Arapça Farsça İsimler, İ Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler
İ Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça İsimler, İ Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler

Arapça Farsça İsimler, İ Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler
İ Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça İsimler, İ Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
İbadullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Allah'ın kullan, insanlar, (bkz. Abdullah). 2. Çok, pek çok. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İBADULLAH |
(Ar.) Er. 1. Allah'ın kullan, insanlar, (bkz. Abdullah). 2. Çok, pek çok. |
İBER |
(Ar.). - İbretler, alınan kötü dersler. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İBHAC |
(Ar.). - Sevindirme, sevindirilme. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır. |
İBİŞ |
(Tür.) Er. l. Ortaoyunu ve kukla tiplerinde gülünç şahıs. 2. Avanak, sersem. Daha çok takma isim olarak kullanılır. |
İbn |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Erkek çocuk demektir. Araplarda birçok şahıs babalarının Adleriyle anılmıştır. İbn Abbas (Abdullah) Rasulullah 'in amcası Abbas'ın oğlu. Sahabedendir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İBN |
(Ar.) Er. - Erkek çocuk demektir. Araplarda birçok şahıs babalarının isimleriyle anılmıştır. İbn Abbas (Abdullah) |
İBRA |
(Ar.). Beri kılma, beraat etme, temize çıkarılma, aklanma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İbrahim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İnananların babası. 2. Hakların babası. 3. Kur'an'da ismi geçen İbrahim peygamber. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İBRAHİM |
(Ar.) Er. 1. İnananların babası. 2. Hakların babası. 3. Kur'an'da ismi geçen İbrahim peygamber. |
İbret |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir olaydan, kötü bir durumdan ders alma. 2. İbret alınacak olay, iş, acaip, tuhaf. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İBRET |
(Ar.) Ka. 1. Bir olaydan, kötü bir durumdan ders alma. 2. İbret alınacak olay, iş, acaip, tuhaf. |
İbrin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüzü parlak, güzel olan sevgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İBRİN |
(Ar.) Ka. - Yüzü parlak, güzel olan sevgili. |
İbrinşak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağaçta, çiçek açma, ağacın çiçeğinin tomurcuğunu yarıp çıkması. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İBRİNŞAK |
(Ar.) Ka. - Ağaçta, çiçek açma, ağacın çiçeğinin tomurcuğunu yarıp çıkması. |
İBRİZ |
(Ar.). - Halis, saf altın. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İbsan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnsanın yüzü veya huyu güzel olma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İBSAN |
(Ar.) Er. - İnsanın yüzü veya huyu güzel olma. |
İBŞAR |
(Ar.) - Müjde verme, müjdeleme, muştulama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İcab |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Lazım gelme, gerçek. 2. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. 3. Olumlama, olumlu hale gelme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İCAB |
(Ar.) Er. 1. Lazım gelme, gerçek. 2. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. 3. Olumlama, olumlu hale gelme. |
İcabet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kabul etme, kabul edilme. 2. Razı olma, uyma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İCÂBET |
(Ar.) Ka. 1. Kabul etme, kabul edilme. 2. Razı olma, uyma. |
İcabi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. İcab). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İCÂBİ |
(Ar.) Er. - (bkz. İcab). |
İcazet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İzin, ruhsat. 2. Diploma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İCAZET |
(Ar.) Ka. 1. İzin, ruhsat. 2. Diploma. |
İci |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hükümdar veziri. > Kökeni: Farsça |
İCİ |
(Fars.) Er. 1. Hükümdar veziri vekili. 2. Atmaca. |
İCLÂL |
(Ar.) Ka. 1. Büyültme, saygı gösterme, ikram. 2. Büyüklük, kudret ve kuvvet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İcma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağınık şeyleri toplama, biraraya getirme. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İCMA |
(Ar.) Ka. - Dağınık şeyleri toplama, biraraya getirme. |
İCMÂL |
(Ar.). 1. Özetleme. 2. Özet. 3. Cem, toplama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İÇKİN |
