B Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
B Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
B Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
B Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
BABÜR |
(Tür.) Er. 1. Böbürlenme. 2. Hükümdar. - Babürşah. Zahirettin Muhammed (1483-1530). Hindistan'daki Türk-Hint İmparatorluğu'nu kuran kişi. |
BADE |
(Fars.) Ka. - Şarap, içki. İsim olarak kullanılmaz. |
Badegül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bade ve gül kelimelerinin birleşimi. > Kökeni: Farsça |
BADEM |
(Fars.) Ka. 1. Gülgillerden ülkemizin her bölgesinde yetişen ağaç. 2. Bu ağacın yaş ve kuru yenen meyvesi. |
BADİ |
(Fars.) Er. 1. Rüzgara veya havaya ait. 2. Geçici. Badi Ahmed (1839-1908). Türk yazar ve şair. |
Badiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çöl, kır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BADİYE |
(Ar.) Ka. - Çöl, kır. |
BAĞATUR |
(Tür.) Er. - Cesur yiğit. |
BAĞDAGÜL |
(Tür.) Ka. - Değeri ölçülemeyen gül. |
BAĞDAŞ |
(Tür.) Er. - Yakın arkadaş, dost. |
Bağdat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İrak'ın başkenti olan tarihsel kent. Bağdat Hatun (XIV. yy.) Emir Coban'ın güzelliğiyle ünlü kızı. İlhanlılar devletinin son hükümdarı Ebu Said Bahadır Han ile evlenmiştir. Bahadır Han'ın ölümünden sorumlu tutularak Arpa Han tarafından öldürüldü. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAĞDAT |
(Ar.) Ka. - İrak'ın başken¬ti olan tarihsel kent. Bağdat Hatun |
BAĞIŞ |
(Tür.) 1. Bağışlanan şey, ihsan. 2. Sıçrayış, atlama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BAĞIŞCAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bağış). |
BAĞIŞHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bağış). |
BAĞLAM |
(Tür.) 1. Cinsleri ayrı ya da birbirlerine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, deste. 2. Bir koşuttaki dörtlüklerin herbiri. 3. Herhangi bir olayda, olaylar durumlar ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. 4. Dilbilgisinde, önce veya sonra gelen kelimeyi etkileyen belirleyen birim ya da birimler bütünü. -Erkek veya kadın adı olarak kullanılır. |
Baha |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güzellik, zariflik. 2. Parıltı. 3. Alışma, dadanma. Bahailik mezhebinin kurucusu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHA |
(Ar.) Er. 1. Güzellik, zariflik. 2. Parıltı. 3. Alışma, dadanma. - Bahailik mezhebinin kurucusu. |
Bahaddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dinin güzelligi. Dinin değerlisi. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHADDİN |
(Ar.) Er. - Dinin güzelligi. Dinin değerlisi. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
BAHADIR |
(Fars.) Er. - Cesur, yiğit, bağatur. Timur soyundan Hindistan'da hükümdarlık yapmış Türk lider. |
BAHADIRHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bahadır). |
Bahaeddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Bahaddin). Bahaeddin Ahmed Efendi (Bursa 1741-1794) Osmanlı dönemi tarihçilerinden. Müderrislik ve kadılık yaptı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHAEDDİN |
(Ar.) Er. - (bkz. Bahaddin). Bahaeddin Ahmed Efendi (Bursa 1741-1794) |
BAHAMRA |
(Ar.) - Irak'ta bir yer. - |
BAHAR |
(Fars.) Ka. 1. Kışla yaz arasındaki mevsim. 22 Mart'la Haziran arası, ilkyaz. 2. Güzellik, güzel. 3. Sığır gözü, papatya, sığır papatyası, sarı papatya. 4. Put, çelipa, sanem. 5. Atılmış pamuk. 6. Ölçek. 7. Karanfil, tarçın, karabiber gibi kokulu şey. |
Bahaullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah katında değer ve kıymet sahibi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHAULLAH |
(Ar.)Er. - Allah katında değer ve kıymet sahibi. |
