Tuva (Tıva) Türkleri ve Türkçesi / Hayat Aras
Tuva (Tıva) Türkleri ve Türkçesi / Hayat Aras




Orta Asya ve Sayan-Altay topraklarında M.Ö. III.-II. yıllarda Tıvalıların yaşadıklarını, bu topraklardan bulunan tarihi yazmalar belgelendirmektedir. Yaklaşık 2000 yıl önce Orta Asya'da, Güney Sibirya'da ve şimdiki Tıva topraklarında Hunlar, Dinlinler, Vusunlar, Türkler, Azlar, Çikler, Uygurlar, Kırgızlar ve diğer Türk halkları yaşamışlardır. Tarihte adları belli olan bu halkların bazıları Tıvaların hayatını, düşünce şeklini, gelenek ve göreneklerini, en önemlisi dilini etkilemiştir. Fakat Eski Türkler, Uygurlar ve Kırgızlar Tıvaların daha yakın ilişkide oldukları soydaşları oldukları için etkileşim daha çok bunlar arasında olmuştur.1

Çok eski zamanlardan başlayarak şimdiki Tıvanın toprağında yaşayan Türk dilli göçebe halkların tarihinde çok büyük olaylar olmuştur. Tıva tarihinde 6.yy'dan 8. yy'ın ortasına kadar olan devir, Türkü (Göktürk) Dönemi olarak adlandırılır. 582 yılında Göktürk Kağanlığı doğu ve batı devletlerine bölünmüştür. Altay, Tıva, Moğolistan ve Baykal arasındaki araziler Doğu Türk Kağanlığı'na dahil idi. Burada esasen Türk ve Moğol dilli boylar yaşarlardı.

7. yüzyılda Orta Asya'nın bir aymağı Dubo diye adlandırılmıştır. Bilim adamları bu adlandırmayı Tıva~Tıva kelimesi ile bağlantılı görmektedirler.2 L. N. Gumilyev Dubo denen aymakla Tıvaları aynı kabul etmektedir.3

Türk Kağanlığı'nın 745 yılında yıkılması sonucunda, Tıva Uygurlar tarafından alınmıştır.4

840 yılında eski Kırgızlar, Altay ve Tıva boylarının yardımıyla, Uygurları yıkınca bu topraklar Göktürk ve Uygurlardan sonra Kırgızların egemenlik sürdüğü alan olur. 1207 yılında Tıva boyları, Cengiz Han'ın büyük oğlu Çuçi'nin (Coçi) önderliğindeki Moğol orduları tarafından Cengizlilere bağlanmıştır.5 Yaklaşık beş yüz yıl süren Moğol egemenliği Tıva'daki Türk kültürünün Moğol kültüründen etkilenmesine yol açmıştır.

2-26 Ekim 1616'da, ilk Rus büyük elçileri Tıva boyları ile ilişkiler kurmaya başlarlar.6

1757'de Tıva'da Mançuların hâkimiyeti kurulur.7 Çungarya'da 1755-1788 yılında, Amursana adlı bir Oyrat prensinin önderliğinde Mançu istilâcılara karşı kurtuluş hareketleri başlar. Bu harekete Tıvalılar da katılmışlardır. Fakat; Mançu-Çin istilâcıları Çungar Devleti'ni kurmuşlardır. 1758 yılında bunun sonucunda Tıva, Çin-Mançurya'nın Tsing, sömürge bölgesi olmuştur.

1911 yılının Ekim ayında Çin'de Mançu Hanedanı'na karşı ayaklanma başlamış; bunun sonucu olarak 1912 yılının ocak ayında Mançu Hanedanı devrilmiş ve cumhuriyet kurulmuştur. Bu dönemde, Tıva kahramanlarının millî kurtuluş savaşı başlamış ve Tıva aynı yıl Çin'den bağımsızlığını almıştır.8

1917 devrimleriyle Rusya'da Çarlık yıkılmış ve Sovyet dönemi başlamıştır. 17 Nisan 1919'da Tıva Rus himayesine girer. 1921 yılında ise Tıva Arat Respublika (Tıva Halk Cumhuriyeti) kurulmuştur.

11 Ekim 1944'te Tıva Halk Cumhuriyeti Sovyetler Birliği'nin hâkimiyeti altına girmiştir.9

Aralık 1990'da, Tıva'nın Rusya'ya bağlı Federe Cumhuriyet olması yönündeki karar kabul edilir.

