MİTOLOJİLERDE İRAN-TURAN ÇATIŞMASI VE ALP ER TUNGA DESTANI-Nuray Bilgili Yazdı

MİTOLOJİLERDE İRAN-TURAN ÇATIŞMASI VE ALP ER TUNGA DESTANI


Nuray Bilgili

[gallery size="medium" link="file" ids="62235,62234,62233,62232,62231,62230"]

Özet

Mitolojiler insanın kendini ve evreni anlamlandırma çabasıdır. Nereden geldik nereye gidiyoruz sorularına yanıt arar. Anlam arayışında olan insan kendi seceresini, tarihteki önemli ataların soyuna bağlama gereği duyar. Bu “Kahraman Atalar” gerçekten yaşamış kişilikler olabilir, fakat 200-300 yıl sonra mitlerin şiirsel, olağanüstü ve gizemli dünyasına dahil olurlar. Mitolojilerdeki atalar zamansız ve mekansızdır. Yani her çağda ve her mekanda adeta bugün gibi yaşarlar. Söylencelerin üzerine yenileri eklenir ama temel mitolojik formlar değişmez.
            Türk mitolojisinde adı geçen kahraman arketipleri Oğuz Kağan ve Alp Er Tunga içinde bu böyledir. Hangi tarihte ve hangi coğrafyada yaşadıkları bilinmez. Fakat bir o kadar da gerçek ve kutsal kabul edilirler. Bu nedenle bu kişilikler hakkında, yaşadıkları coğrafya ve tarih bilgisi vermek imkansız ve de anlamsızdır.

Bu çalışmada, söylencelerde adı geçen Alp Er Tunga ve onunla özdeşleştirilen Efrasiyab adlı karakter, tarihi yazılı belgeler ışığında incelenmiştir.

 

Alp Er Tunga, İranlıların Arjasp ya da Afrasiyab, Yunanlıların Kyrus ve Arapların  Frasyab olarak bildiği, Turan topraklarında hüküm sürmüş olan kağandır. Gerçekten yaşamış tarihi bir figür mü, yoksa efsanevi bir kahraman mı olduğu konusu tartışmalıdır. Fakat tüm Türk halkları onu sahiplenir ve kendi atası kabul eder. Tarihte önemli izler bırakmış kahramanlar, kolektif bilinçaltında anılarını muhafaza eder. Onların savaşlardaki cesareti, adaleti, kahramanlıkları, zekaları gibi özellikleri, söylenceler vasıtasıyla kuşaktan kuşağa aktarılır. Elbette bu anlatıların hafızada tutulması ve unutulmaması için, bir takım mitsel motif örüntüleri etrafında şekillenmesi gerekir.

Örneğin Firdevsi “İskendername” adlı eserinde M.Ö. 300 yılında yaşamış olan III. Aleksandros’u, mitolojik bir kahramanmış gibi anlatır. Onu Yahudi mitlerinde Gog ve Mogog, Arap mitlerinde Yecüc ve Mecüc olarak bilinen karakterler ile aynı sahnede canlandırır. İskender gibi tarihte iz bırakan kişilikler asla unutulmaz, kahramanlıkları mitolojik dünyaya dahil edilir ve hakkında söylenceler üretilmeye başlar. İskender’in ve Oğuz Kağan’ın, Kuran ayetlerinde bahsedilen Zülkarneyn olduğu dahi söylenerek yüceltilir. Hatta Hz. Hızır bu kahramanların yardımına koşar.  Zamanla destanlar efsaneye, efsaneler mitolojilere dönüşür. Belki yazılı tarihi kaynaklar olmasa, III. Aleksandros’un da, Oğuz Kağan ya da Alp Er Tunga gibi gerçekten yaşayıp yaşamadığını bilemeyecektik. 1
Mitolojilerde anlatılan olayların kesinlikle gerçekten yaşanmış bir arka planı vardır. Fakat “Kolektif Bilinç” bunu "Sözlü Kültür" aracıyla "Hayal Dünyasında" ve birtakım "Arketipler" yardımıyla muhafaza eder. Psikanalist C. Gustav Jung bu tür kişiliklere “Kahraman Arketipi” adını verir. 2  Kahramanları arketipler ile özdeşleştirme, tarihsel kişiliklerin mitleştirilmesi demektir.

