Paragrafta Anlam >Tartışma Nedir, Tartışma Türleri, Özellikleri, Kuralları, Tartışma Örnekleri

 Paragrafta Anlam >Tartışma Nedir, Tartışma Türleri, Özellikleri, Kuralları, Tartışma Örnekleri

Paragraf, paragraf soruları, paragrafta anlam, paragrafta anlam soruları paragrafta anlam 6. sınıf, paragrafta anlam 8. sınıf, paragrafta anlam 5. sınıf, paragrafta anlam 7. sınıf, paragrafta anlam örnekleri, paragrafta anlam nedir, Paragrafta Anlam >Anlatım Özellikleri> Kalıcılık Nedir? Açıklamalar, Örnekler
Paragrafta Anlam İle İlgili Tüm Yazılarımızı Okumak İçin Buraya Tıklayınız.


Farklı görüşlerde kişilerin bir araya gelerek bir konuyu çözümlemek, kendi görüşlerini açıklamak ve kanıtlamak, karşı tarafın zayıf yanlarını ortaya koymak için yaptıkları konuşmalara tartışma denir. Sözlü anlatım türlerinden olan tartışmanın kendine özgü bir yapısı vardır.

Tartışma her konuda yapılabilir. Bir kitap, bir makale, bir film, bir tiyatro oyunu, bir siyasi düşünce veya toplumu yakından ilgilendiren bir sorun tartışma konusu olabilir. Bu açıdan tartışmada konu önceden belirlenir. Bu konunun tartışmaya ve konuşmaya değer niteliklerinin olması gerekir. Çünkü tartışmada amaç, gerçeğe ulaşmaya çalışmak ve gerçekleri ortaya çıkarmaktır.

Tartışmanın Aşamaları


Tartışmada önce konu belirlenir. Konunun tartışılacağı mekân düzenlenir, araç gereçler belirlenir. Tartışma sonunda konuyla ilgili genel bir değerlendirme yapılarak tartışma özetlenir. Tartışılan konu, hem olumlu hem olumsuz taraflarıyla ele alınır. Ancak tartışmada duygusallığın yeri yoktur. Çünkü konu, duygulara göre değil, bilgi, belge ve kanıtlara dayanılarak yapılır. Tartışmada konuşmacılar sabırla dinlenmeli, görüşler hoşgörüyle karşılanmalıdır.

Tartışmada Başkanın Görevleri


Tartışmada bir başkan ve konuşmacılar vardır. Başkan konu hakkında özet bilgiler verir, konuyu dinleyicilere tanıtır. Konunun özelliklerini verirken tartışmanın ilkelerini ve sınırlarını da hatırlatır. Sorularla tartışmacıları yönlendirir. Başkan, konuşmacılara konuşabilecekleri rahat bir ortam hazırlamakla, konuşmacıların konu dışına çıkmasını engellemekle, kısır ve yaralayıcı tartışmaları önlemekle sorumludur. Ayrıca başkan, konuşmacılara karşı tarafsız davranmalı, program sonunda bütün görüşleri toplayarak bir sonuca ulaşmalıdır.

Tartışmada ön yargılardan kaçınılmalı, konuşanların sözü kesilmemelidir. Bağırmaktan kaçınılmalı, tartışma kişiselleştirilmemelidir. Konu dışına çıkılmamalı, örnekler düşünceleri destekleyici nitelikte olmalıdır.

Tartışmaların belli bir topluluk karşısında yapılanlarına topluma açık tartışma denir. Dinleyiciler karşısında yapılan bu tartışmalarda amaç kamuoyu oluşturmak, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak, dinleyicilerin bilgi ve görgülerine göre konuşulanlardan sonuçlar çıkarmasını sağlamaktır.

Belli bir topluluk karşısında yapılan tartışmalar kendine özgü niteliklerine göre isimlendirilir. Bunlar münazara, açık oturum, panel, sempozyum (bilgi şöleni) ve forumdur.

Açık Oturum,
Sempozyum (Bilgi Şöleni),
Panel,
Forum,
Münazara,


Tartışma Türleri


Tartışma çeşitleri 5 tanedir. Bunlar ;

Sempozyum


Bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, konunun uzmanı değişik kimseler tarafından (çoğunlukla akademik konularda) yapılan seri konuşmalara bilgi şöleni (sempozyum) denir.

