Karahanlı Türkçesinde ekler: -m eki

Karahanlı Türkçesinde ekler: -m eki

Konu: Karahanlı Türkçesinde ekler: -m eki

Nesne ismi yapan bir fiilden isim yapma ekidir. Oldukça işlek bir ektir.

Genellikle soyut kavram isimleri yapar. Bu ekin başlıca fonksiyonu fiille ilgili bir durumu, hali veya bir işi ifade etmesidir.


ç-, -ç- ~ ş-, -ş-  Günümüz Kuzeybatı Türkçelerinde görülen bu özellikle Karahanlı Türkçesi metinlerinde az da olsa görülmektedir: 

çöpik ‘çör çöp’ DLT I 390-5 ~ şöpik DLT I 390-5; çünük ‘çınar ağacı’ DLT I 388-25 ~ şünük DLT I 390-10; içtonlan- ‘iç donu giymek’ DLT I 314-28 ~ iştonlan- DLT I 315-3; çü ‘emirde –olumlu ve olumsuz- pekitme bildiren bir edat’ DLT III 207-14 ~ şü DLT III 211-6.

֍   -ş- ~ -ç-  Kelime içinde: tapşur- ‘tapşırmak, ulaştırmak’ DLT II 175-24 ~ tapçur- DLT II 175-24; tutşı ‘devamlı, her zaman’ DLT I 423-12, KB 324 ~ tutçı DLT I 159-3, KB 41 (krş. tutaşı DLT I 423-17, KB 31).

֍  k- ~ ḫ-  DLT’te “Oğuzlar ve Kıpçaklar ‚ kaf'ı hı'ya çevirirler” (DLT III 218) denilerek ḫayu, ḫız ve ḫanda örnekleri verilmiştir. Fakat bu ünsüz özelliğini dönemin diğer eserlerinde de görmek mümkündür: kayda ‘nerede’ DLT I 46-20, AH 419 ~ ḫanda DLT III 218-25 (krş. DLT kayda, kayuda); kayu ‘hangi, hani’ DLT I 31-14, KB 73 ~ ḫayu DLT III 218-17 (krş. kanı KB 570, AH 41 ~ kanu DLT I 31-14); kız ‘kız’ KB 75, DLT I 7-15 ~ ḫız DLT III 218-22; kulkak ‘kulak’ DLT I 383-17 ~ kulḫak DLT I 383-16 (krş. kulak DLT I 212-1, KB 436, AH 266 ~ kulgak KB 5272); kumaru ‘armağan’ KB 190 ~ ḫumaru DLT I 455-17; yakşı ‘iyi, güzel’ KB 275 ~ yaḫşı DLT 64-14, AH B176.

֍  -z, -z- ~ -s, -s- Özellikle olumsuz geniş zamanın ekinin sonundaki (-mAz/s) bu ünsüz ikiliği dönemin bütün eserlerinde farklı yoğunlukta görülmektedir. DLT’te bu ek –mAs olarak açıklanmış ve bu hususta Oğuzlarla öbür Türkler arasında bir farkın olmadığı vurgulanmıştır. Buna rağmen DLT’te  birkaç örnekte de olsa ek z’li şekilde karşımıza çıkmaktadır: buşmaz men DLT II12-6; pışmaz DLT II 12-16. KB’te ek her iki şekliyle de kullanılmıştır. Fakat Özellikle KB’in Fergana nüshasında s’li yazım daha fazladır. Bunun dışında z ~ s’yi gösteren en açık örnek: köküz DLT I 366-4, KB 2243, AH 278 ~ köküs DLT I230-6, AH ABC 278. –z- > -s-‘yi gösteren yapı emir 3. tekil şahıs ekidir. Eski Türkçede z’li olan bu ek Karahanlı Türkçesinde –sUn / -sU / -sUnI şeklindedir.

֍   t- ~ d- Genel Türk dili açısından bu önemli ses gelişmesi hakkındaki ilk bilgiyi yine DLT’ten öğrenmekteyiz. Kaşgarlı eserinde Oğuzlarla onlara yakın olanların kelime başında /t/ ünsüzünü /d/’ye çevirdiklerini yazmış ve bunun için tewey ~ deve, takı ~ dagı örneklerini vermiştir (DLT II 195). Oğuzlara özgü gösterilen bu özellik dönem metinlerinde sayılı örnekte de olsa yer almaktadır: takı DLT II 195-27, KB 111 > dagı DLT II 195-27;  tal ‘dal’ KB 1102 > dal KB 5311; te- ‘demek’ DLT I 74-2, KB 156, AH A130 > de- AH C70; teg ‘gibi’ KB 210, AH 161 > deg AH C53; teñiz ‘deniz’ DLT I 100-18, KB 480, AH 65 > deñiz AH C65; tewey DLT II 195-25 > deve DLT II 195-25; tiz ‘diz’ DLT III 123-15 > diz AH C148; tön- ‘dönmek’ DLT III 184-22 > dön- AH C462; töntür- ‘döndürmek’ (krş. töñder- DLT III 397-16) > döndür- AH C424; tur- ‘durmak’ DLT I 20-21 > dur- AH C366.

DLT, Oğuz Türkçesi özelliği olarak verilen t- >d-‘nin tersine bir gelişme kelime içi konumunda yine aynı Türkçe için verilmiştir. Kaşgarlı’ya göre keltür- kelimesindeki /t/ ünsüzü Oğuzlarda korunurken diğer Türklerce /d/’ye çevrilmektedir (DLT II 195). Dìvan’da “Oğuzca” kaydı olmadan bu yapı şu örneklerde görülmektedir: kandur- ‘su ve başkalarına kandırmak’ DLT II 192-7 (Kaşgarlı: Aslı “kandurdı”dır.) ~ kantur- DLT II 192-6; keldür- ‘getirmek’ DLT II 195-20, KB 4423 ~ keltür- DLT II 195-20, KB 3842; AH Ba478 (krş. ketür- AH 478); oldur- ‘oturmak’ DLT III 235-1, KB 771 ~ oltur- DLT I 224-5; tamdur- ‘yaktırmak’ DLT II 176-10, KB 4412 ~ tamtur- DLT II 176-8; tildür- ‘dildirmek’ DLT II 176-4 ~ tiltür- DLT II 175-12.

Yorumlar (0)