SOYOT TÜRKLERİNİN HİKAYESİ - Dr. Shurubu Kayhan

SOYOT TÜRKLERİNİN HİKAYESİ




Soyotlar, Rusya Federasyonunun azınlık halklarındandır. Buryatyanın Okin bölgesinde yaşamaktadırlar. Soyotların geçmişi Sayanlara gayanmaktadır. Onlar hakkındaki ilk yazılı kaynak XVII asıra aittir. Geleneksel geçim kaynakları geyikçilik ve avcılıktır. Zamanla Soyotlar Buryatlarla karışarak kendi medeniyetlerinin ve geleneklerinin bir kısmını kaybetmişlerdir. Dilleri de Buryatça olmuştur.



Dini inanışları Şamanizm ve Budizmdir. Son dönemlerde Soyotlar yeniden kendi medeniyetlerini canlandırmak ve yaşatmak için çaba göstermektedirler.
Soyatlar hakkındaki hikaye çok eskilere dayanmaktadır. Bir gün iki avcı kardeş avda yaraladıkları geyiğin peşine düşerler. Onlar geldikleri yerin eşsiz doğal güzelliğine; yüksek dağlarına, masmavi gök yüzüne, beyaz bulutlarına, hızı akan tertemiz nehrine ve yemyeşil ormanına hayran kalırlar. O zaman abi Tarhan; "ben bu eşsiz güzellikteki keskin yüksek dağlara senin adını vermek isterim Burinhan kardeşim" der. Kardeşi de "bu güzel yemyeşil ovaya da senin adını verelim abim, senin gibi iyi niyetli, saygılı, herkesi koruyan kutsal yer olsun, adı da Aha olsun" der. Böylece o bölgenin adı oraya ilk ayak basan iki avcı kardeşin adlarıyla Aha ve Ükö (abi, kardeş) olarak kalır. Kırgız, Kazak, Hakas ve Altay Türkleri'nde de abi, aha (ake), kardeş ükö (üke) kelimeleriyle anılır. Bu iki kardeşin soyu Sayan Dağlarının eteklerine dağılır.

Hikayeye göre Soyot kelimesi dağa adından "sayan" yada "soyondan", keskin yüksek dağa anlamından gelmiştir. Bu boyun bazı kollarının adları da dağların adı ile adlandırılmıştır.



Bölgeye XIV-XVI asırlarda Moğollar'ın yerleşmesi ile bazı değişiklikler yaşanmıştır. Okin bölgesi Türk ve Moğol medeniyetinin kesiştiği bir yerdir. Soyotlar dış dünyadan kopuk, sadece kendilerine ait hayat tarzları çerçevesinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Onlar hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır.

Soyotlar, 2000 yılından itibaren Rusya Federasyonu içinde yaşayan azınlık halk olarak tanılır. Buryatyanın Okin bölgesi Buryatların yaşadığı bölge olarak bilindiği için 2009 yılına kadar Soyatlar Buryatlarla aynı anılmıştır. Şimdilerdeyse Soyotlar ayrı bir halk olarak bilinir ve nüfusları 3500 kişiye ulaşmıştır.

50-70 yıl öncesine kadar Soyotlar tahtadan yapılmış geyik derileriyle örtülmüş evlerde yaşarlardı. Kadınlar ev işi ve çocuk yetiştirme görevleri üstlenirken erkekleri avcılık ve geyikçilikle ailelerinin geçimlerini sağlamışlardır. Evlerinin tavanına asılan beşik ipine atılan düğümler o beşikte kaç çocuğun büyüdüğünün göstergesidir.
Yıllardır Soyatların kimlikleri hep tartışılmıştır. Oysa onların yetiştirdikleri nesiller yedi atalarını sayabilen kendi geçmişlerine ve medeniyetlerine sahip çıkan bir halktır. Günümüzde de Soyatlar halkının gelenek ve örf adetlerini yaşatmaya çalışmaktadırlar...

