LOHUSA YATAĞI

LOHUSA YATAĞI

Türkler, "Geçiş Ritüelleri" adını verdiğimiz geleneksel uygulamaları, uzak geçmişten günümüze ulaşan şekliyle, ve hala büyük bir özenle yerine getirir. Lohusa yatağı, Sünnet yatağı gibi, hazırlanan mekanlar, itinayla hazırlanır.

Lohusa Yatağı, doğum yapan kadının bebeği ile birlikte, 40 gün zamanını geçireceği yataktır. Bu süre içerisinde, Anne ve yakınları, bazı "Tabulara" uymak zorundadır. Halk arasında Lohusa'ya musallat olduğu düşünülen Al Karısı, eski Türk Mitolojisinde adı geçen "Kötü Tanrıça" arketipidir. Fakat günümüzde halen bilinçaltında yaşar ve varlığını korur. Ondan korkulur.

Lohusanın kabus görmesine sebep olduğu düşünülen bu varlığa, halk arasında "Kırk Basması" adı da verilir. Bu yüzden 40 gün boyunca Lohusa'ya ve bebeğe özen gösterilir, Al Karısından, hastalıklardan ve kötü gözlerden korunur. Bunun için "Al Eşarp", kurdela vb. bağlanır ya da yatağının başına Kuran-ı Kerim asılır. Yastığının altına demir, bıçak ve makas konur. Bebeğin beşiğine ayna, nazarlık, muska asılır.

40 gün sonra "Kırklama" adı verilen başka bir ritüel ile bu özel dönem sona erdirilir. Kırklama için, anne ve bebek, 40 tane taşın bulunduğu su ile yıkanır. Bu şekilde hastalıklardan ve kötü ruhlardan arındırılır.

40, Türkler için ayrıcalıklı bir sayıdır. Türk masallarında sıklıkla kullanılır. Aslında bu sayı "Kemalet ve Olgunluğa" işaret eder. Bir işin olması için 40 gün beklemek gerektiği düşünülür. İnsanda olgunluk yaşının 40 olduğu söylenir. İnsan yavrusu yaklaşık 40 haftada olgunlaşır. Ve Türk ölü gömme geleneğinde, " Ölünün Kırkının Çıkması " için 40 gün yas tutulur. Bu "KIRKLAR" böyle sürer gider...

Nuray Bilgili

Yorumlar (0)