Kırım Tatar işlemelerinin en zoru, altın nakışı

KİEV (QHA) -

Ukrayna’nın bağımsızlığını kazanmasının 25. yıldönümü vesilesiyle Hetmanlık Müzesi’nde kukla ustaları olan kardeşler Natalya ve Tatyana Katriçenko, “Bağımsızlığın 25 Kardeşi” adı altında düzenledikleri nakış işlemeli kukla sergisi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kardeşler, Ukrayna’nın 24 bölgesinin ve Kırım yarımadasının nakış işleme ve milli kıyafetlerinin özelliklerini anlattı.

Nakış işlemenin yanı sıra gazetecilik yapan Katriçenko kardeşler, boş zamanlarında sevdikleri işle uğraşıyor, Ukrayna’nın geleneksel “motanka kuklaları”nı hazırlıyorlar. Söz konusu kuklaların hazırlanışında kardeşler, nakış işleme tekniklerinden başlayarak başlık, gerdanlık ve kemerlere kadar Ukrayna’nın çeşitli yörelerine özgü hususiyetleri dikkate alıyor.
 
Natalya Katriçenko ve Tatyana Katriçenko’nun eşleri, kardeşleri her zaman destekleyerek kadınların boş zamanlarını çeşitli fuar veya mağazalarda farklı desenleri inceleyerek geçirdiklerini söyleyerek, ara sıra zamanlarını çocuklarına ayırabildiklerini ifade ediyor.

 
Eski çağlardan beri motanka kuklaları, soy koruyucusu olarak kabul ediliyor, bundan dolayı söz konusu kuklalar her zaman bir “kadın” şeklinde yapılıyor. Önceleri bu kuklanın birkaç işlevinin bulunduğu biliniyor. Çoğu zaman kukla, her zaman el altında bulunan bez parçaları kullanılarak çocuklar için oyuncak olarak hazırlanıyordu.
 
Bunun dışında, düğünlerde hediye edilen ayin kuklası olarak da kullanılıyordu. Gelin için ayrı bir kukla hazırlanıyordu, gelinin onunla oynaması gerekiyordu, böylece ailenin kısa sürede çocuk sahibi olacağına inanılıyordu.
 
Çocuk hasta olduğu zaman da böyle kuklalar hazırlanıyordu. Kukla çocuğun yatağına yerleştiriliyor ve çocuk iyileştiğinde kuklanın hastalığı kendi üzerine aldığı düşünülüyordu.
 
Tabii ki günümüzde bu tür uygulamaların geçmişte kaldığı biliniyor. Kuklalar artık öncelikle iç dekor süsü olarak algılanıyor.
 
İnsanın kendisini güzel hissettiği, ilham ve moralinin iyi olduğu zaman nakış işlemesi gerektiğini anlatan Natalya Katriçenko, kuklaların insanın hem olumlu hem olumsuz enerjisini içine çektiğini belirtti. Ustanın kuklayı morali kötü olduğu zaman hazırladığında çalışmalarının çoğu zaman ilerlemediğini ifade etti.
 
QHA muhabirine konuşan Natalya Katriçenko, “Tamamen temizlenmen gerekiyor, bu kendine özgü bir kukla terapisi. Sonucu gördüğüm zaman yeni kuklalar yapmak istiyorum. Uyumak istiyorum ama aklıma bir desen geliyor ve onu çizmek veya işlemek için kalkıyorum. Sonucun nasıl olacağını merak ediyorum. Bazen kardeşimle birlikte sabah saat 3'e 4’e kadar nakış işlediğimiz oluyor” dedi.

Kardeşlerde Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra Kırım Tatar kuklası hazırlama fikri de doğdu. Bunun dışında Kırım Tatar kültürüne aşinalıkları, nakış işlemesi yapan Alime ve seramik ürünleri yapan Eldar adlı ustalar. Kardeşlerin tanıdıkları  bu Kırım Tatar ustalar, işgal edilen Kırım’da ikamet ediyorlar ama buna rağmen kendilerine danışan kardeşlere milli Kırım Tatar desenlerini öğretebilmişler.

