Alaş / Dr. Gulnar Kendirbai

Alaş / Dr. Gulnar Kendirbai




Alaş1 yirminci yüzyılın başında milli liberal hareketin liderleri tarafından kurulmuş olan ilk Kazak siyasi partisinin adıdır. Kurulduğu dönemde Rusya'nın Kazakistan'ı sömürge durumuna getirmesinden doğan ekonomik ve sosyal problemler kritik bir noktaya varmış idi.

Kazak steplerinin sömürgeleştirilmesi gönüllü Slav göçmenlerinin, çoğunlukla Rus Kazaklarının ve köylülerin verimli Kazak otlaklarına el koyması şeklinde tanımlanabilir. Bu süreç 17312 yılında Küçük Cüzün ilhakı ardından başlamış; Kazak arazisi resmen devlet mülkü ilan edilmiş ve 1868 yılındaki 'Geçici Nizamlara' göre Kazakların ortak kullanımına verilmiş idi.3

Rus köylülerinin göç etmesi özellikle 1905 Rus İhtilalinin ardından Stolypin'in4 tarım reformunun (1906-1917) yürürlüğe girdiği sırada kritik bir hal almıştı. Bu reform Rus kırsal toplumunun (obshchina) yok edilmesi ve yerine güçlü ve bağımsız aile çiftliklerinin meydana getirilmesini hedefliyordu. Rus hükümeti bu toprakların alım satımına müsaade eden bir politika izleyerek bu toprakların müreffeh köylüleri olan kulakların ellerinde olmasını sağlamış ve fakir köylülerin Rus İmparatorluğu'nun diğer eyaletlerine, özellikle Orta Asya ve Sibirya'ya göç etmesini teşvik etmiştir. Fakir köylüler topraklarını sattıktan sonra toptan göç etmişlerdi. Rus devleti göçmenleri korumuş idi: bütün vergilerden (15 yıl süre ile) ve bütün görevlerden (25 yıl süre ile) muaf tutulmuşlar; her aileye 100 rublelik bir hisse verilmiş ve her aile reisi 30 desyatinlik toprak almış idi. Stolypin'in göç kampanyası ilk etapta Rus köylülerinin yeniden yerleşmelerine yönelikti, topraklarına sadece geçici olarak sahip olan Kazaklara arazi tahsis etmeyi planlamamıştı. Kazakların toprakları devletin çıkarı için istimlak edilebilir ve de 'miri toprak' ilan edilebilirdi. Yerleşmeye karar vermiş olan Kazaklara göçmen Rus köylülerine olduğu gibi 10 ilâ 15 desyatinlik5 arazi bağışlanacaktı. Yerleşik Kazakların, göçebe konumlarını terk etme şartı ile kendilerini diğer Rus köylüleri ile aynı konumda yazdırmalarına izin verilmişti. Bu ikinci mertebe her şeyden öte, Kazakların Ruslar ile birlikte tekrar yerleşmelerini gerektirmiş, bu durumda aralarında bir yakınlık doğmuş bu da Kazakların Ortodoks Hristiyanlığa dönmelerini kolaylaştırmıştı. Köylü olarak kaydolunma Rus ordusunda mecburî hizmeti de kapsamakta idi.6

Topraklara el konulması Kazak otlaklarının sayısının oldukça düşmesine sebep olmuş ve göçebelerin esas zenginlik kaynağı olan sığır sayısında belirgin bir azalma olmuş, bu durum ise Kazakların yaşam standardında ciddi bir düşüşe neden olmuştur. Bu şartlar altında Kazak aileleri komşu ülkelere (Çin) göçe zorlanmış veya sığırlarını uzak eyaletlerde otlatmak zorunda kalmışlardır. Sonuç olarak hem toplumun fakir kesimi (jatak) hem de Kazak köylüleri (başlıca kuzey eyaletlerdekiler) sayıca artmıştır. Ne var ki bu yüzyılın başında Kazak nüfusunun büyük çoğunluğu göçebe yaşam tarzlarına sadık kalmışlardır.7 Bu durum sadece yerleşmek için zirai deneyimlerinin olmamasından veya psikolojik olarak hazır olmamalarından dolayı değil aynı zamanda çarlık hükümeti tarafından yüklenen yerleşik hayata geçiş şartlarından da kaynaklanmaktadır.

1917 itibariyle, 45 milyon hektar Kazak otlağı çarlık hükümeti tarafından geri alınmıştı ki bu sayı tüm Kazak arazisinin %16'sı idi, diğer taraftan o topraklar üzerinde yeniden yerleşen Slavlar tüm step nüfusunun %23.1'ine ulaşmaktaydı.8

1905 Rus İhtilali ve Çar Nikola II tarafından yayımlanan Bildiri demokratik özgürlükler ilan ediyor ve popüler teşkilat temsilciliği için bir toplantı vaat ediyordu-Duma (Çarlık Rus Parlamentosu) Rus İmparatorluğu'nda muhâlif liberal ve milliyetçi hareketlerin doğrudan doğruya itici gücü idi. Kazak hareketi Rus üniversiteleri ve enstitülerinden mezun olmuş yüksek tahsilli ve laik liderler tarafından temsil edilmekteydi: Alihan Bükeyhan (1866­1937), Ahmet Baytursın (1873-1937), Mircakıp Dulat (1885-1937), Mustafa Çokay (1890-1941), Muhammedcan Tınışbayev (1879-1937), Bahtcan Karatay (1860-1934), Cihanşah Dostmuhammed (1887-), Halil Dostmuhammed (1883-1939), Yakup Akpa (1876-1934), Alim Han Ermek (1891-1970), Muhtar Avezov (1897-1961), Mahmut Sultan Toraygirey (1893-1920), Mağcan Cumabay (1893-1937) ve diğerleri.

En önemli Kazak lideri Alihan Bükeyhan (1866-1937) Semipalask (Ceti-Tam) eyaletinde doğmuş ve daha önce Orta Cüz hanlığını elinde tutan Barak neslindendi. 1890 yılında Omsk şehrindeki Teknik Üniversite'den mezun olduktan sonra, St.Petesburg'da Ormancılık Enstitüsü'ne devam etmiş ve 1894 yılında buradan başarı ile mezun olmuştu. 1896-1901 arası ilk okullarda öğretmenlik yapmış ve Omsk şehrinde yerleştirme dairesinde çalışmıştı. 1896-1903 arası F. A. Shcherbina araştırma heyetinde görev almış, Akmola, Semipalask ve Turgay eyaletlerinin 12 bölgesini incelemiştir. St.Petesburg'daki çalışmaları sırasında Sosyalist ve Marksist fikirlere gönül vermiş; çeşitli politik, sosyal ve edebi muhitlere girmiştir.

Ahmet Baytursın (1873-1937) sıradan bir Kazak ailesine mensup olarak Turgay eyaletinde dünyaya gelmiştir. 12 yaşında iken mahalli çarlık yöneticilerinin şiddetine karşı direnişi sebebiyle babası, amcası ve diğer yakınları ile birlikte 15 yıllık meşakkatli bir görev yüklenerek Sibirya'ya sürgün edilmiştir. 1895 yılında Orenburg'ta İbrahim Altınsarı tarafından kurulan Öğretmen Okulu'ndan mezun olmuş ve Turgay eyaletindeki ilk okullarda ders vermeye başlamıştır. Bu sırada kendi kendini eğitmiş ve sömürgeciliğe karşı ihtilalci hareketlerde görev almıştır.

Mircakıp Dulat (1885-1837) Sarı-Arka bölgesinin ünlü zanaatçı ailesi Dulat'lara mensup olarak Turgay eyaletinde doğmuştur. Kazak-Rus Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Turgay'daki Kazak ilk okullarında çalışmıştır. Sürekli bir şekilde kendi kendinin eğitimi ile meşgul olduğundan dolayı Rus dili ve edebiyatını iyi bir şekilde öğrenmiştir. 1904 yılından itibaren ihtilalci ve demokratik hareketlerde aktif görev almıştır.

Halil Dostmuhammed (1883-1939) 1903 yılında Ural'daki Real Üniversitesi'ni bitirdikten sonra ilk kez ihtilalci ve demokratik fikirler ile tanıştığı St.Petesburg'daki Askerî ve Tıbbî Akademi'ye devam etmiştir. Akademi'den 1909 yılında mezun olmuş ve Ural eyaletinde doktor olarak çalışmıştır. Bu sırada ihtilalci ve aydınlatmacı faaliyetlerde bulunmuş ve Kazakstan ve Kazak gazetelerinde bir çok makaleleri yayımlanmıştır.

Muhammedcan Tınışbayev (1879-1937) Türkistan'ın İdari-Başkanlık oluşumunun bir parçası olan Semireç'e eyaletinde dünyaya gelmiştir. 1892 yılında Vernıy (Almata'nın eski ismi) şehrindeki üniversiteden mezun olmuş ve çalışmalarına St.Petesburg'daki Yol Mühendisliği Enstitüsü'nde devam etmiştir. 1906 yılında mezun olduktan sonra Türkistan'da yol mühendisi olarak çalışmıştır. 1915 yılında Kazak gazetesinde güncel politik olayların analizine dayanan bir kaç makalesi yayımlanmıştır.

Mustafa Çokay (1876-1934) Türkistan'ın Sir-Derya eyaletinde doğmuştur. Taşkent'deki Rus Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra, St. Petesburg Üniversitesi'ndeki Hukuk Bölümünde okumuştur. Öğrenimi sırasında Duma'nın Müslüman kesiminin muhabiri olarak çalışmıştır.

Yakup Akpa (1876-1934) Semipalask (Ceti-Tam) eyaletindeki Karkaralı bölgesinde doğmuştur. 1903 yılında St. Petesburg Üniversitesi Hukuk Bölümünden şeref derecesi ile mezun olmuştur.

Kazak liderleri en hayati problemleri olan tarım sorunundaki ihtilaflara rağmen diğer milliyetçi liderler ile birlikte İlk Duma'da seçim kampanyasında Rusya'nın en güçlü liberal partisi olan Anayasal-Demokratik Parti'ye (Özgürlük Partisi/Kadetler) katılmışlardı. Aralık 1905 tarihinde Ural şehrinde Cihanşah ve Halil Dostmuhammed'ler, Bahtcan Karatay, B. Bagıtgereyev ve de diğer Kazak liderlerinin katılımıyla beş Kazak boyunun toplantısı yapıldı. Toplantıda Rus Anayasal-Demokratik Partisi'nin programı kabul edilmiş ve Kazak topraklarına Rus-Kazakların ve köylülerin artık yerleşmelerinin durdurulması talep edilmiştir. Kazak toprakları devletin değil Kazak toplumunun malı olarak değerlendirilmiştir.9 Rus Kadet partisinin milliyetçi kesimi daha sonradan partinin bir üyesi olan Bükeyhan'ın aktif katılımıyla Mayıs 1906 tarihinde Semipalask'ta kuruldu.10

Kasım 1907 tarihinde Karkaralı kasabasında (Kuzey Kazakistan) '17 Ekim 1905 Bildirisinin' içeriğini halka duyurmak amacıyla büyük bir gösteri düzenlendi. Geleceğin Alaş liderlerinden Yakup Akpa bildiri metnini Kazak diline çevirdi. Sadece Kazaklar değil aynı zamanda Ruslar ve Tatarlar da bu gösteriye katıldılar. 14.500 katılımcı, Alihan Bükeyhan, Ahmet Baytursın, Mircakıp Dulat, Yakup Akpa ve diğer Kazak liderlerin gayretleriyle çarlık hükümetine bir dilekçe gönderdiler. Karkaralı dilekçesinde göçün durdurulması ve çarlık 'Step Nizamının' değiştirilmesi talep edilmişti. Dilekçenin dil, din ve eğitim ile ilgili maddeleri Anayasal-Demokratların (kadetlerin) programı ile ortak noktalar taşımaktaydı: inanç ve din konularında özgürlük isteği, Kazak dilinin; mahalli devlet sistemi, adli kurumlar, okullar ve Kazak gazetelerine girmesi. Dilekçe aynı zamanda Kazak ruhâni heyetinin devletten bağımsız bir şekilde kurulmasını savunuyordu.11

Anayasal-Demokratik Parti Kazak arazisini devletin malı saymış ve bu araziye Rus köylülerinin göç etmesini uygun görmüş, bununla beraber 1906 Ural Kongresi'nde göçün durdurulması ve toprakların Kazakların malı ilan edilmesi şeklindeki kanun değişikliğini programına almayı reddetmişti.12

Bununla beraber Kadetler tarafından savunulan batı tarzı Rus anayasası ve parlamentosu, genel sivil haklar, ekonomik ve sosyal gelişme ve meşruiyet sağlaması bakımından yeni oluşan sömürgecilik karşıtı milliyetçi hareketler ile bir uyum içerisindeydi.

Diğer milliyetçi liderler gibi Kazak liderleri de ülkede genel bir demokratikleşmenin Kazakların birleşmesi için bir temel teşkil edeceğine ve onları Avrupaî demokratik şekilde sosyal ve politik bir yaşam tarzına yakınlaştıracağına inanıyorlardı. Aynı sebeplerden dolayı Kadetler gibi tek ve güçlü bir Rusya fikrini savunuyorlar, milli özerk bir devlet olmayı hedeflemiyorlardı. Kazakistan'da Sovyet hakimiyetinin kurulmasına kadar Anayasal-Demokratların zemstvo (eski Rusya'da vilayet meclisi) politikasına sadık kalmışlardı ki, bu politika toplumda genel demokrasinin yayılması için önemli bir yoldu.

Kazak liderleri bütün Rus Müslümanları hareketinin aktif katılımcıları olmuşlar ve Rus Kadetlerinin fikirlerini paylaşmışlardı. Koshygulov Üçüncü Bütün-Rus Müslümanları Kongresinde (Ağustos 1906, Nijnii Novgorod) delege idi, Bükeyhan, Karatay, C. Seydalin, S. Cürmenov, Sabyrali, D.Amanşin, S. Şormanov, Selim Gerey Canturin ve Şir Ali Lagin ise Dördüncü Bütün-Rus Müslümanları Kongresine (15-25 Haziran 1914, St.Petesburg) delege idiler.

Fakat, Kazak meclis üyelerinin Rus Duması'nda hükümetin ve diğer meclis üyelerini Kazak toprak problemine dikkat çekme çabaları büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Alihan Bükeyhan, Selim Gerey Canturin, Şahmerdan Koşugulov, Ahmet Birimcanov, Alpısbay Kalmenov Birinci Duma'da (1906) seçildiler ve Bahtcan Karatay, Ahmet Birimcanov, T. Norokenov, Şahmerdan Koşugulov ve Muhammedcan Tınışbayev İkinci Duma'da (1907) seçildiler. Bahtcan Karatay, Ural eyaleti meclis üyesi, Stolypin'in tarım reformuna karşı gelmiş ve 'ilk etapta 130.000 Rus toprak sahibinin çıkarlarının korunması gerektiğini' söylemiştir.13 İkinci Duma'da Toprak Komisyonu Üyesi seçilmiş ve tarım programının hazırlanmasında görev almıştır. Birinci ve İkinci Duma'nın Çar II. Nicholas tarafından lağvedilmesinden sonra Kazaklar 3 Haziran 1907 Kanunu ile Duma'da temsil edilme haklarını kaybettiler.

Hakları Üçüncü (1907-1912) ve Dördüncü (1912-1917) Duma'nın Müslüman Kesim delegeleri tarafından temsil edildi. Sağ eğilimli Rus milliyetçileri ve Ortodoks ruhban sınıfı idaresindeki Üçüncü Duma 'zaselenie vazhnee pereseleniia' 'yeniden yerleşmek göç etmekten daha önemlidir' sloganını sundu, bu durumda, Stolypin'in toprak politikası olan göçebelerin topraklarından geri çekilmesini ve tahliye edilmesini desteklemiş oluyordu.

Alihan Bükeyhan "ne Müslüman kesimin vekillerinin ne de Rus meclis üyelerinin Kazakların yaşamı ve problemleri ile aşinâ olduğuna" inanıyordu. Kazakların, Müslüman kesimde Kazak toplumu tarafından finanse edilen ve hükümetin esas politikasını bildirmek suretiyle devamlı St. Petesburg'da oturan temsilcileri olması gerektiğine ikna edilmişti.14 Bükeyhan böylesi bir temsilci olarak gönderilmişti. Kazak gazetesinde Dumanın faaliyetleri ile ilgili bir çok rapor yayımlamıştı.

Her yerde olduğu gibi 1905 yılından sonra Kazak liderleri de yerel yayın ile ilgilenmeye başladılar. Aynı zamanda bilimsel ve edebi faaliyetler ile de ilgilendiler. İlk Kazak ihtilalci gazete olan Serke 1907 yılında St. Petesburg'da yayımlandı ve sadece iki sayı çıktı. Gazetenin ikinci sayısında genç Mircakıp Dulat tarafından çarlık sömürgeleşme politikasını keskince itham eden "Bizdin maksatımız" (Bizim Maksadımız) adlı yazı yayımlandı. Çarlık jandarması gazetenin ikinci sayısına el koydu ve bu sayıyı hazırlayan herkesi mahkemeye sevk etti. Dulat hapisten kaçmayı başardı.

Zamanın en önemli gazetelerinden Kazak gazetesi 1913-1918 yılları arasında Orenburg şehrinde Baytursın, Bükeyhan ve Dulat tarafından yayımlanmaya başladı. Gazete en başından beri Rus jandarmasının sıkı kontrolü altında idi. Baş editörü Ahmet Baytursın bir çok kez tutuklandı. Buna rağmen gazete aylık 8.000 sayı tirajına ulaştı. Okurlar tarafından finanse ediliyordu ve zamanının en gözde Kazak gazetesi durumunda idi. Bu yüzyılın başındaki Kazak demokratik dergileri aynı zamanda şu gazeteleri de içeriyordu; Kazak gazeti (1907, Troitsk), Kazakstan (1911-1913, Ural), Dala (1911­1913), Eşim dalası (1913, Petropavlosk), Alaş (1916, Taşkent), Sarı-Arka (1917-1919, Semipalask), Birlik tuy (1917, Taşkent), Uran (1917), Üç Cüz (1917, Taşkent), Tirçilik (1917) ve de Aykap (1911­1915, Troytsk) ve Abay (1918, Semipalask) dergileri.

Mircakıp Dulat'nin (1909, Kazan) toplu şiirlerinin ortaya çıkışı; Oyan Kazak! (Uyan Kazak!) ve Ahmet Baytursın'un (1911, Orenburg) Masa (Tatarcık) şiirinin ortaya çıkışı Kazak toplumunun kültür hayatında dikkate değer bir olay idi. Bu iki kitap da alenen Kazak steplerindeki çarlık sömürgeci politikasını itham ediyor ve can yakıcı buluyor ve de Kazakların bu politikanın sebep olduğu ebedî ihmalkarlık uykularından uyanmaları gerektiğini vurguluyordu. Kazaklara hem çarlık vahşetine hem de kendi ihmalkarlıklarına karşı mücadele etmelerini söylüyordu:

Kazagım-elim,
Kaykayıp belin,
Sınuga tur tayanıp.
Talavda malın,
Kamavda canın,
Aç közindi oyanıp.
Kangan cok pa âli uykın,
Uyiktaytın bar ne sikın?
Kazaklarım, benim halkım ve benim vatanım,
Beliniz bükülmeye hazır

Sığırlarınız talanlanıyor
Ruhlarınız hapsedilmiş
Gözlerinizi açın ve uyanın
Uyuduğunuz yetmedi mi artık?
Bu uykunuzun hikmeti ne?15
Közindi aş, oyan, kazak, köter bastı,
Ötkizbey karangıda beker castı!
Cer ketti, din nasharlap, hal haram bop,
Kazagım, endi catu caramastı!
Gözlerini aç, uyan, Kazak, kendine gel,
Hayatını harcama boşa!
Toprak terk etti, din ve yaşam çürümekte,
Kazaklarım, artık yatma zamanı değil!16

Oyan, Kazak! kitabı çarlık jandarması tarafından yasaklanmış ve yazarı M. Dulat 1911 yılında tutuklanmıştı. Dulat aynı zamanda ilk Kazak romanı Bakıtsız Camal (Bahtsız Cemal) in de yazarı idi, roman ilk kez 1910 yılında Kazan'da basılmış ve 1914 yılında tekrar basımı yapılmıştı. Çağının ruhu ile ahenk içinde olarak roman, Camal adlı genç ve eğitimli bir Kazak kızın toplumun geleneksel adetlerine mukavemet etmekteki başarısızlığını anlatıyordu.

Yüzyıllar boyu süren göçebeleri yerleşik hayata geçirme müzakereleri hiçbir zaman "hükümet politikasının" bir parçası olmamıştı. Çarlık politikasını oluşturanların tersine yerleşik hayata geçiş Kazak toplumu tarafından tarihte bir dönüm noktası olarak değerlendirilmişti. Bu konu hakkında yazanlara göre, değişmesi muhtemel geleneksel yaşam tarzı ve ekonomi gelecekte Kazakların bir millet ve toplum olarak kalması ve devam etmesi ile sıkı sıkıya bağlıydı. 1911 ve 1915 arası bu problem Kazak gazetesinin ve Aykap dergisinin editörleri (M. Seralin, Bahtcan Karatay ve C. Seidalin) tarafından yoğun olarak tartışılmıştı. Bütün bu yazarlar göçebe Kazak toplumunun geri kalmışlığı konusunda şüphe etmiyorlar ve yerleşik hayata geçmeyi gerekli görüyorlardı. Daha da önemlisi yerleşik hayatı ananevî milli kimliklerinin (kazaktık-Kazak olmak) değişmesi olarak addediyorlardı çünkü eskiden Kazak kimliğine sahip olmak göçebelik ile özdeşleşmiş ve bu da Kazak tarihi ve etnik hafızasında derin bir yer tutmuştu. Aykap yazarlarının Kazak toplumunun bir millet olarak kendilerini muhafaza etmelerinin tek yolu olarak düşündükleri çabuk ve kitle halinde yerleşik hayata geçme fikrini savunmalarına rağmen Kazak meslektaşları geleneksel Kazak göçebe hayat tarzına zarar vermemesi açısından iklim şartları dolayısıyla ve gerekli zirai bilgi ve donanım sağlandıktan sonra yavaş ve ihtiyatlı bir geçiş dönemi olması fikrindeydiler. Bu uyarılarının doğruluğu yerli nüfusun %40'ından fazlasını yok eden Kazakistan'daki 1930'ların korkunç kıtlığı ile doğrulanıyordu. Bu kıtlık, Sovyet politikası olan kütlesel ortaklık ve bunun ile birlikte göçebe Kazakların zorla yerleşik hayata geçirilmesinin bir sonucu idi.

İki grup Kazak fikir adamı arasındaki ihtilaf aynı zamanda İslam'ın Kazak hukukî hayatında oynadığı rolü anlamakta da kendini gösteriyordu. Aykap grubu sömürgeci yasanın yerli yasaya verdiği zararın azaltılmasının bir aracı olarak Şeriat'ın (İslam Hukuku) uygulanmaya başlanması lehinde görüş bildiriyorlardı. Diğer taraftan karşı görüşteki Kazaklar (Bükeyhan) Şeriat'ın hiçbir zaman Kazak sorunları olan sığır davaları, Tnahom hastalığı ile ilgili mücadeleler ve veraset konularında düzenleyici olmadığını iddia ediyordu. Kazak ananevî hukuku esas olarak veraset konusunu düzenlemişti.17 Bu sebepten dolayı, Kazak hukukunda ananevî adaleti yeniden yapılandırmanın tek yolunun her şeyden öte geleneksel kanunları, adetleri ve nizamları yeniden kanunlaştırma ile mümkün olabileceğini öngörüyorlardı.

Kazak yazarlar Kazak milli kimliğinin çekirdeğinin oluşturulmasında ne göçebeliğin ne de İslam'ın etkili olabileceğine inanıyorlardı. Sadece Kazak dilinin korunması ve Kazak edebiyatının geliştirilmesi konularının Kazak milli kimliğinin çekirdeğini oluşturacağına inanıyorlardı.

Sonraları, meşhur Kazak lideri A. Baytursın Kazak alfabesini yeniden düzenleyen ve eğitime giriş niteliğinde olan bir eser üzerinde çalışmaya başladı.

Bu yüzyılın başındaki eğitim seviyesindeki düşüş ve Kazak dilinin kritik konumu Kazak aydınlarının neden bu kadar dil ve eğitim problemlerine önem verdiklerini açıklayabilir. Bu yüzyılın başında kullanılan Arap alfabesi Kazak diline güçlük ile adapte edilmişti. Aslında Baytursın'ın Kazak dilindeki yeniden yapılanmayı anlatan eseri dilin asıl teorik ve pratik yönlerinin incelenmesini içeriyor ve böylece modern Kazak gramerine bir temel teşkil ediyordu. Yazar otobiyografisinde eseri şu şekilde tarif ediyordu:

Ben 1901'den beri okul tatilleri sırasında kendi kendimin eğitimi ve edebiyat ile meşgul oldum. Orenburg'a geldikten sonra ilk önce Kazak dilinin fonetik ve gramer kurallarını incelemeye başladım. Daha sonra, Kazak alfabesinin sistemleşmesi ve sadeleşmesi üzerinde çalıştım. Üçüncü olarak, Kazak yazısını gereksiz yabancı kelimelerden ve diğer dillerdeki söz dizimi kurallarının etkisinden kurtarmak için çalıştım. Dördüncü olarak, Kazak düz yazısını suni karakterinden kurtarmak ve insanların konuşma diline uygun hale getirmek için bilimsel bir terminoloji yaratmaya başladım. Aynı zamanda, Kazak dilinin stilini geliştirmeye yardımcı olabilecek kalıplar üzerinde de çalıştım.18

Baytursın Kazak alfabesini yeniden yapılandırırken, daha önceki alfabede olmayan, seslileri gösteren işaretler koydu. Aynı zamanda Kazak dilinin fonetiğine uymayan bazı Arap harflerini çıkardı ve "yumuşak" ünlüler ("dâyekshi") için özel işaretler kullandı. Baytursın'ın kitabı Okıv kural (Okuma Yolları) 1912 yılında Orenburg'da basıldı. Kitap, yeni adapte edilmiş Arap alfabesine göre düzenlenmiş bir Kazak okuma kitabı idi. Kitabın daha sonraki basımlarında Baytursın, bu alfabeyi pek çok kez geliştirdi. 1912-1915 yılları arası kitap yedi kez yeni baskı yaptı ve Kazak ilk okulları için büyük bir yarar sağladığını kanıtladı. 1915 yılında Baytursın üç kısımdan oluşan Kazak dilinin ilk ders kitabını yayımladı; Til kural (Dilin Kuralları). Yedi baskı yapan kitabın ilk kısım Kazak dilinin fonetiğine ayrılmıştı ve yedi kez yeni baskı yaptı (1915-1917). Kitabın ikinci (1914) ve üçüncü (1916) kısımlarında Kazak dilinin morfolojisi ve sentaksı inceleniyordu. Baytursın'ın Kazak dilini öğretmenin metotlarını anlatan kitabı Bastavış ilk kez 1912 yılında basıldı ve daha sonra bir çok kez yeniden basımı yapıldı. Baytursın 1928 yılında Kazak dilinin pratik kullanımı için bir rehber hazırladı; Til Cumsar (Dilin Kullanımı). Yazar aynı zamanda Kazak edebiyatı ve edebi eleştiri ile ilgili ilk el kitabını yazdı-Âdebiyat tanıtkış (Edebiyat Klavuzu).

Kazak dilinin gelişiminin yanısıra Baytursın aynı zamanda Kazak ilk okullarının da yeniden yapılanması gerektiğini vurguladı. Baytursın Kazak ilk okullarının hükümet tarafından desteklenmesi ve uygun yaştaki bütün çocukların bu okullara gitmesi gerektiğine inanıyordu. Yazar, tasarladığı ilk okullar yapılanmasında, Rus dilini bilmenin Rusya'da yaşayan insanlar ve Rus'lara tâbi' olan halk için gerekli olduğu varsayımından hareket etmişti.19 Bu yeniden yapılanma tasarısına göre ilk öğretim beş yıl sürmeliydi.

İlk üç yılda, çocuklar Arap alfabesini kullanarak Kazak dilini öğrenmeliydi: "Bu alfabe Kazaklara İslam yoluyla gelmişti ve kaçınılmazdı". Sonraki iki yılda çocuklar Rusça'yı öğrenmeli ve Kiril alfabesine iyice hakim olmalıydı. İlk okullar iki türlü olmalı; şehir okulları ve step okulları olarak ikiye ayrılmalıydı. Step okulları, avıl ve ulus okulları (köy ve mahalle okulları) olarak ayrılmalıydı. Köy okullarında öğretim Kazak dilinde yapılmalı; mahalle okullarında ise Rus dili kullanılmalıydı. İlk okulların programı şu konuları içermeliydi: okuma, yazma, din, anadil, milli tarih, aritmetik, coğrafya, imlâ ve biyoloji. Bu konular Kazak dilinde öğretilmeliydi. Öğretimin diğer safhası Rusça yürütülmeliydi ki bu da Rus orta okul ve teknik liselerinin ilk sınıfları ile uyum sağlamak anlamına gelmekteydi. Bu tür ilk okulları bitirdikten sonra Kazaklar hem Müslüman hem de Rus enstitülerinde eğitimlerine devam edebilirlerdi.20

Yaşları 19 ilâ 43 arası 400.000 Orta Asya insanını I. Dünya Savaşı için21 seferber eden, 25 Haziran 1916 çarlık kararnâmesi ile baş gösteren 1916 isyanları, iki taraf Kazak lideri tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Her ne kadar Rusya'daki bütün sosyal problemleri şiddetlendirdiğinden dolayı I. Dünya Savaşı'nı eleştirseler de, Anayasal-Demokratların 'zafer için sonuna kadar savaş' politikasına sadık kalmışlar ve müttefiklere sadık kalmanın Rusya'nın büyük ve güçlü bir devlet olarak imajını koruyabileceği inancını paylaşmışlardı. Bu yüzden Kazaklara çarlık emrine uymalarını söylediler. Diğer taraftan Kazak liderleri kabul etmişlerdi ki, zayıf donanımlı Kazakların iyi organize olmuş Rus ordusuna karşı direnişi; kanlı bir bastırma, sayısız kurban ve Kazakların yaşam kalitesinde genel bir yozlaşma ile son bulabilirdi. Bu yüzden seferberliğin şartlarını hafifletmeye çalıştılar. Şubat 1916 tarihinde Ahmet Baytursın ve Alihan Bükeyhan Kazakları süvari sınıfına asker kaydetme ve savaşın sonunda onlara toprak bağışlama konularında çarlık hükümeti ile pazarlığa oturdular. Mircakıp Dulat ve Alihan Bükeyhan şartlara alışmaları için Kazak askerleri ile birlikte sınıra gittiler ve Kazak gazetesinde bir seri rapor yayımladılar.22 Fakat, Kazak liderleri uyarılarının geçerliliğini doğrular nitelikteki isyanları önleyemediler.

İsyanlar kendiliğinden bütün Kazak step bölgelerinde ve Türkistan'da patlak verdi. Göçebe Orta Asya nüfusu, askerlerin çoğunu sağlamalıydı çünkü bu nüfus Rusya'nın asıl ithal ürünü olan pamuk yetiştiriciliği ile uğraşmıyorlardı. Bu yüzden göçebe sahalarında şiddetli direnişler ve gaddarca bastırmalar meydana geldi.23 İsyanlar kabile reisleri (aksakallar) ve kısmen mollalar tarafından idare edildi. Yaklaşık 50 bölgede liderlerini han ilan ettiler ve üst tabakadan ve askeri sınıftan konsey üyeleri seçtiler.24 Donanımsız Kazaklar (kural icabı ok ve silah kullanıyorlardı) iyi talimli Rus ordu güçlerine direnemezlerdi.