Dr. Shurubu Kayhan




Buryatlar – Soyot Türkleri Hakkında Bilgiler


[caption id="attachment_76467" align="alignnone" width="661"]Buryatlar, Soyotlar Buryatlar, Soyotlar[/caption]

Buryat Cumhuriyeti, 1923 yılında Buryat-Moğol Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetiyken günümüzde Rusya Federasyonu’na bağlı federe bir cumhuriyet.  Yüzölçümü: 351 400 km², nüfusu 1.5 milyon. Ülkede Türklere ait derin izler göze çarpar. Buryatya, ‘Baykal Gölü’nün güney ve batısında yer alıyor.

Köken

En eski Türk yerleşim birimlerinden biri olarak kabul edilen eski Hun toprakları, Buryatya/Buryatistan’da 112 farklı etnik kökenden insanlar farklı ulusların ve inançların temsilcileri, Budizmden kaynaklanan büyük bir uyumla barış içinde bir arada yaşıyorlar. Bu topraklar üzerindeki barış, sadece insanlar arasında değil insan ile doğa arasında da sürüyor. En büyük etnik grupları Ruslar ve Buryatlar oluşturuyor. Evenk ve Tuva Türkleri de Buryatlar gibi yerli halklardan. Beyaz Ruslar, Ermeniler, Moğollar, Ukraynalılar ve Tatarlar ile daha az oranda Yahudi, Alman, Polonyalı, Koreli, Azeriler de diğer etnik gruplar.
Farklı etnik gruplar arası ilişkilerin uyum içinde gelişmesi için uzun yıllar harcanan çabalar olumlu sonuç vermiş ve bugün Buryatya’da müthiş bir kültürel zenginlik ile barış havası hakim. Farklı etnik kökenlerle farklı inançlardan kişiler arasında yaşanan evliliklerin sayısı da oldukça fazla. Bu özelliği ile Buryatya’nın, farklı etnik kimlikler yüzünden sıkıntılar hatta parçalanmalar yaşayan ülkelere çok güzel bir birlikte yaşama örneği oluşturduğu söyleniyor. Buryatya’daki kardeşlik ortamı her inancın özel günlerinde ve bayramlarında tam anlamıyla elle tutulur hale geliyor ve bayramlar herkesin katılımıyla coşku içinde bir kültür şölenine dönüşüyor.

Nüfus

2014 verilerine göre Buryatya’nın toplam nüfusu 973 860
2013 nüfus sayımına göre Soyot yöresinin nüfusu 1043
2010 istatistiklerine göre nüfus dağılımı:
Ruslar 630 800 (% 64,9)
Buryatlar 286 800 (% 29,5)
Ukraynalılar 5 600 (% 0,7)
Tatar Türkleri 6 800 (% 0,7)
Soyot Türkleri 3 600 (% 0,4).
Evenkiler 2 900 (% 0,3)

Buryatlar


Buryatlar Turan halklarının Altay kolundan çok kadim bir kavim. Kimi tarihçiler onları Orhun Türklerinin devamı olarak kabul eder. Ancak en yaygın görüşe göre batıdaki iki Şamanist Türk Bulaga ve Ehiriler boyları ile doğu ve güneydeki iki Budist Moğol boyu Huri ve Hongodarların birleşmesinden oluşmuşlar. Kendilerini takdim ederken Moğol asıllı Buryat” veya “Türk asıllı Buryat” diye tanıtırlar.

Buryat dili Türkçe gibi sondan eklemeli bir dil. Orta Asya kelimeleri de kullanılıyor. Örneğin Türkiye Türkçesindeki kurt Buryat dilinde BÖRTEÇİNE olarak söylenir. Börte Türkçede, çine ise Moğol dilinde kurt demek.  Buryatlar Börteçine’yi ataları, Ala Geyik’i de anaları olarak bilirler.

Soyot Türkleri


Soyot Türkleri, batıdaki Tuva Türkleri ile soydaş olup dil ve kültür hemen hemen aynıdır. Çok eski zamanlardan beri Buryatya’nin Ahın rayonunda yaşamaktadırlar. Soyot Türklerinin öz toprakları Moğol toplulukları ve Ruslar tarafından işgale uğramıştır. Buryatlar arasında dağınık şekilde yaşamaktadırlar. Avcılık ve hayvancılıkla geçinirler ren geyiği, yak yetiştirirler.

