DİVAN EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ: 6.  HİLYE NEDİR?

DİVAN EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ, HİLYE NEDİR?

DİVAN EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ, HİLYE NEDİR?

6.  HİLYE:

Hazreti-i Peygamber’in fiziki ve ruhi özeliklerinin yazı ile an­latılmasını konu alan eserlerdir. Bir nevi dini portrelerdir. Hilye-i Şerif, Hilyetü’n- Nebi, Şemai’l-i Şerif olarak da isimlendirilen eserler bu konuyu işlemektedir.

En çok Hazret-i Muhammed için yazılmakla birlikte dört halife için yazılanları da vardır. Manzum ya da mensur olan bu eserler, bazen müstakil bir kitap halindedir, bazen de miraciyelerin, siyerlerin, mevlidlerin içinde yer alır.

Müstakil olanlar mesnevi biçimindedir. Türün en önemli eseri 16. yüzyıl şairi Hakani’nin Hilye-i Hakani adıyla bilinen eseridir.

Hilye

Arapça kökenli bir isim olan hilye kelimesi sözlüklerdeki anlamı ile süs, ziynet, güzellik, suret, sıfat, hilkat, güzel sıfatlar, güzel yüz"  manalarına gelen bir kelimedir. [1]

Hilye edebiyatta peygamberler ile dört büyük halifenin  ( Cihar yâr-ı güzin)  iç dünyalarını, iç ve dış güzelliklerini örnek davranışlarını dile getiren eserlerin adı olmuştur.    “Hilye aslen Muhammed bin Abdullah'ı görenlerin göremeyenlere onu anlatımları”  şeklinde bir tarif bulmuş ve Arap Edebiyatındaki ilk hilye örnekleri bu tariften hareketle ortaya çıkmıştır.

“Hilye-i şerîf, hilye-i saadet ve hilye-i nebevî gibi isimlerle de anılan hilye, İslam edebiyatı ve hüsn-i hat sanatında Hz. Muhammed'in fiziksel özelliklerini, karakterini, insanî ve ahlakî niteliklerini, tavır ve hareketlerini anlatan eserlere verilen genel isimdir”[2]

Hilye aynı zamanda 17. yüzyılda hat sanatçılarımız tarafından geliştirilen hattatlıkla ilgi bir süsleme sanatının da adıdır. . Hilye, hilye-i şerîf, hilye-i saâdet ya da hilye-i nebî,  denilen bu süsleme sanatının ortaya çıkış amacı Hz Muhammedin tasvirinin yasak olmasından dolayı Hz Muhammedin hem hattatlık sanatı açısından hem de içerik açısından anlatan hat sanatı ile süslenmiş levhaların adı olmuştur. Osmanlı'da hattatlar Hz Muhammet’in iç ve dış güzelliklerini süslü ve sanatlı yazılarla duvara asılacak levhalar şeklinde işleyerek hilyeyi bir sanat haline getirmişlerdir.

Levha şeklinde yazılmış hilyelerin asıldığı binaların ve yerlerin yeri yangın, sel vb. afetlerden korunacağına inanılmış, hilyeleri ezberleyen kişilerin dünya ve ahirette müstefit olacağına dair inançlar da ortaya çıkmıştır.  

Edebi eser olarak hilyeler Hz. Muhammed’in  dış ve iç görünüşünü anlatan man­zum ya da mensur eserlerdir.  İlk örnekleri Arap Edebiyatında Hz. Peygamberin dinî-didaktik şemaillerini görenlerin görmeyenlere anlatması amacıyla yazılmışlardır.  “  Hz. Fatıma'nın, bir daha yüzünü göremeyeceği endişesini dile getirmesi üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.), damadı Hz. Ali'ye "Hilyemi yaz; benden sonra onu gören, beni görmüş gibi olur." , mealindeki hadisi ile Peygamber'in vefatından sonra şemâil, siyer, mevlit gibi eserler ortaya çıkmıştır.  

