Sözcükte Anlam: Genel Anlamlı Sözcükler, Özel Anlamlı Sözcükler
Genel anlamlı sözcükler, Özel Anlamlı Sözcükler, Somut Anlamlı Sözcükler, Soyut Anlamlı Sözcükler, Nitel Anlamlı Sözcükler, Nicel Anlamlı

Genel Anlamlı Sözcükler, Özel Anlamlı Sözcükler
Genel anlamlı sözcükler, Özel Anlamlı Sözcükler, Somut Anlamlı Sözcükler, Soyut Anlamlı Sözcükler, Nitel Anlamlı Sözcükler, Nicel Anlamlı Sözcükler
SÖZCÜKTE ANLAM KOLAY ERİŞİM ÇİZELGESİ
- Gerçek (Temel) Anlam, Yan Anlam, Mecaz Anlam, Terim Anlam
- Argo Anlam, Soyut Anlam, Soyut Anlamlı Sözcükler, Nitel ve Nicel Anlamlı Sözcükler
- Yakın Anlamlı Sözcükler, Zıt (Karşıt) Anlamlı Sözcükler, Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler
- Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler, Somut Anlamlı Sözcükler, Yansıma Sözcükler
- İkilemeler, Deyimler, Atasözleri, Özdeyişler (Vecizeler), Dolaylama
- Güzel Adlandırma, Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel), Yansıma Sözcükler
- Kelime Grupları, Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler
Anlam olarak daha geniş kapsamlı olan sözcükler genel, anlamı daha dar kapsamlı olan sözcükler özeldir.
varlık – canlı- bitki- çiçek- papatya (genelden özele)
kedi- hayvan-canlı-varlık (özelden genele)
Örnekler:
- Antalya, Akdeniz Bölgesi’nde bulunur. (özelden genele)
- En sevdiğim şair Orhan Veli’dir. (genelden özele)
Dolaylama, Dolaylama Nedir?
Dolaylama, Dolaylama Nedir?
Bir sözcükle karşılanabilen bir kavramı birden çok sözcükle ifade etmektir.
Hayat arkadaşı (eş)
Ege’nin incisi (İzmir)
Bacasız sanayi (turizm)
Beyaz altın (pamuk)
File bekçisi (kaleci)
Derya kuzusu (balık)
Güzel Adlandırma
Güzel Adlandırma
İnsanlarda olumsuz duygular uyandıran kelimeleri daha güzel kavramlarla anlatmaktır.
Son yolculuk (ölüm)
İşitme engelli (sağır)
Tahta at (tabut)
Ad Aktarması
Ad Aktarması
Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine kullanılması.
- Uçak az önce Ankara’ya iniş yaptı. (hava alanına )
- Bütün mahalle sabaha kadar uyumadı. (mahalledeki insanlar)
- Batı bu konuda uzlaşmaya varacağını bildirdi. (Batı'daki devlet adamları)
- Orhan Veli’yi mutlaka okumalısın. (şiirlerini)
- Tabağını çabuk bitir. (içindeki yemeği)
- Bu tiyatroyu 10/A sınıfı hazırladı. (sınıftaki öğrenciler)
- İmza gününde usta kalemler bir araya geldi. (yazarlar)
- Bütün gözler onun üzerindeydi. (insanların bakışları)
- Adresi şu markete sorar mısın? (marketteki kişiye)
Deyim Aktarmaları
Deyim Aktarmaları
A) Doğadan İnsana Aktarma
Sınavı kazandığını duyunca sevinçten havalara uçtu.
*Uçmak kuşlara ait bir özelliktir, insana aktarılmış.
Aslanım, bunu başarabilirsin!
*Aslan doğada bir canlıdır, insana güçlü olma özelliği aktarılmıştır.
B) İnsandan Doğaya Aktarma
Yaralı bir gemi, hırçın denizin dalgalarında kayboldu.
*Kişileştirme aynı zamanda insandan doğaya aktarmadır. Hırçın olmak insana ait bir özelliktir, doğaya aktarılmış.
C) Doğadan Doğaya Aktarma
Karlar uçuşuyordu gecede, rüzgarlar uluyordu camlarda.
Uçmak kuşlara aittir karlara aktarılmış; ulumak köpeklere aittir, rüzgara aktarılmış. Hepsi doğada olan şeylerdir, birbirlerine aktarılmış.
D) Duyular Arası Aktarma
Yumuşak sesiyle salondakileri büyüledi.
*Yumuşak dokunma duyusuyla ilgilidir, ses duyma ile ilgilidir. Yumuşak olmak sese aktarılmış.
Sokaktan acı bir çığlık duyuldu.
*Acı tat alma ile ilgilidir, çığlık duyma ile ilgilidir. Çığlık acı olarak verilmiş.