 

Tüm dünya mitlerindeki kahraman özelliklerini incelediğimizde, hepsinin ortak özellikleri olduğunu görürüz.  İngiliz asker, yazar ve amatör antropolg Lord Raglan buna “Geleneksel Kahraman Kalıbı” adını verir. “Kahramanın Yolculuğu” ortak bir hikaye yapısına sahiptir. 3

 

Alp Er Tunga destanının, Göktürklerin ataları olan Xioungnu ve Hun’lardan önce var olan, Saka veya İskit olarak adlandırılan, içinde İran ve Türk unsurları barındıran insanlara ait bir söylence olduğu yönünde tezler mevcuttur. İskitler Orta Asya’nın geniş bozkırlarına yayılan bir kavimdi. Saka ya da İskitlerin en büyük hükümdarlarından birisinin Alp Er Tunga olduğu  sanılmaktadır. Prof. Zeki Velidî Togan'a göre M.Ö. VII. ve  IV.  yüzyıllarda, Orta Tiyanşan çevresinin en güçlü devleti olan ve Hunlardan önceki büyük Türk Devleti Şu veya Saka adını taşımaktaydı. Kaşgarlı Mahmut’a göre Alp Er Tunga, M.Ö. VII. veya MÖ IV.  yy arasında yaşamış kahraman ve çok sevilen bir Saka hükümdarıydı.4



1 And, 2007, s.34

2 Jung, 1997, s. 403

3 And, 2007, s.29-30

4 Demir, 2005, s.17

Fakat Alp Er Tunga’nın da diğer mitolojik kahramanlar gibi ne zaman ve nerede yaşadığı belli değildir.

Orta Asya coğrafi konumu nedeniyle İrani, Turani, Mongoloid ve Hindu gibi pek çok ırk ve kültürden insanın temas ettiği ve gerek ticari gerekse kültür alışverişinde bulundukları homojen bir bölgedir. Halk bilimciler uluslara ait kültür unsurlarının, daha doğrusu kültürün tümünün göçlere dayandığını kabul etmişlerdir. Milletler ve kültürler bu göçler sayesinde temasa geçmişler ve birbirlerini karşılıklı olarak etkilemişlerdir. Göç ve ticaret yolları mitolojik söylencelerin en önemli taşınma ve yayılma alanıdır. Kültür unsurlarının coğrafik dağılımı bu şekilde mümkün olmuştur.
Bu şekilde temas eden ve yakın bağları olan haklar yada komşu bölgeler arasında tek bir masalın birbirinden oldukça farklı varyantlarıyla karşılaşabiliriz. Zaman içinde bu söylenceler milletlerin karakter ve kültür unsurlarına göre şekillenir. Birbirinden oldukça uzakta yaşayan, bağı bulunmayan halkların varyantları arasında da benzerlikler görülebilir.
Kaşgarlı Efrasiyabın asıl adının Alp Er Tonga olduğunu, Yusuf Has Hacip Kutatgu Bilig’de Taciklerin Alp Er Tongayı Efrasiyab adı ile andıklarını söyler. Yusuf Has Hacip onu şu mısralar ile anlatır:
“Bu Türk beyleri içinde adı belli, kut'u belli Alp Er Tunga, büyük ve erdemli bir hükümdardır. Çok bilgili, meziyetli bir büyüktür. Tajikler (İranlılar) ona Afrâsyâb diyorlar. Bu Afrâsyâb, baskın ve yağmalarla illeri (dünyayı) tuttu. Tajikler bunu kitapta yazmışlar. Kitapta yok olsaydı bunu kim anlardı?” 5

Aslında Efrasiyab adı eski İran mitolojisinde ve kaynaklarındaki İran düşmanı hükümdarın adıdır. Firdevsi Şahname adlı eserinde, İran hükümdarı Keykavus, oğlu Siyavuş ve Rüstem ile Turan’lı kahraman Efrasiyab arasındaki savaşları anlatılır. Öyle anlaşılıyor ki İran ve Turan ırkından olan insanların rekabeti, binlerce yıl öncesine dayanıyor.

