Türklerde ve Moğollarda Demircinin Önemi

TÜRKLERDE DEMİRCİLER VE ŞAMANLAR

Demirin Orta Asya’daki keşfi, demiri işleyen kişiye de yeni bir toplumsal mevki kazandırmış ve demirci, bu katmanların en üstünde kendine yer edinmiştir.

Nitekim Moğolların demirciye “darhan” unvanını vermesi ve dokuz atası demirci olan kişiyi Şaman sayması, Şaman büyüklerine de “tarhan” demesi (Ziya Gökalp, 1995: 10), Moğolların Gizli Tarihi’nde “darhan” sözünün, “memur, usta, demirci” anlamlarıyla kaydedilmesi ve bu sözün Uygurcada da “memur” anlamına gelmesi; yine darhanın, “serbest, vergiden kurtulan” anlamlarının yanında (Temir, 1995: 15), demircinin karısına da saygı göstermek için söylenmesi (İnan, 1998: 231), demircinin ne kadar saygıdeğer olduğunu göstermektedir.

Zengin maden yataklarına sahip Orta Asya sahası, erken dönemlerde demiri keşfetmiş ve kullanıma sokmuştur. Demiri erken dönemlerde keşfeden Türkler, üretimde ve demiri kullanım biçiminde ustalaşmışlar; bunun sonucu olarak demir işlemeciliği bir sanat kolu hâline gelmiştir.

Nitekim Türkler arasında sanat dalı hâline gelen demircilik, aynı zamanda en “kutsal sanat” olarak da tarihe geçmiştir. Bu kutsallığa uygun olarak Proto-Türklerden sayılan Hunlarda demir, dinî törenlerde, kurbanda da hayvanı takdim etmek için kullanılmış; bundan dolayı Hunlar demire büyük saygı göstermişler, bu kurbana da Çing-lu: kılıç şen: ruh (kılıç ruhuna kurban) demişlerdir (Ünal, 2000:158).

Bu ayinlerin yanında demir, birçok mitolojik sembolün de adı olmuştur.

Kaynak: www.altayli.net

Yorumlar (0)