GERÇEK ANLAM, MECAZ ANLAM, YAN ANLAM
GERÇEK ANLAM, MECAZ ANLAM, YAN ANLAM
Gerçek anlam, bir sözcüğün temel anlamıdır; buna sözcüğün ilk akla gelen anlamı ya da sözlükteki ilk anlamı da denir. Bir sözcüğün diğer anlamları gerçek anlamından yola çıkılarak oluşturulmuştur. Örneğin “Burun” dendiğinde aklımıza ilk gelen, insanın bir organıdır. Öyleyse; “Burnundaki benler onu öyle tatlı gösteriyordu ki…” cümlesindeki “burun” sözü insanın bir organı anlamında olduğundan gerçek anlamında kullanılmıştır. Ancak aynı söz; “Bugünlerde burnu büyüdü kimseleri gözü görmüyor.” cümlesinde insanın bir organı anlamını vermekten çok uzaktır. Temelde bu, gerçek anlamdan doğmuş ancak tamamen farklı bir özellik kazanmıştır.
İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz.
Bir de sözün, çoğu kaynağın mecaz anlama dahil ettiği ancak mecaz anlamdan biraz farklı olması yönüyle yan anlam ya da yakıştırma diye de anılan bir anlamı vardır. Yukarıda verdiğimiz “burun” sözünü “Ayakkabımı biraz küçük almışım; burnu ayağımı sıkıyor.” cümlesinde ele alalım. Buradaki “burun” sözü gerçek anlamda değildir; çünkü “insanın bir organı” ifadesini taşımıyor. Tam olarak mecaz anlama da girmez; çünkü temelde gerçek anlamla yakın bir ilgisi vardır. Ayakkabının o kısmına burun denmesinin nedeni insanın burnuna konum itibariyle benzemesindendir. İşte sözcüğün, gerçek anlamında karşıladığı varlığa şekil benzerliğinden dolayı başka bir varlığa verilmesine yan anlam ya da yakıştırma denir.
SOMUT ANLAM, SOYUT ANLAM
SOMUT ANLAM, SOYUT ANLAM
Sözcükler varlıkları ve kavramları karşılar. Varlık, madde olarak bulunan yani duyu organlarıyla algılanabilen bir nitelik taşır. Örneğin; ağaç, yeşil, kalem gözle; soğuk, ıslak dokunmayla; ses, gürültü işitmeyle; koku koklamayla; acı, ekşi tatmayla algılanabilir. İşte duyu organlarımız yardımıyla algılayabildiğimiz bu sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir.
Oysa üzüntü, sevgi, özlem, hasret, rüya gibi sözcükleri herhangi bir duyumuzla algılayamayız; bunların sadece kavram olarak var olduğunu kabul ederiz. İşte bu tür sözcüklere de soyut anlamlı sözcükler denir.
Bir sözcük her zaman somut olamayacağı gibi her zaman soyut da değildir. Bir cümlede somut olan sözcük başka bir cümlede soyut anlam taşıyabilir. Örneğin; “Bu iki çizgi arasındaki açı kırk beş derece vardır.” cümlesindeki “açı” sözcüğü ölçülebilen bir değer taşıdığından somut anlamlıdır. Aynı sözcük “Sen bu sorunu hangi açıdan ele aldın?” cümlesinde, ölçülebilen bir değer olmaktan çıkmış, mecaz anlam kazanarak soyut bir kavramı karşılar duruma gelmiştir.
Sözcükte Anlam Test
1. I. O zaman başından aşkındı derdi
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
II. Çoktandır tekneyi aldı sular
Çoktandır ümitler sende ölüm
III. Nicedir uyku girmez gözüme
Geçer gider yüreğindeki sevgim diye
IV. Başındayım sanki bir mucizenin
Su sesinden ve kanat şakırtısından
Yukarıdaki dizelerde altı çizili sözlerden hangi ikisi yakın anlamlıdır?
- I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV. D) III. ve IV. E) II. ve III.
2. I. O gülüş kalbime aksettiği an
Duymadım ilk ateşin düştüğünü
II. Aç mısın yok mudur ekmeğin aşın
Odan ne karanlık yok mu ateşin?
III. Nereden nereye sevmişim yâri
Ateşi koymuyor, yakıyor beni
IV. Boşuna tetiği ne kurcalarsın
Var daha zaman ateşe be Ali!
Numaralanmış ikili dizelerin hangi ikisinde “ateş” sözcüğü “aşk” anlamında kullanılmıştır?
- I. ve II. B) II. ve III. C) I. ve III. D) III. ve IV. E) II. ve IV.