(Tür.). - Varlığın içinde bulunduğu varlığın yapısına karışmış olan. 2. Yalnızca bilinçte olan. 3. Deney içinde kalan, deneyi aşmayan. 4.Dünya içinde dünyada olan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İÇÖZ |
(Tür.) Er. - İçli, özlü değerli. |
İÇTEN |
(Tür.). - Yürekten, candan, samimi. En önemli, can alıcı noktasından. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İdicanan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgilinin bayramı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İDİCANAN |
(Ar.) Ka. - Sevgilinin bayramı. |
İDİKUT |
(Tür.) Er. 1. Kutlu, saadetli. 2. Yüksek rütbeli. 3. Eski Türklerde bir hükümdar ünvanı. |
İDİL |
(Yun.i.) Ka. 1. Kır hayatını konu edinen yazı veya şiir, aşk hakkında. 2. Küçük ve şairane resim. 3. İçten ve saf aşk. |
İdlal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Naz etme, nazlanma, aşın derecede nazlanma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İDLÂL |
(Ar.) Ka. - Naz etme, nazlanma, aşın derecede nazlanma. |
İdris |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. İlim ve fende ileri seviyede olan anlamında. 3. Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen İdris peygamber. 4. İlk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılmaktadır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İDRİS |
(Ar.) Er. 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. İlim ve fende ileri seviyede olan anlamında. 3. Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen İdris peygamber. 4. İlk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılmaktadır. |
İfakat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hastalıktan kurtulma, iyileşme. 2. Ayılma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İFAKAT |
(Ar.) Ka. 1. Hastalıktan kurtulma, iyileşme. 2. Ayılma. |
İFAZA |
(Ar.). 1. Feyizlendirme, feyz ve nur verme. 2. Kabı taşıncaya kadar doldurma. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
İFDAL |
(Ar.). 1. Lütuf ve bağış. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İffet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Afiflik, temizlik. 2. Namus. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İFFET |
(Ar.) Ka. 1. Afiflik, temizlik. 2. Namus. |
İfhar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Onurlandırma, üstün etme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İFHAR |
(Ar.) Er. - Onurlandırma, üstün etme. |
İFTİHAR |
(Ar.). 1. Şeref, şan. 2. Övünme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İĞDEMİR |
(Tür.) Er. - Marangozlukta ağaç delmek için kullanılan çelik araç. |
İhlas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Halis, temiz doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık. 3. Kur'an-ı Kerim'in 112. suresinin adı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İHLAS |
(Ar.) Er. 1. Halis, temiz doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık. 3. Kur'an-ı Kerim'in 112. suresinin adı. |
İhmirar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızarma, kızıllık. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İHMİRÂR |
(Ar.) Ka. Kızarma, kızıllık. |
İhsan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İyilik etme. 2. Bağış bağışlama. 3. Verilen bağışlanan şey. 4. Lütuf, iyilik. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İHSAN |
(Ar.) Er. 1. İyilik etme. 2. Bağış bağışlama. 3. Verilen bağışlanan şey. 4. Lütuf, iyilik. |
İhtimam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dikkatle çalışma, önemle inceleme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İHTİMAM |
(Ar.) Er. - Dikkatle çalışma, önemle inceleme. |
İhtiram |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygı, hürmet. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İHTİRAM |
(Ar.) Er. - Saygı, hürmet. |
İHTİŞAM |
(Ar.). - Büyüklük, göz alıcılık, gösterişlilik, görkem. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İHVAN |
(Ar.). 1. Sadık, samimi candan dostlar. 2. Aynı tarikata mensup insanlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İHYA |
(Ar.). 1. Diriltme, diriltilme, canlandırma. 2. Taze can verircesine iyilik lütfetme. 3. Yeniden kuvvetlendirme. 4. Uyandırma, canlandırma, tazelik verme. 5. Allah'ın sıfatlarından. - İsim olarak kullanılmaz. |
İKAN |
(Ar.). - Sağlam biliş, bilme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İKBÂL |
(Ar.). 1. Birine doğru dönme. 2. Baht-talih. 3. İşlerin yolunda gitmesi, bahtlı, saadetli, mutlu olması. 4. Arzu, istek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İKBAR |