Efrasiyab’dan gelen sülale, Hakanlı ya  da Türk adını taşır. Türk hakanlarının Alp Er Tonga neslinden geldikleri ve Karluklara hükmettikleri kabul edilir. Hakanlı yani Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han’ın da, Efrasiyab soyundan geldiği düşünülür. 6

Uygurlar ise Efrasiyab’ın Uygur kağanı Bügü Kağan olduğunu söyler. İranlı tarihçi Alaaddin Ata Melik Cüveyni ,1259 tarihinde Farsça yazdığı “Tarih-i Cihan Güsa” adlı eserinde, Alp Er Tonga hakkında bilgilere yer verir. Cüveyni bu eserde, İdi-Kut’un soyu ve ülkesi hakkında bilgi verirken, Uygurların Orhun nehrinin kenarında yasadıklarını ve Uygur Kağanı olan Bügü-Buku Han’ın diğer adının Afrasiyab olduğunu söyler. Cüveyni Alp Er Tonga’yı Uygur Türklerinin bir başka kahramanı Bügü Kağan ile birleştirir. 7
5 Hacib, 2003, s.35

6 Esin, 2003, s.109

7 Ögel, 2003, s.60

Tonga Tigin adı Göktürk taş yazıtlarında vardır ve Göktürk kağanlarının soyu Efrasiyab’a dayandırılır. Göktürk mitolojisinde adı Türk olan ve Kögmen dağlarında ilk ateşi yakarak halkını kurtaran bir atadan söz edilir. Bu ata Göktürk Kağanlığını kuran ata olarak kabul edilir. Alp Er Tunga da Göktürk hanedan soyundan kabul edilir. Tonga adını taşıyan Göktürk Kağanı Tong Yabgu, 6. yüzyılda Sogd ve Fars illerini fethetmişti. Bu tarihten sonra bu illere Türk tesirine girmiş ve Türkleşme başlamıştı. 8

Kaşgariye göre Alp Er Tunga’nın oğlu Bars Hanın ordusunun bulunduğu şehir ıssık göl kenarında idi. Bu bölgedeki kurganlar Göktürklerinde kağan sülalesi olan Wusunlara aitti ve M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenmekteydi. Ebülgazi Türkmenlerin seceresinde, Nuh oğlu Yafes oğlu Türk’ün, ıssık göl civarında yerleştiğini söyler. 9
Kaşgariye göre Efrasiyab’ın Türkçesi Tonga Kaplan, Alp Er Tunga ya da Tonga Er Alptır. Tonga erkek kaplan adını verir.  Kaplan bir Türk ongunudur. Noin Ula’da kaplan ve kaplan postu bariz bir motiftir. Türk sanatında ongun olacak şekilde hanedan arması şeklinde kaplan ikonografisi mevcuttur. Bir çok Alp resmi kaplan postu giyimlidir. Kaplan postu bütün Asya’da giyilir.
Dîvânü Lugati't-Türk’te Alp Er Tunga öldüğü zaman yazılan sagu yani ağıt şöyledir.

 

Alp Er Tunga öldü mü,
Kötü dünya kaldı mı,
Felek öcünü aldı mı,
Şimdi yürek yırtılır!

Zaman fırsat gözetti
Gizli tuzak uzattı
Beyler beyini şaşırttı
Kaçsa nasıl kurtulur?

 

Erler kurt gibi uluşur
Yaka yırtıp bağrışır
Yırlayıcı gibi inilder, ünler
Ağlamaktan gözü örtülür.

Begler atlarını yordu
Kaygı onları durdurdu
Benizleri, yüzleri sarardı
Sanki safran dürtülür.

Zaman fena gevşedi
Zayıf kötü davrandı
Erdemlik yine savıldı
Dünya beği yok olur.

 

8 Esin, 2003, s.295

9 Ögel, 2003, s.62

 

Zaman günü davrandırır
İnsanın gücünü gevşetir
Dünyanın erlerini azaltır
Kaçsa dahi ölüm erişir.

Bilge, akıllı kötüleşti
Dünya onların etini de ısırdı
Erdemlik eti çürüdü
Yere düşüp sürtülür.

Zamanın göreneği böyle işte
Bunda başka sebep de var
Dünya gelip ok atsa
Dağlar başı kertilir.