Sosyal organizasyonları Orta Asya Türklerdeki geleneksel aksakallar heyetinin (aile büyüklerinin) oluşturduğu konseye dayanır. Bilinen temel boylar ise İrkit, Haasuut ve Onhot sülaleleridir. Bunlar arasında özellikle İrkit kelimesi Tuva’da soyad olarak da kullanılmakta olup İrkutsk adı da buradan gelmektedir. Eski devirlerde İrkutsk bölgesi tamamen Tuva Türklerinin idi ve burada Ruslar yerleşmeye başlayınca Tuva Türkleri’nden İrkit boyu Tuva’ya, Soyot Türkleri’nden İrkit boyu da Buryat’ya göçmüş olabileceği düşünülmektedir. Büyük ihtimalle İrkit bölgesi Türk toplulukları büyük bir soykırıma maruz kalmışlar ve günümüze İrkutsk’taki İrkut veya İrkit Türkleri ulaşamamıştır.
Kültürleri UNESCO’ya göre yok olma tehlikesindedir. Kültür ve dillerini korumak için gerek Türkiye gerekse Türk Dünyası’ndan hiçbir destek görmemektedirler. Bu ise kısa sürede asimile olmalarına sebep olacaktır.

Soyot Türkçesi


Sayan dilleri grubuna giren Soyot Türkçesi halis muhlis bir Türk dilidir. Bünyesine çeşitli yüzyıllarda irtibata geçtiği çeşitli dillerden de kelime alarak farklı bir görünüme bürünmüştür. Kuzeybatıdan ticari sebeplerle Fin dillerinden, güneydoğudan Moğol dillerinden, sonra Rusça’dan çok sayıda kelime alsa da Türk dili özelliği bozulmamıştır. 2003 yılında «Soyotça-Buryatça-Rusça Sözlük» yayınlandı. Oka Bölgesinde 2005 yılından itibaren Soyot Türkçesi örnek olarak bazı okullarda ders olarak okutulmaktadır.   Rusça ve Moğol dillerinden Buryat dili yaygınlık kazandığından son zamanlarda bu diller ile konuştuklarından öz dilleri ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmaktadır.

Ulan Ude


Ulan Ude ülkenin Başkenti. Kırmızı nehir anlamına geliyor. Bakımlı ve güzel  bir şehir olan Ulan Ude, Selenga ve Uda nehirlerinin arasına kurulmuş. Sibirya’nın kültür başkenti, Doğu Sibirya’nın incisi sayılır. Kuruluşundaki resmi adı Verkhneudinsk olan Ulan Ude, küçük bir sınır yerleşiminden zamanla büyüyerek bir başkente dönüşmenin gururunu taşıyor. Rusya ve Çin arasında 14. yy’dan itibaren gelişmeye başlayan ilişkilerin sonucunda oluşan ve en az İpek Yolu kadar önem taşıyan yaklaşık 10 bin kilometrelik Çay Yolu’nu kullanan tüccarları ve kervanları soygun ve saldırılara karşı korumak üzere ilk olarak 16. yüzyılın sonlarında kurulan sınırdaki bu küçük koloni, zamanla Çin mallarının toptan satışının yapıldığı, bölgenin en önemli ticaret merkezi haline gelmiş. Çin ve Moğolistan ile yapılan tüm ticaretin vergileri de bu şehirde toplanmış.

Moskova’dan uçakla 5,5, trenle 84 saatte ulaşılabilen 500 bin nüfuslu Ulan Ude’de, ülke nüfusunun üçte biri yaşıyor. Sovyetler Birliği döneminin izlerinin aynen korunduğu kentlerden biri olan Ulan Ude’de meydanlar ve caddeler 2. Dünya Savaşı sonrası yapılan anıtlar ve heykellerle süslü. Sovyetler Birliği’nin kurucusu Lenin de devasa, dünyadaki en büyük bir büstle kentte hala yaşatılıyor.

İdari yapı

Buryatya 21 idari ile ve 2 büyükşehir bölgesine ayrılmış. Bu bölgelerden Türklerin en yoğun olduğu yer Ahın Aymag ilçesinin, Soyot yöresindeki Sorok köyüdür. Soyot idari birimi bölgesi Sorok, Hurga, Zun Holba, Botogol köyü, Vokson ve Samarta yerleşim merkezlerine ayrılır.