Bahir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Deniz, derya. 2. Yalancı, ahmak, alık. 3. Ekin sulayıcı, sulayan. 4. Belli, besbelli, açık, apaçık. 5. Işıklı, parlak, güzel. Bahir (Abdurrahman) İst. 1688-1746). Osmanlı dönemi kadılarından. Şair, bestekar. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHİR |
(Ar.) Er. 1. Deniz, derya. 2. Yalancı, ahmak, alık. 3. Ekin sulayıcı, sulayan. 4. Belli, besbelli, açık, apaçık. 5. Işıklı, parlak, güzel. Bahir (Abdurrahman) İst. 1688-1746). Osmanlı dönemi kadılarından. Şair, bestekar. |
Bahira |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kulağı yarık dişi deve veya koyun. Hayvan yavru doğurduğunda veya 5 yavru dişi olduğu zaman hayvanın kulağı kesilerek belirtilirdi. Kur'an-ı Kerim, bu adetleri kaldırmıştır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAHİRA |
(Ar.) Ka. 1. Kulağı yarık dişi deve veya koyun. Hayvan yavru doğurduğunda veya 5 yavru dişi olduğu zaman hayvanın kulağı kesilerek belirtilirdi. - Kur'an-ı Kerim, bu adetleri kaldırmıştır. |
Bahire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Işıklı, parlak, güzel. 2. Dikenli ağaç. 3. Açık, apaçık. 4. Çok koşan cins deve. 5. Vapur. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAHİRE |
(Ar.) Ka. 1. Işıklı, parlak, güzel. 2. Dikenli ağaç. 3. Açık, apaçık. 4. Çok koşan cins deve. 5. Vapur. |
Bahise |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söz eden, bahseden. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAHİSE |
(Ar.) Ka. - Söz eden, bahseden. |
Bahit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bahtı açık şanslı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHİT |
(Ar.) Er. - Bahtı açık şanslı. |
Bahra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Timur devletinin güney sınırını koruyan eski bir sınır kalesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHRA |
(Ar.) Er. - Timur devletinin güney sınırını koruyan eski bir sınır kalesi. |
Bahri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Denize ait denize mensup, denizle ilgili. 2. Denizci, levent. 3. Tüyünden kürk olan, patkada denilen, gagası kaşığa benzer bir çeşit deniz ördeği. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHRİ |
(Ar.) Er. 1. Denize ait denize mensup, denizle ilgili. 2. Denizci, levent. 3. Tüyünden kürk olan, patkada denilen, gagası kaşığa benzer bir çeşit deniz ördeği. |
Bahriye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Donanmaya ait (bkz. Bahri). 2. Libya çölünde vahalar grubu, Bahriye, Mısır'ın büyük vahalar grubunun en kuzeyinde olan aşırı verimli vahalardır. 3. Gönlü geniş, cömert vaha gibi verimli. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAHRİYE |
(Ar.) Ka. 1. Donanmaya ait (bkz. Bahri). 2. Libya çölünde vahalar grubu, Bahriye, Mısır'ın büyük vahalar grubunun en kuzeyinde olan aşırı verimli vahalardır. 3. Gönlü geniş, cömert vaha gibi verimli. |
BAHTEVER |
(Tür.) Er. - Şah Avrangzeb'in gözde kadınlarından biri. |
Bahtı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bahtla, kaderle ilgili. 2. Kimi Divan şairlerinin ortak mahlası. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAHTI |
(Ar.) Er. 1. Bahtla, kaderle ilgili. 2. Kimi Divan şairlerinin ortak mahlası. |
Bahtınur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Talihli, şanslı, yazgısı parlak. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAHTINUR |
(Ar.) Ka. - Talihli, şanslı, yazgısı parlak. |
BAHTİSER |
(a.f.i.) Ka. - Talihli, şanslı, iyi yazgılı. İşleri başından beri iyi giden. |
BAHTİŞEN |
(a.f.i.) Ka. - Talihi, kaderi, kısmeti şen. (bkz. İkbal). |
BAHTİYAR |
(a.f.i.). 1. Bahtlı, talihli. 2. Mesud, mutlu. Bahtiyar (Ebu Mansur) (942-978). Büveyhilerin hükümdarlarından biri.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BAKANAY |
