İsa Peygamber Mitosu - Arif Cengiz Erman

İSA PEYGAMBER MİTOSU

İsa peygamberin Latince İesus ve Yunanca İesous olan adının ne anlama geldiği bugün kesinlikle bilinmemektedir. Yapılabilen en iyi tahmin, İbranice Yehoşua adından gelmiş olabileceğidir. Bu sözün yeho bölümünün İbranice tanrı anlamına gelen Yahve sözüne, kalan şua bölümünün de kurtarmak anlamına gelen yşç sözüne dayandırılarak, “Yahve kurtuluştur” anlamına geldiği  iddia edilmektedir.  Böyle bir iddia, dil bilimini dil hokkabazlığına çeviren bir iddiadır. 

Bu ad, Etrüskçe Eisiu ve Eisius sözlerinden dönüşmüştür. Bu adın kökü, Etrüskçe kutsal ruh; kutsal anlamına gelen ais ya da eis (okunuşu ays/eys) sözünden gelmektedir. Etrüskçe aislu/eislu (Türkçe Ays-lı/Eys-li) ve aisiu/eisiu (Türkçe Ays-sı/Eys-si) sözleri kutsal; ilahi, aisius/eisius (Türkçe Ays-sış/Eys-siş) sözü de kutsal olan; ilahi olan demektir. 

İsa peygamberin anlamının ne olduğu bilinmeyen annesinin adı Maria da (Meryem) Türkçedir. Etrüskçe bir kız adı olan Maria, par (parlak) anlamına gelen mar sözünden türevdir ve parlak, akıllı, zeki anlamına gelmektedir. Annesi gibi kendisi de Etrüskçe ad taşıyan İsa peygamberin Yahudi olması olanaksızdır. İsa peygamberin Anadolu'da yaşamış olması gerekmektedir. Dünyanın ilk kiliselerinin Ürgüp'te bulunması ve Meryem Ana'nın mezarının Selçuk'ta olması rastlantı değildir. 

Hıristiyanlık sözünün kökeni olan Yunanca Christos, Latince Christus adının ne anlama geldiği bugün tam olarak bilinmemekle birlikte, "christos" sözünün Eski Yunanca “yağa bulanmış” ya da “yağ sürülmüş” anlamına geldiği sanılmaktadır. Yağ sürülerek kutsanma geleneğinin de eski İsrail kralları ve rahiplerinin görevlerine başlarken yağla kutsandıkları iddiasına dayandırılmaktadır. 

Oysa Yunancada  elayo  sözü yağ anlamına gelmektedir ve Etrüskçe/Pelasgça yağ demek olan lei sözünden kalmadır (Sümercede de “yağ”, li demektir). Bu söz günümüz Türk diline l-y ses dönüşümüyle yağ olarak evrilmiştir. Kısacası Christos sözünün lei (yağ) ile herhangi etimolojik ilgisi yoktur. 

Christos sözü Etrüskçe/Pelasgça “kırışıklık”, “üzüntü” anlamlarına gelen crisitha (okunuşu kirişita) sözünden gelmektedir ve günümüz Türk diline kırışıtı (kırışma) olarak evrilmiştir. Etrüskçe crisithus (okunuşu kirişituş) sözü, günümüz Türkçesi ile kırışıtış, yani “üzülüş/kırılış” demektir (Türkçedeki “üzülmek” sözü de “kırılmak” anlamına gelen Türkçe “uzulmak” sözünden evrilmiştir).
 
İsa Peygamberin adı olan İesus Christus sözünün kökeni, Etrüskçe “kutsal üzülüş” anlamına gelen Eisius Crisithus'tur. Bu açıdan Christian (Hıristiyan) adı, “üzülen” anlamına gelen Etrüskçe crisithan (okunuşu kirişitan), -günümüz Türkçesi ile kırışıtan- sözünden gelmektedir. 

Bu dine inananların kendilerini “üzülen” olarak adlandırmalarının nedeni ise, İsa peygamberin dörtmıha (“çârmıha”) çakılarak idam edilmesi ve İsa peygambere inananların inançlarından dolayı üçyüz yıl boyunca Roma Devleti tarafından baskı  altında tutulmaları ve katledilmeleridir.

Hıristiyanlığın Semitik bir özellik göstermesinin en önemli belirtisi; dünyada yaşamış tek günahsız kişi olan İsa'nın, insanların günahlarını bağışlatan bir kurban olarak dörtmıhta ölmesi ve Tanrı'nın bu kurbanı kabul ederek, İsa'yı ölümden diriltmesi inancıdır. 

Bu inanç, Semitik halkların eski bir geleneği olan, ilk doğan erkek çocuklarını tanrılara kurban etmelerinden kalmadır. Diğer bir Semitik özellik ise Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesiyle Tanrı'ya politeist bir içerik kazandırılmasıdır ki, bu da eski bir Semitik politeist inançtır. 

Bu dinin Semitik bir özellik göstermesinin nedeni ise, Hıristiyanlığın Paulus tarafından kurulmuş ve yayılmış olmasıdır. Ayrıca dört İncil'deki yirmiyedi bölümden ondördü Paulus'un anlattıklarına dayandırılmaktadır. M.S. 5 ile 67 yılları arasında yaşadığı sanılan Paulus, Anadolu şehri olan Tarsuslu bir Yahudidir ve Roma yurttaşıdır. 

Paulus anlaşıldığı kadarıyla, Anadolu'da ve Filistin'de yaşamış olan iki ayrı figürü kaynaştırarak bir İesus Christus karakteri yaratmıştır. Bunlardan biri, -eğer Paulus'un kendi yarattığı bir kişilik değilse-  Anadolu'da yaşamış olan bir karakterdir; diğeri de Filistin'de yaşamış bir Yahudi olan İesus Barabbas'tır. 

İesus Barabbas'ın anlamı, “İsa babasının oğlu” demektir. Bir Etrüsk adı olan İesus adı ise, Barabbas'a ya Paulus tarafından eklenmiştir ya da bu ad, Roma yönetimi altına giren Yahudiler arasında yayılmaya başlamıştır. Barabbas, Romalılara karşı isyan örgütlemek suçundan dörtmıha çakılarak idam cezasına çarptırılır. 

Paulus'un anlatısına göre İesus Barabbas affedilerek, yerine İesus Christus dörtmıha çakılır. Ancak Paulus'un, Hıristiyanlığın Yahudilik dini içinde bir tarikat olarak ortaya çıktığı biçimindeki anlatılarının doğruluk derecesi, İsa peygamberin yaşamı ve yaşayıp yaşamadığı bugün Batılı bilim ve din adamları arasında hâla tartışılmaktadır.

İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğu, Paulus tarafından ortaya atılmıştır. “Babasının oğlu” demek olan Barabbas adının anlamının İesus Christus'a eklenmesi, “babanın oğlu”, yani “Tanrı'nın oğlu” biçiminde gerçekleşmiştir. Böylece İsa peygambere tanrı özelliği de eklenerek baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesi oluşturulmuştur. 

Paulus'un anlatılarına dayandırılarak, M.S. 50 ile 100 yılları arasında yazılan dört ayrı İncil'de İsa peygambere Filistin'de geçen bir yaşam hikayesi uydurulmuş ve Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat da “Eski Ahit” olarak kabul edilerek, “Yeni Ahit” olan İncil'e eklenmiştir. Sonuçta Roma diniyle Zerdüştlük ve Yahudilik karışımı bir din ortaya çıkmıştır. 

Türklerin Gerçek Tarihi, Türk Dili ve Tarihi Üzerine Tezler

Arif Cengiz Erman

Yorumlar (0)