Unutulmuş Göktürk Deyimleri - Doç. Dr. Haluk Berkmen

Unutulmuş Göktürk Deyimleri - Doç. Dr. Haluk Berkmen


Doç. Dr. Haluk Berkmen

Günümüzün Moğolistan topraklarında kalmış olan Orhun anıtları, M.S. 6. ile 8. yüzyıllar arasında dikilmiş, kadim Türkçenin önemli kaynaklarıdır. Bu anıtlarda kullanılan abecenin gelişip olgunlaşması binlerce yıl öncesine gider. Tonyukuk (Atılan-Ok) anıtından 27 Şubat tarihli yazımda söz ettim. Bu yazımda Orhun yazıtlarında bulunan, fakat günümüzde kullanımdan düşmüş Türkçe deyimlerden söz etmek istiyorum. (Kaynak: Göktürk İmparatorluğu, René Giraud, Töre yayınları).

René Giraud bir Fransız Türkolog’u olup, Orhun abidelerindeki kadim Türkçeyi incelemiş ve yazıtlardaki deyimleri yorumlamıştır. Size, kadim Türkçede kullanılmış olan fakat günümüzün Türkçesinde unutulmuş olan, birkaç deyim sunuyorum.

İŞKHÜÇ: Bugün bile kullandığımız /iş güç/ deyiminde “çalışmak ve gayret göstermek” anlamı bulunuyor. Kadim Türkçede genizden telaffuz edilen KH sesinin zamanla daha yumuşak G ile telaffuz edildiğini görüyoruz.

ATKÜ: AT ve KÜ kök sözcüklerinden türetilmiş bu deyimde “şerefle kazanılmış isim” anlamı bulunuyor. Zira At = Ad ‘isim’ ve Kü = Şeref ‘ün’ olduğundan, ünlü bir isim sahibi olmak için şerefli bir çaba göstermenin önemi vurgulanıyor. Bu deyimle, gayret etmeden ünlü olmanın mümkün olmadığı da aktarılıyor.

KUTULUĞ: Bugün bile kullandığımız /kutlu/ sözünün kaynağında “kut” ve “ulu” kavramları bulunur. ‘Uluğ’ sözündeki Ğ bir uzatma sesi olup, /uluu/ şeklinde telaffuz edilir. Böylece hem yükseklik hem de yücelik kavramları aktarılmış olur. ‘Kutuluğ’ deyimi aynı zamanda “manevi zenginlik” anlamını da içerir.

YAŞ-SİYİT: Bu deyimde “gözyaşı dökmek” ve “ağlamak” anlamları bulunur. Bu ikili kavramda acının, matemin ifadesi bulunmaktadır. Orhun Türkçesinde gözün yaşarmasına ‘ köz yaşanğur’ denirdi. Bu deyimdeki ‘yaş’ sözcüğü, insanın yaşlandıkça daha duygusal olduğunu ve gözünün daha kolay yaşardığını belirtiyor.

İLTÖRE: ‘İl’ yaşanan bölge, coğrafi ülke demektir. Töre ise, örf ve adetlerin tümü olduğundan bu deyim “toplum yönetimi” anlamını içeriyor. Günümüzde kullandığımız “devlet” kavramının kadim Türkçedeki karşılığı olmaktadır.

ARKIŞ TİRKEŞ: ‘Arkış’ sözü /akış/ demek olup, hareketi ifade eder. ‘Tirkeş’ ise “toplanıp birlikte yürümek” anlamını içerir. Demek ki bu deyimle, hep birlikte hareket etmenin önemi de vurgulanmış oluyor. 'Tirkeş' sözü ayrıca, hayvanların hep birlikte sürü halinde ilerlemelerini de ifade etmektedir.

BAZ YAYISIZ: ‘Baz’ kök sözcüğü günümüzde /barış/ sözünün kadim şeklidir. Zira ‘barış’ sözünün aslı ‘bazıs’ sözüdür. ‘Yayı’ ise düşman demektir. ‘Yayısız’ /Düşmansız/ demek olup, ‘bazyayısız’ deyimi ”barış içinde düşman olmadan yaşamak” anlamını içerir. Bu gibi özlü deyimler, Türkçede tek bir sözcükle derin anlamların aktarılabildiğini gösteriyor. Demek ki, bir dilin zenginliği kullandığı sözcük sayısının çokluğu ile ölçülemez; deyimlerin çokluğu ile ölçülür.

YABIZ YABLAK: ‘Yabız’ /Kötü, zararlı/ demektir. ‘Yab’ kök sözcüğü ise, Orhun Türkçesinde /hile/ demektir. Şu halde bu deyimle “hile içeren kötü ve zararlı iş” kastedilmiş oluyor. 'Yaban' sözü de "hileli iş çeviren" demek oluyor. Bu deyimde “Tekrar Simetrisi” de bulunur.

İşte tekrar simetrisi içeren birkaç deyim:

Açık-saçık, çoluk-çocuk, kırık-çıkık, tek-tük, sere-serpe, karış-kuruş, yorgun-argın, akça-pakça, takır-tukur, peş-peşe, ard-arda...vs.

Türkçe deyimler gizli anlamlar içermekten öte, kulağa hoş gelen ses uyumuna da katkıda bulunurlar.

[td_block_ad_box spot_id="custom_ad_3"][wpdatatable id=82][td_block_ad_box spot_id="custom_ad_3"]


Yorumlar (0)