Öge mi öğe mi? Öge nasıl yazılır? Cümlenin Ögeleri Örnekler ve Çözümleri

Öge mi öğe mi? Öge nasıl yazılır?

Bu sözcük sıkça karıştırılmaktadır. Doğrusu ÖGE sözcüğüdür.

TDK açıklaması şöyledir:

öğe x   öge
    a. 1. Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman. 2. Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur. 3. db. Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri. 4. man. Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri: “O savaşı başarıya ulaştıran en kuvvetli öge, ne yabancıdan gördüğümüz yardım ne de bugünkü özel girişimcilerin gayretleridir.” -N. Cumalı.

Örnek metinler:

öge

  • a. Cümleyi ögelerine ayırırken, önce özne ve yüklem belirlenmeli
  • b. Toplumu bir arada tutan temel ögeler tartışılmaya başlandı. 
  • c.  Dikkat edilmesi gereken ögeler şunlardır:

Toplantıda eğitim öğretim etniklikleri sırasında dikkatten kaçan kimi ögeler gündeme getirildi.

Bu çalışmayı sonlandırmamızı gerektiren kimi öğeler, bizden değil, çalışma ortamının ve bize sunulan koşulların çalışmayı olumsuz etkilemesi nedeniyle ortaya çıkmıştır.

Yazım Yanlışlarına Örnekler Ve Sözcüklerin Doğru Yazılışı, Nasıl Yazılır, Yazılışı Nasıl?

Yazım yanlışları, En sık yapılan yazım yanlışları -A-

  • ablem / amblem,
  • acaip / acayip,
  • acenta / acente,
  • acitasyon / ajitasyon (kışkırtma, duygu sömürüsü yapma),
  • adele / adale,
  • afaroz / aforoz (Hristiyanlıkta cemaatten kovma cezası, darılıp biriyle konuşmama, uzaklaştırma),
  • afilli/ afili (gösterişli, çalımlı),
  • ahçı/ aşçı,
  • ahpap/ ahbap,
  • akapunktur/ akupunktur (iğne batırılarak yapılan tedavi),
  • alarım/ alarm,
  • aliminyum – alimünyum/ alüminyum,
  • allerji / alerji,
  • alobora / alabora (geminin yan yatması),
  • amartisör/ amortisör,
  • anfi / amfi (basamaklı olarak yükselen büyük derslik),
  • anotomi / anatomi,
  • antiparantez / antrparantez,
  • antreman/ antrenman,
  • aparatif – aperatif / aperitif (ön içki),
  • aporlor – hoporlör – opörler / hoparlör,
  • aptes/ abdest,
  • arabeks / arabesk,
  • arefe / arife,
  • arozöz/ arazöz (yolları ve yol kenarlarındaki yeşillikleri sulamakta kullanılan araç),
  • artiz – artis / artist,
  • askari/ asgari (en az, en düşük),
  • assubay / astsubay,
  • asvalt / asfalt,
  • aşentiyon – aşantiyon / eşantiyon,
  • aşofman – eşortman- / eşofman,
  • ataç / ataş (tutturgaç),
  • atelye/ atölye,
  • ateşe / ataşe (elçilik uzmanı),
  • avut/ aut (dış),
  • Azerbeycan / Azerbaycan…

Yazım yanlışları, En sık yapılan yazım yanlışları -B-

  • barsak/ bağırsak,
  • bilader / birader,
  • bilimum / bilumum,
  • birfiil/ bilfiil,
  • birhaber / bihaber,
  • boğa yılanı / boa yılanı,
  • boy pos / boy bos,
  • boğça – poaça – poça / poğaça,
  • büsküüt- püsküüt – pisküüt – pisküvi – püsküvüt… / bisküvi…

Yazım yanlışları, En sık yapılan yazım yanlışları

-C-Ç-

  • canbaz/ cambaz,
  • candarma- cenderme/ jandarma,
  • celatin / jelatin,
  • ceryan / cereyan,
  • ceton / jeton,
  • cimnastik / jimnastik,
  • ciyer / ciğer,
  • çekinser / çekimser,
  • çiflik / çiftlik,
  • çinakop / çinekop,
  • civa / cıva,
  • çukulata- çukolata / çikolata…

Yazım yanlışları, En sık yapılan yazım yanlışları

-D-

  • dekarasyon / dekorasyon,
  • dekaratör / dekoratör,
  • dersane / dershane,
  • dinazor / dinozor,
  • direk / direkt,
  • döğmek / dövmek,
  • döküman / doküman (belge),
  • dökümanter / dokümanter (belgesel)…

-E-

  • egzantrik-ekzantrik- egsantrik/ eksantrik (dış merkezli, ayrıksı),
  • egzos- egsoz- eksoz-egzost- eksozt / egzoz,
  • ensitü / enstitü,
  • entellektüel / entelektüel,
  • entrasan / enteresan,
  • erezyon / erozyon (aşınma),
  • eskirim / eskrim,
  • espiri / espri,
  • eşgal-eşkal / eşkâl (dıştan görünüş, biçim),
  • evsane / efsane,
  • ezzane / eczane…