Bu nedenle Hilyelerin esasını, çoğunu Hz. Ali, Hz. Ayşe ve Hz. Hasan'ın, kimilerini de Abdullah bin Ömer, Enes bin Malik, Ebu Hüreyre, İbn-i Halid, Ebu Tufeyl gibi güvenilir hadis rivayetçilerinin ifadeleri ve aktardıkları hadisler oluşturur.[3]

Önceleri yalnızca Hz. Peygamber için hilyeler yazılırken daha sonra diğer peygamberler ile dört halife içinde hilyeler yazılmasına başlanmıştır.

Klasik hilyeler şu  bölümler den oluşur

Başmakam : besmele" veya "eüzu besmele"

Göbek : Hilye metninin başladığı büyük  bölümü

Hilal:  uçları yukarıda birleşerek göbeği çevreleyen bölüm

Hz. Ebubekir,

Hz. Ömer,

Hz. Osman,

Hz. Ali

Ayet  : Hz. Muhammed'le ilgili bir ayet yazılır

Etek Hilye metninin devamı ve duanın bulunduğu bölümdür

Koltuklar : Çoğunlukla dikdörtgen biçimindeki tezhiple süslenmiş alan .

İç Pervaz

Dış Pervaz[4]

KLASİK HİLYE METNİ

Hz. Ali'nin (Ö.661) rivayeti olan  hilye metnin tercümesi şöyledir:

"Hz. Ali (Allah ondan razı olsun), Hz. Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerinde olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hz. Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasında idi. Değirmi yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi. İri kemikli ve geniş omuzluydu. Göğsü ortadan karnına kadar kılsızdı. İki avucu ve tabanları dolgundu, yürüdüğü zaman sanki yokuş aşağı iner gibi rahatlıkla giderdi. Sağına ve soluna baktığında bütün vücuduyla dönerdi. İki omuzu arasında "nübüvvet mührü" vardı. Bu, onun son peygamber oluşunun nişanesi idi. O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu ve en arkadaş canlısı idi. Kendilerini ansızın görenler, heybeti karşısında sarsılırlar, fakat üstün özelliklerini bilerek sohbetinde bulunanlar Onu her şeyden çok severlerdi. Onun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse: 'Ben gerek ondan önce ve gerekse ondan sonra, Rasulullah gibi birisini görmedim...' diyerek onu övmek konusundaki yetersizliğini itiraf ederdi. Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun."

TÜRK EDEBİYATINDA BAŞLICA HİLYELER

Türk edebiyatına Arap ve Fars edebiyatla­rından bir çok hilye çevrilmiş;  Türk edipleri tarafından da  yirmiden fazla hilye kaleme alınmıştır.  Klasik bir hilyede göbek kısmındaki metin dokuz satır, etek kısmındaki metin ise beş satırdır. Türk edebiyatına özgü belli başlı yazılmış eserler şunlardır:  

Hilye-i Hakani (yazılışı, 1598): Hâkanî Mehmed Bey'in yazmış olduğu Hilye yalın dili ve üslûbu ile dikkat çekmiştir. Bu hilye dinî törenlerde makamla okunmuş, birçok şair tarafından taklit de edilmiştir. 712 beyitlik bu eserin yüzlerce yazması iki de baskısı vardır (İstanbul, 1848, 1890).[5]

Hilye-i Çâryâr-i Güzîn (yazılışı, 1630): Cevrî İbrahim Çelebi’nin bu eseri Dört halifeyi (Ebubekir, Ömer, Osman, Ali) anlatan ilk hilye olarak dikkat çeker.  Eser 145 beyitlik küçük bir mesnevidir. Eserin pek çok yazma nüshası ve ve üç baskısı vardır (İstanbul, 1891/11, 1899).