Halkın geleneksel olarak yaşattığı inanç sistemi Şamanizm olmasına rağmen, resmî din olarak Budizm kabul edilmiştir. "XIV. yüzyıldan itibaren Moğolların Çin'deki hâkimiyeti, onların arasında Budizm'in etkilerini nispeten kırmıştı, ancak XVI. yüzyıldan itibaren ve özellikle de Altan Han döneminde (1507-1583), Tibet'in doğu bölgelerine yapılan sefer, Moğollar arasında Bu dizm'in yeniden canlanmasına yol açmış, bütün bunlar Moğollara yakın veya onlarla iç içe yaşayan bazı Türk boylarının da Lamaist (Budizmin Orta Asya ve özellikle Tibet'teki biçimi) Budizm'in etkisine girmeleri sonucunu beraberinde getirmiştir. İşte bu şekilde XVII. yüzyılın ikinci yarısında, Lamaizm Tıva Türkleri arasına nüfuz etmiştir. Tıvaların arasında Tibet Lamaizmi ile geleneksel din birlikte yaşamaya devam etmektedir."10

İşte bu olaylar Tıvaca'da; genel Türk Dili, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Şiveleri; Moğol, Çin, Mançu, Tibet, Rus asıllı kelimelerin var olmasıyla doğru orantılıdır. Buna dayanarak Tıvacanın yapısını şu başlıklar altında ele alabiliriz:

1. Genel Türk Dili
2. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Şiveleri
3. Rusçadan geçen kelimeler
4. Moğolcadan geçen kelimeler
5. Tibetçeden geçen kelimeler

6. Çince-Mançuca ve diğer dillerden geçen kelimeler: Genel Türk Dili

Tıvalar ve Türkler hakkında bize en eski ve doğru bilgileri veren kaynaklardan biri de hiç şüphesiz bengütaşlardır. Yazıtlardaki dil özelliklerine baktığımızda Tıvaca Eski Türkçe ses özelliklerini günümüze en iyi taşıyan Türk lehçelerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.11

Tıvaca dil olarak, Türkçenin arkaik söz ve yapılanmalarını günümüze en iyi şekilde taşıyan Türk lehçelerinden biridir. Tıvaca eski Türkçe ile karşılaştırıldığında sesbilimi, sözyapımı, sözlükbilimi, ve de anlam bilimi açısından, öteki Türk dillerine göre kimi eskicil özellikler taşır.12

Bengütaşlardaki dille karşılaştırdığımızda o günden bu güne kadar geçen yüzlerce, binlerce yılın Türk halklarının dillerinde, bazı değişiklikleri de beraberinde getirdiğini görüyoruz. Tıvaca, Eski Türkçe'deki özellikleri çok iyi korumuş olmasına rağmen bazı kelimeler farklı ses ve şekil değişiklikleriyle karşımıza çıkmaktadırlar. Örneğin; ET'deki "siz" kişi zamiri yok olarak yerini "siler" şekline bırakmıştır. "çıl, nazın" anlamlarına gelen ET'deki yaş" kelimesi de bugünkü Tıvaca'da kaybolmuş. "kaş harlıg sen? "(kaç yaşındasın?) cümlesini bazı Türk halkları "kaş yaştıg sen?" diye sorarlar. "yaş" kelimesi ET'de de var. Ayrıca Moğolistan'ın Bayan-Ölgey Bölgesi'nde yaşayan Tıvalıların dilinde "kaş çaştıg sen? "şeklinde günümüze kadar korunmuş olması ilginç. Çağdaş Tıvacada kullanılan "kaş harlıg sen?" ifadesi "kaç karlısın, kaç karı kışı geçirmişsin?" anlamındadır. Yazılı taşlardaki "gümüş" kelimesinin yerine Moğolcadan "mö]gün" kelimesi alınmıştır. Fakat Tıva kahramanlık destanlarında "kümüş çügen" (gümüş dizgin) olarak korunmuştur.13

Eski Türkçedeki bazı kelimeler de ses değişiklikleriyle günümüze ulaşmıştır. ET. oglı: Tıv. oglu "oğlu", ET. bu]u Tıv. mu]gag "sıkıntı", ET. yer, Tıv. çer "yer" ET. te]ri Tıv. deer (te]gir) "tanrı; gök", ET. yok Tıv. çok "yok", ET. yılan Tıv. çılan "yılan"...14

Diğer Türk lehçe ve şiveleriyle karşılaştırınca Eski Türk yazılı taşlarındaki dilin en çok Tıvacayla örtüştüğü görülür. Tıva ve Moğol dilleri üzerine araştırma yapan V. M. Nadelayev Türklerin yazılı taşlarındaki dile en yakın olan çağdaş Türk lehçesi olarak Tıvacayı görmektedir. Kızıl Çıraa'dan bulunan yazılı taşta "Arslan Kulug Tirig uglı ben. Kulug Tugan ben". Oğlu anlamına gelen uglı kelimesi Tıvacada oglu, ben zamiri men şeklinde korunmuştur. "Arzıla] Külük Dirig dep kijinin oglu Külüg Tugan dep attıg kiji men". "Arslan Külük Diri denen kişinin oğlu Külüg Tugan'ım". Begiree Dağı'nın yanından bulunan anıtta "yeti böri ölürdim", bazı ses değişmeleriyle "çedi börü ölürdüm" diye bugünkü Tıvaca'da karşımıza çıkmaktadır.15

Türk runik alfabesinin 10. yüzyıla kadar Türk soylu halklar tarafından kullanıldığı konusunda birçok bilim adamı hem fikirdirler. Eski Türk yazısı sosyo-politik, sosyo-ekonomik ve başka bir takım sebeplerden dolayı 12.-13. yüzyıllarda varlığını yitirdi. Bazı bilim adamlarına göre Eski Türk yazısı 15­17. yüzyıllara kadar devam etmiştir. Runik yazının unutulmasından başlayarak 18. yüzyıla kadar, Tıvacayla ilgili herhangi bir kaynak, bir bilgi elimize ulaşmamıştır. N. A. Baskakov 10-15. yüzyıllarda Tıvacanın bazı Türk lehçelerinden ayrı bir gelişim çizgisi izlediğini söyler.16 Tarih araştırmacıları Tıvalar hakkında çalışma yaparken, 19. yüzyılın başında toplanmaya başlayan Tıvaca dil malzemelerinden yola çıkarak, Tıvacanın geçen 1000 yılın 2. yarısında ayrı bir gelişme sahası izlediğini, 10-15. yüzyıllarda da kurallaştığını söylerler.17

Eskiden kullanılan bazı kelimeler günümüzde kaybolsa da, onların bir kısmı yer adları olarak korunmuştur. "Tarlag" (Bii-Hem Bölgesinde yer adı) kelimesinin anlamı şimdiki Tıvalılarca bilinmez. Eski Türkçede tarlag "tarla, darı, hububat tarlası, çölü" anlamlarında kullanılırdı. Bu kelimenin yaşıyor olması çok eskiden burada yaşayan halkın tarımla uğraştığının göstergesidir. Bulak "bulak, küçük ark, su", Çazılar "yazı, yaban, ova" örneklerindeki yer adları gibi.18

Eski Uygurlar tarım ve hayvancılığın yanısıra yerleşik hayata geçmiş, şehirler kurmuş, yazıyı kullanmış ve kendilerine özgü kültürlerini burada devam ettirmişlerdir. Bu bölgelerde yapılan kazılar bunu belgelemektedir. Eski Uygurlar Tıvaların gelişmesinde de büyük rol oynamışlardır. Bilim adamlarına göre Tıvaların içindeki İrgit ve Sarıglar adlı boylar Eski Uygurlardan kalmadır.

Dil olarak baktığımızda Eski Uygurca kelimelerin fazlalığı dikkati çeker.

Eski Uygur Tıva Türkiye T.

töşek döjek "döşek, minder"

ödürek ödürek "ördek"
kuduruk kuduruk "kuyruk"
baştı] baştı] "ilki, önceki"
biçe biçe19 "küçük, ufak"
arıg arıg "temiz, arı"
çam şam "dava, itiraz"
kevirgençig keergençig
irbiç irbiş. "pars"
yalım çalım20 "kaya"
Çağdaş Türk
"acınacak, zavallı"

Lehçeleri ve Şiveleri

Türkiye  T. Tıva  Azerb.  Kazak K
yol- çul- yol- cul- (jul-) cul-
tanı- tanı- tanı- tanı- tanu-
yalvar- çalbar- yalvar- jalbar-calbar-

Özbek Türkmen Uygur
yul- yol jul-
tani- tana- tonu-
yâlvâr- yalbar- yalvur-


Çok sayılı şimdiki Türk dillerinde ve Eski Türk Dilinde aynı anlamlı, bazen anlam kaymasına uğrayarak farklı anlamlar kazanmış olan aynı sözlerin var olması bu dillerin çok eski tek bir dilden ortaya çıktığını gösterir. Eski olan dil kendi gelişimi içinde çeşitli evrelerden geçer ve kollara ayrılır. Esasında kökü tek olan fakat uzun tarih boyunca geçirdiği çeşitli olaylardan dolayı bazı söyleyiş farklılıklarına uğrayan dil, zamanla ağız, şive, lehçe kavramlarını doğurur. Şu anda her biri ayrı yazı dili durumunda olan Türk yazı dillerinin ortaklığını ve Tıva Türkçesinin bu dillerle olan bağlantısını aşağıda sınıflandırılmış örneklerle gösterdik.

Türkiye T. Tıva Altay Hakas Tatar Kırgız
baş baş baş pas baş baş
yürek çürek jürek çürek yörek cürök
yıldız sıldıs jıldıs çıltıs yoldız cıldız21

Türkmen ogul ya]ak agız agır yogın
Tıva ool çaak aas aar çoon
Hakasool naah aas aar çoon
Şor ool naah aas aar çoon
Altay uul caak oos uur coon
Kırgız uul caah ooz oor çoon
Yakut (Saka) uol sı]ah uos ıar suon
Tatar ul ya]ak avız avır yuvan24

Türkiye T.oğul, oğlanyanakağız ağır yoğun, kalın Ünlü Türkolog Malov'un eserlerinde en eski Türk diline Bulgar, Çuvaş, Uygur (Sarı Uygur), Yakut dilleri, fakat eski Türk Diline Oğuz (Eski Orhon-Yenisey Anıtlarının dili), Tofa, Tıva, Uygur (Eski Uygur Yazmalarının dili), Hakas, Şor dilleri girer.22

Türkiye T. yıl yer yaz
Azerb. il yer yaz
Kazak cıl (jıl) cer (jer) caz
Tıva çıl çer ças
Tatar yil cir yaz
Başkırt yıl yir yaz
Kırgız cıl cer caz
Özbek yil yer yoz
Uygur yil yer yaz
Türkmen yıl yer yaz
Kumuk yıl yer yaz
Nogay yıl yer yaz
Kara-Kalpak cıl cer caz
Altay jıl jer jas
Hakas çıl çir çashı
Şor çıl çer ças
Yakut sıl sir saas
Çuvaş sul ser sur23

Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi farklılıklar ses değişikliklerinden ibarettir. Rusçadan Geçen Kelimeler Günümüz Tıvacasında Rus dilinden geçen 3000'den fazla kelime olduğu bilinmektedir.25 Ş. Ç. Sat ise bu sayının 4000'den fazla olduğunu söyler. Tıvacaya Rusça'dan geçen kelimeleri geçiş yollarını sınıflandırabiliriz:

1. Tıva'ya gelen ilk Rus çiftçi ailelerin hayatını, toprağı işleyiş şeklini öğrenmek, farklı insanları tanıma ihtiyacı onların Rusça'yı öğrenmesini gerektirmiştir. Daha önceden duymadıkları terimleri ister istemez Rusçadaki karşılıkları ile aldılar. Fakat bunlar ana dilindeki şeklini değiştirip, Tıva söyleyişine uygun olarak Tıvaca Türkçesine girdiler: Tıv.sapık: rus. sapog "çizme", tıv. mooja, rus. vocci "kavga", tıv. bıstan, rus. piston "piston, kapsül", tıv. saraat, rus. zarod "harman26

2. 1950'lere kadar Tıvaca'nın yazım kuralları hakkında yazılan özel bir kural yoktur. Bu nedenle o yıllara kadar Rus noktalama işaretlerinin kullanılması Rusça etkileri artırır.27 1930 ve 1940'lı yıllardan sonra Rusçadan alınan kelimelerin imlasına sadık kalmaya özen gösteriliyor. Fakat yazılış ve okunuş arasında az da olsa fark vardır: Avariya-ava: riya "trafik kazası, arıza", granit-granı: t "granit", şkola-ı'şko': la "okul", kul'tura-ku'l'tu: ra kültür", dınya-dı: n'a "kavun", bulka-bu: lka "çörek", rubl'-ru.bil' "ruble, Rusların para birimi",. 28

3. 1930 yılında yazı kullanılmaya başlanılması ile birlikte teknik terimlerin Rusçalarından istifade edilmiştir: Politika, filosofiya (felsefe), ekonomika, realizm, roman, opera, himiya (kimya), slog (hece). "29 Rusça'dan geçen bütün kelimeler Rusça değildir. O zamanlarda Tıvalıların dünyayı tanımak ve dünyaya açılmak için ilişki kurdukları en gelişmiş ülke Rusya'ydı. Bu yüzden Rusça'ya başka dillerden geçen kelimeler Rusça'daki şekilleriyle alınmıştır.

