Sözcükte Anlam > Sözcükte Deyim Anlam
Sözcükte Anlam - 4. DEYİM ANLAM

DEYİM ANLAM, Sözcükte Anlam, Güzel Adlandırma, Güzel Adlandırma Nedir? Söz Öbekleri, Yansıma Sözcükler, Özdeyişler, Vecizeler, Dolaylama, Güzel Adlandırma, gerçek anlam, temel anlam, yan anlam, mecaz anlam, argo anlam, Soyut anlam, EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLER, Eş anlam, Zıt anlam, karşıt anlam

SÖZCÜKTE ANLAM KOLAY ERİŞİM ÇİZELGESİ

DEYİM ANLAM, Sözcükte Anlam, Güzel Adlandırma, Güzel Adlandırma Nedir? Söz Öbekleri, Yansıma Sözcükler, Özdeyişler, Vecizeler, Dolaylama,Sözcükte Anlam: SOMUT ANLAM, SOYUT ANLAM, Somut Anlamlı Sözcükler, Soyut Anlamlı Sözcükler, Nitel Anlamlı Sözcükler, Nicel Anlamlı Sözcükler, Ad Aktarması,  Anlam aktarması, Deyimler, Sözcükte Anlam, Güzel Adlandırmayan anlam, mecaz anlam, argo anlam, Soyut anlam, EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLER, Eş anlam, Zıt anlam, karşıt anlam

4. DEYİM ANLAM


Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir. Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar.

  • Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?
  • Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu.
  • Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu.
  • Her gördüğüne dudak büküyordu.
  • Senin yaptığın pire için yorgan yakmak.
  • İki genç adam boğaz boğaza geldi.
  • Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin.
  • Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar.
  • Sonunda korktuğumuza uğradık, çocuk kayboldu.
  • Matematiği aklım almıyor.
  • Çocuk ağzı açık beni dinliyordu.
  • Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu.
  • Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı.
  • Bizimkinin iyice çenesi düştü.
  • Göze girmek için her şeyi yapıyor.
  • İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu.
  • Bu soruya kafa yormanı istemiştim.
  • Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış.
  • Burası çok ayak altı, şurada duralım.

Deyimlerin özellikleri


a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz.

Meselâ “yüzün ak olsun” yerine “yüzün beyaz olsun” denilemez,
“ocağına incir ağacı dikmek” yerine “ocağına çam ağacı dikmek” denilemez,
“ayıkla pirincin taşını” yerine “ayıkla bulgurun taşını” denilemez,
“dilinin altındaki baklayı çıkar” yerine “dilinin altındaki şekeri çıkar” denilemez,
“tüyleri diken diken ol-” yerine “kılları diken diken ol-” denemez.
Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi.

Araya başka kelimeler girebilir:

“Başını derde sokmak” » Başını son günlerde hep derde soktu.
b) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır. Az sözle çok şey anlatırlar:

“Çam sakızı çoban armağanı”,
“dili çözül-“,
“dilinde tüy bit-“,
“dilini yut-”
c) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar. Bu özellik deyimi mecazdan ayırır.

Deyimler ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara veya öykücüklere dayanır.

c.1. Deyimler kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:

ağzı açık,                              kulağı delik,
eli uzun,                                kaşla göz arasında,
bulanık suda balık avla-,       dikiş tutturama-,
can kulağı ile dinle-,              köprüleri at-,
pire için yorgan yak-,            pişmiş aşa su kat-,
kafayı ye-,                            aklı alma-,
akıntıya kürek çek-,              ağzı kulaklarına var-,
bel bağla-,                            çenesi düş-,
göze gir-,                              dara düş-,

c.2. Deyimler cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara ya da öykücüklere dayanır.

Yorgan gitti, kavga bitti.
Dostlar alışverişte görsün,
Çoğu gitti azı kaldı,
Allah bana ben de sana,
Atı alan Üsküdar’ı geçti,
Tut kelin perçeminden,
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın.
Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?,
Ne şiş yansın ne kebap,
Fol yok yumurta yok ..
d) Deyimler özel anlamlı sözlerdir.


