HÜSN Ü AŞK’IN ÖZETİ, HÜSN Ü AŞK, Şeyh Galip, Kitap Özetleri, Türkçe Kitap Özetleri, 100 Temel Eser Kitap Özetleri

HÜSN Ü AŞK’IN ÖZETİHÜSN Ü AŞKŞeyh Galip

HÜSN Ü AŞK’IN ÖZETİ, HÜSN Ü AŞK, Şeyh Galip, Kitap Özetleri, Türkçe Kitap Özetleri, 100 Temel Eser Kitap Özetleri

Diğer kitap özetlerine ulaşmak için tıklayınız.

Kitap Özetleri, Türkçe Kitap Özetleri, Edebiyat Kitap Özetleri, 100 temel eser Kitap Özetleri,

HÜSN Ü AŞK’IN ÖZETİ

Türü: Mesnevi
Yazarı: Şeyh Galip
Kişileri: Hüsn, Aşk, Molla-yı Cünun, İsmet, Gayret

Hüsn, Hüsn-i Mutlak’ın yani Allah’ın sembolüdür. Allah, Hüsn’de tecelli etmiştir. Güzelliktir. Bu güzelliğe yönelişin ifadesi ‘Aşk'tır. Aşk saliktir. “Seyr ü süluk”a. çıkmıştır. Hüsn’ün güzelliğine kapılan Aşk, ona ulaşabilmek için türlü zorlukları göze alır. Dervişin vahdede ulaşabilmek için çıktığı Seyr ü süluk’ta karşılaştığı zorlukları göze alması ve masivadan kurtulması Aşkın yolculuğu ile sembolize edilmiştir.

Hüsn de Aşk da Muhabbet Oğulları Kabilesi'ne aittirler. Muhabbet Oğulları Kabilesi, tasavvufî anlamda tarikatı sembolize eder. “Mekteb-i edeb ”de ders görürler. Bu onların dergâhıdır. Bu mektepte Molla Cünün’dan ders alırlar. Molla Cünun mürşittir. Onlara yol göstericidir. İrşat ettirendir.

Aşkın lalası Gayret onu hiçbir zaman yalnız bırakmaz; bu yolculukta her zaman yanındadır, ona destek olur. Gayret, çabayı sembolize eder. Hüsn’ün dadısı İsmet’tir. İsmet, ihlâsı samimiyeti, doğruluğu, dostluğu bir de namusu, iffeti temsil eder. İki aşığın çok yakınlaşmalarına engel olur.

Bu iki âşık zaman zaman Nüzhet-geh-i Mana"da buluşurlar. Mana mesiresi anlamına gelen bu bahçe çok güzeldir. Burada Havz-ı Feyz ‘in kenarına oturup eğlenirler. Feyz havuzu coşan, bereketli, verimli bir havuzdur.

Hayret kabile ulularındandır. İki âşığın birleşmesine engel olmaya çalışır. Sühan ise iyi niyetlidir. Eserin en ilginç kahramanıdır. Sühan, Hüsn’ün denetiminde, Aşkın yolculuğunda mekânlara göre şekil değiştirerek Aşk’a yardımcı olur. Aşk’a gizlice müdahale eder. Aşkın vuslata ulaşması için yolculuğunu kolaylaştırır. Tasavvufta dervişin vahdete ulaşması, insan-ı kâmil olabilmesi için ona yol gösterecek bir mürşide ihtiyacı vardır. İşte bu eserde Sühan, mürşid-i kâmildir. Aşk’a bu yolculukta her türlü yardımı yapar, ona yol gösterir. Ayrıca bu yardımı Hüsn’ün yani Allah’ın denetiminde yapması ona ayrı bir değer verir. O habercidir, elçidir. Şekil değiştirebilen olağanüstü, kutsal bir varlıktır.

Aşk, kabilenin ileri gelenlerinden Hüsn’ü istediğinde kabilenin ileri gelenleri vuslatın bu kadar kolay elde edilemeyeceğini anlatarak bunun için Diyar-ı kalp ’e gitmesi gerektiğini söylerler. Diyar-ı kalp yine ayrı bir semboldür. Gönlü simgeler. Diyar-ı kalbe gidip orada Kimya’yı bulup getirmelidir.

Kimya tasavvufta önemli bir değere sahiptir. Kimya gizli bir ilimdir. Sihirlidir. Herkes onu anlayamaz. Ayrıca tasavvufta kimyanın Allah’ın sırlarından olduğu ve ancak Allah katında yücelen kişilere nasip olacağına inanılır. Yani Aşk bunu bulup anladığında Allah katma yükselecektir.

Aşk, çıktığı bu yolculukta birçok engelle, meşakkatlerle karşılaşır. Yanında yalnız Gayret vardır. Dev kuyusuna düşer. Sühan ihtiyar kılığında gelir ve tılsımlı iple onları kurtarır. Gam harabelerinde kışın cadının elinde tutsak olur. Sühan yine ihtiyar kıyafetiyle gelir ve Aşk’a kurtulmanın yolunu öğretir. Ayrıca Aşk’a Hüsn’den bir kılıç ve bir at (aşkar) getirir. Buradan da kurtulan Aşk, Derya-yı Ateş'e gelir. Bu ateş denizinde sadece mumdan gemiler ve acımasız devler vardır. Buradan da tılsımlı hediyeleri sayesinde Gayret’le kurtulur. Yola devam ederler ve Çin ülkesine varırlar. Bir bahçeye varırlar. Sühan papağan kılığında gelir ve Aşk’ı Çin padişahının güzel, kan dökücü kızı Hüşruba'ya karşı uyarır. Fakat Aşk bu uyarıyı dikkate almaz ve kıza âşık olur. Hüşruba eserde nefsi simgeler. Aşk, nefsine yenik düşmüştür ve kıza âşık olmuştur. Çünkü kız tıpkı Hüsn’e benzemektedir. Sühan sülün kıyafetiyle gelir ve Aşk’ı tekrar uyarır. Fakat bir işe yaramaz. Kız, kılıcı çalar ve Gayret Te Aşk’ı Zat’üs-süver kalesine hapseder. Bu kale de sihirlidir. Buradan da ancak Sühanın bülbül kılığında gelip akıl vermesi ile kurtulur. Fakat artık Aşk yalnızdır. Yanında ne aşkar ne de Gayret vardır. Aşkı bir bitkinlik sarar. Vuslata eremeyeceğini düşünür ve ümitsizliğe düşer. Sühan bu sefer de ihtiyar bir tabip kılığında gelir ve Aşk’ı iyileştirir. Onunla Diyar-ı Kalbe doğru yola çıkarlar. Sonunda padişahın sır dolu sarayına gelirler. Sır perdesi aralanır. Gayret, Hayret, İsmet, Sühan ve Molla Cünun oradadırlar. Sühan sırrı açıklar. Kendisinin yol boyunca Aşk’a değişik kılıklarda yardım ettiğini söyler ve kendi sırrını açıklar. Aşk, vardığı diyarın şehriyarının Hüsn adlı bir padişah olduğunu görür. Gerçekte Hüsn, Aşk’tır; Aşk da Hüsn’dür. Sühan, Aşk’ı Hayret’e teslim eder ve olaylar son bulur.

Aşk bu yolculuk sonunda içsel olgunluğu ulaşmıştır. Bu, bir arayış yolculuğudur. Yolculuk sırasında Hüsn’ü arayan Aşk, aslında Hüsn’ün kendisinden başka bir şey olmadığını fark etmiştir. Çünkü Aşk, Hüsn’ü kalbinde bulmuştur. Aşkın kalbinde mecazî âşk vasıtasıyla ilahi aşk doğmuştur. Hüsn bir mecazdır. İlahî aşka ulaşabilmek için bir köprüdür. Hüsn, aslında Allah’ın bir yansımasıdır. Yani Allah, Hüsn’de taalluk etmiştir. Hakikate ulaşan Aşk, kemal makamına yani “Fark-i Sani” ya da “Cem’ul Cem” makamına ermiştir. Vahdet’e yani Allah’ın birliğine ulaşmıştır. Her şeyin vücud-ı mutlak’ın, yani Allah’ın tecellisi olduğunu anlamıştır ve fenafıllaha ulaşır. Kendini de Allah’ın varlığı içinde yok eder. İkilikten kurtulur.

Yorumlar (0)