TÜRK KÜLTÜRÜNDE YARATILIŞ SÖYLENCELERİ (EFSANELERİ-MİTLERİ)

Eski Türkler, "İnsanoğlu" na, "Kişioğlu" derlerdi. Türk mitolojisinde, "Kişioğlu, kâinatın üç önemli varlığından biri idi".




Bugünkü konumuz eski Türklerin ilk insanın yaratılışına dair efsanesidir.


Eski Türkler, "İnsanoğlu" na, "Kişioğlu" derlerdi. Türk mitolojisinde, "Kişioğlu, kâinatın üç önemli varlığından biri idi". Göktürk yazıtları şöyle diyordu: "Yukarıda gök, aşağıda yer yaratıldığında, ikisi arasında da kişi oğlu yaratılmış". Bundan da anlaşılıyor ki, "İnsanoğlu", gök ile yer gibi, Tanrının yarattığı büyük varlıklardan biri idi. İslâmiyette de şüphesiz ki, "Âdem Tanrının yarattığı en değerli varlıktı". Kur'an'a göre, "Tanrı insanı, kendi sûretinde yaratmıştı". İnsanoğlu en sonra yaratıldığı için de, bütün varlıkların en olgunu ve aynı zamanda, kâinatın da bir hülâsası gibi idi.


Altay ve Sibirya destanlarında da şeytan, ile insanoğlu, rekabet halinde idiler. Türk mitolojisi adlı eserimizde, bu efsanelerin hepsi bir araya getirilmiştir. Bu destanları şöyle özetleyelim:


Bir insan şekli yapmış Tanrı bir gün çamurdan.


Demiş ki: "İnsanoğlu, türesin bu hamurdan!


Düşünmüş ki ne duyar, ne hisseder bu çamur,


İnsanoğluna çok var, yetişmez yalnız hamur.


Demiş: "Uçup çıkayım göklere bir ruh bulayım,


"Çamura ruh katayım, tam bir Tanrı olayım".


Tanrı ne yaratsaymış, Şeytan da kıskanırmış,


Hele fırsat bulsaymış, ne korkar utanırmış.


Tanrının çıplak tüysüz, bir de köpeği varmış,


Yabancıya vermez yüz, tepinerek havlarmış,


Tanrı demiş köpeğe: "Eğer Şeytan gelirse,


"Sakın aldanmayasın, sana bir şey verirse".


Bir ruh bulayım diye, Tanrı uzaya çıkmış;


Tanrı ne yapmış diye, Şeytan ortaya çıkmış.


Köpek Şeytanı görmüş, korkutarak havlamış,


Bakıp köpeği süzmüş, güzel sözle tavlamış.


Demiş: "Ey köpek niçin tüysüzsün sen doğuştan.


"Titriyor bak hep için, rahatın yok soğuktan;


"Tanrı'nın İnsan'ına, gel yol ver bir bakayım;


"Senin tüysüz sırtına, altın tüyler takayım!"


Köpek bu söze kanmış, havlamamış Şeytana,


Şeytan çamuru almış, tükürmüş ilk insana.


Şeytanın tükrüğüyle, köpek de hep boyanmış,


Altın tüy buldum sanmış, pis tüylerle donanmış.


Tanrı dönünce bakmış, insanı tükrüklerle,


Köpek de dolaşıyor, gururla pis tüylerle.


Köpeğe demiş: "Doyma insandan rahat bulma.


"Nefret etsinler senden, dayaktan eksik olma!"


Tanrıdan kıllı imiş, atası ilk insanın,


(Vücudu da kıllıydı, aslında Oğuz-Han'ın).


Şeytanın tükrüğünü, çevirmiş Tanrı içe,


" İnsanın iç yüzünü, getirmiş Tanrı dışa.


İnsan ölümlü olmuş, içi hastalık dolmuş,


Fesat kalbini yolmuş, insan gökten kovulmuş.


Güzelmiş dıştan insan, sakın bakıp aldanma!


Güdermiş içten Şeytan, sakın aldanıp kanma!


Şeytanın tükrükleri içinde kalan insanoğlu, hilekâr, yalancı ve kötü olmuş. Gerçi bu yüzden, insanın dışı temiz görünürmüş ama; Şeytanın tükrükleri ile dolu olan içi, fesatla sıvanmış imiş. Tanrı göklerde yaşasın diye yarattığı insanoğlunu, Şeytanın bu hareketi yüzünden beğenmemiş ve yeryüzüne indirmiş demiş ki: "- Git seni gözüm görmesin, git de yeryüzünde yaşa, gerektiği zaman öl ve gerektiği zaman da doğ! Sen gökyüzünde ölümsüz olarak yaşamağa lâyık bir mahlûk değilsin!" insanın içinde kalan şeytanın tükrükleri yüzünden hastalık doğmuş. Bunun için de insanoğlu hastalanır, iyileşir ve ölür olmuş. Anadolu'da şöyle atasözlerine çok rastlanır: "İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası ise dışında!" Anadolu Türkleri böyle derler. Altay efsanelerine göre de, "Köpeğin pislikleri, tüylerinde; insanınki ise, içinde kalmıştır".


 

Yorumlar (0)