(Ar.). Büyük, ulu görme, görülme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İKDAM |
(Ar.). 1. İlerleme. 2. İlerlemeye çalışma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İklil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taç esfer. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İKLİL |
(Ar.) Ka. - Taç esfer. |
İKLİM |
(Yun.). - Bir ülke ya da bölgenin ortalama hava durumunu belirleyen meteorolojik olayların tümü. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İklima |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adem a.s ilk kız çocuğu dünyaya gelen engüzel 3 kadından biri > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İkra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: HZ. Muhammed (S.A.V) inen ilk Vahy. Oku Anlamına Geliyor. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İKRAM |
(Ar.). 1. Hürmet, saygı gösterme. 2. Ağırlama. 3. Bir şeyi hediye, armağan olarak verme. 4. Hesap dışı yapılan inceleme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İkramullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın ikramı, nimeti, bağışı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İKRAMULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın ikramı, nimeti, bağışı. |
İKSİR |
(Ar.). 1. Ortaçağ kimyacılarının olağanüstü etkili güçte varsaydıkları cisim. 2. Etkili, yarar şurup. 3. En etkili neden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İktidaullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'a tabi olma, uyma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İKTİDAULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'a tabi olma, uyma. |
İLBAŞI |
(Tür.) Er. - Selçuklular'da köy yöneticisi. |
İLBEY |
(Tür.) Er. - Bir müddet "vali" karşılığında resmen kullanılan uydurma kelime. |
İLBEYİ |
(Tür.) Er. - Eski Türkler'de ve Osmanlılarda bazı oymak beyleri ve ileri gelenler için kullanılan ünvan. |
İLBİLGE |
(Tür.) Er. - Bir ülkenin tanınmış saygın, bilgin kişisi. |
İLCAN |
(Tür.) Er. - Ülkenin canı, sevdiği kişisi. |
İLDEMİR |
(Tür.) Er. - Ülkenin en sağlam, güçlü, kuvvetli kişisi, |
İLDENİZ |
(Tür.). 1. Ülkenin denizi. İldeniz Şemseddin |
İLENÇ |
(Tür.) Er. - İlenmek amacıyla söylenen söz, ilenme. |
İley |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Huzur. 2. Yan, yön, taraf. > Kökeni: Farsça |
İLEY |
(Fars.). 1. Huzur. 2. Yan, yön, karşı taraf. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLGAR |
(Tür.) Er. 1. Eski Türklerde at koşularına ve tören olarak yapılan koşulara verilen ad. 2. Atın dört nala koşması. |
İLGARİ |
(Tür.). 1. Artukluların Mardin ve Silvan kolundan iki Atabeyin adı. 2. Komutan, önder. |
İLGİ |
(Tür.). 1. İki nesne arasındaki bağ, alaka. 2. Kimyada bir cismin başka bir cisimle birleşmeye olan meyli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLGÜ |
(Tür.). Engel, mania. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLGÜL |
(Tür.) Ka. 1. Ülkenin gülü. 2. Çok güzel kadın. |
İLGÜN |
(Fars.) Ka. - Halk, ahali. |
İLHAM |
(Ar.). 1. Allah tarafından insanın gönlüne doldurulan şey. 2. Peygamberin gönlüne gelen ilahi düşünceler. 3. Günlük, olağan şey. 4. İçe-gönüle doğma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İlhami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. İlham). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İLHAMİ |
(Ar.) Er. - (bkz. İlham). |
İLHAN |
(Fars.) Er. - Moğol hükümdarlarına verilen unvan. |
İLİG |
(Tür.) Er. - Hükümdar ve hükümdar ailesi mensuplan. |
İLİGHAN |
(Tür.) Er. Karahanlı hükümdar. |
İLKAN |
(Tür.) Er. 1. İlk kan. 2. İran'da İlhanlılar'dan sonra bir devlet kuran Türk hükümdarı. |
İLKAY |
(Tür.). - Yeni ay, ayın ilk hali. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLKBAHAR |
(Tür.) Ka. - Yılın ilk mevsimi, bahar. |
İLKBAL |
(Tür.) Ka. - İlk doğan kız çocuklarına verilen ad. |
İLKCAN |
(Tür.) Er. - İlk doğan erkek çocuklarına verilen ad. |
İLKE |
(Tür.) 1. Kendisinden türetilen ilk madde. 2. Temel düşünce, temel kanı, umde, prensip. 3. Temel bilgi. 4. Öncül. 5. Davranış kuralı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLKEHAN |
(Tür.) Er. - Yeni ilkeler, kanunlar koyan hükümdar, yönetici. |
İLKER |
(Tür.) Er. - İlk doğan çocuk. |
İLKİM |
(Tür.). - İlk doğan çocuklara verilen ad. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLKİN |
(Tür.) - Önce, öncelikle, uydurma bir kelime. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLKNAZ |
(Tür.) Ka. - İlk doğan kız çocuklarına verilen isim. |
İLKNUR |
(Tür.) Ka. - İlk ay, ayın ilk hali. |
İLKSEL |