Doğa

Verimli ve el değmemiş güzellikteki topraklar Kızılderililerin anayurdu olarak nitelendiriliyor. Bu topraklar üzerindeki barış, sadece insanlar arasında değil insan ile doğa arasında da sürüyor. Buryatya’nın benzersiz doğası, çok sayıda ziyaretçiyi uçsuz bucaksız ve sert iklimli Sibirya’nın bu bölgesine çekiyor. İnsanlığın en eski yerleşim alanlarından biri olan, milyonlarca yıllık olağanüstü bir tarihe sahip Buryat topraklarının büyüleyici doğasını, mucizevi Baykal Gölü’nü görmek ve belki de en önemlisi bu topraklarda yaşatılan barış havasını solumak için mutlaka gidilmesi gereken bir ülke Buryatya. Ortalama sıcaklık  yazın + 18 ° C, kışın – 22 ° C, yıllık ortalama – 1,6 ° C.

Baykal gölü

Buryatya, ‘Doğu Sibirya’nın incisi’ olarak tabir edilen ve dünya tatlı su rezervlerinin dörtte birini ve en büyüğünü oluşturan Baykal Gölü’nün güney ve batısında yer alıyor. Üç yüzden fazla ırmağın kendisine, sadece Angara nehrinin kendisinden doğarak dışarı aktığı Baykal Gölü, bu doğal zenginliğin en büyük kaynağını oluşturuyor. Baykal Gölü, dünyanın en derin ve en eski gölü olup, yaşının 25 milyon civarında olduğu sanılıyor. Olağanüstü şeffaflıktaki suyuna atılan 30 santim çaplı beyaz bir cismi 40 metre derinlikten bile görünebildiği söyleniyor. Baykal Gölünün maksimum derinliği 1 637 m., ortalama derinliği 730 m.  Sahilinin toplam uzunluğu 2 100 km.

Tatlı su fok balığı olan Baykal Foku, gölün mucizelerinden biri… Temel yaşam alanları, göldeki Uşkan adaları olan sevimli Baykal Foklarının yüzlercesi bu adada kıyıdaki taşlara çıkıp güneşleniyorlar. Dolayısı ile onları bir başka yerde görebilme şansı pek yok. Elliden fazla balık çeşidini barındıran gölün en çok avlanan balığı ise Omul. Buryat sofralarının başyemeklerinden olan Omul balığından çok lezzetli mezeler de yapılıyor. Balıkçılığın önemli geçim kaynaklarından biri olduğu ülkede, balıkçıların Omul balığından sonraki gözdelerini Mersin balığı, Grayling balığı, Somon türlerinden olan Sig balığı ve Baykal’ın yağlı balığı olan Golomyanka oluşturuyor.

Her yıl ocak ayında donan gölün ancak mayıs ayından itibaren çözülmeye başlayan buzları, tıpkı suyu gibi tertemiz ve şeffaf devasa tarlalar oluşturuyor. Bu haliyle büyüleyici bir güzelliğe bürünen Baykal, yaz aylarında da kıyılarının güzelliği ile hayrete düşürüyor. El değmemiş saflıktaki Buryatya coğrafyası, bitki ve memeli canlılar açısından da çeşitlilik gösteriyor. Yaban gülleri, frambuazlar, Sibirya elmaları, Altay hanımelisi, kızılcıklar bölgede sıklıkla görebileceğiniz bitkileri oluştururken yaklar, Mançurya Geyikleri, su samurları, Sibirya Keçileri, sincaplar, vaşaklar, bozayılar ve sayıları epeyce azalmış olsa da Sibirya Kaplanları bölgeye özgü memeliler olarak öne çıkıyor. Aralarında step kartalları, akkuyruklu kartal, Moğol Serçesi, siyah turna ve karaleyleğin de bulunduğu, bölgede yaşayan, kış aylarını bölgede geçiren veya bölgeyi göç yolu olarak kullanan 348 tür kuş, kuş gözlemcileri için çok cazip bir fırsat sunuyor.