Atasözleri ile deyimler arasındaki farklar

  • Deyimler genel yargı bildirmezler.
  • Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir.
  • Öğütte bulunmazlar.

Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir. Ders vermek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır. Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur.
Meselâ: “İşleyen demir ışıldar” atasözüdür. Çalışmanın önemini anlatmaktadır. Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir.

e) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır.

Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, hem nalına hem mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?
Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır:
Çoğu gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun ..

f) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir:

Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu. (Yüklem)
Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci)
Aslan payı ona düştü. (Özne, isim tamlaması)
O, dik kafalı biridir. (sıfat tamlaması, sıfat)

g) Kafiyeli deyimler de vardır:

Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı


Deyimler

  • En az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan kalıplaşmış, kısa ve özlü ifadelerdir.
  • Deyimler sözlü gelenekte yaratılmış ifadelerdir. Cümle içinde tek bir sözcük gibi değerlendirilirler.
  • Deyimlerin çoğu mecaz anlamlıdır. Az da olsa gerçek anlamlı deyim de vardır.Hatırında kalmak, iyi gün dostu, alan razı satan razı gibi.
  • Deyimler açıklamalarıyla birlikte kullanılabilirler. Sınavlarda deyim ve açıklamasının doğruluğu ile ilgili sorular sorulabildiği gibi kullanılan deyimin cümleye uygunluğu da soru olarak karşımıza gelebilmektedir.


Deyimlerin yapısal özellikleri


A. Söz öbeği şeklinde olanlar
Deyimlerin çoğu bu gruptadır. Özellikle ad ve eylemin birleşmesinden oluşan deyimler daha fazladır.

ad + eylem:
kulak kesil-, göz koy-
Ağzı açık kal-, ayak diread

tamlaması:
ağız tadı, ayak takımı,
ayağının tozuyla, deli saçması

İkileme:
abur cubur, eften püften, er geç
patır kütür

 
B. Cümle şeklinde olanlar

Cümle şeklindeki deyimlerin sayısı diğerlerine göre daha azdır. Ancak bu deyimleri atasözleri ile karıştırmamak gerekir.

Halep oradaysa arşın burada.
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Dostlar alışverişte görsün.
Yorgan gitti, kavga bitti.
Dili olsa da söylese!
Hangi rüzgar attı?
Hangi dağda kurt öldü?
Kambersiz düğün olur mu?
Gel keyfim gel!
Adam sen de!
Yok daha neler!



C. Kafiyeli deyimler
Saldım çayıra, Mevla’m kayıra.
Ya devlet başa ya kuzgun leşe.
Tencere tava, herkeste bir hava.
Herkes gider Mersine, biz gideriz tersine.
Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur.
İki şilte, bir yastık, onu da terkiye astık.
Kafa büyük, içi boş; tut kulağından çifte koş.
Doluya koydum olmadı, boşa koydum dolmadı.
Senin aradığın kantar, Bursa’da kestane tartar.
Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli.


D. Öykü biçiminde olanlar

Bu deyimler yaşanmış bir olaydan hareketle ortaya çıkmıştır.

Vermeyince Mabut, neylesin Mahmut.
Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu.

Örnek:
Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangisi yanlış anlamda kullanılmıştır?

A) Onun yazılarında, hep, uzağı gören bir aydının düşünceleri
vardır.
B) İşi şakaya vurmaktan başka yapılacak bir şey kalmadığı
nı anlamıştı..
C) Konuşulanlardan sıkılnca bir köşeye çekilerek uyuklamaya
başladı.
D) Türk okuru için durum, yukarıda anlatılanlardan
uzun uzadıya farklı bir özellik taşımaz.
E) Böyle saat gibi işleyen bir kuruluşun başında olmak
güzel bir şey.