İsyankar Kazakların malları mülkleri ve mahvedilmiş köyleri yağmalandı. İsyanların bastırılmasını daha fazla arazinin ilhakı izledi ki bu da bir ceza gibi addedildi. Bu asır uzak eyaletlere (Jungar Alatau, Balkaş Gölü) ve uzakdoğuya (Çin) ilk büyük Kazak göçü gerçekleşti. Çin'e göç eden 300.000 Kazak'ın durumu özellikle kötü idi. Çinlilerin ve Kalmukların baskısı altında çocuklarını ve kadınlarını satmaya zorlandılar. Vatanlarına dönmek istediklerinde, topraklarına yerleşmiş olan Rus nüfusu ile uğraşmak zorunda kaldılar.

Türkistan Generali A. N. Kuropatkin'in çara gönderdiği 22 Şubat 1917 tarihli gizli rapora göre 2.325 Türkistanlı Rus öldürülmüş ve 1.384 tanesi ise kaybolmuştu.25 Fakat, Orta Asya yerli nüfusunun genel kayıp sayısı hakkında yeterli istatistik yok idi. Sancar Asfendiyarov "binlerce" yerlinin isyanlar sırasında telef olduğunu yazdı. Aynı zamanda Çin'e kaçan 300.000 Kazak olduğunu da belirtmişti.26 Turar Rıskulov'a göre Semireç'e yerlilerinin kaybı 273.222 adet ya da nüfusun %20.61'i idi, bu da yaşamları için gerekli olan hammaddenin üçte biri demekti.27 Mustafa Çokay resmi bir Sovyet araştırmasının rakamlarına göre, kıtlık nedeniyle 1.144.000 Orta Asya yerlisinin öldüğünü, isyanlar sebebiyle mallarını mülklerini kaybettiklerini söylüyordu.28 1917 yılında askeri mahkemeler 347 yerli katılımcıyı ölüme mahkum etmiş; diğer 129'u hapsedilmiş ve 396 yerli ağır işlerde çalıştırılmaya mahkum edilmişti.29

1917 Şubat ihtilali ve monarşinin yıkılması Rus toplumunda yeni demokratik düzenin kurulması için tüm liberal katmanların ümidini tazeledi. Bu durum Rusya ile ortak hisleri kuvvetlendirdi ve Geçici Hükümetin politikasına destek olmak için hararetli bir arzu meydana getirdi.30

Kazak liderleri (aralarında özellikle Kazak grubu) Geçici Hükümetin yanında aktif olarak çalıştılar. Alihan Bükeyhan Turgay eyaleti Başkanlığına atandı, Muhammedcan Tınışbayev ve Mustafa Çokay Geçici Hükümetin Türkistan Komitesine seçildiler. Kazak liderleri aynı zamanda çeşitli eyaletlerde bölgesel toplantılar başlattılar; Turgay eyaletinde (2-8 Nisan), Semireçe'de (12-13 Nisan), Ural'da (9-22 Nisan), Semipalask'ta (27 Nisan-7 Mayıs) ve Akmolinsk'de (25 Nisan-7 Mayıs).

Hepsinin katılımcıları Geçici Hükümeti desteklediklerini belirttiler ve mahalli idare organlarının-zemstvo ve sivil komitelerin kurulması gerekliliğini tartıştılar. Toplantılarda Tüm-Kazak Kongrelerinin toplanması ve nüfusun Tüm-Rus Seçmen Meclisi için seçimlere hazırlanması vurgulanmıştı. Turgay eyaletindeki en önemli toplantı Bükeyhan, Baytursın, Dulat, Cihanşah ve Halil Dostmuhammed'ler tarafından organize edilmiş ve Akmolinsk, Semipalask, Sir Derya, Bökey Orda ve Kazak, Ufa ve Orenburg şehirlerinden 300 delege toplamışlardı. Toplantı, merkeziyetçi olmayan demokrat ve parlamenter bir Rusya istiyor, dinin devlet işlerinden ayrılmasını zemstvonun Turgay eyaletine getirilmesini istiyordu.

Kazak delegeleri aynı zamanda Tüm-Rus Müslüman Halkları Kongresine (1-11 Mayıs 1917, Moskova) katılmışlar, Dostmuhammed, Validhan Tanaçev ve Kölbay Tosgısov Milli Merkezi Şura'nın Yürütme Kurulu'na seçilmişlerdi.

İlk Tüm-Kazak Kongresi Orenburg şehrinde (Turgay eyaleti) 21-28 Temmuz 1917 tarihlerinde düzenlenmiş ve Akmolinsk, Semipalask, Yedisu'ya, Turgay, Ural, Fergana ve Bökey Orda31 eyaletlerinden 20 delege katılımcı olmuştu. Her ne kadar Kongre Kazak eyaletlerinin bölgesel ve milli özerkliğe kavuşmasının gerekliliği teklifini öne sürseler de, delegeler bu konunun niteliğini detaylı olarak tartışmadılar. Devlet yönetimi, toprak problemleri ve hukuk sistemi üzerinde yoğunlaştılar. Kongrede sunulan teklifler Kazak milis teşkilatını ve zemstvo teşkilatlarını göçebe ve yerleşik alanlara sevk ediyordu. Delegeler aynı zamanda eğitim problemleri, din ve kadın konularında önemli kararlar aldı. Kongre Tüm-Rus Müslümanları (Şura-ı İslam) kongresine 8 delege seçti ve Tüm-Rus Anayasal Toplantısı (9 eyaletten toplam 82 erkek) için delege ve aday listesi hazırladı. Alihan Bükeyhan, C. Dostmuhammed ve Validhan Tanaçev Kiev'de toplanan Fedaralistlerin kongresine delege oldular ve A. Kenjin Petrograd'da ki Eğitim Komisyonu'nda delege oldu.32 Kongrede bir Kazak siyasi partisinin kurulması istenmiş ve delegeleri kurulacak olan partinin tasarı programının hazırlanması ile görevlendirmişti.

Daha sonra parti Alaş adını aldı. Kongrenin öne sürdüğü teklifler projeye bir temel teşkil etmiş sonunda Tüm-Kazak Meclisi tarafından incelenmiş ve onaylanmıştı. Tasarı programı, Bükeyhan, A. Baytursın, Dulat, Eldes Gumarov, E. Turmukhamedov, G. Candibayev ve G. Birimcanov tarafından hazırlandı ve Kazak gazetesinin 21 Kasım 1917 tarihli sayısında yayımlandı. Yazarlar demokratik ve federal bir Rus Cumhuriyeti taraftarı olarak görüş belirttiler: "Demokrasi insanların gücüdür ve federasyon eşit statüdeki devletlerin birleşimidir" (Her devlet kendi hükümetine dayanır ve kendi toprakları vardır. Her devlet ittifak halinde ve diğer devletlerle işbirliği içindedir.). Rus Devleti'nin başında Seçmen Meclisi ve Duma tarafından seçilmiş bir başkan bulunur. Başkan Anayasa Meclisi ve Duma'nın huzurunda bakanlarının yardımı ile devleti idare eder. Seçimler soy, din ve cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit, doğru ve gizli oylama sistemi ile yapılır. Sadece Duma'nın yasama gücü ve hükümeti kontrol etme yetkisi vardır. Duma aynı zamanda temyiz edebilir, tahkikat edebilir ve vergilendirebilir. (madde 1: "Memleket kalpı" [Devlet Sistemi]).

Tasarı programı Rus Federal Cumhuriyeti çerçevesi içinde özerk Kazak eyaletleri istiyordu. Uygun şartlar altında, Kazak özerk devleti komşu özerk birimler ile birleşebilirdi (madde 2: "Cergilikti bostandık" [Mahalli hükümet]). Rus Cumhuriyet'i eşit hakları, insanların dokunulmazlığını, konuşma, basın ve toplanma özgürlüğünü garanti altına almalıydı (madde 3: "Negizgi hukık" [Temel Haklar]).

Toprak, bereketi ile devlet malı olarak addedilmeliydi. Toprak problemi ile ilgili son karar Tüm-Rus Seçmen Meclisi tarafından alınmalıydı. Bu karar, toprakların Kazaklar arasında tam olarak tahsisine kadar Rus köylülerinin göç etmesini durdurma kararını da içermeliydi. Daha önceden alınmış olan topraklar Kazaklara yeniden verilmeli ve bu şarta uygun olarak dağıtılmalıydı. Kalan topraklar zemstvo tarafından Kazak nüfusunun artışı oranına göre dağıtılmalıydı. Türkistan'da su oranları sabitleştirilmeliydi.
Tasarı programının yazarları kabile topraklarını savunuyorlar ve toprakların satılmasını yasaklıyorlardı. (madde 10: "Cer mâselesi [Toprak Problemi]). Kazak ordusu kabile prensibine göre organize edilmeli ve görevlerini bir Kazak milisi gibi yerine getirmeliydi. (madde 6: "El Korgau"[Savunma]).

Yazarlar iki çeşit mahkeme üzerinde durdular: Göçebe Kazak alanları için geleneksel Kazak hukuku ve özellikle ciddi suç durumları için ortak jüri. Jüri üyeleri Kazak dilini bilmeli ve karma nüfusu olan alanlarda, kararlar çoğunluğun diline göre yürütülmeliydi.

Tasarı programı dini propaganda ve ibadet özgürlüğünü ve dinin devletten ayrı olmasını istiyordu. Yazarlar İslam'ın Kazak toplumundaki geleneksel rolünden hareket ederek, Kazak mollalarının evlilik, doğum, ölüm ve boşanma konularına etkilerini kısıtlıyorlardı. (madde 4: "Din isi" [Din İşleri]).

Aynı zamanda devletten ayrı, uluslararası ve parasız eğitim istiyorlardı. Bütün öğretmenler ve öğretim üyeleri seçim ile gelmeliydi. İlk okullarda öğretim Kazak dilinde olmalıydı. Kazak orta okulları ve üniversiteleri kurulmalıydı. (madde 9: "Gılım üyretu"[Bilim-eğitim]).33

Fakat, Birinci Tüm-Kazak Kongresi'nin kadınların sorunları ile ilgili önemli önergeleri taslak programa dahil edilmedi. Bu önergeler kadınların siyasal eşitliğini bildiriyor, hem kalın (damadın ailesinin gelinin ailesine verdiği hayvan, para ya da mücevher) hem de amenger kurumunu (dul kalan bir kadının kocasının akrabalarından birisiyle evlenmesi zorunluluğu) kaldırıyordu. On altı yaşından küçük kız çocukların da evlenmesi yasaklanmıştı. Evlenip evlenmeme kararını kadınların kendileri verecekti. Bigami (iki kadınla evlilik) ancak birinci eşin izni ile mümkün olabilecekti.34

Programın son hali Tüm-Kazak Kongreleri tarafından hazırlandı, görüşüldü ve kabul edildi. Böylece taslak program Alaş Partisi'nin karakteri, örgütsel yapısı ve hedefleri Alaş özerk devletinin yasal statüsü ve Rusya'nın devlet kuruluşları ile ilişkileri hakkında kesin bir fikir vermektedir. Hızla değişen siyasal durum Alaş Partisi'nin oluşturulmasını engelledi. Alaş Orda özerk hareketi büyük bir güç oldu.