(Tür.). – Gökyüzünde duran ay, açık seçik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BAKIR |
(Fars.) Er. l. İnceleyen, tetkik edip açıklayan. 2. Arslan. 3. Hz. Hüseyin'in Zeyne'l-Abidin'den torununun adı. |
Baki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Allah'ın Adlerindendir. Genellikle "abd" takısı alarak kullanılır, (bkz. Abdülbaki). Kalıcı, sürekli, devamlı. Varlığının sonu olmayan. Ölümsüz. 2. Artan, kalan, geriye kalan. 3. Korunmuş. Baki Ünlü Türk şairlerinden olup asıl adı Abdülbaki Mahmud'dur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAKİ |
(Ar.) Er. 1. Allah'ın isimlerindendir. Genellikle "abd" takısı alarak kullanılır, (bkz. Abdülbaki). Kalıcı, sürekli, devamlı. Varlığının sonu olmayan. Ölümsüz. 2. Artan, kalan, geriye kalan. 3. Korunmuş. Baki |
Bakinaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sürekli nazlanan, çok nazlı. > Kökeni: Farsça |
BAKİNAZ |
(Fars.) Ka. - Sürekli nazlanan, çok nazlı. |
Bakiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şehvetli kadın. İsim olarak kullanılmaması uygundur. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Bakiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağlayan kadın. Hüzünlü kadın. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BAKİYE |
(Ar.) Ka. - Şehvetli kadın. İsim olarak kullanılmaması uygundur. |
BAKİYE |
(Ar.) Ka. - Ağlayan kadın. Hüzünlü kadın. |
BAKYAZI |
(Tür.). - Sevilen bir olaydan sonra verilen ziyafet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BALA |
(Tür.) Er. 1. Çocuk yavru. 2. Yüksek, yüce, yukarı, (bkz. Ali). 3. Azat. 4. Yedek atı. |
BALABAN |
(Tür.) Er. 1. Çocuk bekçisi. 2. Gürbüz canlı, cüsseli, insan veya hayvan. Balaban |
BALAHATUN |
(Tür.) Ka. - Üstün, asil kanlı. Değerli soy mensubu. Balahatun |
BALAMAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Balaban). |
BALAMİR |
(Tür.) Er. - Eski bir Türk kağanı. (IV. yy.) Alanları ve Ostrogotları yenerek batıya sürdü. |
BALATEKİN |
(Tür.) Er. - (bkz. Balaban). |
BALCAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Baldan). |
BALDAN |
(Tür.) Ka. - Bal gibi tatlı, şirin, hoş. |
BALDEMİR |
(Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli, şirin. |
BALER |
(Tür.) Er. - Tatlı dilli, cana yakın kimse. |
BALGIN |
(Tür.) Ka. 1. Bal'a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi. |
BALHAN |
(Tür.) Ka. - Hazar denizi sahilinde Anuderyanın eski yatağının denize vardığı yerde bir dağ silsilesi. |
BALIM |
(Tür.). 1. Kardeş. 2. Çok sevgili, samimi arkadaş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BALIN |
(Tür.) Ka. - (bkz. Balım). |
Bali |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eski, koca, köhne. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BALİ |
(Ar.) Er. - Eski, koca, köhne. |
BALİBEY |
(a.t.i.) Er. - Osmanlı beylerinden. Bosna beyi olarak Kanuni'nin Belgrad Seferine katıldı. Mohaç savaşında (1526) düşmanı iki yandan çevirerek zaferin kazanılmasında büyük payı oldu. |
BALİSOY |
(a.t.i.) Er. - Eski, köklü soydan gelen. |
Balizza |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çok zarif çok güzel ve çok ahlaklı bayan manasına geliyor. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BALK |
(Tür.) Er. - Şimşek. |
BALKAN |
(Tür.) Er. 1. Sarp ve ormanlık sıradağları. 2. Avrupa'nın güneydoğu bölgesine verilen isim. Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya, Arnavutluk ve Romanya'yı içerir. |
BALKAR |
(Tür.) Er. 1. Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyu. Kıpçaklann bir kolu. 2. Bu boya mensup kişi. |
BALKI |
(Tür). 1. Parıltı, ışık. 2. Güzel parlak, süslü. 3. Şimşek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BALKIR |
(Tür.) Er. - Parıltı, ışık, şimşek. Balkır Rıza |