Bilgi şöleni, diğer konuşma türlerine göre daha ilmi ve ciddi bir sohbet havası içinde geçer. Konuşmacılar, konuyu kendi ilgi alanları açısından ele alırlar. Mesela, Yunus Emre konulu bir bilgi şöleninde konuşmacılardan biri onun yaşadığı dönemdeki siyasi gelişmeleri ele alırken; bir başkası Yunus Emre’nin şiirlerindeki insan sevgisinden bahsedebilir.

Bilgi şöleninde amaç, konuyu tartışmak değil, uzmanları tarafından olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirilerek konuya bir çözüm üretmektir. Konuşmaların sonunda oturum başkanı, konuyu özetler ve çıkan sonucu dinleyicilere aktarır.
Bilgi şölenini, oturum başkanı yönetir. Konuşmacı üyelerin sayısı üç ile altı arasında değişebilir.

Üyelerin konuşma süreleri genellikle beş dakikadan az, yirmi dakikadan çok olmaz. Bilgi şöleni, konunun önemine ve uzunluğuna göre oturumlar halinde, ayrı salonlarda birkaç gün boyunca da sürebilir. Bu nitelikteki konuşmalar genellikle akademik konularda olur.

Münazara


Birer cümle halinde ifade edilen bir tezle antitezin, iki grup arasında bir hakem heyeti (jüri) huzurunda tartışıldığı konuşmalara münazara denir. Tartışmalarda yarışma kaygısı olmadığı halde, münazaralar birer fikir ve söz yarışmasıdır.

Tartışmalar için geçerli olan kurallar, münazaralar için de geçerlidir.
Bir başkan yönetiminde, jüri önünde yapılan münazarada gruplardaki konuşmacı sayısı bir ile dört arasında değişebilir. Her grup kendi grup sözcüsünü (veya başkanını) önceden belirler. Münazaranın uygulanış şekilleri arasında küçük farklılıklar olmakla birlikte grup sözcüleri sırasıyla gruptaki arkadaşlarını tanıtırlar ve konuyu hangi yönlerden ele alacaklarını belirtirler. Daha sonra grup üyeleri konuşmalarını yapar. Son olarak sözcüler savunmalarını yaparak münazarayı bitirirler. Jüri, konuşmacıların hazırlıklarını, savunmalarını ve konuşmadaki başarılarını göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapar ve galip tarafı belirler. Münazaralar genellikle sınıf ortamında yapılan tartışmalardır.

Açık Oturum


Geniş halk kitlelerini ilgilendiren bir konunun, uzmanlarınca bir başkan yönetiminde dinleyici grubu önünde tartışıldığı konuşmalara açık oturum denir. Açık oturum, büyük bir salonda dinleyiciler önünde yapılabileceği gibi stüdyoya davet edilen dinleyiciler önünde veya dinleyici grubu olmadan da radyoda ya da televizyonda yapılabilir.
Konuşmacı sayısının üç veya beş kişi olarak tespit edildiği açık oturumlarda başkan önce konuyu açıklar, sonra konuşmacıları tanıtır ve sırayla söz verir. Başkanın konu hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Başkan, sırasıyla ve dönüşümlü olarak konuşmacılara sorular yöneltir, gerektiğinde kısa bir değerlendirme yapar. Tartışma boyunca tarafsız olmak, konuşmacılara verilen süreyi dengeli bir şekilde ayarlamak, tartışma kurallarının dışına çıkılmasını engellemek başkanın görevleri arasındadır. Açık oturumun süresi konuya göre ayarlanmalıdır.

Panel


Toplumu ilgilendiren bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde, uzmanları tarafından tartışıldığı konuşmalara panel denir. Açık oturum ile panel özellikleri yönüyle birbirlerine çok benzerler. Hatta bazı kitaplarda panel ile açık oturum aynı konuşma türü olarak verilir. Arada sadece üslup farkı vardır.

Panelde amaç, bir konuda karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı görüşlerle farklı anlayışları ortaya koymaktır.
Panelde de bir başkan bulunur. Konuşmacı sayısı 3 ile 6 arasında değişebilir. Konuşmacılar, uzmanı oldukları konunun ayrı birer yönünü ele alırlar. Konuşmalar, açık oturumda olduğu gibi başkanın verdiği sıraya ve süreye göre yapılır.
Panelin sonunda, dinleyiciler panel üyelerine soru sorabilirler. Tartışma dinleyicilere de geçerse o zaman tartışma, forum şekline dönüşür.

Forum


Bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları tartışmalara forum denir.