Çözüm
D seçeneğinde “uzun uzadıya” sözü, uzatarak ayrıntılı bir şekilde anlamına gelir. ve konuşmak, bahsetmek gibi eylemlerle birlikte kullanılır. Dolayısıyla “uzun uzadıya” ifadesi yanlış anlamda kullanılmıştır.

Yanıt D

Örnek 2:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kullanılan deyim, açıklamasıyla birlikte verilmiştir?

A) Arkadaşını gözüm ısırıyor; daha önce bir yerde görmüş gibiyim.
B) O her zaman böyledir; hep işin kolayına kaçar.
C) Dün akşam, yolculuk heyecanından olacak, gözüme uyku girmedi.
D) Çocuklarının para sıkıntısı çekmesini istemez; onlara bol harçlık verirdi.
E) O olayı düşündükçe, tüylerim diken diken oluyor.

Çözüm:
Sadece A seçeneğindeki “gözü ısırmak” deyimi cümlede
açıklamasıyla beraber verilmiştir. Bu deyim “önceden
görmüş, tanımış olmak” anlamında kullanılır.

Yanıt A

Sözcükte Anlam Test

1. I. O zaman başından aşkındı derdi

Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.

II. Çoktandır tekneyi aldı sular

Çoktandır ümitler sende ölüm

III. Nicedir uyku girmez gözüme

Geçer gider yüreğindeki sevgim diye

IV. Başındayım sanki bir mucizenin

Su sesinden ve kanat şakırtısından

Yukarıdaki dizelerde altı çizili sözlerden hangi ikisi yakın anlamlıdır?

  1. I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV. D) III. ve IV. E) II. ve III.

2. I. O gülüş kalbime aksettiği an

Duymadım ilk ateşin düştüğünü

II. Aç mısın yok mudur ekmeğin aşın

Odan ne karanlık yok mu ateşin?

III. Nereden nereye sevmişim yâri

Ateşi koymuyor, yakıyor beni

IV. Boşuna tetiği ne kurcalarsın

Var daha zaman ateşe be Ali!

Numaralanmış ikili dizelerin hangi ikisinde “ateş” sözcüğü “aşk” anlamında kullanılmıştır?

  1. I. ve II. B) II. ve III. C) I. ve III. D) III. ve IV. E) II. ve IV.

3. Aşağıdaki dizelerin/cümlelerin hangisinde “açılmak” sözcüğü “gitmek” anlamında kullanılmıştır

A) Her gün aynı pınardan doldurun testimizi

Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.

B) Açıldı ağzı nihayet, açılmaz olaydı.

C) Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir.

O seferle açılmış, nice yerlerdendir.

D) Yanından, göğsünden açılır yara

Yâr gelmezse yaraların elletme

E) Bir bahar yağmuru yağmış da açılmış havayı

Hisseden kimse hakikat sanıyor hülyayı

4. Ara sıra ahiretten haber gelseydi, ölüm bu kadar müthiş olmayacaktı. Giden gidiyor, hiç dönmüyor ve gittiği yerden hiç ses çıkmıyor. Dönmesin kalsın. Fakat bu ağır, bu yoğun, bu korkunç sessizlik neden?

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen “ağır” sözcüğünün anlamca yerini tutamaz?

A) Bunaltıcı B) Sıkıntı verici C) Dehşetli D) Rahatsız edici E) Duygusuz

5. I. Son yıkamada çamaşırlar kar gibi ağarmıştı.

II. Vaktaki sular, şarkılar inlerken ağardı

Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden

III. Ortalık ağarmaya, sisli ufuklardan pembe bir güneş yükselmeye başlamıştı.

IV. Hamit Bey, iki taraftan ağarmış sakalıyla köşede oturuyordu.

Yukarıdaki dizelerin/cümlelerin hangi ikisinde “ağarmak” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?

  1. I. ve II. B) II. ve III. C) I. ve III. D) III. ve IV. E) II. ve IV.

6. Düşünen her insanımız gibi ben de hayatımızın değişmesi için sabırsızdım. Fakat canlı hayata, yaşayan ve duyan insana, cansız madde karşısındaki bir mühendis gibi değil, bir kalp adamı olarak yaklaşmayı isterdim.