BALKIZ |
(Tür.) Ka. - Şirin, tatlı, hoş. Belkıs adının örfte söylenişi. |
BALKOÇ |
(Tür.) Er. - (bkz. Balkı). |
BALSAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Balım). |
BANGU |
(Tür.) Er. 1. Haykırış, bağırış. 2. Gökgürültüsü, yankı. |
Banu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kadın hatun, hanım. 2. Kraliçe, prenses. 3. Gelin. 4. Şarap ve gül suyu gibi şeylerin şişesi. 5. Yusuf ve Zeliha öyküsünün kadın kahramanı. – Banu Hanım (Cevheriye Banu). Türk halk şairi. (1864-1914 Çankırı). Kadiri tarikatı bağlılarından > Kökeni: Farsça |
BANU |
(Fars.) Ka. 1. Kadın hatun, hanım. 2. Kraliçe, prenses. 3. Gelin. 4. Şarap ve gül suyu gibi şeylerin şişesi. 5. Yusuf ve Zeliha öyküsünün kadın kahramanı. - Banu Hanım (Cevheriye Banu). Türk halk şairi. (1864-1914 Çankırı). Kadiri tarikatı bağlılarından. |
Banugül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Banu) > Kökeni: Farsça |
BANUGÜL |
(Fars.) Ka. - (bkz. Banu). |
Banuhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Banu) > Kökeni: Farsça |
BANUHAN |
(Fars.) Ka. - (bkz. Banu). |
BARAK |
(Tür.) Er. - Oğuzların Bayat boyuna mensup bir oymak. Gaziantep, Kilis ve Nizip çevresinde yaşarlar. - Barak Han |
BARAN |
(Fars.) Ka. 1. Yağmur. Mevsim-i Baran, yağmur mevsimi. |
BARANSEL |
(f.t.i.) Er. - (bkz. Baran). |
BARAY |
(Tür.) Er. - Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz. |
BARBAROS |
(İtal.) Er. Kırmızı sakal. Baba-Oruç. Türk denizci kaptan-ı derya. Oruç Gazi'nin İtalyanlarca meşhur olan ismi. Kanuni döneminde yaşayan ünlü denizci. Barbaros Hayrettin olarak bilinmekte. |
BARÇIN |
(Tür.) Ka. - Bir tür ipekli kumaş. |
Barhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bar oyunu. > Kökeni: Farsça |
BARIK |
(Tür.) Er. 1. Sivri tepeler arasındaki uçurum, yüksek kayalıklardaki çatlaklıklar. 2. Yeşillik, çayırlık yer. |
BARIKHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Barık). |
BARIM |
(Tür.) Er. - Varlık, servet, zenginlik. |
BARIN |
(Tür.) Er. 1. Bütün, hep. 2. Güç kuvvet. 3. Göğüs. 4. Moğol devrinde Orta Asya'da büyük beyliklerden biri. |
BARIŞ |
(Tür.) Er. 1. Savaşsızlık durumu. 2. Savaştan sonra silah bırakma, uzlaşma sulh. 3. Dirlik, düzenlik. |
BARIŞCAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Barış). |
Barik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Parıldayan. 2. Nazik, dakik, ince. Fikr-i Barik İnce düşünce. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BARİK |
(Ar.) Er. 1. Parıldayan. 2. Nazik, dakik, ince. Fikr-i Barik İnce düşünce. |
Barika |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şimşek, yıldırım parıltısı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BARİKA |
(Ar.) Ka. - Şimşek, yıldırım parıltısı. |
BARKAN |
(Tür.). 1. Çöllerde rüzgarın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan ay biçimindeki küçük kumsal külle. 2. Hareketli kumul. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BARKIN |
(Tür.) Er. - Yolculuk eden, yolcu gezgin. |
BARLAS |
(Tür.) Er. - Kahraman, savaşçı. |
BARS |
(Tür.) Er. l. Kaplana benzeyen yırtıcı hayvan. 2. Arı oğulu. -İsim olarak kullanılmaz. Barsbay |
BARTU |
(Tür.) Er. - En eski Türk kağanlarından biri. |
Basir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Göz. 2. Görme. 3. Allah'ın sıfatlarından, herşeyi gören ("Abd" takısı almadan kullanılmaz). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BASİR |
(Ar.) Er. 1. Göz. 2. Görme. 3. Allah'ın sıfatlarından, herşeyi gören ("Abd" takısı almadan kullanılmaz). |
Basiret |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Göz açıklığı, inceden inceye etraflı derin görüş. 2. Ön görüş, seziş. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BASİRET |
