06.12.2021, 21:18

Türk Dil Devrimi Üzerine - 3 - Arapça Sözcük Yapımının Özü

Türk Dil Devrimi Üzerine - 3 - Arapça Sözcük Yapımının Özü

Şimdi gelelim Arapça sözcük türetiminin özüne…

Adım adım ilerleyeceğiz. Çünkü Arapça sözcüklerin seslendirilme kurallarını size eksiksiz kavratmak istiyorum. Bu çok başat ve önemli bir konu.

Arapça başat kökler üç sesten oluşurlar. Bu köklere “Sülasi Mastar” denir. Sözcük türetiminde kullanılan kalıpları/vezinleri öğretmek içinse başat köklerdeki bu üç ses sağdan sola sırasıyla

“ل” – Lam; “ع” – Ayn;  “ف” – Fe – فعل

harfleriyle simgelenirler.

فعل  Fe-Ayn-Lam ise Arapçanın kurallarına göre 5 ayrı biçimde seslendirilebilir:

fa’l – فعل

fi’l - فعل

fu’l - فعل

fa’al - فعل

fi’al - فعل

Şimdi diyelim ki,

 ف – Fe karşılığı Cim – ج

ع – Ayn karşılığı He – ھ

ل – Lam karşılığı Lam – ل gelsin bakalım karşımıza ne çıkacak: جھل

Şimdi bu kökü Arapça başat köklerin seslendirilmesine göre seslendirelim

جھل - cehl - fa’l – فعل

جھل - cihl - fi’l – فعل

جھل - cuhl - fu’l – فعل

جھل - cehel - fa’al – فعل

جھل - cihel - fi’al – فعل

Bu okunuşlardan yalnızca bir tanesi seçilir. Bu okunuşların tümü kullanımaz. Bu kökün öznesini ve nesnesini yaptığımızda bakalım doğru okunuşunu seçebilecek misiniz ?

(Özne) جاھل - cāhil - fā’il – فاعل  (İsm-i Fail)

(Nesne) مجھول - mechûl – mef’ûl – مفعول (İsm-i Mef’ûl)

Arapçanın işleyişi temelde böyledir. Diyelim ki, kökümüz فعل Fe-Ayn-Lam karşılığı ھجر  He-Cim-Re olsun:

ھجر - hecr - fa’l – فعل

ھجر - hicr - fi’l – فعل

ھجر - hucr - fu’l – فعل

ھجر - hacar - fa’al – فعل

ھجر - hicar - fi’al – فعل

Şimdi de öznesini ve nesnesini yapalım:

(Özne) ھاجر - hācir - fā’il – فاعل  (İsm-i Fâil)

(Nesne) مھجور - mehcûr– mef’ûl – مفعول (İsm-i Mef’ûl)

Sanıyorum Arapçanın işleyişini anlatabildim.

sâhil, kâtil, kâtib, sâdık, hâlik vs… fâil vezninde,

meshûl, maktûl, mektûb, masdûk, mahlûk vs… mef’ûl vezninde çekimlenmiş sözcüklerdir.

İşte Araplar, bu en temel فعل"  Fe-Ayn-Lam” vezninde harflerin başına, sonua ve arasına Elif, Vav ve Ye ile ünsüzler katarak yeni yeni vezinler türetirler. 

Örneğin فعال – Fa'âl – Fi’âl;  فعالت - Fe’âlet – Fi’âlet; فعلان – Fa’lân – Fi’lân – Fu’lân – Fa’alân gibi gibi…

Kullanılan her kalıpta yalnızca tek bir okunuş seçilir. Tümü kullanılmaz.

Örneğin; Fa’lân-Hecrân, Fi’lân-Hicrân, Fu’lân-Hucrân, Fa’alân-Hecarân okunuşlarından geçerli olanı ve dilde kullanılanı Hicrân’dır.

Dolayısıyla 4 tane okunuşu olsa da özde tek bir vezin vardır. Bunu cebe koyalım. İleride bize gerekecek.  

Bir de bu üç köke bakılarak karşılaştırma yoluyla türetilen ve “Kıyasi Mastar” adı verilen vezinler vardır: if’âl, tef’il, tefâ’ul, tefa’’ul, mufa’ale, infi’âl, ifti’âl, if’ilâl, istif’âl.

Türemiş köklerin her birinin öznesi – ism-i fâ’ili ve nesnesi – ism-imef’ûlü başka başkadır.

Şimdi bütün köklerde kolaylıkla çekimlenebilecek bir kökü örnekleyelim.

Kökümüz yazmak anlamındaki “ketb” sözüğü olsun.

fa’l-ketb – fâ’il-kâtib – mef’ûl-mektûb – fi’âlet-kitâbet – fu’ûl-kutûb

if’âl-iktâb – tef’îl-tektîb – tefâ’ul-tekâtub – tefa’’ul-tekkâtub – mufa’âle-mukâtebe – infi’âl-inkitâb – ifti’âl-iktitâb – if’’ilâl-iktibâb – istif’âl-istiktâb vs…

Elbette bu sözcüklerin tümü kullanılmaz. Belirttiğim gibi aralarından en uygun olanları seçilir.

Arapçada yer adları, araç-gereç adları, çoğullar, önadda derecelendirme vs… kısacası her şey belirli kalıplar üzerinden türetilir. Zamanların da özel vezinleri vardır.

Arapçanın biçimbilgisi (morfolojisi) vezinler üzerine kurulu olduğundan neden bir Arabın Arapçayı yanlışsız okuduğunu bilmem anlatabildim mi?

Arapçanın biçimbilgisini özetlediğim bu yazıyla size Arapçanın mantığını kavratabildiğimi düşünüyorum.

Çok karmaşık görünse de Arapçanın işletim mantığı son derece yalındır.

Bir kez kavradığınızda en karmaşık görünen Arapça dilbilgisi kurallarını bile kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Ancak bu kurallar bir Türk’ün öğrenmesi bilmesi gereken kurallar mıdır?

Arapça öğrenmek istemiyorsa, kesinlikle hayır.

Yalnız dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, varsıllığı dillere söylence olmuş Arapçanın sözcük türetme yeteneği işte sözünü ettiğim bu vezinlerle sınırlıdır. Üstelik bu vezinlerden türetilen tüm sözcükler de kullanılmaz.

Örneğin Arapçada 33 tane çoğulluk bildiren vezin vardır. Ancak bu bir varsıllık mıdır? Sonuçta bu 33 kalıbın tümünün Arapçada da Türkçede de tek anlamı vardır “-lar/-ler”.

Şöyle açıklayalım. Kâtib sözcüğünü ister kâtibîn olarak çoğullaştıralım, ister küttâb, kütebâ, ketâib, ketâvib, ekâtib, ektibâ, ektibe, ketebe, kitâb, kiteb, kütüb vs… olarak, bir farkı yoktur. Tümünün anlamı birdir.

Başka bir deyişle Arapça sözcük türetimi öyle göklere çıkarıldığı gibi değildir. Her şeyden önce esnek değildir. Gelişime ve değişime kapalıdır. Kısıtlıdır.

Oysa Türkçenin eklemeli yapısı ve eklerin sıralamadaki değişkenliği Türkçeye sözcük türetme konusunda önemli bir üstünlük sağladığı gibi derinlik de katmıştır.

Arapçanın durumu böyle. Şimdi Osmanlıcaya tümden giriş yapmadan bir de Farsçaya göz atalım. Bakalım Farsçanın durumu nasıl?

Yorumlar (0)