İlk sivil uçmanlarımızdan Vecihi Hürkuş

- İzmir (Gaziemir – Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi olur. Vecihi Bey'e kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. TBMM tarafından üç kez takdirname verilmiştir. Üç takdirname verilen tek kişidir. - Vecihi Hürkuş'a iki yılda mühendis olunmasının olanaksız olduğu gerekçesiyle uçak mühendisi ruhsatı verilmedi.

Türk Tarihi 30.09.2020, 13:30 30.09.2020, 14:15
İlk sivil uçmanlarımızdan Vecihi Hürkuş

İlk sivil uçmanlarımızdan Vecihi Hürkuş

Vecihi Hürkuş, 6 Ocak 1896’da İstanbul'da doğdu.

I. Dünya Savaşı'na katıldı.

Yaralanınca İstanbul'a dönerek Yeşilköy'deki Tayyare Mektebi'ne girerek uçman olarak mezun oldu. Birinci Dünya Savaşı sırasında uçman brövesi alarak 7. Tayyare Bölüğü'nde Ruslara karşı harekata katılan Vecihi Bey, başarılı keşif ve bombardıman uçuşları yapmış ve bu arada girdiği bir hava muharebesinde bir Rus uçağını indirmiştir.

İLK UÇAK YAPAN TÜRK: VECİHİ HÜRKUŞ

Vecihi Hürkuş, uçak düşüren ilk Türk tayyarecidir.Daha sonra Ruslara esir düşen Vecihi Bey, Hazar Denizi'nin Azerbaycan kısmında bulunan Nargin Adası'ndan yüzerek İran üzerinden kaçmayı başarmış ve yurda dönerek 1918 yılı yaz başında Yeşilköy'de konuşlanmış bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğü'nde görev almıştır.

Bu bölükte görevli iken bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Bey'in bu projesi Mondros Ateşkes Antlaşmasın'ın imzalanması ile yarım kalmıştır. Kurtuluş Savaşı'na katılan Vecihi Bey, özellikle İnönü ve Sakarya savaşı sırasında çok başarılı keşif ve destek uçuşları yaptığı gibi bir Yunan uçağını da indirmiştir. Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. İzmir (Gaziemir – Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi olur. Vecihi Bey'e kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. TBMM tarafından üç kez takdirname verilmiştir. Üç takdirname verilen tek kişidir.

ÖDÜL YERİNE CEZA

Savaştan sonra İzmir'de yeni uçmanları eğitmeye başlar. Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilir.

Hizmeti karşılığı uçağa “VECİHİ” adı verilince, uçak inşa etmek düşünceleri canlanır. İzmir Seydiköy Hava Mektebi'nde bugünkü ''Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı'' uçak yapımı projesine devam eder.

1923'te ganimet olarak Yunanlardan ele geçen motorlardan yararlanarak ilk Türk uçağını imal eder.

28 Ocak 1925'de “VECİHİ K-VI”adını verdiği uçağını uçurur ancak ödül yerine onu ceza beklemektedir. Vecihi Hürkuş'un ödül beklerken ceza almasının nedeni, havacılıktan anlayan kimsenin bulunmamasıydı.

İzin verecek merci olmadığı için, izinsiz havalanmış, bu yüzden de cezalandırılmıştır.

Daha sonra askeri havacılıktan ayrılarak uçak tasarımı ve yapımı çalışmalarına devam etmiştir. Havacılığa gönül veren Tayyareci Vecihi Hürkuş yalnızca Türk havacılık tarihinin değil, belki de tüm Türkiye tarihinin en ilginç simalarından birisiydi.

1930'da Kadıköy'de bir keresteci dükkânını kiralayarak, 3 ay içinde ilk Türk sivil uçağını, aslında ikinci uçağı VECİHİ XIV'ü inşa etti. İlk uçuşunu 27 Eylül 1930'da Kadıköy Fikirtepe'de büyük bir kalabalık ve basın topluluğu karşısında yapmıştır. Bu uçuştan sonra VECİHİ XIV ile önce Yeşilköy'e, sonra Ankara'ya uçmuştur. Uçabilirlik Sertifikası için İktisat Bakanlığına başvurmuş, 14 Ekim 1930'da “Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir” cevabını almış.

