Kuran'ın Matbaada İlk Basımı Meselesi

Kuran'ın Matbaada İlk Basımı Meselesi

Osmanlı'da Museviler 1493'te İstanbul'da, iki yıl sonra da Selanik'te matbaa kurarak, kutsal kitapları olan Tevrat'ı bastılar. 1567'de Ermeniler, kendi dillerinde kitaplar basmaya başladılar. 1627'de Rumlar da kendi matbaalarını kurdular.
İmparatorluğun çeşitli yerlerinde gayr i müslim unsurlar kendi dillerinde matbaa açmakla kalmayıp Arapça harflerle de kitap bastılar. 

Yöneten unsur Türklere gelince hala matbaa kuramamışlardı. Bunu yapmak için Şeyhülislam'dan fetva, padişahtan da ferman alınması gerekiyordu. Matbaa meselesine ilk ciddi teşebbüs, İbrahim Müteferrika ve Yirmisekiz Çelebizade Sait Efendi’nin girişimleri olmuştur. İbrahim Müteferrika matbaa açma iznini alabilmek için Vesile'tüt Tıbaa adlı bir risale yazarak burada matbaanın faydalarını övmüştür. Müteferrika’nın çabası Yirmisekiz Çelebi Sait'in desteğiyle birleşince Şeyhülislam Abdullah Efendi tarafından matbaa açılmasına dair ilk fetva verilmiştir.

 Bu fetvanın çıkmasıyla birlikte Osmanlı' da ilk matbaa kurulmuş oldu.
Hıristiyan ve Yahudilerin ilk olarak kutsal kitaplarını  basmalarına karşın Türkler ilk olarak İsmail el-Cevheri'nin "VankuluLügatı" adlı Arapça sözlüğünü basmışlardır. İlk matbaanın kurulmasından sonra belli başlı çıkar grupları ve ulemadan bir takım itirazlar yükselmişti. Sonraki dönemlerde fetvalarla, fermanlarla; fıkıh, tefsir, hadis ve kelam kitaplarının basılması yasaklandı. Bu anlayış Osmanlı'nın son zamanlarına kadar sürdü ve nihayet Cevdet Paşa'nın çabalarıyla 1874-1875 yıllarında İstanbul'da devlet eliyle ilk Kuran basılmaya başlandı. Böylece Kuran, matbaa icat edildikten 439 yıl sonra ve Osmanlı'da serbest bırakılmasından 152 yıl sonra ancak basılabilmiştir.

 Kuran'ın Hilafet merkezi olan İstanbul'da matbaa ile çoğaltılmamasına karşın  başka ülkelerde çok daha önceden basılması Osmanlı açısından vahim bir durumdur.

Kuran ilk defa Avrupa'da basılmış ve bilinen ilk baskısı Hamburg'da 1694 yılında yapılmıştır. Diğer baskılar da sırasıyla şöyledir:
 
1768 Leibzig (Almanya)

 1787 Petersburg (Katerina tarafından basılmış ve 1789, 1790, 1793, 1796, 1798 yıllarında tekrarlanmıştır. Basılan bu Kuran'lar Rusya'nın Müslüman ahalisine dağıtılmıştır. Bununla emperyal hedeflere ulaşılmaya çalışılıyordu)

1801 Kazan 

1833 Londra

1834 Flügel Baskısı (Almanya)
 
1850 Luknav (Hindistan)

1852 Bombay (Hindistan)

1857 Kalküta (Hindistan)
 
1863 Delhi (Hindistan)

1864 Kahire (Mısır)
 
1871 İstanbul
 
1874 İstanbul (Maarif Nezaretince)
 
Osman Keskioğlu, “Türkiye'de Matbaa Tesisi ve Mushaf Basımı“, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı:1 (1967),s .121,123-127

Yorumlar (2)
Efe Bugra 5 yıl önce
Turkler Osmanlida hic bir zaman yoneten olmadi, Turkler asker gucleri ve vergilerle surekli kullanilip somurulmesine karsin her zaman asagilandi. Osmanli ayri sey Turkler ayri seydir, Turkler icin Osmani hegomanyasi altinda 600 yil yasamis ve asimilasyona ugramis olmak Turklerin kilic zoruyla muslumanlastirilmasindan sonra en buyuk ikinci felakettir.