Yukarıdaki parçada geçen “kalp adamı” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Huzuru, saadeti Allah ve insan sevgisinde bulan kimse

B) İnsanlar hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olan kimse

C) Hayata, olaylara olumlu ve duygusal yönden bakan kimse

D) İnsanlığa ilmiyle hizmet eden kimse

E) Halktan gelen veya halka yakın kalmayı bilen kimse

7. Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, anlatımda karşıtlıklardan yararlanılmıştır?

A) Gül gülse daim ağlasa bülbül acep değil

Zira kimine ağla demişler, kimine gül

B) Artık cümbüşte yoksam geceleri

Sanmayın tarafımdan ihanet var

C) Şimdi de kalmadı paranın nazarımda kadri

Kirli ellerde görünce paradan iğrendim.

D) Yeme el malını er geç verirsin

İğneden ipliğe sorulur bir gün

E) Bastım da kırıldı iğdenin dalı

Kötüye düşenin böyle olur hali

8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “içinde” sözcüğü “ara, orta” anlamı dışında kullanılmıştır?

A) Ağlama sevdiğim yine gelirim

Güzeller içinde bulurum seni

B) Çalılar içinde kuytu yerlerde

Ötücü kuşların yuvası vardır

C) Şurada bir güzelin salınışını

Selviye benzettim dallar içinde

D) Serhatler içinde Budin’dir başı

Kan ile yoğrulmuş toprağı taşı

E) Elbisem çivide canlanır o an

İçinde bir başka vücudu saklar.

9. Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde abartmaya başvurulmuştur?

A) Karacaoğlan, devranım var, demim var

Yâr yitirdim, düşmanım var, gamım var.

B) Yanılıp derdime derman katarsın

Dünya sele gitti gözüm yaşından

C) İmdat umar iken akan sellerden

Kendim gibi akan sel bulamadım

D) İster azat eyler, ister öldürür

Sefil Veysel kapısında kul gibi

E) Dokuz aylık yoldan sefere geldim

Dünya denen yere indirdin beni

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?

A) Sadece bu ânı ve bu aydınlığı Bursa ovası denen kadehten içmekle kalacağım.

B) İçki bilginin ve aklın düşmanıdır; içkinin adı gerçekte kavga ve gürültüdür.

C) Sabahları annem beni bebek gibi pencerenin kenarına oturturdu.

D) Birkaç saat için yanardağın homurtuları diner gibi oluyordu.

E) Eski İstanbul için Silivri yoğurdu kışın sonu demekti.

11. I. Üç derdim var, birbirinden seçilmez:

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.

II. Sen de bu köprüden gel geç diyorlar

Buyur bir makam da sen seç diyorlar.

III. Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi

Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi

IV. Uzaklar seçilmiyor, gönüldür geçilmiyor

Gönül bir top ibrişim, dolaşmış açılmıyor.

Numaralanmış ikili dizelerin hangi ikisinde “seçmek” sözcüğü “benzerleri arasında hoşa gideni, yararlanmak için ayırmak, beğenmek.” anlamında kullanılmıştır?

  1. I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV. D) II. ile IV. E) I. ile III.

12. Kötü günde beraberdir dost düşman

Kazanırsan bâri yine dost kazan

Aşağıdakilerden hangisinde bu dizelerdeki “bâri” sözcüğünün anlamca yerini tutabilecek bir sözcük kullanılmıştır?

A) Murat alıp doya doya gezmedim

Bu kara yazıyı kendim yazmadım

B) Herkes sevdiğinden doydu usandı

Neden kaldık böyle bahtı kara biz

C) Yazıktır şu geçen ömrüme yazık

Bir dost bulamadım gün akşam oldu.

D) Güzel olsa, esmer olsa el verir

Kadir Mevlâm ihsan eder yel verir.

E) Tam anlamıyla zengin olamasan da

Hiç değilse gönül zenginliği iste.

