İlk Çağda Akdeniz - Murat ORHUN
"İlk Çağda Akdeniz "
ETRÜSK -ETRURİA EGEMENLİĞİ

M.Ö. yedinci yüzyılın ikinci yarısında ise Etrüskler bölgede birlik sağlayıp Roma’ya kadar ulaşmışlardı.


M.Ö. 616 yılında ise Etrüsk kökenli Tarquin (Tarkan) sülalesi Roma’da yönetimi ele geçirmişti. Bu durum Roma’da Cumhuriyet’in kuruluşuna, yani M.Ö. 510 senesine kadar devam edecekti.


M.Ö. altıncı yüzyılda ise, Etrüskler bölgede büyük bir güç oluşturmuşlardı. Roma yazarları da Etrüsklerin parlak zamanlarını tanırlar.

Titus Livius Etruria için;
“Tanta opibus Etruria erat ut jam non terras solum sed mare etiam per totam Italiæ longitidunem ab Alpibus ad fretum siculum fama nominis sui implisset / Etruria o kadar kudretli idi ki, yalnız karada değil denizde de, Alpler’den Messina Boğazına kadar, bütün İtalya boyunca şöhreti yayılmıştı.“ diye yazmıştır. (Ab Urbe Condita I, 2)


Bu dönemler İtalya’da ve Roma’da Grek etkisinin en yoğun olduğu dönemlerdir. İşte bu dönemde Grek kültürü bölgeye tam olarak nüfuz edebilmiştir.


M.Ö. 550 yılı civarında Roma, büyük bir Etrüsk şehri görünümünü almıştı. Arkeolojik veriler de bunu desteklemektedir.


Bu dönem Roma sanatı, Toscanyalı bir karakter almıştı ve yazıtlardan anlaşıldığı kadarı ile Latince’nin yanında, Etrüsk dili de konuşuluyordu. Capitol’deki tapınak ise Etrüsk karakterinde idi. Şehir büyük bir refaha kavuşmuştu.


Mezarlardan çıkan altın, gümüş, fildişi eserler, bulunan Grek eserleri, şehirciliğin, özellikle de lağım sisteminin gelişmiş olması bunun göstergelerindendir.
Etrüsklerin bu yayılma siyaseti kaçınılmaz olarak Greklerle karşı karşıya gelmelerine neden oldu. Aslında Etrüskler daha önce Korsika kıyılarında Greklerle çatışmışlardı ve yeni bir savaş kaçınılmazdı.
M.Ö. 565 senesinde, Korsika’nın doğusunda, Etruria’nın tam karşısında Alalia şehri kurulmuştu.
M.Ö. 545 senesinde ise Pers akınlarına dayanamayarak buraya kaçan Foçalılar, Etruria için tehlike oluşturuyordu.
Etrüskler bunun üzerine Grek yayılmasından endişe duyan Kartaca ile ittifak kurdular. Aristo Politika adlı eserinde buna değinmektedir. ( III , 9 , 36 ):


“Devlet, bir karşılıklı koruma sözleşmesinden ya da mal ve hizmetleri değiş tokuş etmek için yapılan bir anlaşmadan da fazla bir şeydir; çünkü öyle olsaydı, Etrüskler, Kartacalılar ve birbirlerine sözleşmeden kaynak olan yükümlülüklerle bağlı bulunan ötekileri, tek bir devletin yurttaşlar saymak gerekirdi. Elbette bunların arasında ticaret anlaşmaları, saldırmazlık sözleşmeleri ve bağlaşmalarını tanımlayan yazılı belgeler vardır. Fakat bu tek bir devlet, tek bir yurttaşlıktan çok farklıdır.”


Kaçınılmaz savaş M.Ö. 540 senesinde Alaia’da patlak verdi.


Herodotos bu savaşı ve öncesini şöyle anlatır:
“[ Phokaia’lılar ] ( Foça’lılar ) Kyrnos’a ( Korsika’ya ) vardıkları zaman beş yıl, oraya ilk olarak yerleşmiş olan kolonlarla ortak yaşadılar, tapınaklar kurdular. Bütün çevrede çapul yaptıkları için, Etrüks’ler ve Kartaca’lılar aralarında anlaşarak, bunlara karşı yürüdüler. Bir deniz savaşı oldu; bu Phokaia’lılar için bir çeşit Kadmos yenilgisiydi, zira gemilerinin kırk tanesi batmış, kalan yirmisinin de mahmuzları kırılmış, işe yarar hali kalmamıştı. Alalia’ya dönerek kadınlarını ve çocuklarını aldılar, eşyalarından gemiye yüklenecek ne varsa hepsini yüklediler, sonra Kyrnos’u bırakarak Rhegium’a gittiler.“ ( I , 166 )



Savaş Etruria – Kartaca ittifakının zaferi ile bitmişti. Fakat Etruria bu zaferden Kartaca kadar yararlanmasını bilemedi, bundan yararlanan Kartaca oldu. Böylece Etrüksler’in denizdeki hareket sahaları güneyde Yunanlılar doğuda Kartacalılar tarafından kısıtlanmış oldu.

Murat ORHUN

ETRÜSK KÜLTÜRÜ VE ROMA KÜLTÜRÜNE TESİRİ (DOKTORA TEZİ)

Yorumlar (0)