Ala ve Ela Sözcüklerinin ilginç Geçmişi-Prof. Dr. Hatice Şirin

Ala ve Ela Sözcüklerinin ilginç Geçmişi


Prof. Dr. Hatice Şirin

Ala, çok eski bir sözcük.

Alaca bulaca, allak bullak gibi deyişlerde kökünü görebilirsiniz.

Farsçaya geçmiş "ela" olmuş.

Şairlerin beğenisiyle, Farsçadan Türkçeye yeniden buyur edilmiş.

Türkçe özgün biçimleri alageyik, alabalık gibi hayvan adlarında; Farsça biçimi de göz rengi olan "ela"da kalmış.


Eskiden "ikiyüzlü, dönek, güvenilmez kişi"ye de ala denirmiş.

Çünkü "ala", hem aldatmak hem de al (kırmızı) sözcükleriyle ilişkili.

Aldatmak'ın kökündeki "al", basitçe "araç ve yöntem" demek!

İnsanı kandıran yöntemler ve renkler ise basit değil, karmaşık ve göz boyayıcı...

Eski bir Türk atasözünde der ki:

Kişi alası içtin, yılkı alası taştın.
(İnsanın hilesi içinden hayvanın hilesi dışından)...

İkiyüzlülükten bezenlerin gitgide yalnızlığı seçmesi, kafayı da dört ayaklılara takması hep bu atasözü yüzünden galiba.

Yorumlar (0)