27.04.2020, 14:10

"Koşul (şart) ekinden sonra virgül konmaz" mı acaba?

"Koşul (şart) ekinden sonra virgül konmaz" (!)

Niçin?

Yanıt şu: "Çünkü ortada gerçekte koşul (şart) kip(ler)iyle kurulmuş bir cümle yoktur, bir ulaç (zarffiil) vardır" (!) İyi de, bu verdiğiniz yanıtta yer alan sav henüz, adı üstünde, "sav"dır; üzerindeki tartışmalar bitmemiştir, sürmektedir ve sav aşağı yukarı bütün Türk dilbetimi uzmanlarının ortak kabulü olamamıştır.

Dolayısıyla; koşul kip(ler)iyle kurulmuş yapılardan sonra bal gibi virgül konur:

"Ahmet yarım saat içinde gelirse, görüşürüz; gelmezse, artık başka zaman görüşürüz."

"Biraz daha çalışsan, bu derste çok başarılı olabilirsin."

"O kolyeyi beğendiyseniz, size uygun bir fiyata bırakabilirim."

"Çocuklar orada mutlularsa, ne güzel! Bu durumdan ötürü doğallıkla biz de mutlu oluruz."

Bir başka konu ya da sözde kabul de ortaç (sıfatfiil, isimfiil), ulaç (zarffiil), eylemadı (mastar, isimfiil) öbeklerinin cümle olduğu (!) savı. Örnekler:

"Bineceğimiz tren 3 numaralı peronda." ("Bineceğimiz tren" / sıfat işlevli ortaç öbeği)

"Senin çok iyi çalıştığını hepimiz görüyoruz, biliyoruz, merak etme." ("çalıştığını" / ad işlevli ortaç)

"Müzik çalınca derse ara vereceğiz." ("Müzik çalınca" / ulaç öbeği)

"Yolculuk sırasında kitap okurken müzik de dinlerim." ("Kitap okurken" / ulaç öbeği)

"Ne yazık ki gençler çok çalıştıkları halde başarısız oldular." ("Çok çalıştıkları halde" / ulaç öbeği)

"Yaz geceleri yıldızlı gökyüzüne bakmak ne güzel şeydir, Tanrım!" ("Yaz geceleri yıldızlı gökyüzüne bakmak" / eylemadı öbeği)

"Yemek yemeyi çok mu seviyorsun, tombiş?" ("Yemek yemeyi" / eylemadı öbeği)

"Arkadaşlar, size dağıttığım metinleri şimdi çabucak okumanızı istiyorum." ("Size dağıttığım metinleri şimdi çabucak okumanızı" / eylemadı öbeği)

Bu konuyu da ayrı anlatmak gerek. İnşallah başka bir zaman da bunu ele alıp anlatırım.

Buradan Türkçe, Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerine, Türk diliyle ilgilenen, Türk dili üzerine çalışan bilimyurdu (üniversite), bilmenler kurulu (akademi) araştırmacılarına, uzmanlarına, yetkili kurumlara, kurullara çağrıda bulunuyorum:

Lûtfen Türk dili, Türkçe dildüzeneği için son kertede önemli olan konularda "ben yaptım / biz yaptık, oldu!" tutumlarından, davranışlarından vazgeçilsin; uzun süren tartışmalar ışığında ve o süreçten süzülerek birtakım ilkeler, kurallar belirlensin. Yoksa öbür türlü henüz sav niteliğindeki anlayışlar dev ölçekli geniş kabuller olarak dayatılmış oluyor ve bu da hiç hoş olmuyor.

Anlayışın sahipleri ile sahip çıkanlar dayatıcı, gözü kapalı savunucuları ise, bağışlayın, düşünmeden savı artık neredeyse bütünüyle yayılmış bir kabul olarak yineleyen papağanlar konumuna düşüyor. Bu durum, neresinden bakılırsa bakılsın, hiç de hoş olmayan bir durum.

Bu durumdan en kısa sürede kurtulmak umuduyla saygılar, sevgiler, esenlikler.

Yorumlar (0)