3. Aşağıdaki dizelerin/cümlelerin hangisinde “açılmak” sözcüğü “gitmek” anlamında kullanılmıştır
A) Her gün aynı pınardan doldurun testimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.
B) Açıldı ağzı nihayet, açılmaz olaydı.
C) Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir.
O seferle açılmış, nice yerlerdendir.
D) Yanından, göğsünden açılır yara
Yâr gelmezse yaraların elletme
E) Bir bahar yağmuru yağmış da açılmış havayı
Hisseden kimse hakikat sanıyor hülyayı
4. Ara sıra ahiretten haber gelseydi, ölüm bu kadar müthiş olmayacaktı. Giden gidiyor, hiç dönmüyor ve gittiği yerden hiç ses çıkmıyor. Dönmesin kalsın. Fakat bu ağır, bu yoğun, bu korkunç sessizlik neden?
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen “ağır” sözcüğünün anlamca yerini tutamaz?
A) Bunaltıcı B) Sıkıntı verici C) Dehşetli D) Rahatsız edici E) Duygusuz
5. I. Son yıkamada çamaşırlar kar gibi ağarmıştı.
II. Vaktaki sular, şarkılar inlerken ağardı
Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden
III. Ortalık ağarmaya, sisli ufuklardan pembe bir güneş yükselmeye başlamıştı.
IV. Hamit Bey, iki taraftan ağarmış sakalıyla köşede oturuyordu.
Yukarıdaki dizelerin/cümlelerin hangi ikisinde “ağarmak” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?
- I. ve II. B) II. ve III. C) I. ve III. D) III. ve IV. E) II. ve IV.
6. Düşünen her insanımız gibi ben de hayatımızın değişmesi için sabırsızdım. Fakat canlı hayata, yaşayan ve duyan insana, cansız madde karşısındaki bir mühendis gibi değil, bir kalp adamı olarak yaklaşmayı isterdim.
Yukarıdaki parçada geçen “kalp adamı” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Huzuru, saadeti Allah ve insan sevgisinde bulan kimse
B) İnsanlar hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olan kimse
C) Hayata, olaylara olumlu ve duygusal yönden bakan kimse
D) İnsanlığa ilmiyle hizmet eden kimse
E) Halktan gelen veya halka yakın kalmayı bilen kimse
7. Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, anlatımda karşıtlıklardan yararlanılmıştır?
A) Gül gülse daim ağlasa bülbül acep değil
Zira kimine ağla demişler, kimine gül
B) Artık cümbüşte yoksam geceleri
Sanmayın tarafımdan ihanet var
C) Şimdi de kalmadı paranın nazarımda kadri
Kirli ellerde görünce paradan iğrendim.
D) Yeme el malını er geç verirsin
İğneden ipliğe sorulur bir gün
E) Bastım da kırıldı iğdenin dalı
Kötüye düşenin böyle olur hali
8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “içinde” sözcüğü “ara, orta” anlamı dışında kullanılmıştır?
A) Ağlama sevdiğim yine gelirim
Güzeller içinde bulurum seni
B) Çalılar içinde kuytu yerlerde
Ötücü kuşların yuvası vardır
C) Şurada bir güzelin salınışını
Selviye benzettim dallar içinde
D) Serhatler içinde Budin’dir başı
Kan ile yoğrulmuş toprağı taşı
E) Elbisem çivide canlanır o an
İçinde bir başka vücudu saklar.
9. Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde abartmaya başvurulmuştur?
A) Karacaoğlan, devranım var, demim var
Yâr yitirdim, düşmanım var, gamım var.
B) Yanılıp derdime derman katarsın
Dünya sele gitti gözüm yaşından
C) İmdat umar iken akan sellerden
Kendim gibi akan sel bulamadım
D) İster azat eyler, ister öldürür
Sefil Veysel kapısında kul gibi
E) Dokuz aylık yoldan sefere geldim
Dünya denen yere indirdin beni
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?
A) Sadece bu ânı ve bu aydınlığı Bursa ovası denen kadehten içmekle kalacağım.
B) İçki bilginin ve aklın düşmanıdır; içkinin adı gerçekte kavga ve gürültüdür.
C) Sabahları annem beni bebek gibi pencerenin kenarına oturturdu.
D) Birkaç saat için yanardağın homurtuları diner gibi oluyordu.
E) Eski İstanbul için Silivri yoğurdu kışın sonu demekti.
11. I. Üç derdim var, birbirinden seçilmez:
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
II. Sen de bu köprüden gel geç diyorlar
Buyur bir makam da sen seç diyorlar.
III. Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi
Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi
IV. Uzaklar seçilmiyor, gönüldür geçilmiyor
Gönül bir top ibrişim, dolaşmış açılmıyor.
