Dünya düz mü gerçekten?

Dünya Düz mü Gerçekten?

Yazan: Sinan İpek

Benden bu yazıyı yazmam istendiğinde belirsiz bir tarihte yapmak üzere söz verdim. Esasında konu tam bana göreydi, buna rağmen içimde hemen yazmamı engelleyen bir duygu vardı. Üzerinde düşündüğümde, aklıma Spartaküs’le savaşan Romalı komutanlar geliyor. Spartaküs’ü yendiği zaman Pompeius kendisini zafer kazanmış gibi hissetmemişti, çünkü sonuçta bir köle ordusunu yenmiş olmakta herhangi bir erdem göremiyordu. Bence de Düz Dünyacı’ları yenmek, zafer sayılmaz; çünkü zaten yeniktirler. Milattan altı yüz yıl önce yaşamış Pisagor ve 330 yıl önce yaşamış Aristo tarafından ilk kez yenildiler; sonradan Erastothenes denen bir dahi, günümüzden 2000 yıl önce yalnızca Dünya’nın yuvarlak olduğunu kanıtlamakla kalmadı, çevresini de az bir hatayla ölçmeyi başardı. Üstelik bunu sadece iki çubuğun gölgelerini ölçerek yapmıştı.

Buna rağmen, binlerce yıldır bilinen apaçık gerçeği büyük bir inatçılıkla reddeden bir grup insan var. Kendilerine Flat Earthers/Düz Dünyacılar diyorlar. “Bu bilgi çağında üç beş parazit trol olmalı,” diye düşünebilirsiniz; ancak Amerikan halkının yüzde onu ya Dünya’nın düz olduğuna inanıyormuş ya da bu konuda şüpheleri varmış! Türkiye konusunda bir istatistik yapılsa benzer bir sonuç çıkmasına hiç şaşmazdım. Tuhaf bir nedenden dolayı ABD ile “olumsuz” istatistiklerimiz benzer çıkarken “olumlu” istatistiklerimiz hiç benzemiyor.

Bugün Dünya’nın yuvarlak olduğunu kanıtlamaya çalışmak gülünç bir çabadır. Çünkü insanlar uzaya gitmişlerdir. (Ama onlar buna inanmıyor.) Uluslararası Uzay İstasyonu her 1,5 saatte bir Dünya’nın etrafında dönmektedir. Yuvarlak olmayan bir şeyin etrafında nasıl dönebilirlerdi ki? (Ama onlar buna da inanmıyor. Hatta bir tanesi kendisini uzaya götürecek bir roket yapmaya çalışıyor. Üstelik bunu bir kez denediğinde neredeyse ölüyordu.) Bu insanlar uzayda çekilmiş milyonlarca saatlik video kaydını ve milyonlarca fotoğrafı görmezden gelmekle kalmıyor; on binlerce çalışanı olan NASAESAJAXA ve Roscosmosgibi uzay ajanslarının yalancı olduğunu iddia ediyorlar.

Gemi ve uçakları yönlendiren küresel rotalar ve trigonometrik uzaklık formülleri var. Dünya’nın farklı noktalarında farklı yıldızlar görünüyor. Farklı yerlerde aynı saatte dikilen aynı boydaki çubukların gölge uzunlukları farklı oluyor. Üstelik bütün bunlar birbiriyle inanılmaz derecede tutarlı. Bugüne değin Dünya’nın yuvarlak olduğu gerçeği ile çelişen tek bir olgu dahi gözlemlemiş değiliz.

Düz dünyacıların ellerinde mantıklı hiçbir teori yok. Dünya’nın tepesinde de büyük bir kapakla kapatılmış, boşlukta duran büyük bir pizza olduğunu iddia ediyorlar.

