Dünyanın ilk uygarlıklarını kuranlar Ön Türklerdir-ARİF ERMAN YAZDI
Dünyanın ilk uygarlıklarını kuranlar Ön Türklerdir

12 bin yıl önce son buzul çağının sona erimesiyle birlikte, Orta Asya'da dağlarda oluşan buz tabakaları erimeye başlayarak, ırmaklarda büyük çaplı taşkınlar olmuş ve zamanla buzulların erimesiyle ırmaklara taşınan su miktarı azalarak kurumaya yüz tutmuştur. Kuraklık sonucunda iç denizler giderek küçülerek bugünkü duruma gelmişlerdir. İç deniz konumunu yitirip bugün tamamen çöl olan bölgeler Kara Kum (350,000 km²), Kızıl Kum (298,000 km²) ve Taklamakan (324,000 km²) çölleridir. İç denizlerin kurumasından önce varolan uygun iklim koşulları, Orta Asya halkının dünyanın diğer halklarından çok daha hızlı bir nüfus artışı yaşamasına neden olmuştur. Daha sonra iç denizlerin kurumaya başlamasıyla birlikte sulak alanların giderek daralmaya başlaması, Orta Asya halkını daha düzenli ve örgütlü bir yaşam tarzına zorlayarak, tarıma ve hayvan besiciliğine diğer dünya halklarından daha erken başlamalarına ve yerleşik bir şehir yaşamına geçerek, ilk şehir devleti örgütlenmelerini yaratmalarına yol açmıştır. Yani cefa, deha doğurmuş ve Ön Türkler diğer dünya halklarından daha erken uslanarak dünyanın ilk uygarlıklarını yaratmışlardır.

Orta Asya'da kuraklığın giderek artması, Türklerin ilk yaşam tarzı olan yerleşik şehir yaşamını hiç bir zaman ortadan kaldırmamıştır. Toplumun çoğunluğu tarım -özellikle meyve ve sebze tarımı-, zanaat ve madencilikle uğraşan yerleşik bir şehir yaşamını sürdürmüştür. Örneğin Doğu Türkistan'ın Turfan bölgesinde MÖ 445 yılında yer altına inşa edilen 5100 kilometre toplam uzunluğundaki su şebekesi bunun bir göstergesidir. Turfan bölgesinde yaz aylarında sıcaklık 50 dereceye kadar çıkar ve bölgeye yılda ortalama 150 milimetre yağış düşer. Bu su kanallarının önemli bir kısmı halen işlevini yerine getirmekte ve Tanrı dağlarından eriyip gelen kar sularını, 1800 ayrı hat yardımıyla, başta Turfan olmak üzere, bölgedeki sayısız kasaba ve köye su götürmektedir. Söz konusu sulama şebekesinin ağırlık merkezi Antik Yarnaz kentidir. Bu kent 2500 yıllıktır ve bugünkü Turfan kentinden 11 kilometre kadar uzaktadır.

Kuraklık nedeniyle dönem, dönem bir çok şehir terkedilmiştir. Orta Asya'da bugün hala ayakta kalan şehirlerin dışında, çorak alanlarda ve çöl kumları altında terkedilmiş yüzlerce şehir kalıntısı vardır ve yapılan kazılarla bu kalıntılar birer birer ortaya çıkarılmaktadır. MÖ 3. yüzyılda üzenginin keşfedilmesinden sonra hayvan besiciliğinin, özellikle de at besiciliğinin gelişmesi ve çok sayıda at beslemenin kazançlı bir sektör haline gelmesi ise, halkın bir kesimini şehirlerin dışındaki küçük yerleşim alanlarına itmiştir. Üzenginin keşfedilmesinden sonra at besiciliği Orta Asya'da dönemin en kazançlı sektörü olmuştur, çünkü at, savaş arabası olmadan da en önemli bir savaş aracı olmayı sürdürmüştür. At üzerinde savaşabilme kolaylığı, eskisinden çok daha fazla sayıda at yetiştirmeye yol açmıştır. Orta Asya'da en iyi ve en çok atı besleyenler hem onu etkili bir savaş aracı olarak kullanmış, hem satışından büyük gelirler elde etmiş, hem de siyasal iktidarı elinde tutmuştur.

Türklerin Gerçek Tarihi/Türk Dili ve Tarihi Üzerine Tezler

Yorumlar (0)