(Tür.) - Uzun süre çocuğu olmayanların daha sonra ikiz ve üçüz çocukları olduğunda verilen isim. -Erkek ve kadın adı olarak kulanılır. |
İLKSEN |
(Tür.) - (bkz. İlknaz). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLKSEN |
(Tür.) Ka. - (bkz. İlksen). |
İLKSER |
(Tür.) Er. - İlk baş, ilk önce, birinci. |
İLKSEV |
(Tür.) Ka. - (bkz, İlknaz). |
İLKUT |
(Tür.) Er. - Kutlu, mutlu, uğurlu ülke. |
İLKUTAY |
(Tür.) Er. - Kutsal ülke. |
İlkyaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İlkbahar, yaz başlarında doğanlara verilen ad. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İLKYAZ |
(Ar.) Ka. - İlkbahar, yaz başlarında doğanlara verilen ad. |
İLLİYYUN |
(Ar.). - Gökyüzünün ve cennetin en yüksek tabakası. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLMA |
(Ar.). 1. Parlatma. 2. Belirleme, işaret etme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLMEN |
(Tür.) Er. - Bir ülke halkından olan kimse, yurttaş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İlmi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İlimle, bilgi ile ilgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İLMİ |
(Ar.) Er. - İlimle, bilgi ile ilgili. |
İlmiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İlme ait, ilme mensup. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İLMİYE |
(Ar.) Ka. - İlme ait, ilme mensup. |
İLSAK |
(Ar.) - Birleştirme, kavuşturma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLSAVUN |
(Tür.) Er. - Ülkeni düşmanlardan koru. |
İLSEV |
(Tür.) - Ülkeni sev, ülkesini seven. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLSEVEN |
(Tür.) - (bkz. İlsev). |
İLSU |
(Tür.) - Ülkenin suyu, bereketi, bolluğu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İLŞEN |
(Tür.) Ka. - Mtlu, şen ülke. |
İLTAN |
(Tür.) Er. - Ülkeni tanı, ülkesini tanıyan seven. |
İLTAY |
(Tür.) Er. - (bkz. İltan). |
İLTEBER |
(Tür.) Er. - Eski Türklerde vali, kumandan anlamlarında unvan. |
İLTEKİN |
(Tür.) Er. - Tek ve eşsiz ülke. |
İLTEMİR |
(Tür.) Er. - (bkz. İltekin). |
İLTEMİZ |
(Tür.) Er. - (bkz. İltekin). |
İLTEMÜR |
(Tür.) Er. - (bkz. İltekin). |
İLTER |
(Tür.) Er. - Yurdunu seven, koruyan, gözeten. |
İlticaullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'a sığınma, iltica etme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İLTİCAULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'a sığınma, iltica etme. |
İltifaf |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sarınma, bürünme, örtünme. 2. Çiçeklerin bürüm bürüm katmerleşmesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İLTİFAF |
(Ar.) Ka. 1. Sarınma, bürünme, örtünme. 2. Çiçeklerin bürüm bürüm katmerleşmesi. |
İLTİFAT |
(Ar.) 1. Yüzünü çevirip bakma. 2. Dikkat. 3. Hatır sorma, gönül alma. 4. Sözünü başka bir kişiye çevirme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İltika |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rast gelme, kavuşma, karşılaşma, buluşma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İLTİKA |
(Ar.) Ka. - Rast gelme, kavuşma, karşılaşma, buluşma. |
İltikaullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'a kavuşma, hidayete erme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İLTİKAULLAH |
(Ar.) - Allah'a kavuşma, hidayete erme. |
İLYAS |
(İbr.) Er. - Yağmurlara hükmeden İsrail peygamberi. Kur'an-ı Kerim'de 3 yerde adı geçen peygamberin ismidir. Hızır (a.s.) olduğunu söyleyenler vardır. |
İmad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Direk, kolon. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMAD |
(Ar.) Er. - Direk, kolon. |
İmadeddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dinin direği. Daha çok unvan olarak kullanılır. -Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMADEDDİN |
(Ar.). 1. Dinin direği. Daha çok unvan olarak kullanılır. -Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
İmam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Namazda kendisine uyulan kimse. 2. Önde bulunan, önayak olan kimse. 3. Halife. Devlet başkanı. 4. Mezhep kuran yüksek dereceli alim. 5. Hz. Ali neslinden gelen. 6. İmam-ı Âzam Hanefiyye mezhebinin kurucusu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMAM |
(Ar.) Er. 1. Namazda kendisine uyulan kimse. 2. Önde bulunan, önayak olan kimse. 3. Halife. Devlet başkanı. 4. Mezhep kuran yüksek dereceli alim. 5. Hz. Ali neslinden gelen. 6. İmam-ı Âzam |
İman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Din inancı , kutsal inanç,İslam Dini’ne inanma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İmar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şenlendirme, bayındırma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMÂR |
(Ar.) Er. - Şenlendirme, bayındırma. |
İmareddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dini alanda yenilik yapan, dinin yönlendirdiği kimse. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMAREDDİN |
(Ar.) Er. - Dini alanda yenilik yapan, dinin yönlendirdiği kimse. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
İmdad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yardım eden. 2. Yardıma gönderilen kuvvet. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMDÂD |
(Ar.) Er. 1. Yardım eden. 2. Yardıma gönderilen kuvvet. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
İmdat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yardım dilemek, yardım istemek, yardım beklemek > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMER |
(Tür.) - Çok zengin, varlıklı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İMGE |
(Tür.) - Hayal karşılığı olarak kullanılan ve Fransızca İmaj kelimesine benzetilerek uydurulan kelime. |
İmran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Evine bağlı kalan. 2. Hz. Meryem'in babası, Âl-i İmran İmran ailesi. Musa, Harun-Meryem ve İsa. Kur'an-ı Kerim'in 3. suresi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İMRÂN |
(Ar.) Er. 1. Evine bağlı kalan. 2. Hz. Meryem'in babası, Âl-i İmran |
İMREN |
(Tür.) - Görülen bir şeyi veya herhangi bir isteği elde etmek istemi, gıbta. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İmruz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gül kokulu, gül görünümlü. > Kökeni: Farsça |
İMRUZ |
(Fars.) - Bugün. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İnak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gerçek dost, arkadaş, sırdaş. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNAK |
(Ar.) Er. - Gerçek dost, arkadaş, sırdaş. |
İnaka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aşın güzelliği ve çekiciliği ile hayat verme, verilme. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İNAKA |
(Ar.) Ka. - Aşın güzelliği ve çekiciliği ile hayat verme, verilme. |
İNALKUT |
(Tür.) Er. - İnanılan doğru, uğurlu ve kutlu kimse. |
İNALTEKİN |
(Tür.) Er. - (bkz. İnalkut). |
İnamullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın nimeti, iyiliği. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNAMULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın nimeti, iyiliği. |
İnan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dizgin. 2. İdare etme, yürütme. 3. (Tür.) Bir kimse ya da şeyin doğruluğunu büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNAN |
(Ar.) Er. 1. Dizgin. 2. İdare etme, yürütme. 3. (Tür.) Bir kimse ya da şeyin doğruluğunu büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman. |
İNANÇ |
(Tür.) Er. 1. Bir fikre olan bağlılık, kesin kabul. 2. İman. 3. Kesin kabulle bağlanılan şey. 4. İnanılır şey. 5. Doğru, emin. |
İNANÖZ |
(Tür.) Er. - Özünde inanç olan, iman eden. |
İNARE |
(Ar.). - Nurlandırma, aydınlatma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İnayet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dikkat. 2. Gayret, özenme. 3. Lütuf, ihsan, iyillik. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İNAYET |
(Ar.) Ka. 1. Dikkat. 2. Gayret, özenme. 3. Lütuf, ihsan, iyillik. |
İnayetullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın lütfü. Allah'ın ihsanı. İnayetullah Kenbu Şah Cihan dönemini anlatan, Şahcihanname Adli yapıtın sahibi. Hintli tarihçi, yazar. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNAYETULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın lütfü. Allah'ın ihsanı. İnayetullah Kenbu |
İNCİ |
(Tür.) Ka. 1. İstiridye cinsinden deniz hayvanlarının içinde çıkan parlak, yuvarlak ve ziynet eşyası olarak kullanılan kıymetli taş. 2. Küçük, temiz ve sevimli. 3. Kıymetli. |
İNCİFEM |
(t.a.i.) Ka. - İnci gibi güzel ağızlı. |
İNCİFER |
(t.f.i.) Ka. - İnci gibi parlak güzel. |
İncila |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Parlama, cilalama. 2. Görünme, belli olma. 3. Parlaklık, ışık. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İNCİLÂ |
(Ar.) Ka. 1. Parlama, cilalama. 2. Görünme, belli olma. 3. Parlaklık, ışık. |
İNCİLAY |
(Tür.) Ka. - Ay'ın en ince olan zamanı. - İnci ve ay kelimelerinden birleşik isim. |
İNDİRA |
(Ar.) 1. Girişim. 2. Öne geçme. 3. Bulut altından sıyrılma. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İNFAKULLAH |
