03.12.2018, 00:59

Tüm Yönleriyle Doğu Türkistan Gerçekleri 6

BATI ÜLKELERİ DOĞU TÜRKİSTAN’I GÜNDEME TAŞIDI TÜRKİYE İSE MYANMAR’I!

6 Kasım’da Cenevre’de, BM İnsan Hakları Konseyi Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri için toplanmış, 150 ülkenin katıldığı oturum sonunda BM İnsan Haklar Komisyonu’na bir dosya sunulmuş ve toplama kamplarının kapatılması istenmişti. Ayrıca BM binası önünde Doğu Türkistanlıların düzenlediği protesto gösterisine Çin zulmü altındaki diğer milletlerden Tibet, Moğolistan, Tayvan ve Vietnamlı protestocular da destek vermişti. Yine 14 Kasım’da ABD Kongresi önünde toplanan yüzlerce Doğu Türkistan Türk’ü Çin’in işgalci ve insanlık dışı politikalarını protesto etti. Batıdan sesler yükselmeye devam ediyor. Raporlar hazırlanıyor, oturumlar yapılıyor, Çin’e heyet gönderiliyor, Çin’e yaptırım söylentileri çıkıyor. Samimi ya da değil, orası tartışılır. Bizim Batı’yı aklama gibi bir düşüncemiz yoktur. Ancak şu bir gerçek ki; bir şekilde batıda Doğu Türkistan Türklerinin seslerini dünyaya duyurmalarına ortam hazırlanıyor.

BM DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN TOPLANIYOR, HABER YAPILMIYOR; BM GAZZE İÇİN TOPLANIYOR, HABER YAPILIYOR

BM Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri için 6 Kasım’da toplanmıştı. Türk televizyonlarında herhangi bir habere denk gelemedik... BM Güvenli Konseyi 14 Kasım’da Gazze için toplandı, haber televizyon kanallarında yer aldı. Bu ayrım Doğu Türkistan hassasiyeti olan herkesi derinden üzmektedir.

Tüm bunlar olurken 17 Kasım’da BM’de, İslam İşbirliği Teşkilatı adına Türkiye öncülüğünde ve AB ortaklığında bir yasa tasarısı sunuldu. Bu tasarıda Türkiye Myanmar’da yaşanan ciddi insan hakları ihlallerinin güçlü şekilde kınandığını ve hesap verebilirliğin temini için ihlallerin tam ve bağımsız şekilde sorulmasının talep edildiğini vurguladı. Türkiye’nin öncü olarak sunduğu tasarı BM’de büyük destek gördü. 193 üyesi olan BM’de 142 ülke tasarıyı desteklerken Çin başta olmak üzere 10 ülke karşı çıktı. Çin’in zalimlerden, katillerden yana olması elbette ki şaşırtmadı bizi. Ancak Myanmar’ın derdi ile dertlenen Türkiye nasıl olurda Doğu Türkistan konusunda bu kadar sessiz kalabilir.

Ya İslam İşbirliği Teşkilatı ne işe yarar? Sorumlulukları nedir? Çin 69 yıldır Doğu Türkistan’da soykırım uygulamakta iken, İslam’ı zihinsel bir hastalık olarak nitelendirirken ve Doğu Türkistanlı Türk ve Müslüman kardeşlerimizi bu zihinsel hastalıktan(!) kurtarmak için sözde eğitim kampları kurmuşken İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türkiye neden bunu gündeme taşımamaktadır?!

Türkiye olarak, insan hak ve özgürlükleri noktasında Suriyelilerin, Filistinlilerin, Myanmarlıların yanında olabiliyorsak neden Doğu Türkistan Türklerinin yanında olamıyoruz? Tam tersine gidip Çin Adalet Bakanlığı ile hukuki işbirliğine dayalı mutabakat imzalıyoruz…

DOĞU TÜRKİSTAN’DA KİMSE KENDİ ÇOCUĞUNA SAHİP ÇIKAMIYOR!

Toplama kamplarına kapatılan ve orada ideolojik baskılara maruz kalan Doğu Türkistan Türkleri verilen ilaçlarla ailelerinden uzaklaştırılmakta, insani duyguları köreltilmektedir. Kamplardan kurtulanlar çok yaşamadan can vermekte ya da ağır psikolojik bunalıma girmekte ve bu nedenle büyük çoğunluğu dışarıda bıraktığı ailesinin, çocuğunun peşine düşmemektedir. Kimse kendi çocuğuna sahip çıkamamaktadır. Bu elbette ki Çin’in zalim bir planıdır. Türklerin nüfusunun artmak yerine azalması bundan dolayıdır. Öksüz, yetim kalan yüz binlerce Türk çocuğu yetimhanelere götürülmekte, adları Çince adlarla değiştirilmekte ve milli kimlikleri unutturulmaktadır. Türk olarak doğan çocukların ellerinden Türklükleri alınmaktadır. Ana dilleri unutturulup Çince konuşmak zorunda bırakılmaktadırlar. Çin doğrudan Türk kimliğine saldırmaktadır. Çin zaman zaman Türkiye’deki Doğu Türkistanlı Türklerin Çin’e iade edilmesi için uyduruk ve keyfi tutuklama kararları çıkarmaktadır. Yine şu sıralar Türkiye’de bulunan Maımatu Yusufu Abudukara adlı Doğu Türkistan Türk’ünün, Türkçülük yaptığı gerekçesiyle Çin’e iade edilmesi talep edilmiştir. Maımatu Yusufu Abudukara çıktığı duruşmada; ‘‘Ben Müslüman ve Türk olduğum için yargılanıyorum. Çin, biz Türklerin çoğalmasını istemiyor. Türkçülük yaptığımı düşündüğü için cezalandırmak istiyor. 40 milyon Doğu Türkistanlı Çin zulmü altında. Benim tek suçum Türk ve Müslüman olmam. Ailem orada ama onların hayatta olup olmadıklarını bilmiyorum. Beni Çin’e iade ederseniz öldürürler. Türk adaletine ve devletine güveniyorum’’ şeklinde ifade vermiştir. Dileriz bu kardeşimiz ve iadesi istenen diğer kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin koruması altına alınır.

12 KASIM DOĞU TÜRKİSTAN TARİHİNDE ÖNEMLİ BİR TARİHTİR

İşgal altındaki Türk yurdu Doğu Türkistan 12 Kasım 1933 ve 12 Kasım 1944 yıllarında iki kez bağımsızlığını ilan etmiş ve Doğu Türkistan Cumhuriyetleri kurulmuştur. Ancak işgalci Çinliler ve işbirlikçi Rusların hain planları ile iki cumhuriyet de yıkılmıştır. Bağımsız Doğu Türkistan yolunda verdiğimiz şehitlerimizi de bu vesileyle rahmetle yad etmiş olalım. İnanıyoruz ki bir gün ay yıldızlı gök bayrağımız yeniden Doğu Türkistan’da özgürce dalgalanacak ve kardeşlerimizin acıları sona erecektir.

DİLEK YILMAZ

TÜRKLÜKBİLİMCİ (TÜRKOLOG)

Yorumlar (0)