25.11.2021, 13:05

ÖĞRETEN OLMAK

“İlim öğrenmek farzdır” ve “Öğrenen ya da öğreten olmayan bizden değildir” diyor Hazreti Peygamber.

Böylece öğrenme ve öğretmenin insan hayatı için önemini anlatıyor.

Yaratılan varlıklar içerisinde eğitime en fazla ihtiyaç duyan canlı insandır ve bu ihtiyaç da onu toplum halinde yaşamak zorunda bırakır.

İnsanın eğitim süreci hiçbir canlıda görülmediği kadar uzun sürer ve aslında ana rahminde başlayarak insan ömrünün sonuna kadar devam eder. Yani eğitim, öğrenme hayat boyu devam eden “beşikten mezara kadar” süren bir faaliyettir.

hayata hazırlanmak için değildir, hayatın ta kendisidir” diyor bir düşünür.

İnsan yaratılış itibarı ile kendi cinsine ait bütün özellikleri kazanmaya elverişli yeteneklerle doğar. Ancak bu yeteneklerin açığa çıkması eğitimle mümkündür ve bu yeteneklerin gelişmesinde başta aile, toplum, bulunduğu sosyal çevre ve coğrafya etkili olur.

Gerek toplum hayatında gerekse insanın düşünce oluşumunda rehber ilimdir. Bu ise ancak eğitim ve öğretim yoluyla kazanılabilir.

Eğitim, en basit ifade ile insanın yetişmesi, yetiştirilmesi ve insan şahsiyetinin inşa edilmesidir. Yani ham halden pişkin hale getirilmesidir ve insanın ortaya değerler koyması, yetişerek üreten konumuna gelmesi ona verilen eğitim ile yakından ilgilidir.

Eğitimin hedefi, kişide bulunması istenilen davranışları oluşturmaktır. Bizzat fert ve grup olarak insanın, milli, manevi ve medeni değerlerle işlenmesi, geliştirilmesi ve insanlığa faydalı kılınmasıdır.

Eğitimin esasını teşkil eden insan hakkındaki bilgi, inanç ve görüşleri de içine alan eğitimin temel yapı taşları ise teşkilatlanmış eğitim kurumları olan okullar ile öğretmenler ve öğrencilerdir.

Eğitim, öğretimi de içine alan bir faaliyettir. Başlangıçta aile içinde başlayan eğitim, zamanla örgün eğitim dediğimiz okulla ve okul sonrası da devam eder. İnsana gerçek manada şahsiyetini kazandıran ve kabiliyetini ortaya çıkaran okullar ve onu eğitim örsünde dövüp işleyen yani eğitim vererek şekillendiren, kendine özgü özellikleriyle keşif ve inşa eden ise birer öğreten olan “öğretmen”lerdir.

Ulu önder Atatürk’ün bir sözünde “Muallimler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” dediği gibi bir milletin en büyük ümidi ve geleceğinin teminatı olan yeni nesilleri yetiştirenler öğretmenlerdir.

sebeple de öğretmen, en iyi şekilde yetişmeli, yetiştirilmeli ve saygı duyulmalıdır.

Bugün hepimizin hala unutamadığı, aklımızda ve yüreğimizde sevgisiyle yer edinmiş öğretmenlerimiz yok mudur? Elbette vardır ve onlar önümüzde sözleriyle hep rehber ve sevgileriyle de bizi hep kucaklayan olmuştur.

Öğretendir öğretmen, hem de sabırla ve bir oya misali nakış nakış işleyendir sevgisiyle.

Rehberdir ve her haliyle örnek ve bize hem hal olan dosttur ve bilginin fedakârıdır öğretmen.

Başöğretmenimiz Ata’mızın ifade ettiği gibi “Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.”

“Eğitim; İnsanda ruhun terbiyesi, beyin ve yürek yatırımıdır. Beyin BİLGİ ve yürek SEVGİ dir. Bilgi ve sevgi ise ancak paylaşıldıkça çoğalır, anlam ve değer kazanır.”

İşte öğretmen bilgi ve sevgisini paylaşarak hayatımıza dokunan ve bize güven verendir.

Ne güzel söylüyor şair mısralarında “Bilgi olup bak da gel, sevgi olup ak da gel” diye.

Öğreten olmak ve öğretmenlik önemlidir, çünkü Cumhuriyetimizin kurucusu Ata’mızın ifade ettiği gibi, “Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini yoğuran kültür ordusu.”

Selam olsun kültür ordusunun neferleri öğretmenlerimize.

Yine “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenlerden, eğitimciden mahrum bir millet henüz millet adını almak istidadını kazanmamıştır. Ona alelâde bir kitle denir, millet denmez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğitimcilere, öğretmenlere muhtaçtır” diyerek öğretmenlerimizin toplum hayatımızdaki değerini en güzel şekliyle ifade etmiştir.

Ülkemiz milli birlik ve dirliğinin tesis edilmesi, ileri milletler seviyesine ulaşılması için kalkınmanın sağlanmasında en büyük görev öğretmenlerimize düşmektedir.

Geleceğin güçlü ve müreffeh Türkiye’si için; Milli tarih, milli kültür, milli ve mukaddes değerlerine saygılı, Devlet ve milletin bütünlüğü, gelişmesi ve yücelmesi ülküsüyle dolu, ahlaklı, inanç ve bilinçli Türk insanını yetiştirmek, ona kendini ve gelişmiş medeniyetini öğretmek senin görevindir öğretmenim. Bu görev büyük ve yüklü olduğu kadar da ulvidir.

Bu ulvi görevde öğrenme arzusuyla tutuşan yürekler seni bekliyor öğretmenim.

Eğitime yıllarca sevgi ve emek vermiş, eğitimci, öğretmen bir babanın evladı olarak; beni yetiştiren, ilk öğretmenim ve örnek aldığım insan olan başta babam olmak üzere, öğrenme aşkını hayatıma sevgiyle nakşeden unutmadığım ilkokul öğretmenim ve emeği geçen bütün öğretmenlerimizin o mübarek ellerinden şükranla, saygıyla ve sevgiyle öpüyorum.

Başöğretmenimiz Atatürk ve şehit öğretmenlerimiz başta olmak üzere ebediyete irtihal etmiş bütün öğretmenlerimize rahmetler ve hayatta olanlara sağlıklar diliyorum.

Nesillere hayatı anlatan, eğitimin temel yapı taşları olan öğretmenlerimizin toplum hayatımızda hak ettikleri değeri kazanması dileğiyle “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü kutluyorum.

Yorumlar (0)