-F-

  • faliyet /faaliyet,
  • fantazi / fantezi (değişik heves, değişik beğeni),
  • fasülye/ fasulye,
  • fermar/ fermuar,
  • fesetmek/ feshetmek (bozmak, dağıtmak),
  • fiat/ fiyat,
  • filim/ film,
  • fites/ vites,
  • florasan/ floresan…

-G-

  • gangaster/ gangster,
  • gangren/ kangren,
  • gardolap/ gardırop,
  • gaste- gazte/ gazete,
  • gravat/ kravat…

-H-

  • halel (bozma, bozukluk) ⇒ helâl (dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı)
  • hakkaten/ hakikaten,
  • halisinasyon- halisünasyon / halüsinasyon (sanrı),
  • haremlik selamlık/ harem selamlık,
  • harfiyat/ hafriyat (kazı),
  • herkez- herkeş/ herkes,
  • heycan/ heyecan,
  • Hıristiyan / Hristiyan…

-I-İ-

  • ıskonto/ iskonto,
  • Istanbul- İstambul / İstanbul,
  • ıstırap/ ızdırap,
  • istakoz / ıstakoz,
  • ilizyon- ilüzyon/ illüzyon (yanılsama),
  • inkilap / inkılap,
  • insiyatif / inisiyatif (öncelik, üstünlük),
  • istepne / stepne (yedek lastik),
  • istihap hatti / istiap haddi (içine alma sınırı, sığdırma sınırı)
  • izalasyon / izolasyon…

-K-

  • karsör- karisör/ karoser,
  • kakafoni/ kakofoni (ses uyumsuzluğu),
  • kalemşör / kalemşor (kalem savaşçısı),
  • kanpanya / kampanya,
  • kaporo / kaparo,
  • karegrafi- kareografi/ koreografi (figür ve anlatımların bütünü),
  • karekter/ karakter,
  • karnıbahar / karnabahar,
  • kavonoz / kavanoz,
  • katalok / katalog,
  • kaysı / kayısı,
  • kırahatane / kıraathane,
  • kilot/ külot,
  • kipri / kirpi,
  • kiprik/ kirpik,
  • kitlemek / kilitlemek,
  • klavuz/ kılavuz,
  • klüp / kulüp,
  • kokreç- kokareç / kokoreç,
  • kolanya / kolonya,
  • kollej / kolej,
  • kolleksiyon / koleksiyon,
  • kollektif / kolektif,
  • komidin / komodin (küçük dolap),
  • kominist/ komünist,
  • komünükasyon / komünikasyon (iletişim),
  • konsansüs / konsensüs (uzlaşma),
  • kontür- kontur / kontör,
  • kopye / kopya,
  • kurdela- kordale- kurdale / kurdele,
  • küpür / kupür (giyside kesim),
  • küvöz / kuvöz (yaşanak)…

-L-

  • layik / laik,
  • labaratuar- labaratuvar- laboratuar / laboratuvar,
  • lağbo- lavobo / lavabo,
  • laylon/ naylon…

-M-

  • mahçup / mahcup,
  • mahfolmak / mahvolmak,
  • mahsuz- masus / mahsus,
  • makina / makine,
  • maktül / maktul (öldürülmüş),
  • manüpülasyon / manipülasyon (yönlendirme, seçme),
  • matamatik / matematik,
  • mataryal / materyal,
  • maydonoz / maydanoz,
  • mefta / mevta (ölü, ölmüş kimse),
  • megoloman- megolaman/ megaloman (kendini çok büyük gören kimse),
  • melemen/ menemen,
  • melhem / merhem,
  • menapoz/ menopoz,
  • menejer- menecer / menajer,
  • mentalite / mantalite (anlayış),
  • menüsküs / menisküs,
  • meyva / meyve,
  • miğde / mide,
  • mokasen / makosen (kısa ökçeli, bağsız ayakkabı),
  • motorsiklet/ motosiklet,
  • mozayik/ mozaik,
  • mönü/ menü (yemek listesi),
  • muacir / muhacir,
  • muaffak / muvaffak,
  • muhattap / muhatap,
  • mundar / murdar (kirli, pis),
  • mustarip / muzdarip,
  • muşanba / muşamba,
  • muzur / muzır (zararlı),
  • münübüs/ minibüs,
  • müracat / müracaat,
  • mürüvet- mürivet / mürüvvet (cömertlik, yiğitlik),
  • müsayit/ müsait,
  • müsbet/ müspet,
  • müsvette / müsvedde,
  • mütaakip / müteakip,
  • mütahit/ müteahhit…

-N-

  • nalet / lanet,
  • naturel/ natürel (doğal),
  • nergiz / nergis,
  • nisbet/ nispet,
  • nötür/ nötr (etkisiz)…