(Ar.) Ka. 1. Göz açıklığı, inceden inceye etraflı derin görüş. 2. Ön görüş, seziş. |
Basri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Basralı, Basra şehrinde oturan. Hasan'ı Basri'ye izafeten kullanılmıştır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BASRİ |
(Ar.) Er. - Basralı, Basra şehrinde oturan. Hasan'ı Basri'ye izafeten kullanılmıştır. |
Basriye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Basri). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BASRİYE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Basri). |
BAŞAK |
(Tür.) Er. - Sağlam, dayanıklı. |
BAŞAK |
(Tür.) Ka. 1. Tahıl tanelerini taşıyan kısım, sünbüle |
BAŞAR |
(Tür.) Er. - Başarılı ol, işi sonuçlandır. |
BAŞARMAN |
(Tür.) Er. - Yaptığı işi başarıyla sonuçlandıran. |
BAŞAY |
(Tür.). - Birinci, ilkay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BAŞBUĞ |
(Tür.) Er. - Başkumandan, hükümdar. - Eski Türklerde orduya kumanda eden hükümdar veya komutanlar.. |
BAŞEĞMEZ |
(Tür.) Er. - Buyruk altına girmeyen, kişilikli. |
BAŞER |
(Tür.) Er. - (bkz. Başar). |
Başir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Müjdeci. 2. Güler yüzlü, mesut, mutlu. (bkz. Beşir). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAŞİR |
(Ar.) Er. 1. Müjdeci. 2. Güler yüzlü, mesut, mutlu. (bkz. Beşir). |
BAŞKAYA |
(Tür.) Er. – Kayaların başı, güçlü, kuvvetli. |
BAŞKAYNAK |
(Tür.) Er. - İlk kaynak. Ana kaynak. |
BAŞKUR |
(Tür.) Er. - Türk çadırlarının çevresindeki kanatlan örten bölümlerin üst tarafına bağlanan ve 18 cm eni olan kuşak. |
BAŞKURT |
(Tür.) Er. - Ural dağlan bölgesinde yaşayan ve Türklerin Kıpçak kolundan olan bir boy. Asıl ismi Başkırt'tır. Ural dağlannın güneyinde yerleşiktirler |
BAŞKUT |
(Tür.) Er. - Kutlu, talihli kimse. |
BAŞOK |
(Tür.) Er. - Önde olan yiğit. |
BAŞOL |
(Tür.) Er. - Başta ol, önder ol. |
BAŞÖZ |
(Tür.) Er. - Önemli soydan gelen. |
BAŞSOY |
(Tür.) Er. - (bkz. Başöz). |
BAŞTUGAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Başok). |
BAŞTUĞ |
(Tür.) Er. - (bkz. Başman). |
BATI |
(Tür.) - Güneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler. Erkek ve kadın adı, birleşik isim yapılarak kullanılır. |
BATIBOY |
(Tür.) Er. - Türklerin göç sonucu batıya yerleşen oymakları. |
BATIGÜL |
(Tür.) Ka. - Batı'da açan yetişen gül. |
BATIHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Batı). |
Batın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah ın 99 isminden biri > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BATIR |
(Tür.) Er. - Yiğit, kahraman, bahadır. |
BATIRAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Batır). |
BATIRHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Batır). |
Battal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cesur, kahraman. 2. Pek büyük. 3. İşe yaramaz, hantal. 4. İşsiz. Battal Gazi Emevilerin VII. yy. Bizans'a düzenledikleri sefer ve savaşlarda ün salmış komutanı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BATTAL |
(Ar.) Er. 1. Cesur, kahraman. 2. Pek büyük. 3. İşe yaramaz, hantal. 4. İşsiz. Battal Gazi |
BATU |
(Tür.) Er. - Üstün gelen, gücü yeten, galip. |
BATUĞ |
(Tür.) Er. - (bkz. Batu). |
BATUHAN |
(Tür.) Er. - Altınordu devletinin kurucusu (1204-1255). Cengiz Han'ın torunu. |
BATUR |
(Tür.) Er. - Kahraman, yiğit, cesur, bahadır. |
BATURALP |
(Tür.) Er. - Yiğitler yiğidi. |
BATURAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Batur). |
BATURHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Batur). |
Baver |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tasdik, inanma. Sağlam, pek doğru. > Kökeni: Farsça |
BAVER |
(Fars.) Er. - Tasdik, inanma. Sağlam, pek doğru. |
BAYAR |
(Tür.) Er. 1. Ulu, yüce saygın, soylu. 2. Ekilmemiş toprak. |