13. I. Geçen gün, Zeynep Kadını, sokak kapısının önünde benden yakınırken yakaladım.

II. Bir insana çok yakışmış bir elbise, başkasına o derece yakışmaz.

III. Gel bahar gel bahar yakınlarda gül

Denize renginden armağan bırak

IV. Beni İstanbul’a üniversiteye göndermediği için zaman zaman babama sızlanırdım.

Numaralanmış cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangi ikisi yakın anlamlıdır?

  1. I. ile II. B) II. ile III. C) II. ile IV. D) I. ile IV. E) III. ile IV.

14. I. Bilmiyorum ne haldeyim

Gidiyorum gündüz gece

II. Bilemedim gece ile gündüzü

Seçemedim güneş ile yıldızı

III. Küçüksu’da gördüm seni

Gözlerinden bildim seni

IV. Demirden döverdi en keskin kılıçları

Bilirdi, çeliğe su vermesini de

Numaralanmış dizelerin hangi ikisinde “bilmek” sözcükleri yakın anlamlı kullanılmıştır?

  1. I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) II. ve IV. E) I. ve III.

15. Bir hastane dönüşü sandviç almak için elini cebine attığı anda, herkesi bir gün kavrayacak olan karanlık onu da kavradı.

Bu cümle ve onu oluşturan sözcükler için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) “Karanlık” sözcüğü gerçek anlamının dışında kullanılmıştır.

B) “Elini” sözcüğü gerçek anlamının dışında kullanılmıştır.

C) “attığı” sözcüğü, başka bir sözcüğün anlamca yerini tutmuştur.

D) “elini cebine atmak” bu cümlede deyim olarak kullanılmıştır.

E) “Kavradı” sözcüğü gerçek anlamı dışında kullanılmıştır.

16. Şairler, duyduklarını anlatırken salt somut sözcüklerle yetinmez, soyut sözcüklerden de yararlanırlar.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde, soyut anlamlı sözcüğe yer verilmemiştir?

A) Yan yana sessizce mevsimle keder

B) Hicrana aldanmış kalbimde geçsin

C) Esen rüzgârlara sen neşeni ver

D) Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz

E) Tahtayı kurt oydu, taş yosunlandı

17. I. Canı cânânı bütün varımı alsın da Hûda (Allah)

Etmesin tek beni vatanımdan dünyada cüda (ayrı)

II. Her mihnet (sıkıntı) kabulüm, yeter ki,

Gün eksilmesin penceremden

III. Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikâyeme

Çok değil evi barkı terk edip sana uyduğum

IV. Lâkin bana pek güvenme her derdin için

Aslında ben, ey yeryüzü, yerlin değilim

Numaralanmış ikili dizelerin hangi ikisinde, altı çizili sözcükler yakın anlamlıdır?

  1. III. ve IV. B) I. ve III. C) II. ve III. D) I. ve II. E) II. ve IV.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamında kullanılmıştır?

A) Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır.

B) Ağızla pilav pişmez, yağla pirinç gerek.

C) Bu da dördüncü ordu kumandanı için ağır bir darbe olmuştu.

D) Son günüm yaklaştı görünesiye

Kalmadı bir adım yol ileriye

E) Söz oyunlarında öyle açmazlar olur ki, iki dakikada insanı mat eder.

19. (I) Kimselere benzemeyen o hali birden aklıma geldi.

(II) Onu seyrederken gördüğünde öylesine şaşırıyordu ki…

(III) İçimden bir an derin bir pişmanlık sızısı yükseldi.

(IV) Giderken ansızın dönüp pencereme bakardı bazen.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde altı çizili sözcükler anlamca en yakındır?

  1. I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV. D) I. ile IV. E) II. ile IV.

CEVAP ANAHTARI

1-E 2-C 3-A 4-E 5-B 6-C 7-A 8-E 9-B 10-A 11-B 12-E 13-D 14- A 15-B 16- E 17-D 18-A 19-D

Yorumlar (0)