Paragrafta Anlam, Tanık Gösterme, Tanık Gösterme Nedir?

 Paragrafta Anlam > Tanık Gösterme, Tanık Gösterme Nedir?


Tanık Gösterme Nedir?

Paragraf, paragraf soruları, paragrafta anlam, paragrafta anlam soruları paragrafta anlam 6. sınıf, paragrafta anlam 8. sınıf, paragrafta anlam 5. sınıf, paragrafta anlam 7. sınıf, paragrafta anlam örnekleri, paragrafta anlam nedir, Paragrafta Anlam >Anlatım Özellikleri> Kalıcılık Nedir? Açıklamalar, Örnekler
Paragrafta Anlam İle İlgili Tüm Yazılarımızı Okumak İçin Buraya Tıklayınız.



 

Anlatma somutluk ve inandırıcılık kazandırmak amacıyla başkalarının düşünce ve sözlerinden yararlanmaya tanık gösterme denir. Ancak tanık gösterilen kişi, bilinen ve kabul gören bir özellikte olmalıdır. Yoksa sıradan bir insanın tanık gösterilmesi, düşünceyi inandırıcı kılmaktan uzak düşer.

Tanık olarak seçilen, kişi değil de bir söz ise bu, tırnak içine alınarak verilmelidir. Ayrıca hem kişi adı kullanılıp hem de onun konuyla ilgili sözleri verilecekse, bu sözler tırnak içine alınmalıdır.

Örnek:

Jan Paul Sartre şöyle der: "İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için yazardır." Bu görüşe katılmamak mümkün mü? Söz sanatçısı dediğin, herkesin söylemek isteyip de  söyleyemediği sözleri, kendine özgü biçimler arasından seçerek söyleyivermeli ve okuyucuya : "Benim söylemek istediğimden daha güzel" dedirtmeli.

Düşünceyi geliştirme yollarından biri olan “tanık gösterme“, bir düşünceyi daha inandırıcı hâle getirmek veya ortaya atılan fikirlerin kaliteli fikir adamları tarafından da benimsendiğini göstermek amacıyla kullanılır. Sınavlarda sıkça karşımıza çıkan bu anlatım tekniği, “öne sürdüğü düşünceyi başkalarının görüşleriyle desteklemeye” şeklinde ifade edilerek sorularda geçmektedir. Sıklıkla örneklendirme ile karıştırılsa da, aralarında çok belirgin bir fark vardır.

Tanık göstermeyi tanımlayarak başlayalım: “Kişinin ortaya attığı duygu veya düşüncelerini daha somut ve inandırıcı hâle getirmek amacıyla yazar, şair, devlet adamı, bilim insanı vs. gibi tanınmış kişilerin sözlerinden alıntı yapması” olarak açıklanabilecek bir anlatım tekniğidir. Burada başka kişilerden “alıntı” yapma, anahtar kelimemizdir. Yani mutlaka bir başka yazarın veya düşünürün sözlerine başvurma vardır. “Bakın … da benim gibi düşünüyor, o da benim düşüncemi doğruluyor.” şeklinde bir anlam çıkarılabilir. Ayrıca kelimenin anlamından hareket edilirse, tanık “şahit” demektir. Yani düşüncemize başka yazarları şahit etme anlamı söz konusudur.

Örnek: Bugünün gençleri, geleceği kurtaracak kadar nitelikli yetişmiyor ne yazık ki. Zevk üzerine kurulu hayatlar, yetenek ve düşünceden yoksun yetişen nice gençler. Aslında hepsi çok güzel yetenekleri olduğunu ve dahası çok güzel şeylerle meşgul olduklarını düşünüyorlar. Hâlbuki hepsi kuru gürültü. Hayatlarına hiçbir şey kazandırmayacak şeylerin ardından gitmek, ne kadar da anlamsızca. Bize her anlamda yetkin gençler lazım. Bakın usta düşünür Nihal ATSIZ bu konuda şöyle diyor: “Bize yalnız dans etmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lazımdır.”

Yukarıdaki paragrafta “bakın” ile başlayan cümleye kadar, yazar kendi fikirlerini ortaya atmıştır. Buraya kadar herhangi bir anlatım tekniği yoktur. Fakat bu cümlede kendi düşüncesini desteklemek, daha inandırıcı ve önemli hâle getirmek için usta düşünür Nihal ATSIZ’ın sözünden yararlanmış, bir alıntı yapmıştır. İşte tam burada bir tanık gösterme düşünceyi geliştirme yolu kullanılmıştır diyebiliriz.

NOT: Tanık göstermeyi, örneklendirme ile birbirine karıştırmamak gerekir. Örneklendirme, bir konudaki özellikleri en belirgin şekilde üzerinde barındıran varlık, olay veya kavramları listelemektir. Bu cümlelerde genellikle “örneğin, mesela” gibi kelimeler kullanılır veya kullanılmasa da böyle bir anlam hissedilir. Ayrıca örneklendirme genellikle soyut kavram ve düşünceleri, somutlaştırmak için kullanılır. Tanık göstermede ise böyle bir amaç yoktur. Sadece düşünceyi daha önemli ve inandırıcı kılma amacı bulunmaktadır.