Forum, panelin devamında yapılacaksa başkan, panelin süresini bir saat; forumun süresini de yarım saat olarak sınırlayabilir. Bu durumda, panelden sonra forum yapılacağı konuşmalara başlanmadan duyurulmalıdır.

Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar. Foruma davet edilen uzmanların görüşlerine de müracaat edilerek ortaya çıkabilecek yanlış anlayışların önüne geçilir.

Esasen forumda amaç belli kararlara varmak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarıyla ortaya koymaktır.

Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmemelidir.
Sorular kısa, açık ve net olmalı, tartışma saygı kuralları içerisinde, samimi bir hava içerisinde yapılmalı, tartışmadan beklenen amaca yardımcı olunmalıdır.


TARTIŞMA ÖRNEKLERİ


 

Örnek 1

“Eğitimin tam gün mü yarım gün mü olması daha faydalıdır?” sorusu son dönemlerde sık sık tartışılıyor. Bazı eğitimciler “Eğitim tam gün olmalıdır!” deyip geçiyor. Oysa böyle diyerek işin içinden sıyrılamayız. Hele konu geleceğimiz olan çocuklarımız ise… Bence çocuklarımız tam gün eğitim yüzünden zamanının büyük bölümünü okullarda geçiriyor. Böyle olunca da dinlenmeye, eğlenmeye, kitap okumaya, ödev hazırlamaya, uykuya yeterince zaman ayıramıyor. Tam gün eğitim gören öğrenciler eve yorgun geliyor, dinlenemeden tekrar okula dönüyorlar. Oysa yarım gün eğitim gören öğrencilerimiz, eğitim faaliyetlerine daha istekli katılıyor ve daha başarılı oluyor. Bu durum da tam gün eğitimin öğrencilerin verimini oldukça düşürdüğünü göstermektedir. Öğrencilerin öğleye kadar eğitim görüp öğleden sonra da spor, resim, müzik, el sanatları, tiyatro, okuma, yazma gibi etkinliklerin içinde olması gerektiğini ortaya koymuştur."

Bu paragrafta yazar “Eğitimin tam gün mü yarım gün mü olması daha faydalıdır?” sorusundan hareketle bir eğitim sorununa parmak basmıştır. Tam gün eğitimin sakıncalarına dikkat çeken yazar, yarım gün eğitimin daha faydalı olduğu, eğitimde öğleden sonra sosyal faaliyetlere yer verilmesi gerektiği konusunda okuru ikna etmeye çalışmıştır. Bunu da örneklerden ve karşılaştırmalardan yararlanarak ortaya koyuyor.

Paragrafta dili gönderimsel işlevde kullanan yazar, okuru ikna etmek için “oysa, o hâlde” gibi ifadeler kullanmıştır. Bu paragraf türünden “makale, deneme, fıkra, eleştiri” gibi yazı türlerinde sıkça yararlanılır.

Örnek 2

Sanat, sanat içindir anlayışı, sana, toplum içindir anlayışından daha değerlidir. Çünkü sanatın gelişmesi ve daha kaliteli eserlerin ortaya çıkmasında sanata önem verilmesi gerekir. Sanat anlayışının gelenek ve görenekle yoğrulması, dini terminoloji ile hemhal edilmesi yeni sanat dalları da ortaya çıkarır. Böylece sanatın sanat için olduğu anlayışı daha da kuvvetlenir.
Örnek 3

Teknolojiye şiddetle karşı çıkan, toplumu yozlaştırdığı savunanlar da vardır. Oysaki teknoloji her yönüyle faydalıdır. Bilim ve tekniğin gelişmesiyle sosyal hayatımızın içine çok hızlı bir şekilde giren ve ani büyüme ve gelişmelerle karşımıza çıkan teknoloji, hayatımızı hızlandırmakta, kolaylaştırmakta ve rahatlatmaktadır. Bir ülkeden bir ülkeye saatler içinde giderken, dakikalar içinde de neredeyse bütün transferlerimiz gerçekleştirmekteyiz.
Örnek 4

Akıllı telefonlar, neslimizin en büyük sorunu olmuştur. İnsanlar bir nesnenin başına akıllı ifadesi yerleştirince yapay zekanın geliştiğini düşünüyorlar. Aslın böyle bir şey yoktur. Akıllı telefonlar, yapay zekanın geliştiğini göstermemektedir. Sadece avuç içi bilgisayarların gelişmiş modelleridir.

Yararlı olması dileğiyle...

 

 

 

 

Yorumlar (0)