Hilye-i Enbiyâ:  Neşatî Ahmed Dede'ye (öl. 1674) ait olan bu hilye Hz. Âdem’den İsâ peygambere kadar 18 peygamberden bahseder. Toplam 187 beyitten oluşan eserin sayısız yazmaları ve nüshaları vardır. Eserin üç baskısı vardır (İstanbul, 1876,1894, yeni harflerle 1933).[6]

Hilye-i Fahr-i Âlem (yazılışı 1942) Bursa mebusu Mustafa Fehmi Gerçeker’in 1300 beyit halinde yazmış olduğu bu eser hilye türünün son örneğidir, (bs. İstanbul, 1944).

[1]  Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gündüz, Türk Hat Sanatında Hilye-i Şerîfler, http://www.kalemguzeli.org/index.php?

[2] Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gündüz, Türk Hat Sanatında Hilye-i Şerîfler, http://www.kalemguzeli.org/index.php?

[3] Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gündüz, Türk Hat Sanatında Hilye-i Şerîfler, http://www.kalemguzeli.org/index.php?

[4] ACAR, M. Şinasi, Türk Hat Sanatı (Araç Gereç ve Formlar), Antik A.Ş. Kültür yayınları, İstanbul, 1999.

[5] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, s.

[6] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, s.


NAZIM TÜRLERİ TEST

1. Kasidenin nesib bölümünden methiye bölümüne geçerken söylenen beyit ya da beyitlere —- denir. —- iki bölümü birleştiren bir basamak görevindedir.

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Teşbib

B) Fahriye

C) Tevhit

  1. Giriş (girizgâh)

E) Dua

2. Aşağıdakilerden hangisi kasidenin bölümlerinden biri değildir?

A) Fahriye

B) Tegazzül

C) Girizgâh

D) Methiye

E) Hicviye

3. Yuğ adı verilen ölüm törenlerinde söylenir. Ölen kişinin iyilikleri, yiğitlikleri anlatılır.

Yukarıda özellikleri verilen tür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sav

B) Destan

C) Sagu

D) Varsağı

E) Koşuk

4. Hece sayısı koşmayla eşit olan Divan edebiyatı nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tuyuğ

B) Rubai

C) Şarkı

D) Gazel

E) Kıt'a

5. Ölen kişinin iyiliklerini, yiğitliklerini anlatan şiirlere İslam öncesi Türk edebiyatında —-, Halk edebiyatında —- Divan edebiyatında —- denir.

Yukarıdaki parçada sözü edilen nazım türleri sırasıyla hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

A) Koşuk, koşma, gazel

B) Ağıt, sagu, koşuk

C) Mersiye, ağıt, semai

D) Sagu, ağıt, tuyuğ

E) Sagu, ağıt, mersiye

6. Aşağıdakilerin hangisinde tek dörtlükten oluşan nazım şekilleri bir arada verilmiştir?

A) Mani, şarkı, rubai

B) Rubai, ağıt, tuyuğ

C) Mani, sagu, murabba

D) Rubai, tuyuğ, mani

E) Tuyuğ, murabba, rubai

7. Tasavvuf edebiyatı nazım türlerinden hangi ikisi "Alevi, Bektaşi" şairleri tarafından kullanılmıştır?

A) Şathiye – ilahi

B) Deme – şathiye

C) Nefes – nutuk

D) Nefes – deme

E) Nutuk – ilahi

8. Aruzun kısa kalıbıyla yazılır. Beş —- yazan şairlere hamse sahibi derler. Her beyit kendi arasında uyaklıdır.

Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdaki nazım şekillerinden hangisi getirilmelidir?

A) Kaside

B) Gazel

C) Terci-i bent

D) Müstezat

E) Mesnevi

Aşını tattırandı

Kötü düşmanı kaçırandı

"Oğrak" askerini çevirendi

Bastı ölüm, aktardı

9. Yukarıdaki dörtlük aşağıdaki nazım şekillerinden hangisine örnek olabilir?

A) Sagu

B) Mani

C) Koşuk

D) Semai

E) Varsağı

Bari kapıdan kaçmasan

Göçküncü gibi göçmesen

Ölüm şarabın içmesen

Ah nideyim ömrüm seni

10. Yukarıdaki dörtlük aşağıdaki nazım şekillerinden hangisine örnek olabilir?

A) Semai

B) Varsağı

C) İlahi

D) Ağıt

E) Tuyuğ

11. Ölen kişinin iyiliklerini anlatan şiirlere —-, kopuz eşliğinde aşk ve tabiat güzelliklerini anlatan şiirlere —- denir.