-O-Ö-

  • oce/ oje,
  • okşizen / oksijen,
  • oparasyon / operasyon,
  • opsayd / ofsayt,
  • orjinal / orijinal,
  • şok olmak / şoke olmak,
  • öğe / öge,
  • ötenazi/ ötanazi (ölme hakkı)…

-P-

  • palyanço- palyoça / palyaço,
  • panaroma/ panorama (genel görünüm),
  • pantalon/ pantolon,
  • parağraf/ paragraf,
  • pardesü / pardösü,
  • parelel / paralel,
  • parende / perende (havada dönerek atılan takla),
  • parlementer / parlamenter,
  • parlemento / parlamento,
  • payton / fayton,
  • penbe/ pembe,
  • peştemal / peştamal,
  • pisiklet / bisiklet,
  • proğram- prooram / program,
  • proleterya/ proletarya (emekçi sınıfı),
  • promasyon / promosyon (özendirme),
  • provakatör / provokatör (kışkırtmacı),
  • psikiyatrist/ psikiyatr…

-R-

  • radyosyon/ radyasyon,
  • rakkam / rakam,
  • raslantı / rastlantı,
  • rasgele / rastgele,
  • restoran/ restoran,
  • revanş/ rövanş,
  • rezarvasyon / rezervasyon,
  • riks/ risk.
  • Roma rakamları / Romen rakamları,
  • ropörtaj / röportaj…

-S-

  • sada / seda: (ses),
  • safa / sefa (gönül rahatlığı),
  • sağnak/ sağanak,
  • sandoviç- sandöviç- sandüviç/ sandviç,
  • sarmısak / sarımsak,
  • satlık / satılık,
  • sellektör / selektör,
  • seramoni / seremoni (tören),
  • serbes/ serbest,
  • seyehat/ seyahat,
  • sezeryan/ sezaryen,
  • silahşör/ silahşor,
  • sohpet/ sohbet,
  • soy kırımı/ soykırım,
  • statyum / stadyum,
  • su basmanı / subasman (oturmalık),
  • subap- supab-sibop/ supap,
  • sueter / süveter,
  • südyen- sudyen / sütyen,
  • sükûtuhayal/ sukutuhayal (hayal kırıklığı),
  • süpriz- süprüz /sürpriz,
  • sütüdyo / stüdyo…

-Ş-

  • şanzuman/ şanzıman,
  • şarter/ şalter,
  • şarz / şarj,
  • şayibe/ şaibe,
  • şemşiye/ şemsiye,
  • şevkat/ şefkat,
  • şifai/ şifahi,
  • şohben / şofben,
  • şöför / şoför…

-T-

  • tabiyat/ tabiat,
  • tahüt/ taahhüt,
  • taamüden-tamüden/ taammüden (kasten, tasarlayarak),
  • tafsiye/ tavsiye,
  • tahtarevalli/ tahterevalli,
  • taktim / takdim,
  • taktir/ takdir
  • tastik / tasdik,
  • tanpon/ tampon,
  • tasfir/ tasvir,
  • tasviye/ tasfiye (arıtma),
  • taşaron/ taşeron (ikinci derecede müteahhit),
  • teferuat/ teferruat,
  • tekneloji / teknoloji,
  • tekrardan/ tekrar,
  • temize gitmek / temyize gitmek,
  • tenbel/ tembel,
  • tenbih/ tembih,
  • tenefüs/ teneffüs,
  • teravi- terevi/ teravih,
  • tesbih/ tespih,
  • tesbit / tespit,
  • teşfik/ teşvik,
  • tetanoz/ tetanos,
  • tiskinmek/ tiksinmek,
  • tiyo/ tüyo (gizli bilgi),
  • tolorans/ tolerans,
  • tos/ tost,
  • traş/ tıraş,
  • tribuşon- tirbüşon/ tirbuşon (burgu),
  • türübün / tribün…

-U-Ü-

  • ukte / ukde (yükümlülük, sorumluluk),
  • ultrasyon/ ultrason (yansılanım),
  • ultümaton- ültimatom/ ültimatom (bir devletin başka bir devlete verdiği nota),
  • usûl / usul,
  • utopya / ütopya,
  • ünüforma / üniforma,
  • ünvan/ unvan,
  • üvertür/ uvertür (konser öncesi çalınan parça)…

-V-

  • valeybol- veleybol/ voleybol,
  • vehamet/ vahamet (güçlük, tehlikeli durum),
  • vejeteryan/ vejetaryen (etyemez),
  • vürüs/ virüs (parazit)…

-Y-

  • yalnış/ yanlış
  • yayınlamak/ yayımlamak,
  • yımırta/ yumurta,
  • yövmiye / yevmiye…

-Z-

  • zenaat/ zanaat,
  • zerafet / zarafet (zariflik),
  • zınba / zımba….

Nasıl Yazılır Sözlüğümüzde 100.000 dolayında sözcüğün doğru yazılışı verilmiştir.

Sözcüklerin doğru yazılışını araştırmak için tıklayınız: NASIL YAZILIR SÖZLÜĞÜ

Yorumlar (0)