(Ar.). - Allah'ın yardımı, nafakası, infakı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İnkiyadullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'a boyun eğme, teslim olma, kendini teslim etme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNKİYADULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'a boyun eğme, teslim olma, kendini teslim etme. |
İnşat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Neşelendirme, (bkz. Neşet). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNŞAT |
(Ar.) Er. - Neşelendirme, (bkz. Neşet). |
İnşaullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın yapması, meydana getirmesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İNŞAULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın yapması, meydana getirmesi. |
İNŞİLÂL |
(Ar.) 1. Şelale oluşturma. 2. Şiddetle dökülme, atılarak akma.-Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İNŞİRAH |
(Ar.) Er. 1. Açılma. 2. Açıklık, ferahlık. - Kur'an-ı Kerim'de bir süre adı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İNŞİRAK |
(Ar.) 1. Çatlayıp yarılma, yarık olma. 2. Parlama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İPAR |
(Tür.) Ka. 1. Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtrak çiçekleri, kurusa bile uzun süre kokusu gitmez. |
İPEK |
(Tür.) Ka. - İpekböceği denilen ve dut yaprağı ile beslenen kurdun ördüğü koza çözülerek elde edilen, kumaş dokumada kullanılan parlak ve ince tel. |
İrade |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İstem. 2. Emir. 3. (bkz. İstem). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İRADE |
(Ar.) Er. 1. İstem. 2. Emir. 3. (bkz. İstem). |
İRCA |
(Ar.) 1. Geri çevirme, geri döndürme. 2. (Kim.) indirgeme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İREM |
(Ar.) 1. Cennet bahçesi. 2. Ok veya kurşun atılan nişan tahtası. 3. Cenk denilen musiki aleti ve bunu icad edenin adı. 4. Ad kavmi zamanında, Şeddad tarafından cennete benzetilme amacıyla yapılan bahçe olup, Şam'da veya Yemen'de bulunduğu söylenir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İREN |
(Ar.) 1. Özgür, hür. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İRFAN |
(Ar.) 1. Bilme, anlama. 2. Gerçeği sezme, kavrama gücü. 3. Dini gerçek ve sırlan biliş. 4. Kültür. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İrfat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yardım etme, bir şey verme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İRFAT |
(Ar.) Er. - Yardım etme, bir şey verme. |
İRGÜN |
(Tür.) - Sabahın erken saatleri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İrman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çağrısız gelen kimse > Kökeni: Farsça |
İRMAN |
(Fars.) 1. Çağrısız gelen kimse. 2. Dalkavuk. 3. Eğreti. 4. Arzu, istek. 5. Pişmanlık. - Erkek ve ka¬dın adı olarak kullanılır. |
İrmegan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uğurluluk, saadet, ikbal. > Kökeni: Farsça |
İRMEGÂN |
(Fars.) Ka. 1. Uğurluluk, saadet, ikbal. 2. Terbiye eden. |
İrsad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hazırlama. 2. Hazır olma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İRSAD |
(Ar.) Ka. 1. Hazırlama. 2. Hazır olma. |
İrsalullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın göndermesi, yollaması, Allah'tan gelen. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İRSALULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın göndermesi, yollaması, Allah'tan gelen. |
İRSEN |
(Ar.) - Miras olarak, anadan babadan geçerek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İRŞAD |
(Ar.) 1. Doğru yolu gösterme uyarma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İrşadullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın irşadı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İRŞADULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın irşadı. |
İRTEK |
(Tür.) Er. 1. Şafak vaktinde doğan. 2. Masal, efsane. |
İrtiza |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Razı olma, uygun bulma, beğenme, seçme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İRTİZA |
(Ar.) Er. - Razı olma, uygun bulma, beğenme, seçme. |
İrva |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Suya kandırma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İRVA |
(Ar.) Ka. - Suya kandırma. |
İRZA |
(Ar.) - Gönlünü etme, hoşnut etme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İrziz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Titreme. 2. Dolu tanesi. 3. Dik ses. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İRZİZ |