Ä°lgili resim

Dünya’nın düz olduğunu iddia etmek Yerçekim Kanununu reddetmek anlamına gelir, çünkü bu kadar büyük bir kütlenin pizza gibi dümdüz olması imkânsızdır. Öyle olsaydı büyük depremler ve çatırtılar eşliğinde yamulup kısa sürede küresel bir şekil alırdı. Bu arada meydana gelen büyük sürtünme yüzünden kayalar lav gibi erir ve sonra yeniden donardı. Sonuç olarak büyük herhangi bir kütlenin küresel bir şekil alması kaçınılmazdır. Ancak, tahmin ettiğiniz gibi Düz Dünyacılar yerçekimini de reddediyorlar.  Oysa eline bir hortumu alıp bahçe sulayan herkesin kolayca teyit edebileceği gibi, yerçekim alanında hareket eden her cisim (bu bir su damlası, taş, uydu, gezegen ya da meteor olabilir) Newton’un (ve sonra da Einstein‘in) öngördüğü kesin formüllerle belirlenmiş konik eğriler çizerler. (Bu bir elipsparabol ya da hiperbol olabilir, ama asla düz bir çizgi değildir.) Matematikte konik eğriler çok iyi incelenmiş ve analiz edilmiş bir konudur ve yörüngelerin bu şekilde eğri olmasının yerçekimin ters kare yasası ile ilgisi vardır. Kısaca, Yerçekim Kuvvetini ya da bir başka değişle Yerçekim Alanının varlığını yadsıyamazsınız.

Dünya’nın yuvarlaklığı ile ilgili o kadar çok kanıt var ki insan saymaya üşeniyor. Üstelik bu kanıtların çoğu binlerce yıldır biliniyor. Hem sadece batılı bilim adamları ve astronomlar değil, İslam düşünürleri, Matematikçileri ve Astronomları da Dünya’nın yuvarlak olduğunu biliyorlardı. Ezan ve iftar vakitlerini hesaplamak için çok ileri düzeyde matematik kullanmışlar, hatta Trigonomotri bilimini geliştiren de çoğunlukla onlardır. Bugün birçok yıldızın adı Arapça kökenlidir. (Aldebaran, Alnifak, Algol, Beytelcüz vs.) Müslümanlar Astronomide çok ileri gitmişlerdi.

Düz dünyacıların ellerindeki harita yanlış ve bu haritayı gözlenen tüm coğrafi ve astronomik olgularla uyumlu biçimde nasıl çizeceklerini henüz açıklamış değiller. Güneş ve Ay’ın hareketleri ile ilgili iddiaları gözlemlerle uyuşmuyor. Düz Dünyacıların yaptıkları saatler yanlış çalışıyor. Ellerinde gerçek bir koordinat sistemi ve bu koordinat sistemine bağlı bir uzaklık formülü yok. Düz dünyacıların uçurduğu uçaklar hedeflerine asla ulaşamaz, saatleri doğru çalışmaz, takvimleri işlemezdi. Öyleyken ısrarla Dünya’nın pizza gibi düz olduğunu iddia etmeye devam ediyorlar.

Peki ama neden?

Binlerce yıldır birikmiş onca gözlem, deney, kanıt ve bilimsel çalışmayı reddetmek neden? Bunun altında hangi düşünce, hangi amaç, hangi motivasyon yatıyor olabilir?

Bence bu yazıda Düz Dünyacıların neden haksız olduğunu kanıtlamaya çalışmak yerine, onların neden bu bilimdışı düşünceye saplanıp kaldıklarını araştırmalıyız.

Elbette bilim şüpheyle başlar. Ama sadece şüpheyle yürümez. Şüpheni kanıtlamalı ve gözlenen olguları açıklayan iyi bir teori (yani model) geliştirmelisin. Yuvarlak dünya modeli gözlenen olguları büyük bir başarıyla açıkladığı gibi, insanlar onun yuvarlak olduğunu zaten gördüler, görüyorlar.

Neden bu kadar inatçılar?

Düz Dünyacı profili genelde aşırı dinci kimselerden oluşuyor. Ancak, kafalarındaki dinsel inanç ya da sistem nasıl bir sistemse, tanrının ille de her şeyi çok basit yaratması ve dünyanın bir oyuncak gibi olması gerektiğini düşünüyorlar. Bir yandan “Tanrı’yı sorgulamayalım, onun gizemli yolları ve yöntemleri vardır,” derken bir yandan da Tanrı’nın evreni bir oyuncak gibi basit yaratması gerektiğini düşünüyorlar. Yani bir tepsi gibi dümdüz olmalı. Bakış açılarındaki çarpıklığı görmeye niyetleri yok.

Üstelik bugüne kadar Dünya’nın yuvarlaklığı ile ilgili kanıtlar ileri süren bilim insanlarının çoğu zaten dindardı. Yani Dünya’nın yuvarlak olmasına inanmalarının dinsel bir gerekçesi olamaz.

