ARAPÇADAN ALDIĞIMIZ KİMİ SÖZLERİN ÇOK İLGİNÇ ÖYKÜSÜ-Prof. Dr. Timur KOCAOĞLU

ARAPÇADAN ALDIĞIMIZ KİMİ SÖZLERİN ÇOK
İLGİNÇ ÖYKÜSÜ


Michigan Devlet Üniversitesinde bu yıl
benden 4. yıl Türkçe dersini alan 4 öğrencimden
biri Suriye kökenli bir Arap kız öğrenci, ana dili
Arapçayı iyi biliyor. Derste Türkçe yazılar ya da
şiirleri incelerken, metinlerde geçen Arapça
kökenli kelimeler gelince, ben ona:



"Bak bu söz Arapça, bunun anlamını sen
bilirsin" diyorum. O Arap kızı onun Arapça
anlamını söylüyor, ancak Arapçadaki o anlam
bazen bizim dilimizde kullanılan o Arapça sözün
bizim bildiğimiz anlamından ayrı oluyor?



--- Ya da o Arapça söz için şöyle diyor: "Bu
Arapça söz bizde bu anlamda kullanılmıyor, bu
anlam için biz şu başka kelimeyi kullanıyoruz!"



--- Bizim dilimizde geçen birkaç Arapça kelime
için de "Bu kelime Arapçada yok!" demez mi?



--- Ben o Arap kızına bizim dilimizde
kullandığımız Arapça kökenli sözleri sordukça,
şaşıyorum, Araplarda ya o söz yok, ya da o söz
bizim kullandığımız anlamda Arapçada
kullanılmıyor?



--- Gelecek derste ben o Arap kızına o sözleri
yeniden sorarak onların listesini çıkaracağım, o
sözleri sonra Arapça-İngilizce ve Arapça-Türkçe
sözlüklere bakarak, o sözlerin gerçekten bizim
kullanımımızdan Arapçada ayrı kullanılıp
kullanılmadığını araştırırım. Sonra da onları
burada paylaşırım sizler için...



--- Anlaşılan, kimi Arapça sandığımız sözleri de
biz Arapça (muştak) köklerine bakarak bizim Türk
aydınları uydurmuşlar.



--- Demek bizim eski çağlardaki kimi aydınlarımız
Arapça sözlükleri karıştırarak "Acaba hangi yeni
bir Arapça sözü Türkçemize aktarsam?" diye,
kimi de sözlükte gördüğü kelimelerden bazılarını
değiştirerek, kafasından yeni Arapça kelimeler
uydurarak dilimize sokmak için bunca
çabalamışlar, uğraşmışlar!..



--- O aydınlarımız Arapça sözlükler üzerinde bu
kadar süre ile emek vereceklerine, biraz olsun
Türkçe kökler, sözler ile bizim dilimizin o
olağanüstü güçlü ekleriyle yeni sözler yaratmaya
biraz olsun emek verselerdi, bugün bizim dilimiz
daha da güçlü olabilecekti.



--- Ancak o dönemlerde kimi aydınlarımızdaki
Arapça ile Farsça özentisi bizim dilimize binlerce
yabancı sözlerin girmesine neden olmuştur.



--- Tanzimat ve sonrasıda bir yandan Arapça
Farsça özentisi, bir yandan da Batı dilleri özentisi
artmaya başladı.



--- Ancak bizim halk ozanlarımız Türkçe
bayrağını onurla, büyük özveriyle yüzyıllarca
yükseklerde tuttular...


TÜRKLERİN KULLANDIĞI ARAPÇA SÖZLERİ ARAPLAR ANLAMAZ!

Geçmişte aydınlarımız o kadar gereksiz sözleri Arapçadan alarak Türkçemizi öldürmeye çalışmışlar bilip bilmeden, daha çok özentiye kapılarak! Ancak, Türkçeye alınan o Arapça sözleri Arapların kullandıkları anlamlardan başka yeni anlamlarda kullanmaya başlamışlar.
Bu konuda bir kaç doktora çalışması yapılabilir, acaba Türkiye üniversitelerinde bu konuda çalışmalar yapıldı mı?

Yapılmamışsa, Arapçayı iyi bilenlere öneririm, bu konuyu çalışınız. Çok kalın en az 3 ciltlik büyük bir eser ortaya çıkar: “Türklerin anlamlarını değiştirerek kullandıkları Arapça kelimeler” diye…



Biz “rakip < rakib” kelimesini birine rekabet eden, yarışan, ona karşı hareket eden anlamında kullanıyoruz. Oysa Arapçada “rakib” sözünün gerçek anlamı “gözeten, koruyan” anlamınadır, ve Allah’ın 99 adından biri de “rakib”dir “Bütün Varlıklar Üzerinde Gözcü Olan” anlamında. Bizim “rakip” olarak kullandığımız anlam için ise, Araplar “rakib” kelimesini değil, “el-tehdi” kelimesi kullanırlar.



Biz Arapça “nefret” kelimesini kötü anlamda kullanırız, sevginin karşıtı olan duygu, birinin kötülüğünü isteme, tiksinme. Halbuki Arapçada “nefret” kelimesi karşılık verme, karşı çıkma anlamındadır, ve Araplar “nefret”i bizim kullandığımız anlamda kullanmazlar.
Bunların sayısı on değil, yüz değil, binlercedir. Biz binlerce Arapça kelimeyi alarak, onları çok farklı anlamlarda kullanmaya başlamışız.



Bunlara hiç gerek yoktu, Türkçenin o olağanüstü yapım ekleri var, onlarla binlerce yeni sözler türetilebilir, ancak işte kolaycılığa sapmışız, özentiye kapılmışız, başka dillerden binlerce söz almaya çalışmış, Türkçeye büyük kötülük yapmışız…


Yazıklar olsun öyle sorumsuz aydınlara!

Prof. Dr. Timur KOCAOĞLU-ABD/MICHIGAN

Yorumlar (0)