(Ar.) Ka. 1. Titreme. 2. Dolu tanesi. 3. Dik ses. |
İsa |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dört büyük peygamberden biri. Dört büyük kitaptan İncil'in kendisine gönderildiği, Fir'avunlarla verdiği muhteşem mücadeleyle bilinen büyük peygamber. Kur'an'da 25 yerde ismi geçmektedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSA |
(Ar.) Er. - Dört büyük peygamberden biri. Dört büyük kitaptan İncil'in kendisine gönderildiği, Fir'avunlarla verdiği muhteşem mücadeleyle bilinen büyük peygamber. Kur'an'da 25 yerde ismi geçmektedir. |
İSABET |
(Ar.) 1. Düşme, (isabet). 2. Düşme, çıkma. 3. Değme, tutma. 4. Yerindelik, yazılmazlık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İsad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yüceltme, yükseltme. 2. Kutlu kalma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSAD |
(Ar.) Er. 1. Yüceltme, yükseltme. 2. Kutlu kalma. |
İsade |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. İsad). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İSADE |
(Ar.) Ka. - (bkz. İsad). |
İsaf |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir isteği, dileği yerine getirme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSAF |
(Ar.) Er. - Bir isteği, dileği yerine getirme. |
İsar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İkram, bahşiş. 2. Cömertlikle verme. 3. Dökme, saçma, serpme. 4. Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSAR |
(Ar.) Er. 1. İkram, bahşiş. 2. Cömertlikle verme. 3. Dökme, saçma, serpme. 4. Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. |
İsare |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. İsar). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İSARE |
(Ar.) Ka. - (bkz. İsar). |
İsase |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Göz ucuyla bakma. 2. Camiyet. 3. Zenginlik, servet. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İSASE |
(Ar.) Ka. 1. Göz ucuyla bakma. 2. Camiyet. 3. Zenginlik, servet. |
İsfendiyar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İran mitolojisinde adı geçen hükümdarın adı > Kökeni: Farsça |
İSFENDİYAR |
(Fars.) Er. - İran mitolojisinde adı geçen hükümdarın adı. |
İsfid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ak, beyaz renkli. > Kökeni: Farsça |
İSFİD |
(Fars.) 1. Ak, beyaz renkli. 2. (bkz. Esfid). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İSHAK |
(İbr.) Er. 1. İbranice "Gülme" anlamına geldiği söylenir. 2. Hz. İbrahim'in 2 oğlundan biri olan ve Ya'kub (a.s.)'un babası. Peygamberdir. Kur'an'da 17 yerde ismi geçen peygamberlerdendir. |
İSKENDER |
Er. - M.Ö. 356-323 yıllan arasında yaşayan ve 20 yaşında hükümdar olan Makedonya kralı, Aristo'dan ders almıştır. Yunanistan, İran, Anadolu, Suriye, Mısır, Hindistan'ı istila eden hükümdara, Büyük İskender lakabı takılmıştır. 33 yaşında ölmüştür. |
İslam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Muhammed(s.a.s)'e nazil olan ve kendisi tarafından insanlığa tebliğ edilen din, Allah'ın en son dini. 2. Allah'a teslim olma, onun emirlerine uyup, yasaklarından kaçınma. 3. İyi geçinme, barış içinde olma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSLÂM |
(Ar.) Er. 1. Muhammed(s.a.s)'e nazil olan ve kendisi tarafından insanlığa tebliğ edilen din, Allah'ın en son dini. 2. Allah'a teslim olma, onun emirlerine uyup, yasaklarından kaçınma. 3. İyi geçinme, barış içinde olma. |
İsmah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Semahatli, cömert kılma. 2. Mülayim ve itaatli. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSMÂH |
(Ar.) Er. 1. Semahatli, cömert kılma. 2. Mülayim ve itaatli. |
İsmail |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hz. İbrahim (a.s.)'in oğlu. İbrahim (a.s.) O'nu Allah'a kurban olarak adamış ve sözünde durmak için harekete geçmiştir.Fakat Allah (c.c.) O'nu son anda Cebrail aracılığıyla durdurmuş ve bu imtihanı kazandığını bildirmiştir. İsmail (a.s.) Kur'an'da ismi geçen peygamberlerdendir ve babasıyla beraber Ka'be'yi inşa etmişlerdir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSMAİL |
(Ar.) Er. - Hz. İbrahim (a.s.)'in oğlu. İbrahim (a.s.) O'nu Allah'a kurban olarak adamış ve sözünde durmak için harekete geçmiştir. |
İSMET |
(Ar.) 1. Masumluk, günahsızlık, temizlik. 2. Haramdan namusa dokunan hallerden çekinme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Peygamberin sıfatlarındandır. |
İSMİHAN |
(Ar.) - Hükümdar isimleri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İSMİNAZ |
(a.f.i.) Ka. 1. Naz isminde. 2. Çok nazlı olan. |