4. Sovyetler zamanında çeşitli resmi işlerde; okul, cadde, sokak, hastane, dükkan, işyeri gibi yerlerde Rusça adları kullanımın zorunlu olması bir başka sebeptir: Koçetova caddesi, Lenin caddesi; Puşkin kütüphanesi.

5. Bugün bazı yer adlarının iki farklı şekilde yazılmasının ve okunmasının sebebi Rusça ve Tıvaca imlasındaki farktan kaynaklanır: Şagaan-Arıg-Şagonar, Çadaana-Çadan, Toju-Todja.30

6. Bazı kelimelerin Tıvaca karşılıkları varken Rusçlarının da kullanıldığı aşağıdaki örneklerde olduğu gibi dikkati çeker: tıv. kiçeel, rus. urok-uro: k "ders", tıv.kıdıraaş, rus. tetrad'-tetıra.t "defter", tıv.sambıra, rus. doska-do: ska "yazı tahtası", tıv. ujar-heme, rus. samolet-samo-lo: t "uçak".

7. Bazı kelimelerin Rusçaları alınmış, fakat daha sonra onlara Tıvaca ekler getirilerek yeni kelimeler türetilmiştir: partiya-partiyji31 "partici", propaganda-propagandalaar "32 "propaganda yapmak Moğolcadan Geçen Kelimeler 13. yüzyıllardan itibaren geçen 700 yıllık süre içinde Tıva-Moğol ilişkilerinin güçlenmesi ile birlikte Tıvacaya Moğolcadan geçen kelimelerin yanı sıra hiç şüphesiz ki, Tıvacadan da Moğolcaya geçen kelimeler oldu. Bugün bazı kaynakların Moğolca olarak yazdığı "ulus, bahadır, bora (boz), buduk (boya). gibi kelimeler Türkçe'nin eski dönemlerinde Türkçe'den Moğolcaya geçmiş olabileceği ihtimali de kuvvetlidir.

Moğolcadan alınan kelimelerin bir kısmı 13.-15. yüzyıllarda, bir kısmı 16.-20. yüzyılın başlarında alınmıştır. 13.-15. yüzyıllarda alınan kelimelere köjege "perde", kejege "saç", yozugaar "gereğince, göre, uygun olarak", 16.-20. yüzyıla ise şülük "şiir", kajaa "çit", töögü tarih"i örnek gösterebiliriz.33

Tıvaca-Moğolca dil karşılaştırması Tıva dili tarihi açısından ayrı bir yer tutar. Bugünkü Tıvacanın kelime kadrosunda Moğol asıllı sözler %30-40 civarındadır. Bu yüzde halk ağzında daha fazladır.34 V. İ. Rassadin'e göre Tıvaca'da 2200'den fazla Moğolca kelime vardır: halbaga "kaşık", bora "boz, gri", möögü "mantar", ajıl "iş". 35 agaar-agaar "hava", harıı-hariu "cevap", maadır-baatır, "bahadır"...36 negelde-nexelt "talep, istek, çağırma; icap, gerek"37

Moğol asıllı sözlerin Tıvacada diğer Türk lehçe ve şivelerine oranla fazla olasının birkaç önemli sebebi vardır. Çok eski zamanlardan beri aynı veya komşu toprakları yurt edinmeleri ve bu yüzden kurulan sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel ilişkiler başlıca sebeplerdir.

Ayrıca, 1921-30 yıllarında Eski Moğol harflerini (Eski Uygur Alfabesini) kullanarak bazı yayınlar yapmışlardır. O zamanda yeni devlet oluşumunun, derneklerin, kurumların, çeşitli olayların adları Moğolca kelimelerle karşılanmıştır. Bunların çoğu günümüze sosyal-politik terimler olarak ulaşmıştır. Bazıları ise zaman içinde yok olmuştur. Bunu bazı örneklerden görebiliriz. xuviskaal "devrim", bölgüm "bölüm, parça, grup", çazak "hükumet", yaamı bakanlık, kildis "bölüm", şüügü "adalet, yargı", udurtukçu "yönetmen, yönetici", ületpürçin "sanayi, endüstri", kejigün "üye, unsur (grm)", arat "halk", erge-ajık "ilgi, alaka, merak".