Numaralanmış ikili dizelerin hangi ikisinde “seçmek” sözcüğü “benzerleri arasında hoşa gideni, yararlanmak için ayırmak, beğenmek.” anlamında kullanılmıştır?
- I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV. D) II. ile IV. E) I. ile III.
12. Kötü günde beraberdir dost düşman
Kazanırsan bâri yine dost kazan
Aşağıdakilerden hangisinde bu dizelerdeki “bâri” sözcüğünün anlamca yerini tutabilecek bir sözcük kullanılmıştır?
A) Murat alıp doya doya gezmedim
Bu kara yazıyı kendim yazmadım
B) Herkes sevdiğinden doydu usandı
Neden kaldık böyle bahtı kara biz
C) Yazıktır şu geçen ömrüme yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
D) Güzel olsa, esmer olsa el verir
Kadir Mevlâm ihsan eder yel verir.
E) Tam anlamıyla zengin olamasan da
Hiç değilse gönül zenginliği iste.
13. I. Geçen gün, Zeynep Kadını, sokak kapısının önünde benden yakınırken yakaladım.
II. Bir insana çok yakışmış bir elbise, başkasına o derece yakışmaz.
III. Gel bahar gel bahar yakınlarda gül
Denize renginden armağan bırak
IV. Beni İstanbul’a üniversiteye göndermediği için zaman zaman babama sızlanırdım.
Numaralanmış cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangi ikisi yakın anlamlıdır?
- I. ile II. B) II. ile III. C) II. ile IV. D) I. ile IV. E) III. ile IV.
14. I. Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
II. Bilemedim gece ile gündüzü
Seçemedim güneş ile yıldızı
III. Küçüksu’da gördüm seni
Gözlerinden bildim seni
IV. Demirden döverdi en keskin kılıçları
Bilirdi, çeliğe su vermesini de
Numaralanmış dizelerin hangi ikisinde “bilmek” sözcükleri yakın anlamlı kullanılmıştır?
- I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) II. ve IV. E) I. ve III.
15. Bir hastane dönüşü sandviç almak için elini cebine attığı anda, herkesi bir gün kavrayacak olan karanlık onu da kavradı.
Bu cümle ve onu oluşturan sözcükler için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) “Karanlık” sözcüğü gerçek anlamının dışında kullanılmıştır.
B) “Elini” sözcüğü gerçek anlamının dışında kullanılmıştır.
C) “attığı” sözcüğü, başka bir sözcüğün anlamca yerini tutmuştur.
D) “elini cebine atmak” bu cümlede deyim olarak kullanılmıştır.
E) “Kavradı” sözcüğü gerçek anlamı dışında kullanılmıştır.
16. Şairler, duyduklarını anlatırken salt somut sözcüklerle yetinmez, soyut sözcüklerden de yararlanırlar.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, soyut anlamlı sözcüğe yer verilmemiştir?
A) Yan yana sessizce mevsimle keder
B) Hicrana aldanmış kalbimde geçsin
C) Esen rüzgârlara sen neşeni ver
D) Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz
E) Tahtayı kurt oydu, taş yosunlandı
17. I. Canı cânânı bütün varımı alsın da Hûda (Allah)
Etmesin tek beni vatanımdan dünyada cüda (ayrı)
II. Her mihnet (sıkıntı) kabulüm, yeter ki,
Gün eksilmesin penceremden
III. Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikâyeme
Çok değil evi barkı terk edip sana uyduğum
IV. Lâkin bana pek güvenme her derdin için
Aslında ben, ey yeryüzü, yerlin değilim
Numaralanmış ikili dizelerin hangi ikisinde, altı çizili sözcükler yakın anlamlıdır?
- III. ve IV. B) I. ve III. C) II. ve III. D) I. ve II. E) II. ve IV.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamında kullanılmıştır?
A) Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır.
B) Ağızla pilav pişmez, yağla pirinç gerek.
C) Bu da dördüncü ordu kumandanı için ağır bir darbe olmuştu.
D) Son günüm yaklaştı görünesiye
Kalmadı bir adım yol ileriye
E) Söz oyunlarında öyle açmazlar olur ki, iki dakikada insanı mat eder.
19. (I) Kimselere benzemeyen o hali birden aklıma geldi.
(II) Onu seyrederken gördüğünde öylesine şaşırıyordu ki…
(III) İçimden bir an derin bir pişmanlık sızısı yükseldi.
(IV) Giderken ansızın dönüp pencereme bakardı bazen.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde altı çizili sözcükler anlamca en yakındır?
- I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV. D) I. ile IV. E) II. ile IV.
CEVAP ANAHTARI
1-E 2-C 3-A 4-E 5-B 6-C 7-A 8-E 9-B 10-A 11-B 12-E 13-D 14- A 15-B 16- E 17-D 18-A 19-D