İsminur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nur ismini alan. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İSMİNUR |
(Ar.) Ka. - Nur ismini alan. |
İSMİRAR |
(Ar.). - Esmerleşme, kara olma, kararma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılabilir. |
İSNÂ |
(Ar.) 1. Övme, şükretme. 2. Değerini yükseltme. 3. Bir yerde uzun zaman kalma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İsra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yürütme, geceleyin yürütme gönderme. 2. Hz. Peygamberin miraç gecesi. 3. Kur'an-ı Kerim'in 17. suresi. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İSRA |
(Ar.) Ka. 1. Yürütme, geceleyin yürütme gönderme. 2. Hz. Peygamberin miraç gecesi. 3. Kur'an-ı Kerim'in 17. suresi. |
İSRÂC |
(Ar.) 1. Yakma, yandırma. 2. Aydınlatma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İsrafil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dört büyük melekten sura üfürme görevi verilen melek. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İSRAFİL |
(Ar.) Er. - Dört büyük melekten sura üfürme görevi verilen melek. |
İSRAİL |
(İbr.) - Ya'kub peygamberin lakabı. Sonradan onun soyundan gelenler İsrailoğullan diye anılmışlardır. İsrailoğullan, Kur'an'da çok sık kullanılan bir isimdir. |
İstare |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yıldız, necm, sitare, istare > Kökeni: Farsça |
İSTÂRE |
(Fars.) Ka. - Yıldız, necm, sitare. |
İSTEM |
(Ar.) 1. Zulüm ve sitem. 2. İsim olarak kullanılması uygun değildir. |
İSTEMİHAN |
(Tür.) - Göktürk devletinin kurucusu Bumin kağanın kardeşi olan Türk hakanı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İSTİHSAN |
(Ar.) - Güzel bulma, beğenme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İSTİKBAL |
(Ar.) 1. Gelecek zaman. 2. Geleni karşılama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İŞCAN |
(Tür.) Er. - Çalışmayı seven, çalışkan. |
İşve |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzellerin gönül alıcı, gönül aldatıcı, nazlı davranışı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
İŞVE |
(Ar.) Ka. - Güzellerin gönül alıcı, gönül aldatıcı, nazlı davranışı. |
İtkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sağlamlaştırma. 2. İnanma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İTKAN |
(Ar.) Er. 1. Sağlamlaştırma. 2. İnanma. |
İvar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzülmüş, koşul > Kökeni: Farsça |
İVAR |
(Fars.) Ka. - Düzülmüş, koşulmuş, hazırlanmış. |
İver |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük veya tatlı > Kökeni: Farsça |
İYEM |
(Tür.) - Güzellik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İYİSAN |
(Tür.) - İyi adla anılan, iyi tanınan kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İZAN |
(Ar.) 1. Anlayış, kavrayış, akıl. 2. Terbiye, edeb. 3. Boyun eğme, göz dinleme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İzanullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'a boyun eğme, Allah'ın terbiyesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İZANULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'a boyun eğme, Allah'ın terbiyesi. |
İZEM |
(Ar.) - Büyüklük, ululuk. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İZGİ |
(Tür.) - (bkz. İzgü). |
İZGÜ |
(Tür.) - İyi güzel, akıllı, adaletli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İZGÜL |
(Tür.) Ka. - (bkz. İzgü). |
İZGÜN |
(Tür.) Er. - (bkz. İzgü). |
İZHAN |
(Tür.) Er. - İyiliğin, güzelliğin hakimi, yönetici. |
İZHANIM |
(Tür.) Ka. - (bkz. İzhan). |
İzhar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gösterme, meydana çıkarma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İZHAR |
(Ar.) Er. - Gösterme, meydana çıkarma. |
İZRA |
(Ar.) 1. Aşın övme. 2. Altın arama. 3. Korkutma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
İzzet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer kıymet yücelik, ululuk. 2. Kuvvet, kudret. 3. Hürmet, saygı ikram izan. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İZZET |
(Ar.) Er. 1. Değer kıymet yücelik, ululuk. 2. Kuvvet, kudret. 3. Hürmet, saygı ikram izan. |
İzzettin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dünün kıymeti, kudret, ulviyeti. 2. Asıl şekli "İzzü'ddin"dir. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
İZZETTİN |
(Ar.) Er. 1. Dünün kıymeti, kudret, ulviyeti. 2. Asıl şekli "İzzü'ddin"dir. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
İzzi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sabırlı, dayanıklı kimse. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |