Amerika'yı vergiye bağlayan ABD-Osmanlı anlaşmasının metni

Tarihsel Bilgi


Kuzey Afrika, 18. yüzyılın sonlarına kadar Türk hâkimiyeti altındaydı. O devirlerde “Garp Ocakları” denen Kuzey Afrika’daki topraklarımızda Tunus, Cezayir ve Trablusgarb eyaletleri teşkil edilmişti.

Osmanlı İmparatorluğu, Garp Ocakları’ndaki hâkimiyetini Anadolu’dan, özellikle de Ege tarafından sevkettiği askerler ve levendler sayesinde devam ettirirdi. Eyaletlerde “Bey” ve “Dayı” unvanını taşıyan, hükümdarın vekili olan idareciler vardı ve bütün güç Dayılar’ın elindeydi.

KORSANA YAĞMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Yerli halk kendi halinde yaşar ama silâhlı güçler ve özellikle de denizciler, geçimlerini Akdeniz’de korsanlıkla sağlarlardı. İstanbul’un sıkı bir kontrol altında tuttuğu korsanların Osmanlı İmparatorluğu ile ticaret ve Türk denizlerinde dolaşma anlaşması yapmış olan memleketlerin bayrağını taşıyan gemilere saldırması yasak, diğer gemileri yağmalaması ise serbestti.

O sırada uzaktaki bir kıt’ada yepyeni bir devlet doğuyordu: 1776’ya kadar sömürgesi olduğu İngiltere’ye karşı verdiği bağımsızlık savaşını kazanan Amerika...

AMERİKALILAR ESİR EDİLDİ

George Washington, bu yeni devletin ilk cumhurbaşkanıydı. Yeni kurulmuş olan devlet artık diğer kıt’alara açılmak, ticaret ve deniz yollarında faaliyet göstermek zorundaydı. Kongre’nin bu maksatla görevlendirdiği diplomatlar, Akdeniz’deki ilk anlaşmayı 1786 Temmuz’unda Fas ile imzaladılar ve Sultan’dan Amerikan gemilerinin Fas limanlarını kullanmaları iznini aldılar. Osmanlı Devleti ile henüz böyle bir anlaşma yapılmamıştı ama Amerikan ticaret gemileri Akdeniz’e gelmişlerdi. Cezayirli korsanlar 1785’ten itibaren rastladıkları Amerikan gemilerine elkoyuyor, mallarını yağmalıyor ve denizcileri esir olarak Cezayir’e götürüyorlardı.

AMERİKAN HEYETİ CEZAYİR'E GİTTİ

Başkan George Washington, Kuzey Afrika’da yaşananlardan Kongre’yi haberdar etti ve 1795’te Joseph Donaldson başkanlığındaki bir Amerikan heyeti Dayı’yı ikna edip ticaret anlaşması imzalamak üzere Cezayir’e gitti.

TÜRKÇE KALEME ALINMIŞ ANLAŞMA İMZALADILAR

Joseph Donaldson ile Cezayir Dayısı Hasan Paşa, 5 Eylül 1795’te Türkçe kaleme alınmış bir “Dostluk ve Barış Anlaşması” imzaladılar. Bu anlaşma, daha önce Fas ile yapılan ve Arapça olan 1786’daki anlaşmadan sonra, Amerikan tarihinin İngilizce olmayan ikinci metni idi.

AMERİKA HASAN PAŞA'YA 642 BİN DOLAR HARAÇ ÖDEDİ

Amerika, anlaşmaya göre Cezayir’de bulunan esirlerin bırakılması için Hasan Paşa’ya 642 bin 500 dolar “haraç” verecek ve her sene 12 bin Cezayir altını eden 21 bin 600 dolar tutarında vergiyi de muntazaman ödeyecekti. Kongre anlaşmayı 1796’nın 7 Mart’ında onaylamış ve Amerika Birleşik Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun resmen “vergi mükellefi” olmuştu.

Bu anlaşmayı, 1796’nın 4 Kasım’ında Trablusgarb’ın, 1797’nin 28 Ağustos’unda da Tunus’un Dayıları ve Beyleri ile yapılan anlaşmalar takip etti. Trablusgarb ile varılan anlaşma uyarınca Amerikan tarafı Trablusgarb Bey’i Yusuf Paşa ile Divan’a Amerikalı esirlerin iadesi karşılığında 40 bin İspanyol altını ödüyor, eyaletin ileri gelenlerine de altın ve gümüş saatler, elmas yüzükler ve pahalı kumaşlardan yapılmış kaftanlar göndermeyi taahhüd ediyordu.

ANLAŞMALAR TÜRKÇE YAZILDI

Hepsi Türkçe olan anlaşmalar besmele ile başlıyordu. Metnin hemen girişinde “Bu belge dünyanın hâkimi, denizlerin ve karaların hükümdarı, kralların efendisi, sultanlar sultanı, imparatorlar imparatoru, Sultan Mustafa Han’ın oğlu Sultan Selim Han’ın dikkatli bakışları altında imzalanmıştır. Allah, O’nun hükmünü daimî kılsın” şeklinde ifadeler vardı ve bu ifadeler, metni Türk tarafının yazdığını göstermekteydi. Amerika, Garp Ocakları’na ödemeyi taahhüt ettiği vergileri 19. asrın ilk çeyreğine kadar göndermeye devam etti ve bu mükellefiyetten daha sonra güç kullanarak kurtuldu.

Amerika'yı vergiye bağlayan ABD-Osmanlı anlaşmasının metni


[gallery td_gallery_title_input="Amerika'yı vergiye bağlayan padişah, ABD Osmanlı anlaşması" size="medium" ids="8046,8045,8044"]

 

Cezayir Dayısı Hasan Paşa'nın yaptığı antlaşma metni


21 Safer 1210
5 September 1795

Sebeb-i tahrîr-i Ahidnâme der Sulh-i Taîfe-i Merikân Sebeb-i tahrîr-i ahd-u amanî ve baîsi terkim-i kitab-i meymenet ünvanî oldur ki işbu bin iki yüz on senesinin mah-ı sefer ul hayrın yirmibirinci günü ki yevmi sebt, Cezayir-i bahr-i muhitte vâki Merika nam Cezirede mütemekkin taîfe-i Merikânu hâkimi ve zâbiti tarafından hâla darül cihad-i Cezayir-i Garp Ocağı ile akd-i sulh etmeğe mukâlemeye vesile ve vasıta ittihaz edüp tayin olunan Cosef Donalson nam paşodori gelüp derun-i ahdnâmende mezkûr olan şurût ve kuyudun subutu üzere hâla devletlü dustur-i mükerrem müşir-i mufahham sadr nişin-i serir-i siyâdet ve mâhi-yi cevr-u âdavet ve hâmi-i ekâlim-u memleket Hasan Paşa yesserallahu lehu mâyerumu ve mâ yeşa hazretlerinin huzur-i âlilerinde ve cümle erbab-ı divan ve ocak-ı mansure ihtiyarları ve asâkir-i nusret şiâr mahzaralarında takviye-i dostluk ve meveddet ve tasfiye-i muhabbet etmeğe mükâmele
ve beher sene Cezayir-i Garp Ocağına
on iki bin Cezayir altını vermeyi
deruhte ve iltizam eylemek ile ahd-i sulh ve va’di misak olundu.

İmdi işbu bedel-i sulh zikrolunan on iki bin altın mukabelesinde Ocağımıza ve tersanemize barut ve kurşun ve demir top ve bomba mühresi ve bomba taşı ve top taşı ve direk ve seren ve lentine ve komena ve İsparçina ve yelken bezi ve katran ve zift ve palenkete ve tahta ve lata ve sair mühimmat iktiza eyledikte ve kendülerine sipariş olundukta getürülüp cümle sipariş olunan eşyaların bahaları hesap olunub on iki bin altına müsavi gelürse feneam ve bina ve eğer onların dahi ziyade akçeleri geçer ise kendülere eda ve eğer bizim onalrda dahi matlubumuz kalırsa tamam eylemek üzere kavl-i akd-i sulhumuzda mukaddem korsanlarımız taife-i mezkûr sefayinlerinden ganime aldılar ise redolunmaya ganimemiz olup ve akd-i sulh tarihinden sonra korsanalrımızı bir sefinelerini ahzederler geriye red olunmamak üzere kavl ve akd olunup işbu mahalde kayd ve tahrir olunduki vakti hacette nazar olunup mucibince amel oluna

Tahriren fi 21 safer sene 1210




Yorumlar (0)