Örnek: Ben her okuduğum romanda asıl kendime yaklaştığıma inanıyorum. Her biri çok yanlı gerçeğimizi belli bir yandan açar bana. Neden söz ederse etsin, beni, başkalarını, yaşamayı tanıtır. Balzac “Eugenie Grandef“i yazmasaydı, gecem gündüzüm bencillerle geçtiği hâlde nerden bilecektim bencilliği? “Kızıl ile Kara” olmasaydı benim de öz geçmişimden haberim olmayacaktı.

Yukarıdaki paragrafta kalın yazılan kısımlar, yazarın düşüncesine örnektir. Burada kesinlikle tanık göstermeden söz edilemez; çünkü yazarın romanlarda kendine yaklaştığını örnekleyen karakterler sıralanmıştır. Aşağıdaki örnek paragrafları inceleyin, hepsinde başka bir kişinin düşüncelerinden alıntı yapılarak kendi düşüncesini önemli ve inandırıcı kılma amacı bulunmakta ve hepsinde tanık gösterme kullanılmaktadır.

Örnek: Jan Paul Sartre şöyle der: “İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için yazardır.” Bu görüşe katılmamak mümkün mü? Söz sanatçısı dediğin, herkesin söylemek isteyip de söyleyemediği sözleri, kendine özgü biçimler arasından seçerek söyleyivermeli ve okuyucuya: “Benim söylemek istediğimden daha güzel.” dedirtmeli.

Örnek: Kültürel değerlerimiz ancak sağlam bir dille geleceğe aktarılabilir. Buna dikkat edilmediği takdirde kuşaklara arası iletişimde kopukluklar ortaya çıkar. Orhan Veli Kanık, bu konuda nasıl hareket edilmesi gerektiğini şu sözleriyle ortaya koymuştur: “Dili, her zaman, her yerde düşünmemiz gerekir. Bir takvim yaprağında, bir sokak ilanında dile karşı sorumlu olduğumuzu hatırımızdan çıkarmamalıyız. Binlerce insan tarafından okunacak bozuk bir cümlenin, birçok kişinin aklını çelebileceğini unutmamalıyız. Sağlam bir dile ancak böyle ulaşabiliriz.”

Örnek: Çocuğunuz bilim insanı mı olsun istiyorsunuz; o halde ona önce edebiyatı sevdirin. Bilim insanının amacı insanların yaşamını kolaylaştırmak; dünyayı daha güzel, daha yaşanası hal aldırmaktır. Bu amaca ulaşmak için insanları sevmek; onların acılarını ve sevinçlerini yüreğimizde duyumsamak gerekir. Balzac: “Bilim insanı olmak için, insanları sevmek, dolayısıyla edebiyatsever olmak gerekir.” diyor.

Örnek Sorular
1. Kendi çağımızın ödevini, sorumluluğunu taşıyıp, “güzel yarınlar” için uğraş verdiğimiz sürece, doğa da insan doğamız da temiz ve mutlu bir dünyada yaşayacak; bilinçli gelecek kuşaklar da hem kendi çağına, hem de yarınlara yönelik, atalarından kalan kalıtı, bir bayrak yarışçısı sorumluluğuyla kendilerinden sonraki kuşağa vermenin huzuru içinde olacaklardır. Gorki, “Kuşlar nasıl uçmak için yaratılmışsa, insanlar da mutlu olmak için yaratılmışlardır.” der. Düş kurmak bir yana, akılsal eğitim – öğretim sürecini işlevselleştirirsek, ne açlık, ne yoksulluk, ne de savaşlar kalır; mutluluğun dışındadır.

Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Öyküleme B) Betimleme C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma

YANIT: Çağımızdaki sorumluluk düşüncesi üzerine yazar kendi düşüncelerini ifade ettikten sonra, bu konuya paralel olarak Gorki’nin düşüncelerinden alıntı yapmıştır. Yani cevap “C” seçeneğidir.

2. İnsan doğal olarak iyidir; ama toplumun kurumları yozlaştırır onu. Rousseau, felsefesinin bu temel ilkesini şu önermeyle ortaya koymuştu: Tanrı elinden çıkan her şey iyidir, insan elinde her şey yozlaşır. O, sanat ve kültürün zararlı olduğuna inandığı için Emile adlı kitabında çocukların nasıl kendi kendini yetiştireceklerini anlatır.

Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?
A) Tanımlama – Örneklendirme
B) Tanık gösterme – Örneklendirme
C) Açıklama – Betimleme
D) Tanık gösterme – Tanımlama

YANIT: Toplumdaki kurumlar üzerine devam eden yazıda, Rousseau’nun düşüncesinden alıntı yapılarak tanık gösterilmiştir. Aynı zamanda burada bir örneklendirme bulunmaktadır. Yani cevap “B” seçeneğidir.

Orkun KUTLU

Yorumlar (1)
Pınar özturk 5 yıl önce
Çok