Bayazıd |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz, Bayezid). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAYAZID |
(Ar.) Er. - (bkz, Bayezid). |
BAYBARS |
(Tür.) Er. - Bahri Memlüklerin sultanı olup Kıpçak ülkesinde doğmuştur. Baybars (el-Melikü'l-Zahir Rüknettin). (1223 Şam - 1277). Eyyubi hanedanını ortadan kaldırıp Abbasi halifeliğinin yeniden kurulmasını sağladı. |
BAYBAŞ |
(Tür.) Er. - Zengin, ileri gelen, saygın. |
BAYBEK |
(Tür.) Er. - (bkz, Baybaş). |
BAYBORA |
(Tür.) Er. - Fırtına. |
BAYCAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Baybaş). |
BAYÇA |
(Tür.). - Zengin, varlıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BAYDAK |
(Tür.) Er. - Bayrak. |
BAYDAN |
(Tür.) Er. - Şımarık, gururlu, kendini beğenmiş. |
BAYDAR |
(Tür.) Er. - Kırım yarımadasında Sivastopol şehrinin güneyinde tartada bir Türk köyü. Güzellik ve bereketiyle ünlüdür. |
BAYDIR |
(Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli. |
BAYDU |
(Tür.) Er. - İlhanlı devleti hükümdarı Hulagunun torunu. 11 ay İlhanlı devleti hükümdarı oldu. |
BAYDUR |
(Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli, cesur. |
BAYDURALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Baydur). |
BAYER |
(Tür.) Er. - Zengin, varlıklı kimse. |
Bayezit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çeşitli zamanlarda yaşamış Osmanlı şehzadelerinin genel adı. Bayezit l. (Bursa 1360-Alaşehir 1403). Yıldırım, Osmanlı padişahı. I. Murat'ın Gülçiçck Hatun'dan olma oğlu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAYEZİT |
(Ar.) Er. - Çeşitli zamanlarda yaşamış Osmanlı şehzadelerinin genel adı. Bayezit l. (Bursa 1360-Alaşehir 1403). Yıldırım, Osmanlı padişahı. I. Murat'ın Gülçiçck Hatun'dan olma oğlu. |
BAYGÜÇ |
(Tür.) Er. - Zengin ve güçlü kimse. |
BAYINDIR |
(Tür.) Er. - İmar edilmiş, mamur. |
BAYKAL |
(Tür.) Er. - Yaban kısrağı Orta Asya Türk ülkelerinde yaşar. |
BAYKAM |
(Tür.) Er. - Hekim, doktor. |
BAYKAN |
(Tür.) Er. - (bkz, Baygüç). |
BAYKAN |
(Tür.) Er. - Bay soyundan, zengin. Baykan (XIV. yy. Kars). Türk halk şairi. Timur'un 1386'da Kars'ı Karakoyunlular'dan alması üzerine ünlü bir destan yazdı. Anadolu-Azerbaycan sahasının en eski aşığıdır. |
Baykara |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Helak olma, mahvolma. 2. Böbürlene böbürlene, salınarak yürüme. 3. Malı çok olma. Baykara Timuroğullan şehzadesi. Timur'un torunu Şeyh Ömer'in oğludur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BAYKARA |
(Ar.) Er. 1. Helak olma, mahvolma. 2. Böbürlene böbürlene, salınarak yürüme. 3. Malı çok olma. Baykara |
BAYKOCA |
(Tür.) Er. - Varlıklı, saygın. |
BAYKURT |
- (bkz. Baykoca). |
BAYKUT |
(Tür.) Er. - Kutlu talihli. |
BAYKUTAY |
- (bkz. Baykut). |
BAYLAN |
(s.) Ka. 1. Nazlı, şımarık. 2.Bayla büyüdü bir dediği iki edilmedi. |
BAYMAN |
(Tür.) Er. - Varlıklı, saygın. |
BAYRAM |
(Tür.) Er. 1. Neşe ve sevinç günü. Dini bakımdan hususi değeri olan ve milletçe kutlamalar yapılan gün veya günler. |
BAYRI |
(Tür.) Er. - Çok eski zamanlarda var olmuş, eskiden beri var olan. |
BAYRU |
(Tür.) Er. - (bkz. Bayrı). |
BAYRUALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Bayru). |
BAYRUHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bayru). |
BAYSAL |
(Tür.) Er. - Soylu, ünlü kişi. |
BAYSAN |
(Tür.) Er. - Zengin, tanınmış. |
BAYSU |
(Tür.) Er. - (bkz. Baysan). |
BAYSUNGUR |
(Tür.) Er. - Akkoyunlu hükümdarlarından. Gıyase'd-Din Baysungur. Timur'un torunu ve Şahruh Mirzanın oğlu. Büyük bir hattattır ve resim ve sanatın koruyucusu olarak tanınmıştır. |
BAYTAL |
(Tür.) Er. 1. Kısrak. 2. Bayır, yokuş. |
BAYTEKİN |
(Tür.) Er. - (bkz. Baytal). |
BAYTUGAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Tugay)- |
BAYTÜZE |