Son elli yıldır Moğolca'dan Tıvaca'ya kelime geçişi durmuş, bazı Moğol asıllı sözler gerçek Tıva sözler ile ve Rus dilinden geçen sözler ile değişip arkaizm şekline girmiştir. Bu yüzden Çağdaş Tıvacada Moğolca kelimelerin yüzdesi azalmıştır.

Çağdaş Moğolcada Türk lehçe ve şivelerinde kullanılan pek çok ortak kelime vardır. Bu ortak kelimelerin hangi dilden hangisine geçtiği konusunda bir sonuca varmak şu andaki dil bilgilerimize göre zordur. Örneğin; a] "av", damır "damar", buga "boğa", arzıla] "arslan", hoy "koyun", kök "1. gök 2. mavi", çut "yut (hayvan kırımı)", buura "buğra". örneklerini çoğaltabileceğimiz bu kelimeler Moğolca'da ve Türk lehçe ve şivelerinde bazı ses değişikliklerinin dışında aynıdır.

Tibetçeden Geçen Kelimeler

13. yüzyıldan başlayarak Tıva'da yayılan Budizm, aradan geçen zaman içinde yerli inanç sistemi ile birlikte dilde de bazı gelişmelere yol açtı. Tıva'nın ilk başbakanı Donduk, Moğolistanla bağların güçlendirilmesini ister ve Budizm'i ülke dini olarak onaylar. Yaklaşık 5.000 Lama'dan değişik iş alanlarında istifade edilir. Bunlardan 1000 kadarı köylerde öğretmenlik yapar.38 Bu Lamaların öğrettikleri Tibet Budizmi olduğu için dinî terimler Tibetçe'deki şekilleriyle dile girer: Dambıra "tef", şa]: "Tapınağın gongu". Budizme gösterilen saygıdan ötürü yeni doğan Tıva çocuklarının adları Lamalar tarafından Tibet geleneklerine göre koyulabilmektedir. Kongar "ak inanç, ak umut", Bavıı "bahadır", Kombu "umut, inanç, inanış", Davaa "ay (gökteki ay); pazartesi", Donduk "akıllı, bilgili", Loday "akıllı", Osur "ışın, ışık", Sodunam "iyilik, ihsan"; Seren "uzun ömürlü", Dugar/Düger "Burhan adı", Dolgar "Burhan adı", Dolçu] "Burhan adı". Bazen aynı kelimenin çeşitli dillerdeki karşılığı aynı anda kullanılır. Bazır (tibetçe)/Oçur (sanskritçe),/Dorju (moğolca) "elmas, katı,sert", Ayrıca haftanın günleri için bugün bile Tibetçeleri kullanılmaktadır. Davaa: "pazartesi", baaza] "cuma".39

Sovyetler, Tıvalılar üzerindeki Moğol ve dolayısıyla da Tibet etkisini kırmak için istemeyerek de olsa Tıvalıların Moğollardan ayrı bir ırk olduğu, onların Türk asıllı olduğu fikrini yaymaya başladı. Bu iki ülkenin etkisini ortadan kaldırmanın en iyi yolu Budizm'i yok etmekti. Budizm'e karşı yürütülen yok etme politikası Lamaların elinden oy verme hakları alınarak engellenmeye çalışılmıştır. 1928'de 4813 lama ve 28 Budist tapınağında faaliyet göstermekteydi. Oysa 1932'de 15 lama ve bir tapınak kalmıştır.40 1950'lerde ise, Budizm tamamen yok edildi gözü ile bakılıyordu.41

Budizm'in yeniden doğuşuna yardımcı olmak için Tibet, küçük Tibet olmaya aday gözüyle baktığı Tıva'ya sürekli olarak Tibet Lamaları görevlendirmektedir. Bu durumda Tibetçe kelimelerin yeniden çoğalmasını sağlayabilir.

Çince-Mançuca ve Diğer Dillerden Geçen Kelimeler

Çince ve Mançucadan giren kelimeler çok fazla değil. Şaaja] "porselen", bıza]çı "marangoz", laa "mum", so]ga "pencere".Ayrıca Arapça'dan araga "içki, içecek türü", Grekçe'den nom "kitap", Eski Farsça'dan çigir "şeker, tatlı", höör "gömüt, mezar, kabir", kelimeleri alınmıştır.42

Bütün bu değişiklik ve gelişmelerden geçerek bugüne gelen Tıvaca günümüzde bütün bu yabancı kelimelerden arınarak Eski Türkçede, Eski Tıvacada kullanılan şekillerine dönmek için çaba göstermektedir. Özellikle halk hikayeleri, destanlar derlenip toparlanarak buralarda geçen eskicil kelimeler saklanmaya özen gösteriliyor.