Bu zavallı insanlar, çalışması Dünya’nın yuvarlak olmasına bağlı olan Internet sayesinde cahilliklerini yaymak ve dikkat çekmek için iyi bir yol buluyorlar. Peki, ama yuvarlak olmayan ve yerçekimsiz bir Dünya’da iletişim uydularını gökyüzünde tutan hangi kuvvettir? Hangi matematiksel model yerçekim alanı içinde hareket eden bütün cisimlerin parabolik, elipsoid, hiperbolik ya da dairesel yörüngelerini açıklayabilir? Bunu milimetrik hassasiyetle ölçen formülleri hiçe saymak niye? Peki, madem hiçe sayıyorsunuz, yerine koyabileceğiniz daha basit ve daha doğru modeller, formüller, teoriler nerede? Kabaca “dünya düzdür” demekle işin içinden sıyrılmazsınız.

Güneşin tepemizde dönen bir çeşit masa lambası olduğunu iddia ediyorlar. Ama nasıl olup da Güneş ve Ay’ın doğup batarken ufkun altına indiğini açıklayamıyorlar. Onların sisteminde Güneş ve Ay asla ufkun altına inmemeliydi. Bu olgu basit bir perspektif küçülmesiyle açıklanamaz.

Mevsimlerin oluşumu, ekinokslar, Güneş ve Ay tutulmalarından gelen verileri açıklayamıyorlar. Ya da her bir gözlem için, birbiriyle çelişen çocuksu açıklamalar üretiyorlar. Ama bunlar sadece açıklamadır; teori ya da modern deyişle “model” değildirler. Bir yaradılış miti de bir çok şeyi “açıklar” ama uçakları uçurmak, coğrafi ve astronomik olayları tahmin edebilmek için tutarlı modellere (kuramlara) ihtiyacınız vardır.

Düz Dünyacıların ağızlarından düşürmedikleri olgular (atmosferik mercekleme etkisi, ışığın kırılması, perspektif, yerçekimi, tutulmalar vs.) hakkında en ufak bir fikirleri bile yok. Ama varmış gibi konuşarak safsatalarını lafa boğuyorlar. Ne kadar çok ses çıkarırlarsa, o kadar haklıymış gibi görüneceklerini sanıyorlar. Oysa bu propagandadan başka bir şey değildir, bilim böyle yapılmaz. Bildiğimiz gibi boş teneke çok ses çıkarır.

Bu yazımda Dünya’nın yuvarlaklığı ile ilgili kanıtlar göstermeye çalışmayacağım. Çünkü İnternet’te bunu yapan birçok insan var.

Ama en çok bilinen kanıtları kısaca özetlemek istiyorum.

düz dünya ile ilgili görsel sonucu

Düz Dünyacılara Hatırlatma:

Aşağıdaki argümanlara cevap verdiğinizi zannedebilirsiniz, ama veremiyorsunuz. Yanıtları daha dikkatte okursanız, verdiğiniz cevapların aslında “cevap” olmadığını göreceksiniz. Tükenmek bilmeyen argümanlarınız yaratıcılıkta (!) sınır tanımıyormuş gibi görünüyor; bilimsel bir çerçeveye yerleşmek zorunda olmadığınız için iddialarınızın sonunun gelmemesi de doğal tabi. Tıpkı sonu gelmeyen Binbir Gece Masalları gibi, köpürttükçe köpürtebiliyorsunuz. Ama bütün bu sözde “açıklama ve iddialarınız” gerçeklerle tutarlı değil. Bu, tıpkı “baba tren nedir?” sorusuna babasının verdiği yanıtla tatmin olmayan ve sürekli olarak soru soran bir çocuğun davranışına benziyor. Oysa çocuk doğasında var olan merak ve öğrenme isteğiyle; tanımadığı ve nasıl çalıştığını bilmediği dünya hakkında bilgi edinmek için sorular sorar.

1) Kuzeye doğru gidildikçe Kutup noktası yükselir. Ekvatorda tam ufukta yer alan Kutup Yıldızı, Kuzey kutbunda tam olarak başucundadır. (Başucu: Yeryüzünde bir noktada çekülün gösterdiği doğrultunun gökyüzüne doğru olan yönü.) Bazı yıldızlar Güney Yarım Kürede, bazıları ise Kuzey Yarım Kürede hiç görünmezler. Örneğin Kutup Yıldızı (ve ona yakın olan diğer yıldızlar) Güney Yarım Kürede gözlenmezken, Macellan Bulutları ve Güney Haçı Takım Yıldızları Kuzey Yarım Kürede gözlenmezler. Bir gözlemci bulunduğu enlemi Kutup Yıldızı’nın ufuktan olan açısını ölçerek bulabilir. Mesela İstanbul’da Kutup Yıldızı daima ufuktan 41 derece yüksekliktedir. Düz dünya modelinde bu yükselmeyi doğru olarak veren bir formül yoktur. Düz dünyacılar da kendi basit modelleri içinde Kutup Yıldızı’nın Dünya’nın farklı noktalarında farklı yerlerde görüleceğini öngördüklerini söylerler, ama enlem ve boylama bağlı tutarlı bir formül veremezler. Ayrıca Güney Yarım Kürede bazı yıldızların ufkun hiçbir zaman üstüne çıkmamasını (yani hiçbir zaman gözlenmemesini) açıklayamazlar.

2) Gemiler: Herkesin bildiği gibi uzaklaşan gemilerin en son bacaları ve yelkenleri gözden kaybolur. Bu aslında gözlenmesi sanıldığı kadar kolay bir olgu değildir. Çünkü ufuk çok uzaktadır ve ayrıca atmosferin etkisiyle ufuktaki cisimlerin görüntüsü yamulur. Ancak yine de teleskop ve dürbünlerle yapılan gözlemler, uzaktaki adaların sadece zirvelerinin, yüksek gökdelenlerin ise sadece tepe kısımlarının gözlenebildiği, zemin kısımlarının görünmediği defalarca teyit edilmiş ve fotoğraflanmıştır. Üstelik bu kaybolma miktarı tam olarak küresel dünya modelinin öngördüğü kadardır ve matematiksel formüller her zaman doğru sonuç verir.  Düz dünyacılar bunu atmosferik mercek etkisine bağlarlar, ama bu doğru bir açıklama değildir. Çünkü atmosferik mercek etkisi hiçbir zaman bir cismin alt kısmını görünmez yapamaz. Sadece biraz şeklini bozar, hepsi budur.

3) Güneş ve Ay’ın doğup batarken ufkun altına inmesi ve tam olarak beklenen zamanda diğer taraftan yeniden doğması. Evet, bu basit olgu bile bu gök cisimlerinin gökyüzünde yatay olarak değil, çembersel bir yörüngede dolandığının göstergesidir. Düz Dünyacıların iddia ettiği gibi, Güneş ve Ay, pizza biçimindeki Dünya’ya paralel olarak yatay hareket yapsalardı, hiçbir zaman batmazlar, daima görünür olurlardı. Oysa biz apaçık biçimde battıklarını görüyoruz. Üstelik Güneş ve Ay’ın gökyüzündeki ilerleme hızlarına uygun olarak tam beklenen zamanda yeniden doğuyorlar.

4) Ay tutulmaları sırasında Dünya’nın gölgesinin yuvarlak biçimde olması. Bu olguya ilk dikkat çekenlerden biri Aristo’dur.

5) Yerçekim kuvveti büyük kütleleri küresel biçim almaya zorlar. Yerçekim alanı ya da kuvvetinin varlığı ise çok net biçimde kanıtlanmıştır.

6) Güney yarım kürede Ay ters görünür. Bunun Dünya’nın yuvarlak olmasından başka açıklaması yoktur. Güney’e seyahat eden biri Ay’ın yavaş yavaş döndüğünü görecektir. Ekvator üzerinde görüntü ters döner, Avustralya’da ise tamamen terstir.

7) Dünya üzerindeki iki noktanın enlem ve boylamlarına bağlı olarak bu iki nokta arasındaki uzaklığı tam olarak veren bir formül vardır. Bu formül küresel geometriden türetilmiştir. Düz dünyacılar henüz böyle bir formül verebilmiş değildir.