(Tür.) Er. - (bkz. Tüze). |
BAYTÜZÜN |
(Tür.) Er. - (bkz. Tüzün). |
BAYÜLKEN |
(Tür.) Er. - (bkz. Ülgen). |
Bedahşan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Amu-derya’nın kaynağı olan ırmak ve güzellik. > Kökeni: Farsça |
BEDAHŞAN |
(Fars.). - Amu-derya'nın kaynağı olan Perc'in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Bedahşi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Bedahşan) > Kökeni: Farsça |
BEDAHŞİ |
(Fars.) Ka. - (bkz. Bedahşan). |
Bedayi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eşi benzeri olmayan güzel, mükemmel, yeni şeyler. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDAYİ |
(Ar.) Er. - Eşi benzeri olmayan güzel, mükemmel, yeni şeyler. |
BEDEL |
(Ar.). 1. Değer, kıymet. 2. Bir şeyin yerine verilen, yerini tutan şey, karşılık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Bedi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir şeyi örneği olmadığı halde meydana getiren. 2. Yoktan vareden. Allah'ın 99 isminden birisidir. 3. Söz estetiği, halin muktezasına uyan delilleri açık şekilde belirtme ve sözü güzelleştirme yollarına ait bilgiler toplamı. 4. Güzel, güzellik. Bedi b. Mansur. Hanefi fıkıh alimi (Sivas-1223). El-Bahru'1-Muhit adlı bir fıkıh eseri vardır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDİ |
(Ar.) Er. 1. Bir şeyi örneği olmadığı halde meydana getiren. 2. Yoktan vareden. Allah'ın 99 isminden birisidir. 3. Söz estetiği, halin muktezasına uyan delilleri açık şekilde belirtme ve sözü güzelleştirme yollarına ait bilgiler toplamı. 4. Güzel, güzellik. Bedi b. Mansur. Hanefi fıkıh alimi (Sivas-1223). El-Bahru'1-Muhit adlı bir fıkıh eseri vardır. |
Bedia |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yüksek estetik değerde, sanat eseri. 2. Beğenilen ve takdir edilen şey. Eşi az bulunur güzellikte. 3. Ülkü, ideal. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEDİA |
(Ar.) Ka. 1. Yüksek estetik değerde, sanat eseri. 2. Beğenilen ve takdir edilen şey. Eşi az bulunur güzellikte. 3. Ülkü, ideal. |
Bedid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Meşhur, görünür > Kökeni: Farsça |
BEDİD |
(Fars.) Er. - Meşhur, görünür, açık meydanda. (Hüveyda). |
Bedih |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şan ve şerefi büyük olan. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDİH |
(Ar.) Er. - Şan ve şerefi büyük olan. |
Bedihe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düşünmeden, birden bire söylenen güzel söz. 2. Başlangıç. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEDİHE |
(Ar.) Ka. 1. Düşünmeden, birden bire söylenen güzel söz. 2. Başlangıç. |
Bedihi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Besbelli, açık-apaçık. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDİHİ |
(Ar.) Er. - Besbelli, açık-apaçık. |
Bedii |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eşi, benzeri olmayan > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Bedinur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Bedi). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEDİNUR |
(Ar.) Ka. - (bkz. Bedi). |
Bedir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolunay, ondört gecelik ay. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDİR |
(Ar.) Er. - Dolunay, ondört gecelik ay. |
Bediran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İşleri kötü idare eden. 2. Çapkın kadın. > Kökeni: Farsça |
BEDİRAN |
(Fars.) Ka. 1. İşleri kötü idare eden. 2. Çapkın kadın. |
Bedirhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İleri görüşlü, aydın lider. > Kökeni: Farsça |
BEDİRHAN |
(Fars) Er. - İleri görüşlü, aydın lider. |
