13.05.2020, 19:33

Turan iyilikten yanadır

TURAN İYİLİKTEN YANADIR
TURAN HAYALİ!


Her şey hayal etmekle başlar. 1987 yılı. Giresun, Akçalı Ortaokulunun öğretmenler odası. Ülküdaşım Hasan’a duvarda asılı duran dünya haritasında Sibirya’yı göstererk: “Hasan bu Türk illeri şimdi esir, zaman gelecek buralar özgürlüğüne kavuşacak, Türk devletleri bir olacak, Turan kurulacak. Bizler de karşılıklı birbirimizi görmeye gideceğiz” diye hayallerimi anlatıyorum.

Türk doğmuşuz, Türk milliyetçisi olmuşuz. Her Türk milliyetçisi gibi bizim de hayalimiz esir Türklerin esaretten kurtulması, sonra birlik olması, Turan’ı kurması üzerine. 


Daha ortaokul yılları. İngilizce öğretmenimiz Ejder Dilci. Bir gün derste ağlayarak anlatıyor: “Çocuklar Kırımlı Mustafa Cemiloğlu’nu şehit etmişler.” diyor. Hocamızın üzüntüsüyle biz de üzülüyoruz. Yüreği kendinden büyük Cemiloğlu şehit oldu diye Türk Mavisi basılan Türk Kültürü dergisinin bir sayısı siyah kapakla çıkmıştı.  Neyse ki haber doğru değilmiş. Büyük yürekli Cemiloğlu güzel Kırım’ın nispeten özgürlüğüne kavuşmasını da gördü yeniden tutsak edilmesinin acısını bir kez daha yaşadı ve hâlâ ayakta. Kırım tam özgür oluncaya kadar yaşasın! 


Hayal kuruyorduk, bir umuttu, ulaşılması çok zor bir ümitti. Şimdi dönüp baktığımda hiç de zor değilmiş meğer. Hasan’a hayallerimi anlattığım o yerlere gitmem sadece 6 yıl sonra gerçek oldu. 1993 yılının Kasım ayında Güney Sibirya’daki Tuva’nın başkenti Kızıl’a giden uçağın içindeydim. Gittim, onlarla hayatlarını yaşadım, dillerini tattım, GULAK hikâyeleri dinledim, eksi 55 derecede Sibirya’da nasıl yaşandığını öğrendim.

Türkiye’de Müslümanlık adına yaşayıp yaşattığımız pek çok şeyin bin yıllar öncesinin Şaman kültüründen süzüp getirdiğimiz kültür değerlerimizin inanca dönüşmüş hâli olduğunu anladım. Dünyam genişledi, zenginleşti. Sonraki yıllarda da Türk Dünyasının pek çok yerini gördüm, yıllarca hayallerimi gerçekleştirdim, Turan ellerinde yıllarca yaşadım. Ne zor şartlardan geçtiklerini gördüm, kültürümüzde farklılıklardan çok benzerliklerimizin olduğunu anladım. Türk’ün en ele alınmaz yanının kardeş düşmanlığı olduğunu, kardeşle düşman olmak için düşmanla dost olunduğunu yaşayarak öğrendim.


Kendimi bildim bileli Türk Milliyetçisiyim. Türk Milliyetçiliği Türk’ü sevmektir. Türk’ü sevmemiz başka milletlere düşman olmamızı gerektirmez. Elbette bize düşmanlık edenin, ocağımızı söndürenin düşmanlığını aklımızda tutmalıyız fakat Türk olmayanı bizden değil diye hor görmeyiz. Bizim Tanrının verdiği üstünlüklerimiz bizim gibi olmayanı yok etmek için değil bizden olmayanı da mutlu, tok yaşatmak için verilmiş özel üstünlüklerimizdir.

Tanrı Türkü dünyaya nizam versin diye, insanlık içinde adalet dağıtsın diye il tutma yeteneğiyle yaratmıştır. Tarihin geçmiş sayfaları bunun böyle olduğunu söylüyor, bundan sonrası da böyle olacak, tarih tekerrür edecek.


Turan hayalimin gerçekleşme sürecinin epeyce bir bölümünü, bir insan ömrünün kısacık süresinde, yaşayarak gördüm. Bu hayalin tam gerçekleşmesi için neler gerekli, eksiğimiz fazlamız nedir? Hangi değerlerimiz insanlığa güzellikler getirir? Bütün bunları 50 yıllık Türk Milliyetçiliği, 30 yıllık Türk Dünyası hizmetkârlığı tecrübelerimle deneme tarzında anlatmak istiyorum.

İçinde bulunduğumuz sıkıntılı günler Turan için bir fırsat olabilir. Dünyanın vahşi kapitalizm yönetimlerinin, faşist diktatörlüklerin, irticai insanlık dışı uygulamaların bir işe yaramadığı, insanlığın ve dünyamızın geleceğini yok ettiği ortaya çıktı. Yeni arayışların ilacı Turan’dır. İnsanı seven, iyiliği esas alan, dünyaya saygı duyan bir düşünce, birlik dirlik düşüncesi Turan.

Bayrama kadar, “TURAN İYİLİKTEN YANADIR” ana başlıklı, her gün Turan’ın bir yönünü ele alan denemeler yazacağım. Adı üstünde “deneme”, her şey hayal etmekle başlar, hayal etmekten hiç vaz geçmemeliyiz ve o hayalin her gün bir parçasından tutmalıyız, hangi parçası bize uygunsa…

Yorumlar (0)