Hürkuş, bunun üzerine bakanlık nezdinde yapılan girişimler sonucu uçağa istenen belgenin alınması amacıyla uçağı sökerek demiryollarından kiraladığı vagonla Çekoslovakya’ya gönderilmesi için müsaade almıştır. Hürkuş, 6 Aralık 1930’da Prag’a geldiğinde henüz tayyare gelmemişti. Tayyareye ait statik raporu gibi resmi evrak önce Çek diline çevrilmiş, uçak gelince tekrar monte edilerek uçağın malzemeleri ve her türlü teknik kontrolü yapıldıktan sonra uçuşu istenmiş. Her türlü uçuş şekilleri ile uçuşun kontrolü tamamlanmıştır.

Hürkuş 23 Nisan 1931'de Çekoslovakyalı yetkililer tarafından civardaki bir gazinoda düzenlenen bir törenle, başköşesinde “Yaşasın Türk Tayyareciliği” yazılı bir pankartla onurlandırılarak uçuş müsaadesini almıştır. 25 Nisan 1931'de Çekoslovakya’dan uçarak Türkiye'ye gelmek için yola çıkıp 5 Mayıs 1931’de Türkiye'ye gelmiştir.

Türkiye Turu

Vecihi Hürkuş, 1931 yılında, TTaC (Türk Tayyare Cemiyeti) yararına Türkiye turu gercekleştirdi.

1. Tur (02.09.1931):

Ankara, Kızılcahamam

Gerede

Bolu

Ereğli

Zonguldak

Cide, Sinop

Samsun

Trabzon

Of

Rize

Gümüşhane

Bayburt

Suşehri

Zara

Hafik

Sivas

Şarkışla

Akdağmadeni

Sorgun

Yozgat

Sungurlu

Kalecik

Ankara

2. Tur (09.11.1931):

Ankara

Gölbaşı

Bağla

Şereflikoçhisar

Aksaray

Konya

Beyşehir

Seydişehir

Alanya

Manavgat

Antalya

Fethiye

Köyceğiz

Muğla

Göktepe

Kale

Tavas

Karacasu

Babadağ

Denizli

Çal

Çivril

Karahallı

Ulubey

Uşak

Kütahya

Eskişehir

Çukurhisar

İnönü

Bozüyük

Karaköy

Söğüt

Geyve

Adapazarı

İzmit

İstanbul

1932'de Vecihi Sivil Tayyare Mektebi isimli ilk Türk Sivil Havacılık Okulu'nu açtı

İlk Türk Kadın Pilot: Bedriye Tahir Gökmen - Türktoyu - Türk Dünyasını  Keşfet

Okulda ilk Türk kadın pilotu olan Bedriye Gökmen ile birlikte 12 pilot yetiştirmiştir. İstanbul Kalamış-Kadıköy'de Türkiye'nin ilk sivil uçağı VECİHİ XIV, ilk eğitim ve spor uçağı VECİHİ XV, 160 beygirlik Mercedes uçak motorlu deniz kızağı VECİHİ SK-X üretilmiştir.

Nuri Demirağ, bir uçak yapımı için 5000 TL vermiş, böylece 1933'te Vecihi Hürkuş tarafından NURİ BEY adı verilen VECİHİ XVI kabin uçağı yapılmıştır. Vecihi Bey zor koşullarda eğitim yaparken bazı kurumların, örneğin TEKEL İdaresi'nin ve Türkiye İş Bankası'nın reklamlarını yapmış, bazı vatansever yetkili kuruluşların da yardımları oldu.

UÇUŞTAN MEN EDİLDİ

1937 yılında Türk Hava Kurumu, Hürkuş'u mühendislik eğitimi alması için, Almanya'daki mühendislik okula gönderdi.1939 yılında mezun olarak ülkesine dönen Vecihi Hürkuş'a iki yılda mühendis olunmasının olanaksız olduğu gerekçesiyle uçak mühedisi ruhsatı verilmedi.

1954 yılında ilk sivil havayolu şirketi olan Hürkuş Hava Yolları'nı kurmuştur ancak kazalar, kaçırılmalar ve sabotajlar gibi nedenlerle şirket uçuştan men edilmiştir.

Ankara'da 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesi'nde, yurdu ve ulusu için tüm olanaklarıyla çalışan Hürkuş, ne yazık ki yoksulluk içinde yaşama gözlerini yumdu.

Yorumlar (0)