Gene de partinin yerel organlarının Semipalask, Omsk, Ural'sk ve Akmolinsk Alaş Sovyetleri'nin Ekim ve Kasım 1917'de kurulmuş olduğu bildirildi. Bükeyhan'a göre, Turgay eyaletinde Seçmen Meclisi seçimlerinde Alaş Partisi 54.978 oy ya da oyların yüzde 75'ini aldı, oysa Sosyalist Demokratlara yalnızca 41 oy çıktı. Genel olarak Alaş Partisi Semipalatinsk eyaletinde oyların yüzde 85.5'ini (59.331 oy), Ural'sk eyaletinde yüzde 75'ini (75.544 oy) ve Semireç'e'de yüzde 57.5'ini topladı. Toplam olarak, Alaş Partisi'nden 43 delege Tüm-Rus Seçmen Meclisine girdi.35

Kasım 1917'de Omsk kentinde kurulan (daha sonra Taşkent'e taşınmıştır) Üç Cüz (Üç Ordu) Partisi'nin kesin bir siyasal programı yoktu. Parti kendisini "sosyalist" olarak adlandırmakla birlikte aslında programı sosyalist, islamcı, milliyetçi ve anarşist fikirlerin bir karışımıydı. Partinin lideri Kölbay Togısov'un aydınlar arasında kötü bir şöhreti vardı. Parti kaydadeğer bir rağbet görmedi, Kazakistan'da Sovyet egemenliğinin kurulmasından kısa bir süre sonra Bolşeviklerle birleşti.

Geçici Hükümetin Temmuz krizi (1917) ile bunu takiben yerini Ukrayna'nın alması, Kazak liderlerinin hükümetinin durumun kontrolünü ve en acil sorunları çözebilme yeteneğini kaybettiği inancını güçlendirdi.36 Anayasal Demokratlardan uzaklaştılar ve bütün umutlarını Tüm-Rus Seçmen Meclisi'ne bağladılar. Sekizinci Kadet Kongresi tarafından 1917 yılında partinin Merkez Komitesi'ne seçilmelerine rağmen, Bükeyhan Kadetlerin özel mülkiyeti savunmaları ve aynı zamanda özerk devlet sistemini ve dinin devletten ayrılmasını istememeleri nedeniyle partiden ayrıldı.37 Seçmen Meclisi'nin Ocak 1918'de dağılması ve iktidarın Bolşeviklerin eline geçmesiyle meydana gelen iç savaş ile ekonominin daha da bozulması bütün Rusya İmparatorluğu'nda merkezden uzak özerk hareketleri başlattı. Diğer liberaller gibi, Kazak liderleri de Bolşevik darbesini sorumlu tuttu.38

Baytursın, Kazak toplumunda kapitalizmin ya da sınıf farkının bulunmaması nedeniyle Kazakların Sovyet Devrimi'ne tamamen yabancı kaldıklarına ve onu anlamadıklarına inanıyordu. "Ekim Devrimi dış görünüşü ile Kazakları korkuttu. Kazaklar Bolşevik hareketin Rusya'nın merkezinde nasıl işlediğini bilmiyorlardı. Bolşevik hareket eyaletlerde ise şiddeti, yağmayı, sömürüyü ve yerel diktatörlüğü getirdi; kısacası, Bolşevik hareketi eyaletlerde (genellikle düşünüldüğü gibi) bir devrim değil tam bir anarşi idi.39

Birinci ve İkinci Tüm-Kazak Kongreleri arasındaki dönem, gelecekteki özerk devletin özelliğinin aktif bir şekilde tartışılması ile geçti. Kazak liderler hem göçebe yaşam biçimi hem de Rusların kolonizasyonu nedeniyle Kazak toplumunun geri kalmasının, Kazakların özerk ve bağımsız bir birim olmasını engellediğine inandırıldılar. Böylece Kazak liderler diğer özerk devletlerle birleşmeyi savundular, bunu kendi bağımsız ve özerk devletlerini kurmak için bir ön koşul olarak görüyorlardı.

Bükeyhan'ın başkanlığında bir grup Kazak lideri Özerk Sibirya Devleti ile birleşmeyi savundu, böylece Kazakların Duma'daki konumlarının güçleneceğine inanıyorlardı. Dokuz Kazak lideri, Turgay, Akmolinsk, Semipalask, Semireç'e ve Bökey Orda eyaletlerinden Rus delegeleri ile birlikte 8-15 Ekim 1917 tarihleri arasında Tomsk'ta yapılan Tüm-Sibiryalılar Kongresinde yer aldılar. Kazak delegeleri Kongreye Birinci Tüm-Kazak Kongresi kararları hakkında bilgi verdiler ve yukarıda sözü edilen eyaletlerin halklarının geçici olarak Özerk Sibirya Devleti'ne bağlanma isteğini dile getirdiler. Sibirya Anayasası Kazaklara, gerekli gördükleri zaman Özerk Sibirya Devleti'nden ayrılabileceklerini garanti edecekti. Alihan Ermekov Özerk Sibirya Devleti'nin Anayasa Komitesinin üyesi oldu. Sibirya Konseyinde Halil Gabbasov, E. Itbayev ve S. Doscanov Kazak eyaletleri temsilcisi olarak atanırken Alihan Bükeyhan ile Muhamedcan Tınışbayev tüm Kazak halkını temsil ettiler.40

Mustafa Çokay başkanlığındaki bir başka grup, Hokand kasabasında (Fergana Vadisi) 26 Kasım 1917'de yapılan Dördüncü Olağanüstü Müslüman Kongresi'nde ilân edilen Türkistan Özerk Devleti (Hokand) ile birleşmekten yanaydılar. Bu özerk devlet eski Türkistan Çarlık Valiliği-Generalliği'nin toprakları üzerinde kurulmuştu ve Sir Derya ve Semireç'e olmak üzere iki Kazak eyaletini içine alıyordu. Ayrıca iki Türkistan eyaletinde, Semarkand ve Fergana'da da çok sayıda Kazak vardı. 1917 yılına kadar Türkistan'da yaklaşık 2.972.725 Kazak yaşıyordu.41 Kongre, Taşkentli Sovyet İşçilerinin ve Askerlerinin Taşkent'te iktidarı ele geçirmelerinden (23 Ekim) sonra toplandı (15 Kasım) ve bölgedeki Müslüman halkın hükümete katılmasını reddetti.

Hokand Kongresinde alınan kararlara göre Türkistan Seçmen Meclisi toplantısına kadar bölgedeki tüm iktidar, Tüm-Rus Seçmen Meclisi'ne seçilen delegelerin oluşturduğu 32 üye ile Halk Meclisi'nin 54 üyesine geçecekti. Halk Meclisi'nde 18 sandalye (üçte biri) çeşitli Avrupa örgütlerinin temsilcilerine ait olacaktı. On iki üyeli Geçici Türkistan Hükümeti Geçici Konsey üyeleri arasından seçilen kişilerden oluşacaktı.

Kongre, Geçici Konseyin 30 üyesini ve Geçici Türkistan Hükümeti'nin (Hokand) 8 üyesini seçti, kalan dört sandalyeyi Avrupalılara bıraktı. M. Tınışbayev Hokand Hükümeti'nin ilk Başkanı oldu. Daha sonra, aynı zamanda bu devletin Dışişleri Bakanı da olan Çokay onun yerine geçti. Hokand Hükümeti'nin ne ordusu ne de parası olduğu için milis ordusu örgütlemeye başladı ve 3 milyon ruble iç borçlanmaya gitti. Ayrıca, 20 Mart 1918 tarihinde toplantıya çağrılacak Türkistan Seçmen Meclisi'nin hazırlık çalışmalarında aktif olarak yer aldı. Gene de Hükümeti kuvvet kullanarak tasfiye etmeye karar veren Taşkent Bolşeviklerine karşı direnecek şekilde örgütlenemedi. 9 Şubat 1918 tarihinde, dört günlük bir savaştan sonra, yalnızca iki ay süren Hokand Hükümeti ortadan kaldırıldı.42 On bini aşkın Hokand halkı Bolşeviklerle ve onların tarafında yer alan Ermeni askeri birlikleri (Daşnaksutun) ile yapılan savaşta öldü, kasaba tamamen yıkıldı. Fakat Bağımsız Türkistan Devleti ilân edilinceye kadar Kazak eyaletleri bu devletin bir parçası olmadılar, eğer kurulursa Özerk Kazak Devleti'ne bağlanma niyetlerini dile getirdiler. Türkistan Kazaklarının sorunu İkinci Tüm-Kazak Kongresi'nde fiilen tartışıldı.

Bolşevik iktidarının müsaderesi Sibirya Hükümeti ile işbirliğini engelledi. Giderek büyüyen anarşi ve iç savaş tehlikesi Alaş liderlerini, 5-13 Aralık 1917 tarihleri arasında Orenburg'da yapılan İkinci Tüm-Kazak Kongresi'ne çağrıda bulunmaya zorladı. Altay ve Semarkand dahil tüm Kazak eyaletleri ile komşu Kırgızistan'dan gelen 82 delege iki temel sorunu tartıştılar: Özerk Alaş Orda Devleti kurulması ve Kazak Milis Ordusu'nun örgütlenmesi. Özerk Alaş Orda Devleti'nin, Ural'sk, Turgay, Akmolinsk ve Semipalask olmak üzere dört step eyaleti, Türkistan'daki Kazak eyaletleri Semireç'e ve Sir Derya, Türkistan eyaletlerinden Fergana ve Semarkand'daki Kazak bölgeleri, Transkaspian eyaletinin Amu Darya bölgesi ile Altay eyaletinin komşu Kazak bölgelerinden oluşmasına karar verdi. Semipalask kenti Özerk Alaş Orda Devleti'nin başkenti ilân edildi. Alaş Orda toprakları Alaş halkının kendi mülkiyeti idi. Kazaklarla birlikte yaşayan ulusal azınlıklar Özerk Alaş Orda Devleti içinde ulusal ve kültürel özelliklerine sahip olacaklar, aynı zamanda Alaş Orda'nın devlet kurumlarında belirli bir oranda temsil edileceklerdi. Kongre Tüm-Kazak Halk Konseyinin-Geçici Alaş Orda Hükümeti'nin 15 Kazak üyesini seçti, kalan on sandalyeyi Rusların ve Kazak olmayan halkların temsilcilerine ayırdı. Bükeyhan Halk Konseyi Başkanlığı'na seçildi.

Geçici Alaş Orda Hükümeti, Alaş Orda Anayasası'nı hazırlamakla görevlendirildi, bu anayasa Alaş Orda Anayasa Meclisi tarafından ele alınacak ve Tüm-Rus Seçmen Meclisi tarafından onaylanacaktı. Geçici Hükümet ayrıca borçlanacak ve diğer ulusal özerk birimlerle görüşmeler yapacaktı. Kazak milis ordusu oluşturulmasının, Kazak halkını, başlamakta olan iç savaşın zararlarından korunmanın diğer bir yolu olduğu düşünülüyordu. 30-35 yaşları arasındaki erkekler ya kendi istekleri ile milis ordusuna katılacaklar ya da (yeterli sayıya ulaşılamazsa) kura ile seçileceklerdi. Bunlara aylık verilecek, gerekli teçhizat sağlanacaktı. Ural'sk, Turgay, Akmolinsk, Semipalask ve Semireç'e eyaletleri bakım maliyetlerini üstlenecekti.

Milis ordusu yaklaşık 13.500 kişiden oluşacaktı. Bu kişileri eğitmek için Kazak subaylar çağrılacaktı.43 Kongre ayrıca beş üyeden oluşan Eğitim Komisyonu'nu da seçti, bu Komisyonun görevi ilk ve orta okullar için ders kitapları, eğitim ilkeleri kılavuzları, eğitim programları ve öğretmenler için rehber kitaplar hazırlamaktı. Komisyon ayrıca Kazak yazım ilkeleri üzerinde de çalışacak ve yararlı kitapları ve kitapçıkları Kazakçaya çevirecekti.44

Kongrenin gündemindeki en çekişmeli madde Özerk Alaş Orda Devleti'nin kuruluşunun ne zaman ilân edileceği idi. Bir grup delege (H. ve C. Dostmuhammedler, V. Tanaçev, B. Kulmanov) derhal ilân edilmesinde israr ediyorlardı. Diğer bir grup (Bükeyhan, Baytursın, Dulat) hem Kazak eyaletlerindeki Ruslarla hem de Türkistan Kazaklarıyla görüşmeler yapıldıktan sonra Özerk Alaş Orda Devleti'nin kuruluşunun ilân edilebileceğine inanıyorlardı. Uzun tartışmalardan sonra yapılan oylamada (33 delege derhal ilân edilmesi için, 42 delege de buna karşı oy kullanmıştı) Kongre bir ay içinde Türkistan Kazaklarının görüşlerinin alınmasına karar verdi. Eğer onlar Alaş Orda Devleti'ne katılmazlarsa, Halk Konseyi diğer Kazak eyaletleri adına devleti ilân edecekti. Aksi halde Alaş Orda ilk fırsatta devleti ilân edecekti. Eğer Alaş Orda Devleti bir ay içinde ilân edilmezse her eyaletin halkı kendi takdir yetkisini kullanacaktı.

Sir Derya Kazakları, 5 Ocak 1918 tarihinde yaptıkları kendi Kongrelerinde, Özerk Kazak Devleti'nin kuruluşu ilân edilinceye kadar Özerk Türkistan Devleti'nin bir parçası olarak kalmaya karar verdiler.45 İki Tüm-Kazak Kongresi'nde alınan kararlar incelendiğinde, bu kararların bu yüzyılın başında Kazak eyaletlerinde yaşayan toplam nüfusun altıda ikisini (yüzde 23.1) oluşturan Ruslarla ilgili hiçbir konuyu içermediğine inanmak güçtür. Rusların konumundaki belirsizlik nedeniyle delegelerin çoğunluğunun Özerk Alaş Orda Devleti'nin kuruluşunu ilân etmeye cesaret edemedikleri ileri sürülebilir. Ayrıca, Rus halkının belirsiz konumu kaçınılmaz olarak Alaş Orda'yı Kazakistan'da 1918 yazında Sovyet iktidarının çökmesinden sonra ortaya çıkan Bolşevik ve anti-Bolşevik hükümetlerin gözünde kısmen ya da tamamen illegal yapıda bir milliyetçi haline getirdi.

Bolşeviklerle görüşmeler Mart 1918'de H. ve C. Dostmuhammedlerin Lenin ve Stalin ile Moskova'da bir araya gelmelerinden ve onlara İkinci Tüm-Kazak Kongresi hakkında bilgi vermelerinden sonra başladı. 20 Mart'ta yapılan görüşmelerden sonra Stalin Alaş Orda Hükümeti'nin Başkan Yardımcısı H. Gabbasov ile telefonda konuşarak Kazak kararları ile Üçüncü Tüm-Rus Sovyet Kongresi'nde kabul edilen "Çalışan ve Sömürülen Halkların Hakları Beyannamesi" arasında hiçbir çelişki görmediğini vurguladı. Fakat Sovyet iktidarının tanınması ve Alaş Orda'nın yerel Sovyetlerle işbirliği yapılması için israr etti.

Alaş Orda Hükümeti 21 Mart'ta verdiği cevapta bu koşulları kabul ettiğini bildirdi, Karşılığında İkinci Tüm-Kazak Kongresi kararlarına uygun olarak Alaş Orda'nın özerkliğini ilân etti. Alaş Orda, Tüm-Kazak Meclisini toplama ve kendisinin yasal bir güç olma hakkını korumaya çalıştı. Ayrıca, yerel mahkemelerin ve Kazak milis örgütünün devam etmesini savundu, aynı zamanda Sovyetler tarafından tutuklanan Alaş Orda üyelerinin serbest bırakılmasını da istedi. Kazakların ve Rusların belirli oranlarda temsil edildiği yerel Sovyet kurumlarının kurulmasından önce, Kazak Komiteleri ve diğer kurumlar iktidarda kalacaktı.46 21 Mart'ta Gabbasov Dostmuhammed'den Sovyet Hükümeti'nin Alaş tutukluların serbest bırakılmasını emrettiğini ve Alaş Orda'nın önerilerine resmi bir cevap hazırladığını bildiren bir telgraf aldı. Ayrıca, Halk Komiserliğine (Narkomnats) bağlı bir Kazak bölümünün kurulmak üzere olduğu da bildirildi.47 Fakat Alaş liderleri Lenin ve Stalin'den ne önerilerine ne de Gabbasov'un 21 Nisan'da gönderdiği telgrafa cevap aldılar. Aslında Sovyetler Alaş Orda liderlerine güvenmiyordu, Kazak Kongresinin Kazak komünistlerinden Alibi Cangeldin başkanlığında toplanması için çalışmalar başlattılar, bu Kongrede Kazak Sovyet Özerk Cumhuriyeti ilân edilecekti. Bu sırada Sovyetler zaten Alaş Orda'yı "anayasal-demokratik bir burjuva örgütü" olarak kabul ediyorlardı, lideri Alihan Bükeyhan'ı tutuklamak üzere aramaya başlamışlardı.

Sovyetlerin kuşkulu ve düşmanca tutumları ve aynı zamanda büyüyen anarşi ve tehlike Alaş liderlerini anti-Bolşevik güçlerle birleşme yollarını aramaya itti. Hemen hemen tüm Kazak eyaletlerinde Sovyet iktidarının yıkılmasından sonra Alaş Orda tüm Sovyet kararlarını iptal etti ve Vilayet Meclisi kurumlarını ve Kazak Komitelerini yeniden kurdu. Sayıları üçten az olmayan yerel Alaş Orda Sovyetleri de örgütlendiler, bunlar tüm halk tarafından seçilecekler ve Alaş Orda tarafından sınırlanacaklardı. Kazak erkekleri gibi Alaş ordusunda askerlik yapacaklar, vergi verecekler, Alaş Orda Seçmen Meclisi'ni hazırlayacaklar, Alaş halkının kültürel ve ekonomik gelişimini sağlayacaklardı.

Alaş Orda, Geçici Sibirya Hükümeti'ne verdiği raporda, karşılıklı olarak birbirlerini tanımalarını ve Halk Konseyi'ni Kazak halkının geçici hükümeti olarak kabul etmelerini önerdi. Alaş Orda devleti kuruluncaya kadar, karma kurumlar Geçici Sibirya Hükümeti tarafından kontrol edilecekti. Alaş Orda'nın bir üyesi, önemli kararlar alınması sırasında toplantıya katılacaktı. Alaş Orda, ayrıca, Sibirya Hükümeti'nin yardımıyla vilayet meclisi yönetimini de yenilemeyi ve Kazak ordusunu örgütlemeyi amaçlıyordu.48

Geçici Sibirya Hükümeti ulusal-kültürel bir özerklik vermeye hazırdı. Fakat, Alaş Orda'nın bölgesel-politik özerk bir birim olarak tanınmasını yalnızca Tüm-Rus Seçmen Meclisi'nin onaylayabileceğini vurguluyordu. Ulusal-kültürel özerk birim, Kazak dilinin yerel eğitim kurumlarına ve mahkemelere girmesini ve aynı zamanda karma nüfuslu bölgelerde yerel yetkililerin konuştuğu dillerin aynı derecede geçerli olmasını denetleyecekti. Bu yetkililerin faaliyetleri kültürel ve yerel idari sorunların çözümü ile sınırlı kalacaktı.

Alaş Orda'nın batı kolunun oluşumu, Mayıs 1918'de Cambeyt kasabasında C. Dostmuhammed başkanlığında yapılan Dördüncü Urals'k Eyaleti Kongresi'nde ilân edilen Geçici Uil Olyayat Hükümeti ile başladı. Urals'k eyaletinin Transural kısmını içine alan Uil Bölgesi halkının çoğunluğu Kazaktı. 11 Eylül 1918 tarihli Alaş Orda Kararı ile Uil Oliayat Hükümeti ortadan kaldırıldı ve Bökey Orda, Oral eyaletinin Transural bölgesi ile Aktobe ve Kırgızistan'ın Turgay bölgelerini içine alan Batı Alaş Orda kuruldu. Merkezi Alaş Orda'dan ayrılmasına yol açan olağanüstü durumlarda batı kolu Alaş Orda hükümeti adına hareket edebilecekti.49 Batı Alaş Orda'nın kuruluşu, batı ve merkezi Kazak eyaletleri arasında yeterli iletişim araçları ile yerel halkı koruyacak gerekli araçlar olmadan kabul ettirildi. Batı Alaş Orda liderleri Bolşeviklere karşı Orenburg ve Ural'sk Kazakları ile işbirliği içinde mücadele ettiler. 18 Haziran 1918 tarihinde, Kazak milis ordusuna askeri eğitmenlik yapacak 10-15 subay ile küçük bir ordu ve aynı zamanda Milislere silah ve teçhizat göndermeleri ricasıyla Orenburg Kazaklarına döndüler.50 Baytursın, S. Dosyanov, S. Kadirbayev, A. Birimcanov, H. ve C. Dostmuhammedler, Tınışbayev, Çokay ve diğerleri, Haziran'da Samara kasabasında kurulan Komuç (Seçmen Meclisi Üyeleri Komitesi) üyesi oldular.