Natalya Katriçenko, “Kırım Tatar işlemelerinin en zor olanı altın nakış işleme, altın ip. Örneğin başka iplerle işleme yaptığımda 1 veya 1,2 metre uzunluğunda bir ip parçası kesiyorum ve rahatça uzun iple işleme yapabiliyorum. Altın iple ise sadece kısa bir iple nakış işlenebilir, çünkü çok çabuk karışıyor ve dağılıyor. İpin düz gitmesini sağlamak zor. Kırım Tatar kuklası, yapması en zor olan kuklalardan biri, aslında kullanılan teknikleri biliyorum ama altın iple işlemek çok zor. Kırım Tatar nakışlarının özgün desenleri altın ve gümüş ipleri, ayrıca pastel renkleri. Biz çalışmamız için güneş ve denizi sembolize eden sarı ve mavi renklerini kullandık” diye kaydetti.
 
Kırım Tatar kuklasında halka özgü takıların yanı sıra fes de kullanıldı. Eski zamanlarda çok sayıda ip ve bezlerin Kırım’a Türkiye’den getirildiğini ifade eden Natalya Katriçenko, bundan dolayı Kırım Tatar nakışının geniş renk yelpazesi ve desenleri olduğunu belirtti. Usta Katriçenko, hazırladığı kukla için de Türkiye’den satın alınan malzemeleri kullandığını dile getirdi.
 
Her yörenin kendine özgü nakış işleme gelenekleri olduğundan dolayı her bir kukla üzerinde çalışmalarının ilginç olduğunu söyleyen Katriçenko kardeşleri, Ukrayna’da sadece kızıl-siyah renkli işleme ile ilgili stereotipi yıkmak için Ukrayna’nın farklı bölgelerini yansıtan kuklaları göstermeye karar verdiklerini anlattı.

Ukrain nakış işlemesinde 200’den fazla işleme tekniği kullanıldığını belirten Natalya Katriçenko, “Odesa’da örneğin “tryohetajnitsa” (üç katlı) tekniği kullanıyor. Bu tekniği ilk kez kullanıyordum ve bundan dolayı maharet kazanmak için güzel işlemek adına 1-2 metre nakış işledim. Vinnitsa’da ise her köyde farklı işleme tekniği kullanılıyor” dedi.

Tüm işlemeler, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarına ait eski ev dokuması kendir bezi üzerine işlendi.
 
Söz konusu bezleri Ukrayna’nın doğu bölgelerinde (Lviv, Ternopil, İvano-Frankivsk, Poltava) satın aldığını ifade eden Natalya Katriçenko, “Bezler 20-30 metrelik şerit parçalarla sandıklarda saklandı. Bez yeni ve kullanılmamış ise onu satın alıyoruz. Kuklanın elleri de aynı, ama daha yumuşak bezden hazırlandı, çünkü bezin dokusu farklı oluyor. Nakışları ise daha kaba bez üzerinde işliyoruz” diye anlattı.
 
Kukla sergisi, Ukrayna’nın bağımsızlığını kazanmasının 25. yıldönümü vesilesiyle düzenleniyor.
 
Çalışmalarıyla, Ukrayna’nın ne kadar zengin ve renkli bir kültüre sahip olduğunu göstermek istediklerini dile getiren Natalya Katriçenko, “Sergi üzerinde yaklaşık bir yıl çalıştık. Son ayda ise çok az uyuduğumuz ve çok çalıştığımız oluyordu. Her kukla eşsizdir. Örneğin Batı Ukrayna’daki İvano-Frankivsk'de ve Lviv’de olulmuş, oralarda kullanılan çeşitli desenler hakkında bilgi edinilebilecek dergiler var. Lugansk ve Donetsk bölgesinde ise kullanılan çok az nakış deseni var. Bize müze veya özel koleksiyonlardan örnekler gönderildi” dedi.
 
Elina Sulima

Kaynak : http://qha.com.ua/tr/kultur-sanat/kirim-tatar-islemelerinin-en-zoru-altin-nakisi/148309/

Yorumlar (0)