1 Biçeldey, K. A., "Tıva Dıl Bolgaş Oske Dıldar" Tıva Dıl Bolgaş Çuga Kul'turazı, Kızıl, 1993, s. 62.
2 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., Amgı Tıva Literaturlug Dıl, Kızıl, 1980, s. 3.
3 Gumilyev, L. N. Drevniye Turki, 1967, s. 62, 264.
4 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., a.g.e., Kızıl, 1980, s. 4.
5 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., a.g.e., s. 5.
6 Mannay-ool, M. H., Dostay, İ. A. İstoriya Tuvı 9, Kızıl, 1996.
7 Anaiban-Walker, 1998, s. 181.
8 Mannay-ool, M. H., Dostay, İ. A. a.g.e.
9 Höve]mey, Baykara, Kım Ulugul?, Kızıl, 1995, s. 113.
10 Prof. Dr. Günay, Ünver, Prof. Dr. Güngör, Harun, Başlangıçtan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Ankara, 1997, s. 127.
11 Kültegin, TDLTEŞİ, Kızıl, 1993.
12 Ölmez, Mehmet, Tuvacanın Eskiliği Üzerine, Türk Dilleri Araştırmaları 10, 2000, s. 133-138.
13 Dorju, Ç. M., Ogbelerivis Inçaar Çugaalap Çoraannar,
Tıva Dıl Bolgaş Çugaa Kul'turazı, Kızıl, 1993, s. 52-53.
14 Biçeldey, K. A., a.g.e., s. 48, 49, 51.
15 Biçeldey, K. A., a.g.e., Kızıl, 1993, s. 64.
16 Baskakov, N. A., Vvedeniye v İzuçeniye Turkskix Yazıkov, Moskova, 1962, s. 270-271.
17 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., a.g.e., s. 7.
18 Dorju, Ç. M., a.g.e. s. 49.
19 Biçeldey, K. A., s. 65.
20 Dorju Ç. M., Drevneuygurskiye Elementı v Sovremennom Tuvinskom Yazıke-AKD. Moskova, 1984.
21 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., a.g.e., s. 37.
22 S. E. Malov, Pamyatniki Drevneturkskoy Pis'mennosti, M. L., 1951, s. 7.
23 İshakov, F. G.-Pal'mbah, A. A., Grammatika Tuvinskogo Yazıka, Moskova, 1961, s. 81.
24 İshakov, F. G. - Pal'mbah, A. A., a.g.e., s. 37.
25 Tatarintsev, B. İ., Russkiye leksiçeskiye Zaimstvovaniya v Sovremennom Tuvinskom Yazıke, Kızıl, 1974.
26 Çugaa Kul'turazı, Kızıl, 1993, s. 17. Sat, Ş., Ç., Toptug, şın çugaalajıılı]ar, Tıva Dıl Bolgaş

27 Biçe-ool, M. D., Tıva Punktuatsiya, Kızıl, 1963, s. 4.
28 Sat, Ş., Ç., a.g.e., s. 14-15.
29 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., s. 40.
30 Sat, Ş., Ç., a.g.e., s. 17.
31 Tuvinsko-Russkiy Slovar', Moskva, 1968, 344.
32 Tuvinsko-Russkiy Slovar', 352.
33 Biçeldey, K. A., s. 67.
34 Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., a.g.e., s. 41.
35 Passadin, V. İ., Mongolo-Buryatskiye Zaimstvovaniya v Sibirskih Turkskih Yazıkah, Moskova, 1980, s. 58.
36 Mongol'skiye slova Vzyatı İz "Kratkogo Mongol'sko-
Russkogo Slovarya", Sostavlennogo A. P. Rinçine i İzdainogo v 1947 g. v. Moskve pod redaktskey Prof. G. D. Sanceyeva.

Sat, Ş. Ç., Salzı]maa, E. B., a.g.e., s. 42.

Potapov, 1964: s. 401. Biçeldey, K. A., s. 67-68.

Alatula, T. (1992) Tıva a State Reawakens', Soviet Studies

Filimonov, Dimitry, Shamans and Politicians, 1998, s. 5. Biçeldey, K. A., s. 69.

ALATULA, T. (1992) Tıva a State Reawakens', Soviet Studies 44-45.

