KALPAKLILAR, SAMİM KOCAGÖZ, Kitap Özetleri, Türkçe Kitap Özetleri, 100 Temel Eser Kitap Özetleri

KALPAKLILAR - SAMİM KOCAGÖZ

Kitap Özetleri, Türkçe Kitap Özetleri, 100 Temel Eser Kitap ÖzetleriEdebiyat Kitap Özetleri

Diğer kitap özetlerine ulaşmak için tıklayınız.

Kitap Özetleri, Türkçe Kitap Özetleri, Edebiyat Kitap Özetleri, 100 temel eser Kitap Özetleri,

Samim Kocagöz'ün bu eseri şöyle özetlenebilir:

İzmir, düşman askerleri tarafından işgal edilmek üzeredir. Hasan  Tahsin Bey, kışlada ne yapacaklarını  düşünür. Tüm halk ve askerler ümitsizdir. İzmir valisi başta olmak üzere tüm yetkililer İstanbul Hükümetinden emir almaktan ve işgal karşısında sessiz kalmaktadır. Buna tepki olarak teslim olmak istemeyenler Redd-i İlhak limanından aylardır hazırlık için Yunan üniformaları ve silahlar sızmaktadır. Hasan Tahsin Bey Yusuf’a Rumların başlarına dert olacağını söyler. Hasan Tahsin Bey tedirgindir. Yusuf ona nişanlısından, gelecekteki hayallerinden bahseder. Fakat arkadaşı Hasan Tahsin’in hali unun dikkatini çekmişti. Hasan Tahsin’in garip bir hali vardır, İzmir’deki Yunanlıların işgal hazırlıkları, Rumların sevinç gösterileri karşısında Hasan Tahsin değişik bir tavır sergilemektedir. Sanki bir planı varmış gibi hareket etmektedir.

Yusuf, Hasan Tahsin’in evine gider. Orada medeni olduklarını iddia eden büyük devletlerin yaptıkları zulümlerden konuşurlar. Hasan Tahsin, düşmana karşılık vermek niyetindedir. Akşam Hasan Tahsin’den ayrılırken Hasan Tahsin sanki son görüşmeleri imiş gibi hareket eder. Yusuf’un içi sıkılır.

      

Hasan Tahsin kararlıdır. Kurtuluş Savaşının ilk kıvılcımı olacaktır. Vatanı için her şeyi göze almıştır. Yanma birkaç yazı ve bir bomba alarak dışarı çıkar. Tarih 15 Mayıs 1919’dur. Yolda Yusuf’la karşılaşır. Yusuf, körfeze düşman donanmasının girdiğini haykırır; birlikte İzmir sokaklarında dolaşırlar. Her yerde Rumlar eğlenmekte, yunan askerleri şehre doğru gelmektedir. Hasan Tahsin, Yusuf’a veda eder. Yusuf  hiçbir şey anlamaz. Nasıl savaşacaklarını sorar. Hasan Tahsin, kendini paramparça edeceklerini bildiği halde yunan askerlerine doğru gider. Hasan Tahsin bombayı yunan askerlerine fırlatır. Bir anda darmadağın olurlar; fakat kısa sürede hasan Tahsin’i  öldürüp linç ederler. Hasan Tahmin’in ölü yüzünde bir tebessüm vardır. Yusuf, bu görüntüye dayanamaz,  sokaklarda yunan askerleri ile çatışır ve bir eve sığınır. Bir süre sonra valinin yetkisizliği karşısında sinirleri bozulur.

      

Yunanlılar şehirde katliama başlamışlardır. Yusuf, pek çok vatanseverin öldürülmesine şahit olur. Yusuf, amcasını çalıştığı gümrük bürosuna gider. O anda yunan askerleri gelir ve onların feslerini çiğnerler hepsini iş yerinden çıkarırlar. Yusuf ve yanındakileri Yunan askerlerine esirdir. Yusuf’un tek isteği onların elinden kurtulabilmektir. Yusuf şans eseri kurtulur ve kendini Türk Ocağı’na atar. Olup bitenleri anlatır. Türk Ocağı’nda silahlar toplanmıştır. İlk fırsatta Anadolu’ya  geçip Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne katılacaklardır. Yusuf bu amaçlarına ulaşmak için yola çıkar ve yaralanır. Üç gün amcasının evinde ateşler içinde yatar. Nişanlısı Nemide  Yusuf’u orada hiç yalnız  bırakmaz. Bir süre sonra Yusuf iyileşir ve amcasının da yardımıyla Anadolu’ya yola çıkar. Parsalı Rasim, İlyas, Salih ve Yusuf, Salihli’de toplanan Müdafaa-i Hukuk birliklerinin yanına giderler. Salihli’ye varmadan önce Yusuf ailesini görmek için Manisa’ya uğrar. Fakat Yusuf evde kimseyi bulamaz. Sadece evde değil mahallede de kimsenin olmadığını fark eder. Çünkü mahalledeki tüm evler talan edilmiş, insanlar toplatılmıştır. Salih ve Yusuf evin içindeki kanları fark ederler ve kanları izleyerek kömürlüğe giderler. Orada korkunç bir manzarayla karşılaşırlar. Yusuf’un kardeşi yunan askerlerinin saldırısına uğramış ve kanlar içindedir. Kız şerefini korumak için kendini asmıştır. Yusuf bu manzara karşısında ağlamaya başlar. Ama aklına vatanı kurtarmak için ona ihtiyaçlarının olduğunu  düşünür. Vatanı için toparlanmaya çalışırlar. Şehit kız kardeşini bahçeye gömer ve yaslara bürünmüş bir halde oradan uzaklaşırlar.

İstanbul hükümetinin bütün engellemelerine rağmen Mustafa Kemal Sivas kongresini toplamıştır. İstanbul’da Damat Ferit Paşa, düşmanla anlaşma yapmış, Milli Mücadeleyi yok etmeye çalışmaktadır. bu planların gerçekleştiği yerlerden biri de Bebek’te bir konaktır. Darülfünun talebesi Talip, konaktaki gelişmeleri öğrenmekle görevlidir. Fatih’te bir depoda “On Dört” lakaplı birinden emirler almaktadır. On Dört, ona Anadolu’daki sevindirici gelişmelerden ve Milli Mücadelenin gücünden bahsetmektedir. Onlar, Milli Mücadelenin İstanbul’daki  koludur. İstanbul hiç güvenli olmadığı için Talip çok dikkatli olmalıdır. Planları Bebek’teki paşa yalısının kızı ile ilişkiye girerek İstanbul hükümetinin emellerini önceden öğrenmektir. Bebek yalısının sahibi Sadrazam Damat  Ferit’in serkatibidir. Kızı Müjgan’ı kendine âşık edebilirse pek çok şey öğrenebilecektir. Bunun için işe koyulur ve kısa sürede Müjgan ona karşılık vermeye başlar. Aralarındaki yakınlaşma arttıkça Talip Müjgan’ın çok zeki ve bir kız olduğunu görür. Kolejde okumakta ve birkaç dil bilmektedir. Ayrıca Mustafa kemal yanlısıdır. Talip’in niyetini tahmin etmiştir. Kendisinin de ondan yana olduğunu söyler. Müjgan ağlamaktadır ve onları asla ele vermeyeceğine söz verir. Artık Talip’i her konuda bilgilendirecektir.

      

Tarih 15 Eylül 1919’dur. Kumandan 23 yaşında olan Seyfi’ye emirleri vermektedir. Mülazım Seyfi kendisine verilen mektubu hiç okumamak şartıyla Çankırı’ya ulaştırmakla görevlidir. Görevi çok gizli ve önemlidir. İsyan eden Kastamonu valisini tevkif edip Miralay Osman Bey’i kurtarmakla görevlidir. Yolda aynı işle görevli bir bölükle karşılaşırlar. İzmir’den yola çıkan Yusuf ve arkadaşların da onlarla beraberdir. Gittikleri yerlerde halkı teşkilatlandırmaya çalışmaktadırlar. Bir süre sonra miralay Osman Bey’i de kurtarırlar. Artık Kastamonu tamamıyla Kuva-yı Milliye’ye katılmıştır. Miralay Osman Bey ve diğerleri bunu bildiri halinde dağıtırlar.

       

Yusuf ve arkadaşları Kastamonu’ya doğru gitmektedirler. Olan gelişmelerden haberleri yoktur. Kastamonu‘ya geldiklerinde şehrin bomboş olduğunu görünce şaşırırlar. Fakat Kastamonu’nun tamamen milli mücadeleye katıldığını anlarlar ve çok sevinirler. Günlerdir tadını çok özledikleri çayı içmek için arkadaşlarının yanına giderler.

      

Kuva-yı Milliye’ye katılan Kastamonu diğer illeri de cesaretlendirmiştir. Bu Yusuf’u çok mutlu etmiştir. Fakat aklı İzmir’de bıraktığı nişanlısında kalmıştır. Onu düşündüğü zaman kalbine bir sıkıntı saplanıyordu. Yusuf, isyancıları götürmek üzere yanındakilerle Ankara’ya doğru yola çıktı.

Mehmet ile Osman hükümet konağındaki kaymakamı korumakla görevlendirilmişlerdi. Pek çok başarılara imza atmış olan Yörük Ali Efe, bulundukları şehre kaymakama gelir. Yörük Ali Efe, tehlikeli olmaya başlamış ve bu oradakileri korkutmaya başlamıştır. Uzun süredir silah ve para yardımı yapılmadığı için nerdeyse yardım etmekten vazgeçecektir. Söke halkı istediği parayı verdikten sonra iş tatlıya bağlanır ve yardım etmeyi kabul eder.

      

Yıl 1920’dir. Müjgan; Talip’e İstanbul hükümeti ile ilgili öğrendiği her şeyi anlatmaktadır. Evden kaçırdığı evrakları Talip’e verir. Müjgan, vatanı için büyük tehlikelere girmektedir, buna karşılık Anadolu’ya giderken onu da yanında götürmesini istemektedir. Talip, bir süre sonra  evleneceği kız olarak Müjgan’ı ailesine tanıştırır. Bir süre sonra Müjgan’ın babası durumu fark eder ve kızını yanına çağırır. Ağlayarak vatan haini bir babanın vatansever kızı olduğu için ona teşekkür eder ve Mustafa Kemal’in yanında yer almasını istediğini söyler. Müjgan çok şaşırır ve babasının tehlikeyi göze alarak yaptığı fedakârlıklar karşısında ağlamaya başlar. Babası, Müjgan’a bitin bildiklerini anlatır, yakında İstanbul’un işgal edileceğini Talip’e anlatmasını söyler. Fakat babasının bu durumunu Talip başta olmak üzere kimseye anlatmayacaktır. O, hep Damat Ferit yanlısı gibi görünmelidir. Müjgan’a Talip’le savaş bitene kadar görüşmemesini tembih eder.

      

İstanbul işgal edilmiştir. Düşman askerleri hükümetle işbirliği yapıp ilk olarak Kuva-yı Milliyeci mensupları tevkif etmeye başlarlar.

     

Bütün bunlar olurken Kuva-yı Milliye Anadolu’da hızla ilerlemekteydi. Fakat Yusuf ve yanındakiler Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı sandıkları kişiler tarafından yakalanmış ve hapsedilmişti. Yusuf’un yanında Milli Mücadele yanlısı olan mensuplar da vardı. Birçoğuna büyük işkenceler yapılmış ve mallarına el konuşmuştu. İstanbul Damat Ferit Paşa Hükümeti, Atatürk ve yanlılarının idam edilmesi için hüküm çıkarmıştır. Düzce’de bir hapishane de olan Yusuf’un da içlerinde bulunduğu dokuz kişi idam edilmek üzere bir alana götürülür. Tam kurşuna dizileceklerken öldürmekle görevli olan kişinin insafa gelmesi ile kurtulurlar. Kurtaran kişi de Milli Mücadele yanlısıdır.

      

28 Nisan 1920 ‘de bir gazetede çıkan haber İstanbul hükümetinin savunmaya geçtiğini bildirmektedir. Ankara hükümeti de Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarmış ve isyancıları cezalandırmaya başlamıştır.

Başlıca Kahramanlar

Hasan Tahsin Bey: Tarihte yaşamış bir kişi olan Hasan Tahsin, Millî Mücadelenin ilk kıvılcımı olması bakımından çok önemli biridir.

Talip: Darülfünun öğrencisi olan Talip, fakir bir ailenin çocuğudur. Vatansever, milliyetçi bir babanın verdiği eğitimin de etkisiyle Millî Mücadele yanlısı olmuştur. İstanbul'da bütün cesaretiyle Millî Mücadeleye yardım etmektedir.

Müjgan: Sadrazamın ser kâtibi olan bir paşanın kızıdır. Kolejde okuyan, birkaç dil bilen, dönemine göre çok kültürlü ve sosyal bir genç kızdır. Millî Mücadeleye yürekten inanır ve tüm tehlikeleri göze alarak halka yardım eder.

Yusuf: Savaştan önce bir avukattır. İzmir'de yaşamak­tadır, İzmir’in işgali ile şehirde Millî Mücadelenin önemini an­layan ilk kişilerdendir. Cesur ve fedakâr biridir.

Yorumlar (0)