Komite kendisini Samara, Simbir, Kazan, Ufa ve Saratav eyaletinin bir kısmında en yüksek güç olarak ilân etti. Komuç'un 25 Eylül 1918'de Alaş Orda'ya yayınladığı bildirgede, "Rus halkının özerk haklarının gerçekleştirilmesi, federal-demokratik bir sisteme dayalı, özgür ve güçlü bir Rusya'nın kurulması için önemli bir koşul" olarak görüldü. Fakat, Alaş Orda'nın özerkliğini şartlı olarak tanıyan Komite nihai bölgesel-politik olarak tanınması kararını Tüm-Rus Seçmen Meclisi'ne devretti.

Merkezi gücün kurulmasından önce, askerlik ve dışişleri, ulaşım, posta, gıda sağlanması gibi devlet işleri Komuç'a verilecekti. Alaş Orda Hükümeti'nde bulunan bir Komuç temsilcisi, kararları ve yasaları, Komite kararlarına uygun hale gelmesi için kontrol edecekti. Alaş Orda kendi yönetimi ile ilgili kararlarla uğraşacak bunlar Komite tarafından onaylanacaktı. Alaş Orda ordusunun örgütlenmesi de Komuç tarafından yapılacaktı.51 Bir kaynağa göre, Komuç Batı Alaş Orda tarafından oluşturulan Kazak milis ordusuna 2.000 tüfek, 58 makinalı tüfek, 2 top, 2 otomobil ve 2.000 kişi göndermişti.52 6 Kasım 1918'de 500 kişilik Alaş ordusu Semireç'de Bolşeviklere karşı Beyaz orduların yanında savaştı. Semipalask eyaletinde Beyazların tarafında savaşan gönüllülerin sayısı 2.000 iken Urals'k eyaletinde savaşanlar 2.000 kişi, Kustanay kasabasında savaşanlar da 450 kişi idi.53

Rusya bölgesel ve anti-Bolşevik hükümetlerinin, geçici Sibirya Hükümeti'nin, ulusal Başkiriya, Alaş Orda ve Türkistan hükümetlerinin, çeşitli partilerin ve sosyal örgütlerin temsilcileri, 8-23 Eylül 1918 tarihleri arasında Ufa kentinde yapılan Komuç toplantısında yer aldılar. Toplantıda, beş üyeden ve Bakanlar Kurulu'ndan oluşan Geçici Tüm-Rus Hükümeti-Ufa Heyeti (Ufimskaya Direktoriya) seçildi. Toplantıda ayrıca Ufa Heyeti'nin Anayasası üzerinde de çalışıldı. Bu Anayasa içinde yer alan Ana Tüzük ile "iktidarı merkezileştirmek amacıyla, tüm katılımcıların oybirliği ile" bütün ulusal ve bölgesel hükümetler ortadan kaldırıldı. 4 Kasım 1918 tarihinde özel bir emirle Tüm-Rus Geçici Hükümeti Alaş Orda'yı ortadan kaldırdı, Alaş Orda'ya, Kazak-Kırgız halklarının tüm ekonomik, kültürel ve günlük sorunlarının çözümünden sorumlu bir baş Temsilci ile bir yardımcı atadı. Ayrıca, yerel Alaş yönetimleri de Geçici Tüm-Rus Hükümeti tarafından kontrol edilecekti.54 Amiral A. V. Kolçak 18 Kasım 1918 tarihinde iktidarı ele geçirdi ve Ufa Heyeti'ni dağıttı. Onun hükümeti Rusya'da monarşiyi yeniden kurmayı ve özerk birimleri ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Kolçak, ayrıca, Kazak otlaklarını müsadere politikasını da tekrar harekete geçirdi.

1918 yılının sonunda Sovyet ordusunun başarılı ilerleyişi politik durumu değiştirdi. Aralık 1918'de Turgay'da Sovyet iktidarı yeniden kuruldu. 1919 yılı Mart ayının başında Ahmet Baytursın başkanlığında bir doğu Alaş Orda Turgay grubu Sovyetlerin tarafına geçti. Bu kararın alınmasında, 2 Kasım 1917 tarihli Bolşevik "Rus Halklarının Hakları Bildirgesi" önemli bir faktördü. Baytursın Moskova'da Lenin ile görüştükten sonra, ulusların kendi kaderlerini ancak sınıf mücadelesi ve proleterya diktatörlüğü ile belirleyebileceğine ikna oldu55 ve Haziran 1919'da Kirrevkom (Kırgız Devrimci Komitesi) üyesi oldu.

Doğu Alaş Orda'nın Alihan Bükeyhan başkanlığındaki Semipalask grubu, Kasım 1919'da Semipalask kentinde yaptığı olağanüstü toplantıdan sonra Sovyet tarafında yer almaya karar verdi.

Batı Alaş Orda'nın durumu, Ural'sk Kazaklarına bağlı olması nedeniyle biraz karmaşıktı. Ural'sk Kazakları, Ural'sk'ın ve bölgedeki diğer önemli yerleşim yerlerinin Haziran-Ağustos 1918'de Kızıl Ordu tarafından ele geçirilmesine rağmen direnmeye devam ediyorlardı. Baytursın'in önerisiyle, RVS (Devrimci Sovyet) Kasım 1919'da bir kararname ile Sovyet iktidarını kabul eden tüm Alaş üyeleri için af çıkardığını duyurdu. Bolşevikler pek çok kez batı Alaş Orda liderleri ile ilişki kurmaya teşebbüs ettiler. Doğu cephesinde Orenburg ve Ural'sk Kazaklarının başarılı savunmalarından esinlenen C. Dostmuhammed, önce, özel komisyonun bir üyesi, RVS Dördüncü Ordu temsilcisi V. I. Lezhava-Murat tarafından, Batı Alaş Orda'nın tasfiye edilmesi konusunda gönderilen mektubu gözardı etti. Temsilci, ayrıca, Sovyet güçlerine karşı savaşan tüm Kazaklara, Ural'sk Kazaklarına yardım etmezlerse, bağışlanacakları ve tüm siyasi tutukluların salıverileceği sözünü verdi ve görüşmeler yapmak için bir temsilci gönderdi. Kazaklar ayrıca tutuklanacaklar ve Beyaz generallere ve diğer yüksek rütbeli görevlilere teslim edileceklerdi. Bolşevik Ordusu'nun 1918 yılı sonbaharında Orenburg Kazaklarını yenmesinden sonra, batı liderleri Kazaklarla Sovyetler arasında bir manevra taktiği seçtiler. Yalnızca resmi olarak, Kazak halkının güvenliğini tehdit etmemek için Kazakları desteklemeye devam ettiler. Kasım 1917'de Uil ve Jambeity kasabalarının Bolşevikler tarafından işgal edilmesi onları nihayet Aralık 1919'da açıkça Sovyet tarafına geçmeye itti ve Kazaklarla mücadele etmeye başladılar.

Sonunda, Alaş Orda 3 Haziran 1920'de Kirrevkom'un emri ile ortadan kaldırıldı. Sovyet yetkilileri önceleri iktidarlarını güçlendirmek için Alaş liderlerini kullandılar. 3 Haziran 1918 tarihli VTSIK Kararnamesi ile Alaş liderlerinin izlenmemesi ve onların Sovyet kurum ve kuruluşlarında çalışmalarına izin verilmesi kararlaştırıldı. Bu karara rağmen hemen hemen tüm Alaş liderleri 1930'lu yıllarda Kazakistan'daki Stalinci terör sırasında idam edildi.

Alihan Bükeyhan Moskova'ya sürgüne gönderildi ve izinsiz ayrılması yasaklandı. Moskova'daki yaşamı boyunca Sovyet Bilimler Akademisi'nde ve SSCB Halkları Merkezi Yayınevi Kazak Bölümü'nde çalıştı (1922-1927). Bu yayınevinin bir üyesi olarak, pek çok ders kitabı, Rus ve yabancı yazarların edebi eserlerini ve aynı zamanda popüler bilim kitaplarını tercüme etti. Ayrıca, Temirkazık adlı bir dergi çıkardı. 1926 yılında, Sovyet Bilimler Akademisi'nin daveti üzerine, S.P. Shevetsov başkanlığındaki antropolojik gezi çalışmalarına katıldı. Fakat tutuklandığı için çalışmasını tamamlayamadı, Moskova'da Butırka hapishanesinde 15 gün tutulduktan sonra salıverildi. 1934 yılında, Moskova'da bulunan Merkezi Edebiyat, Sanat ve Eleştiri Müzesi Direktörü V. D. Bonch-Brueviç'in daveti üzerine Müze arşivinin kurulması çalışmalarına katıldı. Toplam üç kez tutuklandı (1926, 1928 ve 1930), nihayet 1937 yılında vuruldu.

Ahmet Baytursın Kazak alfabesinin reformu ile birlikte Kazak folklorundan örnekler toplanması ve yayınlanması çalışmalarına devam etti. Kazak Halk Eğitimi Komserliği Bilimsel Edebiyat Komisyonu Başkanlığı'na getirildi (1922-1925). 1920-1921 yılları arasında Eğitim Komiseri, 1921­1922 Bölgesel Halk Komiserliği Akademik Merkezi Başkanı olarak atandı. Makaleleri ile Ak jol gazetesine ve diğer Kazak dergilerine de katkıda bulundu, aynı zamanda Taşkent, Orenburg ve Almatı yükseköğretim kurumlarında ders verdi. İki kez tutuklandıktan sonra, 1937 yılında idam edildi.

Mircakıp Dulat Ak jol (1920) ve Enbekçi kazak (1926-1928) gazetelerinin yazı kurullarında çalıştı, Orenburg'da Halk Eğitim Kurumu'nda (KINO) ders verdi (1922-1926). Bilimsel ve edebi faaliyetlerde de bulundu, Rus devrimcilerinin (Lenin, Stalin, Zinov'ev) yirmiden fazla çalışmasını Kazakçaya tercüme etti. 1922 yılında iki kitabı, Esep kural (Hesabın Anlamı) adlı matematik kitabı Taşkent'te, Balkiya adlı oyunu Orenburg'da yayınlandı. Ayrıca, 1924 yılında Orenburg'da Kiraat Kitabı adlı eseri de yayınlandı. 1928 yılında tutuklandı, eski Karelian Özerk SSC'de bulunan Solovki tutuklu kampında 10 yıl çalışmaya mahkum edildi, 1935 yılında orada öldü.