8) Yükselen cisimler daha uzağı görürler. Bu olgunun da tek açıklaması Dünya’nın küresel olmasıdır. Yani, Düz Dünyacıların iddia ettiği gibi, ufuk çizgisi her zaman gözümüzle aynı hizada değildir. Örneğin pilotların çok iyi bildiği gibi, uçaklarda ufuk çizgisi göz hizasının altındadır. Deniz kıyısından bakan biri sadece kendisine yakın olan gemileri görebilirken, yüksek bir tepeden bakan kişi daha uzaktaki gemileri de görecektir.  Bu olgu, aynı anda iki farklı yükseklik için gün batımı zamanının farklı olmasını da açıklar. Yeryüzünde duran biri için Güneş batmışken, dağların zirvesinde bulunan biri için Güneş hala ufkun üstündedir. Yani Gün batımı olayı, farklı yükseklikteki gözlemciler için farklı zamanlarda gerçekleşir. Düz dünyacılar bu olguyu da açıklayamıyorlar.

9) Fotoğraflarda neden Dünyanın eğriliği belli olmuyor? Bu sorunun yanıtı oldukça basittir. Dünya’nın eğriliği göz ile ya da fotoğraf makinesi ile fark edilebilecek kadar büyük değildir. Hatta bu eğrilik o kadar az ki, ülke boyutunda bile yeryüzünün “hemen hemen düz” olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak bu ufak eğrilik, devasa bir gezegen söz konusu olduğundan hiç de ufak değildir. Bu konuda daha güzel bir açıklamayı şu linkten bulabilirsiniz. (Link: http://www.thespaceacademy.org/2018/06/the-way-this-guy-proves-earth-is-not.html#.XIbVvigzaBa)

10) Koordinat sistemi. Kullandığımız küresel koordinat sistemi, yani enlem ve boylamlar ve onlara bağlı olan uzaklık formülleri de küresel geometri tabanlıdır. Düz Dünyacılar bugüne kadar tutarlı bir formül verebilmiş değillerdir. Bu konuyla ilgili link: (https://www.youtube.com/watch?v=hJ8dQqLzi7A)

11) Ve tabi uzaydan çekilen fotoğraf ve videolar, uzaya gitmiş olan astronotların tanıklığını da kanıtlara eklemeliyiz. Düz Dünyacılar bu fotoğrafların sahte olduğunu, dijital olarak üretilmiş olduğunu iddia ederler, ama bu doğru değildir. NASA ya da diğer uzay ajanslarının kullandığı fotoğraflar zaman zaman işlenmiş olabilir, ama bu onların “sahte” ya da “dijital görüntüler” oldukları anlamına gelmez. Kaldı ki hiç işlenmemiş milyonlarca fotoğraf vardır.

Dünya’nın yörüngesine çıkan ilk insan olan Yuri Gagarin‘in şu sözleri ile bitirelim yazımızı: “Dünya kesinlikle yuvarlak!”

Kaynaklar:

1) Wolfie6020: https://www.youtube.com/user/Wolfie6020/videos

2) Olivier Joseph (Fransızca): https://www.youtube.com/channel/UCmJJCFX6g2s_AgkROzDVJLw/videos

3) Voysofreason: https://www.youtube.com/user/JonasGrumby71/videos

4) Youtube üzerinde arama linki: https://www.youtube.com/results?search_query=flatearth+debunked

Matematiksel 

Yorumlar (1)
Atlas YouTube kanalı 2 yıl önce
Sinan Bey,
Çalışmanızı mevcut veriler doğrultusunda takdir etmekle birlikte , bu verilerin temelinde bir göz yanılgısı ile yüzyıllardır bilim insanlarını yanıltan, gözün İKİZKENAR ÜÇGENLEME bakış özelliğinin varlığına dikkat çekmek isterim. Özetle teorem, düz yeryüzünü küremsi algılayan gizemli bir görüş handikapının gerçekliğini sergiliyor. Bu; matematiksel ispatını f( s,g,x) = arctan ( x.s/ g) trigonometrik fonksiyonun (s) ye göre 2. kısmi türevi ile elde edilen bir rasyonel fonksiyon grafiği ile buluyor.
s: göz seviyesi yükseliği
g: mesafe
Teferruatlı bir konu olup, kanalıma misafir olmanız halinde görüşlerinizi beklerim.
video başlığı : Düz Dünya Formül bu : f( s, g, x ) = ...
atlas YouTube kanalı