ARIKOĞLU, E. (1997), Tıva ve Hakas Türkçesinda Fiil, Ankara, (Yayımlanmamış Doktora Tezi).
BARTHOLD, W. (1981) Moğol İstilasına Kadar Türkistan, Haz. H. D. Yıldız, İstanbul.

BASKAKOV, N. A., (1962) Vvedeniye v İzuçeniye Turkskix Yazıkov, Moskova.

BİÇELDEY, K. A., (1993) "Tıva Dıl Bolgaş Öske Dıldar" Tıva Dıl Bolgaş Çuga Kul'turazı, Kızıl. BİÇE-OOL, M. D., (1963) Tıva Punktuatsiya, Kızıl.

DORJU, Ç. M., (1993) Ogbelerivis Inçaar Çugaalap Çoraannar, Tıva Dıl Bolgaş Çugaa Kul'turazı, Kızıl, (1984) Drevneuygurskiye Elementı v Sovremennom Tuvinskom Yazıke-AKD. Moskova.

ALATULA, T. (1992) Tıva a State Reawakens', Soviet Studies 884.

FİLİMONOV, Dimitry, Shamans and Politicians, 1998.

Geografiya Rossii Entsiklopediçeskiy Slovar, Moskova, 1998, s. 596.

GOLUBEVA, T. S. -GELLERŞTEYN, L. S. (1991), SSRE Töögüzünü] Talazı-bile Çugaalar-5, Kızıl.

GROUSSET, R. (1980) Bozkır İmparatorluğu, İstanbul. GUMİLYEV, L. N. (1967) Drevniye Turki.

GÜNAY, Ü, GÜNGÖR, H, Başlangıçtan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Ankara, 1997. GÜVENÇ, B. (2001) Türk Kimliği, İstanbul. HÖVE]MEY, Baykara, (1995) Kım Ulugul?, Kızıl.

İNAN, Abdulkadir, (1968) Makaleler ve İncelemeler, Ankara, (1972) Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara, (1991) Makaleler ve İncelemeler, II, Ankara, (1976) "Sibirya Türkleri", Türk Dünyası El Kitabı, Ankara, s. 1271-1282.

İSHAKOV F. G, PALMBAH, A. A. (1961), Grammatika Tuvinskogo Yazıka, Moskova.

KAFESOĞLU, İ. (1980) Türk Millî Kültürü, Ankara.

KALZAN, A. K. (1982), Tıva Literatura 8-10, Kızıl.

Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (I-II) (1992), (Komisyon Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Ankara.

Kazakşa-Mo]golşa Sözdik (1977), (BUHATULI, B), Ulaanbaatar.

KOCA. S (1990) Türk Kültürünün Temelleri, İstanbul.

KOLARZ, W. (1954) The Peoples of the Soviet Far East (NY: Parager).

KURAT, A. N. -TEMİR., Ahmet., (1992) "Sibir (Sibirya) Hanlığı", Türk Dünyası El Kitabı, 2. Bs. I. Cilt, Coğrafya-Tarih, Ankara, s. 439-455.

Kültegin, (1993) TDLTEŞİ, Kızıl.

L. LİGETİ, Bilinmeyen iç Asya, (çev. Sadrettin Karatay) (1986), Ankara.

LOPSAN, K., Monguş, (1993) Çogaaldar Çıındızı, Kızıl. MALOV, S. E. (1951)

Pamyatniki Drevneturkskoy Pis'mennosti, M. L.. MANNAY-OOL, M. H., DOSTAY U. A., (1996)

İstoriya Tuvı 9, Kızıl. Mongol Kazak Tol' (1984), (BUHATULI, B) Ölgiy. Moğolların Gizli Tarihi, (Çev. Ahmet TEMİR) (1995)

Ankara. ONDAR, B. K., (1995) Kratkiy Slovar Gidronimov Tuvı, Kızıl. ÖGEL; B. (1982) Türklerde Devlet Anlayışı, Ankara.

ÖLMEZ, Mehmet, (2000) Tuvacanın Eskiliği Üzerine, Türk Dilleri Araştırmaları 10.

PASSADİN, V. İ., Mongolo-Buryatskiye Zaimstvovaniya v Sibirskih Turkskih Yazıkah, Moskova, 1980.

RADLOFF, Wilheim., (1976) Sibirya'dan, Milli Eğitim Basımevi. RASONYİ, L. (1971) Tarihte Türklük, Ankara.

Yorumlar (0)