TÜRK KÜLTÜRÜNDE DÜNYANIN ÇİVİSİ-Nuray Bilgili Yazdı

TÜRK KÜLTÜRÜNDE DÜNYANIN ÇİVİSİ


Nuray Bilgili



Yerin Çivisi "Gök Kazıkları-Direkleri", Göğün Çivisi ise "Kutup Yıldızı"dır.

Mircea Eliade’ya gore, Arkaik insanların Kozmoloji düşüncesinde “Yaratılış” gökyüzündeki tek merkezden, yani kutup yıldızından aşağı doğru ve yeryüzündeki tek merkezden parifere doğru olmuştur.

Kutup Yıldızı Türkler için “merkez” olarak düşünülür ve "Tanrı'nın Kapısı" sayılır. “Demir Kazık" ya da “Çivi Yıldızı” da denir ki göğün çivisinin bu yıldız olduğu ve etrafında dönen takım yıldızları onun tuttuğu düşünülür.

Eğer bu çivi çıkacak olursa, gökyüzü dağılacak ve kıyamet kopacaktır.




Aynı mantık ve düşünce ile yeryüzünde de “Yerin Çivisi”, yeri tutan bir takım “Merkezlerin” olduğu varsayılır.

Şamanların Demir Kazık yıldızına ulaşmak için diktikleri “gök direkleri” de “merkezdir”. Şamanlar belli zamanlarda kurban ruhunu, dua ve istekleri Tanrı'ya ulaştırmak maksadıyla bu direğe renkli bez parçaları bağlarlar.

Her bir renk ayrı bir gök katını ifade eder. Ağaçlar “Dünyanın Merkezi” ve Tanrı'ya ulaşan kapılardır, bu yüzden ağaçlar da rituel gökyüzü yolculuklarında kullanılır.

Ağaçlara da aynı şekilde bez ve kurdela bağlanarak , dilekler ve istekler Tanrıya iletilir. Bu şekilde Kutup Yıldızı ve Yeryüzü arasında bir “yol” oluşturularak, bir takım ritüeller vasıtası ile Tanrı'ya giden kapı açılır.


Eski Türk mantık ve düşünce sisteminden gelen “Göğün Çivisi" ve “Dünyanın Çivisi” düşüncesi günümüzde Türkçe deyimlerde yaşamaktadır.


Örneğin “Dünyanın Çivisi Çıkmış” deriz. Bunu “ahlaki” ve “insani” davranışlar bozulduğu için söyleriz.

“Çivi çıktığı” için bu durumu “kıyamet alameti” olarak görür ve evrenin artık dağılacağını düşünürüz. Çivisi çıkmak deyimi böyle derin bir anlam taşımaktadır. 

Nuray Bilgili...

Yorumlar (0)