Gönlüm ta içten yandı
Onulmuş yarayı kaşıdı
Geçmiş günleri aradı
Tün, gün geçer o aranır. 10

İranlılar en eski mitoloji kitapları olan Avesta ve daha sonra Şahname’ye kadar çeşitli kaynaklarda, Alp Er Tonga’yı düşmanları olarak zikretmişlerdir. Alp Er Tonga ile ilgili ilk yazılı belge Avesta’da geçmekte olup, söz konusu eserde Alp Er Tonga hilekâr ve kötü insan tipini temsil ettiği gibi İran ırkının da baş düşmanı olarak gösterilir. Eski Farsça (Avesta Dili) metinlerde “Arjasp olarak geçer. Avesta’nın bir bölümünde Alp Er Tonga için “Yalancı Arjasp” denir. Avesta’da “Arjasp” şeklinde geçen karakterin Alp Er Tonga olduğunu Ali Şir Nevaî’nin Tarih-i Müluk-i Acem (İran Padişahlarının Tarihi) adlı eserindeki şu ifadelerden açıkça görebiliyoruz: “Arjasp Binni Efrasiyabkim, Türk Padişahi erdi”.  Avesta’da Arjasp, Şahname’de “Efrasiyab” veya “Afrasiyab” olarak geçen Alp Er Tonga, Türk kağan soyunun atası kabul edilmiştir. Türklerin mitolojisinde kahramanlığın sembolü olmuş bir karakterdir. Fakat İranlılar için sürekli savaştıkları Turani bir karakterdir. İran mitolojisinde Cemşit adı verilen efsanevi kişilik, İran anlatılarında İran ve Turanlıların ortak atası sayılır. Enveri 15. yy. da Cemşit ile Oğuz Kağanın büyük oğlu Kün Hanın aynı kişi olduğunu söyler. Turan ve Türklerin hakanı Tur kolundan Cemşit’in torunu Efrasiyab olarak kabul edilir. Frasiyab 10.yy. da Mesudi tarafından Türklerin “hakanların hakanı” olarak tanıtılır. 11. yy. da Efrasiyab Arap, İran ve Türk metinlerinde “Türk hakanı” olarak geçer. Biruniye göre ise Türk hakanların lakabıdır. 11

11Öger, 2008, s. 509

Ebülgazi bahadır han Türklerin seceresi kitabında Selçukilerinde Efrasiyab soyundan geldiğini yazar. İran mitolojisinin tesirinde kalan Türkler, yani Karahanlı ve Selçuklular kendi soy kütüklerini İran mitolojisindeki Efrasiyab’a bağlar. Kur’an ve Tevrat soy kütüğüne bağlanan Türkler Nuh oğlu Yafesin oğlunun adının Türk olduğunu kabul etmişlerdir. Göktürk kağanlığını da kuran “Ata Türk’ün” Issık gölde yaşadığını ve asıl adının Alp Er Tonga olduğunu söylemişlerdir. 12
Alp Er Tonga, hem Türk soylu olan Hakanlara verilen bir unvan, hem de mitolojik bir kişiliktir. Tonga Alp Er, yiğit ve cesur savaşçılara verilen bir unvandır. Gerçekten yaşamış bir kişilik olsa bile, mitolojilerin büyülü dünyasında zamansız ve mekansız dolaşır.




Kaynakça

ÖGER, Adem, (2008), Türk Kültür Tarihinde Alp Er Tonga ve Uygur Türkleri Arasında Onunla İlgili Anlatmalar,Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume, s.509

ÖGEL, Bahaeddin, (2003), Türk Mitolojisi II, Türk Tarih Kurumu, Ankara, s. 60,62.

JUNG, Carl Gustav, (1997), Analitik Psikoloji, Payel Yayınevi, İstanbul, s. 409.

ESİN, Emel, (2003), Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu, Kabalcı, İstanbul, 109, 295.

AND, Metin, (1994), Minyatürlerle Osmanlı-İslam Mitologyası, YKY, İstanbul, s. 29, 30, 34.

DEMİR, Necati, (2005) Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Tarihi Alt Yapısı, Genelkurmay Basımevi, Ankara, s. 17.

HACİP, Yusuf Has, (2003) Kutadgu Bilig, Türk Tarih Kurumu, Ankara, s. 35.
Cumhuriyet demek Sanat ve Bilimin ışığında, Birey olabilen, Özgür, Sağlıklı ve Uygar çocuklar yetiştirmek demektir...

Nuray Bilgili

Yorumlar (1)
Tolga Kamal Güntuğlu Göçen 4 yıl önce
Ruhunuza sağlık. Teşekkürler...Atalarımızın da dediği gibi, ateş olmayan yerden duman çıkmaz''bkz''Teoman... :)