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki nazım şekillerinden hangileri getirilmelidir?

A) Sav – sagu

B) Sagu – koşuk

C) Koşuk – destan

D) Sagu – destan

E) Koşuk – sagu

12. Aşağıdakilerden hangisi Türklere ait nazım şekilleridir?

A) İlahi, tuyuğ, şarkı

B) Kıt'a, şarkı, türkü

C) Rubai, şarkı, sone

D) Koşma, destan, kıt'a

E) Nefes, semai, sone

13. Yedili hece ölçüsüyle söylenir. Eğlencelerde, sevgililer arasında haberleşmelerde, törenlerde öğüt ve ders vermek amacıyla sıkça kullanılmıştır. Anonim Halk edebiyatının önemli bir türüdür. Asıl söylenmek istenen üçüncü ve dördüncü dizede verilir.

Yukarıda sözü edilen nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mani

B) Koşuk

C) Sav

D) Ağıt

E) Türkü

14. Av törenlerinde ve zaferle biten savaşlardan sonra okunur, yiğitlik ve tabiat sevgisi, aşk gibi konuları işler.

Yukarıda sözü edilen sözlü edebiyat nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Destan

B) Semai

C) Koşuk

D) Varsağı

E) Mani

15. Aşağıda "Koşuk'la ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Hece ölçüsüyle söylenir.

B) Aşk, tabiat ve yiğitlik gibi konular işlenir.

C) Kopuz eşliğinde söylenir.

D) Zengin uyak kullanılmıştır.

E) Dörtlükler şeklinde söylenmiştir.

16. Aşağıdaki nazım şekillerinden hangisi İslam öncesi Türk edebiyatına aittir?

A) Mersiye

B) Koçaklama

C) Ağıt

D) Sagu

E) Şathiye

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisi "gazel" ile "kaside"nin ortak özelliği değildir?

A) Beyitlerden oluşmaları

B) İlk beyitlerine matla, son beyitlerine makta denilmesi

C) Uyak örgüsünün benzer olmaları

D) Şairlerinin takma adlarının (mahlas) kullanılması

E) Eğlence ve doğa güzelliklerini işlemeleri

18. Aşağıdaki nazım şekillerinden hangisinin ölçüsü diğerlerinden farklıdır?

A) Varsağı

B) Güzelleme

C) Koçaklama

D) Taşlama

E) Ağıt

19. Aşağıdaki nazım şekillerinden hangisi aruz ölçüsüyle yazılmaz?

A) Rubai

B) Tuyuğ

C) İlahi

D) Şarkı

E) Kıta

20. —- özel bir ezgiyle söylenir ve yörelere göre adlandırılır. —- söyleyeni (yakıcısı) belli olan ve belli olmayan olmak üzere ikiye ayrılır. Asıl —- yakıcısı belli olmayanlardır.

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki nazım şekillerinden hangisi getirilmelidir?

A) Koşma

B) Türkü

C) Mani

D) Destan

E) Şarkı

21. Aşağıdaki nazım şekillerinden hangisi hem Anonim Halk edebiyatı hem Aşık edebiyatı nazım şeklidir?

A) Semai

B) Türkü

C) Koşma

D) Nefes

E) Varsağı

CEVAP ANAHTARI

1-D 2-E 3-C 4-A 5-E 6-D 7-D 8-E 9-C 10-A 11-B 12-A 13-A 14-C 15-D 16-D 17-E 18-A 19-C 20-B 21-B

DİVAN EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ, HİLYE NEDİR?

Yorumlar (0)