Muhametcan Tınışbayev, Türkistan Kanalı'nın (1921) ve Türkistan-Sibirya Demiryolu (Turksib, 1927-1930) inşaatına katıldı. Ayrıca, Taşkent'te Kazak Pedagoji Enstisü'nde ders verdi (1924) ve Kazak tarihi konusunda pek çok kitap yazdı, bu kitaplar 1920'li yıllarda Kızıl Orda ve Taykent'te yayınlandı. Bunların yanı sıra, RGO'nun (Rus Coğrafya Topluluğu) Türkistan bölümünde çalıştı, 1927 yılında Kraevedenie Bölge Ofisine üye seçildi. 1932 yılında tutuklandı ve Voronezh'e sürgün edildi. 1937 yılında ikinci kez tutuklandı ve aynı yıl vuruldu.

Halel Dostmuhammed, Türkistan Ispolkom'a bağlı Kazak ve Kırgız Bilimsel Komisyonu Başkanlığı'na atandı. Ayrıca, Kazak Halk İlmi Enstitüsü'nde ders verdi (1920) ve Yüksek Pedagoji Enstitüsü ve Kazak Devlet Üniversitesi'nde Rektör Yardımcılığı yaptı. 1923 yılında Taşkent'te, Taşkentli aydınları bir araya getiren Talap topluluğunu örgütledi ve Sana adlı edebi dergiyi telif etti. Anatomi, zooloji ve doğal tarih konularında pek çok kitap yayınladı. Aynı zamanda, Kazak-Kırgız Dilinde Singarmonizm Hukuku (Taşkent, 1924) adlı bir kitap yayınladı. Diğer Alaş'lar gibi, pek çok popüler bilim kitaplarını Kazakçaya tercüme etti ve Kazak ulusal destanlarının yayınlanması işiyle de uğraştı. 1924 yılında Rusya Bilimler Akademisi Kraevedenia Merkez Bürosuna üye seçildi. 1930 yılında, C. Dostmuhammed, Muhamedcan Tınışbayev, Cakıp Akpaev ve diğerleri ile birlikte Voronezh kentine sürgüne gönderildi. 1938 yılında tekrar tutuklandı, 1939 yılında idam edildi.

Hokand Hükümeti'nin çökmesinden sonra, Mustafa Çokay önce Gürcistan'a sonra yurtdışına (Türkiye, Fransa ve Almanya) kaçtı ve oralarda Müslüman göçmenlere liderlik etti. Zeki Velidi Togan tarafından yayınlanan Yeni Türkistan dergisine (1927-1931), ayrıca Polonya, Fransız, İngiliz ve Rus dergilerine ve gazetelerine katkıda bulundu. Yaş Türkistan adlı bir dergi çıkardı (1929-1939, Paris/Berlin). 1935 yılında Paris'te Türkestan pod vlast'iu Sovetov (Sovyet İktidarında Türkistan) adlı bir kitap yayınladı. 1940 yılında Alman faşistleri tarafından tutuklandı ve 1941 yılında Berlin'de bir hastanede esrarengiz bir şekilde öldü.

1 Alaş kelimesinin kökü eskidir. Orta Asya'daki göçebe Türkler arasında geleneksel savaş narası anlamına gelmektedir. Sözlü geleneğe göre Alaşın altı çocukları, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Türkmenler, Başkırdlar ve Karakalpaklardır. Bütün bu halklar ortak bir hayat tarzı, din, diller ve gelenekler paylaşırlar.
2 Kazak topraklarının Rusya'ya ilhakı 1864 yılında tamamlanmıştır.
3 Materialy po politcheskogo stroia Kazakhstana, vol. 1 (So vremeni prisoedineniia Kazakhstana k Rossii do Velikoi Oktiabr'skoi Sotsialisticheskoi revoliutsii), ed. M. G. Masevich, 1960, p. 337.
4 Rus hükümetinin başkanı.
5 toprak ölçüsü= 2. 7 hektar.
6 RGIA (Rus Devleti Tarih Arşivi), f. 391, op. 4, d. 1663, II. 1-3, 18-19.
7 1868 ve 1886 Nizamları aynı zamanda Stepin bölgesel-yönetim olarak bölünme sistemini, mahalli idareleri, imparatorluk mahkemelerini ve de karmaşık bir vergi sistemini getirmişti. Bütün bu kanunlar, hanlık sisteminin kaldırılması ile birlikte Kazaklar tarafında isyanlara sebep oldu: Batır Sırım ayaklanmaları (1783-1797, Küçük Cüz), Isatay Taymanov ve Muhamet Utemisov (1836-1837, Bökey Orda); Kenesarı Kasımov (1837-1846, Küçük Cüz); Jankoja Nurmukhamedov (1856-1857, Sir Deryanın aşağı ciheti) ve Eset Kötibarov (1853-1857, Emba bölgesi).
8 Koygeldiev, M.: Alash Kozgalısı (Kömekçi oku kuralı), Almatı, 1995, s. 50-51.
9 Brainin, S. /Shafiro, Sh.: Ocherki Po İstorii Alash Ordy, Alma-Ata/Moskova, 1935, s. 18.
10 Amanzholova, D. A.: Partiia Alash: Istoriia i istoriografiia, Semipalat, 1993, s. 18.
11 A.g.e., s. 94-96.
12 Kaufman, A. A.: Kirgizy i konstitutsionno-demokraticheskaia partiia, Rech', 1906, no. 11.
13 Gos. Duma. Stenogr. otchet, sessiia 2, SPb., 1907, vol. 2, col. 673-675.
14 Kazak, 1916, nos. 191 ve 201.
15 Baytursın, A.: Masa[Tatarcık], Ahmet Baytursınov (1873-1937). Şıgarmaları. Ölender, avdarmalar, zertteüler, eds. D. Şeripov/S. Devitov, Almatı, 1989, s. 30.
16 Dulatulı, Mırjakıp: Oyan, kazak! [Uyan Kazak!], yay. M. Âbsemetov, Almatı, 1991, s. 73.
17 Kır balası [Â. Bökeyhan]: Tagı da bi ham bilik [Bir kez daha Yargıç ve Yargı Hakkında], Kazak, 1914, no. 50.
18 Sızdıkova, R.: Ahmet Baytursınov, ömiri men tagdırı turalı [Ahmet Baytursınov'un Hayatı ve Kaderi Hakkında] A. Baytursınov: Til taglımı. Kazak tili men oku-agartuga katıstı enbekteri, Almatı, 1992, s. 16.
19 Baytursın, A.: Kazakça oku jayınan [Kazak Çalışması Hakkında], Kazak, 1913, no. 14.
20 Baytursın, A.: Bastavış mektep [İlk Okul], Kazak, 1914, no. 61.
21 I. Dünya Savaşı'ndan önce Orta Asyalı halk Rus ordusunda askeri hizmet için çağrılmıyordu. Düzenli Rus ordusunda hizmet eden toplam 1, 5 milyon Müslüman askerin çoğunluğunu ve Kafkasya'dan ve yerleşik Müslüman alanlardan askere çağrılanların çoğunluğunu Tatarlar teşkil etmekteydi; bkz. S. M. İshakov: Pervaia mirovaia voina glazami rossiiskikh musul'man (elyazması).
22 Kazak, 1916, nos. 202, 203, 205, 210; 1917, nos. 215, 216, 217, 219, 220, 221.
23 Rıskulov, T.: Vosstanie tuzemtsev Srednei Azii v 1916 godu, Kızıl Orda, 1927, s. 9.
24 Rıskulov, T.: O vosstanii kazakhov i kirgiz v 1916 godu, T. Rıskulov: Izbrannye trudy, Alma-Ata, 1984, s. 145.
25 Kakhariy 1916 jyl (kujattar men materialdar jinagy) Groznyi 1916-i god (Sbomik dokumentov i materialov} two vol., ed. M. K. Kozybaev, Almatı, 1998, vol. 1, s. 336.
26 Asfendiyarov, S.: Kazak tarihının oçerkteri, Almatı, 1994, s. 108-109.
27 Rıskulov, T.: Vosstanie tuzemtsev v Srednei Azii v 1916 godu, s. 61-62.
28 Chokaev, M.: Turkestan pod vlast'iu Sovetov (K kharakteristike diktatury proletariata}, Paris, 1935, s. 78.
29 Asfendiyarov, S.: Kazak tarihının oçerkteri, s. 97.
30 Galikhan/Mustafa/Mircakub: Alaş ulına [Alash'ın Oğluna], Kazak, 1917, no. 225.
31 Bökey Orda Volga ve Ural Nehirlerinin aşağı kısımlarında Kazak Hanı Cangir'ın isteği üzerine 1801 yılında kurulmuştur.
32 Martynenko, N.: Alaş Orda. Sbomikdokumentov, Alma-Ata, 1992, s. 53.
33 Kazak, 1917, no, 251.
34 Martyneııko, N.: Alaş Orda, s. 49-50.
35 Amanjolova, D. A.: Kazakhskii avtonomizm i Rossiia. Istoriia dvizheniia Alash, M. 1994, s. 27.
36 Kır balası [A. Bökeyhan]: Memleket hali [Memleket Hali], Kazak, 1917, no. 237.
37 Alikhan [A. Bökeikhan]: Men kadet partiyasınan nege çıktım? [Kadet Partisini Neden Terkettim? ], Sarı-Arka, 1918, no. 29.
38 TsGA RK (Kazak Cumhuriyeti Merkez Devlet Arşivi), f. 17, op. 1, d. 21, 11. 1-2.
39 Baytursınov, A.: Revoliutsiia i kirgizy (kazakhi) [Kırgızlar (Kazaklar) ve İhtilal], Zhizn' natsional'nostei, 1919, no. 19 (37).
40 Kırbalası [A. Bökeyhan]: Jalpı Sibir sezi, Kazak, 1917, no. 251.
41 Koygeldiev, M.: Alaş kozgalısı, s. 338.
42 Turkestan v nachale XX veka: K istorii istokov natsional'noi nezavisimosti, eds. D. A. Alimova/R. Ia. Radjapova, Tashkent, 2000, s. 60, 106.
43 Martınenko, N: Alash Orda, s. 72-73-check.
44 Martınenko, N: Alash Orda, s. 67.
45 Kazak, 1917, no. 255.
46 Sarı Arka, 1918, no. 35.
47 Sarı Arka, 1918, no. 37.
48 Martınenko, N.: Alash Orda, s. 120-127.
49 Martınenko, N.: Alash Orda, s. 97.
50 Martınenko, N.: Alash Orda, s. 115-118.
51 Martınenko, N.: Alash Orda, s. 147-148.
52 Sarı Arka, Ekim 12, 1918.
53 Amanjolova, D. A.: Kazakhskii avtonomizm i Rossiia. Istoriia dvizheniia Alash, s. 64.
54 Martınenko, N.: Alash Orda, s. 131-134.
55 Baytursınov, A: V Orenburgskii Komitet RKP (Boi'shevikov) [RKP'nin (Bolşevikler)

Yorumlar (0)