Din

Buryat Cumhuriyetinde yerel halk arasında Şamanizm ve Budizm hakim inançlar. Türk kökenli yerel halkın büyük bölümü Şaman dinine inanıyor. Moğol kökenli olanların büyük bir bölümü ile yine Türk kökenlilerin küçük bir bölümü ise Budist. Bu yüzden Şamanizm ve Budizm iki yaygın din. Buryatya’da Budizmin etkisi o kadar büyük ki, ülke Rusya’nın Budizm merkezi olarak anılıyor ve çok sayıda Budist tapınağı var. Bunlardan en önemlisi Rusya’nın Budizm merkezi sayılan  50 rubleye gezilebilen İvolginsk Datsan. Ulan Ude’ye 23 km uzaklıkta. Verkhnyaya köyünde aktarma yaparak otobüsle gitmek yarım günü alıyor.
Ivolginsky Datsan Budist Manastırı

Bir kısım Türk kökenliler Müslüman. Rus ve Avrupalı göçmenler ise Hıristiyan Ortodoks.
Sagaalgan Bayramı
Beyaz Ay Tatili olarak da bilinen Sagaalgan, Ay Takvimine göre yeni yılın başlangıcı ve Şubat ayında çeşitli festivallerle, bir Şaman bayramı olarak kutlanıyor. Transbaykal bölgesinde Budizmin yayılmasından sonra Budist bayramları listesine de eklenmiş ve hem Budistler hem de Şamanistler ortak şenlikler düzenliyor. Günümüzde oldukça popüler olan bu bayram; ulusal kimlik, etnik köken ve dini inanç farkları gözetilmeden tüm Buryat Cumhuriyeti vatandaşları tarafından sevinçle kutlanıyor. Bayram süresince konserler, moda şovları, tiyatro gösterileri gibi çeşitli etkinliklerin yanı sıra bir de ‘White Month / Beyaz Ay’ Gençlik Müzik Yarışması düzenleniyor. Avrupa takvimine göre yeni yılı kısacık bir tatille kutlayan Buryatyalılar için Sagaalgan, kendisi ile aynı döneme denk gelen dondurucu kış rüzgarlarına katlanmak adına da uzun tatili ve eğlenceleri ile mükemmel bir fırsat oluşturuyor.
Surkharban Bayramı
Moğolca konuşan toplulukların kutladığı en popüler bayram. Kelime olarak ‘okçuluk yarışı’ anlamına gelen Surkharban kutlamaları sırasında okçular, yere saplanan ve üzerine deri bir kemer dolanan küçük bir kazıktan oluşan özel hedefi vurmaya çalışıyorlar. Moğolistan’da Naadan yani ‘erkeklerin üç oyunu’ olarak bilinen bu bayram, yaz mevsiminin ilk pazar gününde kutlanıyor. Çok sayıda insanın katıldığı Surkharban etkinliklerinde okçuluk yarışmasının yanında güreş ve at yarışları da yapılıyor ki Moğolcadaki anlamı da zaten bu üç oyunu kapsıyor. Buryat okçular, Surkharban’ın en iyi okçuları olarak biliniyor.
At yarışları ile ilgili olarak da atların seçimi ve eğitimi konusunda Buryatya’da yazılı olmayan kurallar mevcut. Eskiden yarışların ödülü yüzlerce baş sığır olurmuş. Elbette yarışmalara halk şarkıları, halk dansları ve geleneksel bayram yemekleri de eşlik ediyor. Yokhor dansı ise bu etkinliğin zorunlu aktivitelerinden biri olan ve birliği temsil eden bir çember oluşturarak yapılan son derece enerjik ve ritmik bir dans. Günümüzde Surkharban, çağdaş kültür ile geleneksel kültürün kombinasyonu şeklinde kutlanıyor. Bir tür spor ve kış uykusundan uyanarak yeniden canlanan doğaya söylenen şarkılar festivaline dönüşen Surkharban, sıra ile Buryatya’nın her bölgesinde ve son olarak da başkent Ulan Ude’de yüzlerce kişinin katılımı ile hipodromda kutlanıyor.
Ekonomi
Cumhuriyet ekonomisi tarıma dayalı. Buğday, sebze, patates, deri, önemli kalemlerden. Balıkçılık, avcılık, koyun yetiştiriciliğinin yanı sıra madencilik ve makina sanayide önemli gelir getiren ekonomik faktörler.

Yorumlar (0)