Kazakistan Televizyonlarında Rusça Yayınlar Askıya Alınıyor

Astana hükümeti, yeni Radyo Televizyon yasasına göre resmi evrak eksikliği gerekçesiyle ülkede yayın yapan yaklaşık 90 yabancı televizyon kanalı yayınlarının askıya alınacağını açıkladı.

Dünya Bülteni'nin haberine göre 8 Ağustos tarihinde Bilgi ve İletişim Bakanlığının resmi web sitesinde yapılan açıklamada “NTV + 3D”, "Russia Today", "Radost Moya Denizcilik Kanalı", MusicBox, RU.TV, Fashion TV, "Dozhd", "TNT Komedi" kanallarının içinde bulunduğu 88 yabancı televizyon kanalının yayınlarının durdurulacağı duyuruldu.

Resmi haberde, bu kanalların 9 Ocak'ta yürürlüğe giren “Radyo ve Televizyon” yeni yasasına göre, altı ay içinde bağımsız bir şirket olarak tescillerini yapması ve ofislerini açmaları gerekirdi, ancak, bu koşullar karşılanmadı, denildi.

Şu anda Kazakistan'da 307 TV uluslararası ve radyo kanalları hizmet veriyor. Onlardan 219 tanesinin Kazakistan'da temsilcilikleri var.

Astana hükümetinin, Kazakça (Türkçe) ve Türk dayanışması konusunda son yıllarda sergilediği tutum Türk dünyasının birliği için çok önemli mesajlar içeriyor.

Türk devletlerinin dil, kültür ve siyasal birliği konsunda atılan bu tür güzel adımları destekliyoruz.

TÜRKÇENİN DİRİLİŞ HAREKETİ


ÇİN'DE 3 MİLYON UYGUR TEHLİKEDE

Çinli insan hakları kuruluşları, Uygur Bölgesi'nde milyonlarca Uygurun "yeniden eğitim" gerekçesiyle toplama kamplarında tutulduğunu ileri sürdü.

Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesinin (İHOP) Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Uygur Bölgesi'nde yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği bireyleri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu öne sürdü.

Örgüt temsilcileri, toplantıda yaptıkları sunumlarda, herhangi bir yargı kararına dayanmadan hürriyetinden alıkonulan kişi sayısının 3 milyonu bulduğu ifade etti.

Mutluluğu Gerçekleştirme Araştırma Enstitüsünce, Uygurların Çinli etnik azınlıklar içinde en fazla ayrımcılığa uğrayanlardan biri olduğuna dikkat çekildi.

Pekin yönetiminin, son dönemde bölgede "3 şeytan" olarak adlandırdığı ayrılıkçılık, etnik, dini aşırılıkçılık ve terörizmle mücadeleyi öncelik haline getirdiği, bu kapsamda Uygur halkının gündelik yaşamındaki her türlü hareketin totaliter rejimlerdeki gibi her an izlendiği belirtildi. Müslüman kültürüne ait her belirtinin şüpheli görüldüğü, Uygurların çocuklarına Müslüman isimleri vermelerinin yasaklandığı ve oruç tutmayacaklarına dair belgeleri imzalamaları istendiği ifade edildi.

Çocuklarına Müslüman adı koyan çift eğitim kampına yollandı

Uygur bir çiftin yeni doğan bebeklerine Müslüman adı taktıkları için yeniden eğitim kampına gönderildiği kaydedildi.

Toplantıda Uygur halkının sorunlarını dile getiren diğer bir kuruluş olan Dünya Uygur Kongresi de Çin yönetiminin Uygur ve Kazak etnik grubundan kişileri siyasi endoktrinasyon kamplarında tuttuğunu dile getirdi.

3 milyon kişinin kamplarda tutulduğu tahmin ediliyor

Kuruluş, Ağustos 2018 itibarıyla yaklaşık 3 milyon insanın yasal savunma hakkına sahip olmadan bu kamplarda tutulduğunun tahmin edildiğini belirtti.

İnsanların kamplarda yargı kararı olmadan alıkonulduğu ve kampta bulundukları sürede aileleriyle irtibat kurmalarının engellendiği ifade edildi.

Kamplarda alıkonulanlar arasında kendi ailesinden bireylerin de olduğunu ifade eden örgüt temsilcisi, adil yargılamaya dair kaygılarını dile getirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bir süre önce yayınladığı raporda, son iki yılda Uygur Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbiri" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi açıdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın "siyasi eğitim merkezleri" denilen gözaltı merkezlerine gönderildiği iddialarına yer vermişti.

Avrupa Birliği (AB), Çin ile yapılan İnsan Hakları Diyaloğu toplantısında Uygur Bölgesi'ndeki "siyasi eğitim merkezleri"nin endişe kaynağı olduğunu vurgulamıştı.

Yorumlar (0)