Bedirnisa |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolunay kadar güzel kadın anlamdadır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Bediüzzaman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Zamanın harikası. 2. Asrın mükemmel insanı. Daha çok lakab olarak kullanılır. Bediüzzaman Said Nursi Son devrin meşhur müslüman alimlerindendir. Hayatının önemli bir kısmı İslami düşüncelerinden ötürü hapislere girip çıkmakla geçti. Risale-i Nur Külliyatı'nı telif etmiştir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDİÜZZAMAN |
(Ar.) Er. 1. Zamanın harikası. 2. Asrın mükemmel insanı. - Daha çok lakab olarak kullanılır. - Bediüzzaman Said Nursi |
Bedran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sert başlı at.2. Daima. > Kökeni: Farsça |
BEDRAN |
(Fars.) Ka. 1. Sert başlı at.2. Daima. 3. Hoş latif, yakışıklı. |
Bedreddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Din'in nuru, ışığı. 2. Dinin aydınlığı, dinde bilgelik. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDREDDİN |
(Ar.) Er. 1. Din'in nuru, ışığı. 2. Dinin aydınlığı, dinde bilgelik. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
Bedreke |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yol gösteren, kılavuz > Kökeni: Farsça |
BEDREKE |
(Fars.) Ka. - Yol gösteren, kılavuz. |
Bedri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İçi altın dolu kese. Bedr-i Dilşan b. Mehmed b. Oruç b. Gazi b. Şeban (XV. yy. il yarısı) Türk şairlerinden. Murat II. adına yazdığı Murat namesi ünlüdür. 2. Ayla ilgili, ayın ondördü gibi güzel. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDRİ |
(Ar.) Er. 1. İçi altın dolu kese. Bedr-i Dilşan b. Mehmed b. Oruç b. Gazi b. Şeban |
Bedriye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ay gibi. Ay kadar güzel. Ay'a ait. 2. Sühreverdiyye tarikatının altı şubesinden biri. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEDRİYE |
(Ar.) Ka. 1. Ay gibi. Ay kadar güzel. Ay'a ait. 2. Sühreverdiyye tarikatının altı şubesinden biri. |
Bedrulcemal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ay yüzlü. 2. Fatımi devleti vezir ve serdarlarındandır. 2 defa Şam valisi olmuştur. (1013-1094). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEDRULCEMAL |
(Ar.) Er. 1. Ay yüzlü. 2. Fatımi devleti vezir ve serdarlarındandır. 2 defa Şam valisi olmuştur. (1013-1094). |
Bedrunnisa |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolunay yüzlü kadın. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEDRUNNİSA |
(Ar.) Ka. - Dolunay yüzlü kadın. |
BEDÜK |
(Tür.) Er. - Büyük, yüce, gösterişli, önemli. |
BEGÜM |
(Fars.) Ka. - Kadın hükümdar, prenses. Doğu Türk hükümdarlarının harem ve kızlarına isim olarak verilirdi. |
Behçet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevinç. 2. Güzellik, güleryüzlülük. 3. Şirinlik. Bu kelime Kur'an-ı Kerim'in Neml suresi 60. ayetinde geçmektedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEHÇET |
(Ar.) Er. 1. Sevinç. 2. Güzellik, güleryüzlülük. 3. Şirinlik. Bu kelime Kur'an-ı Kerim'in Neml suresi 60. ayetinde geçmektedir. |
Behice |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şen, güzel, güleryüzlü kadın. (bkz. Behiç). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEHİCE |
(Ar.) Ka. - Şen, güzel, güleryüzlü kadın. (bkz. Behiç). |
Behiç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şen, güzel, güler-yüzlü adam. Kur'an-ı Kerim'de adı geçen kelimelerdendir. (bkz. Hac, ayet 5). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEHİÇ |
(Ar.) Er. - Şen, güzel, güler-yüzlü adam. Kur'an-ı Kerim'de adı geçen kelimelerdendir. - (bkz. Hac, ayet 5). |
Behire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güzel kadın. Soyu-sopu temiz kadın. 2. Şişmanlıktan dolayı nefes darlığı olan. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEHİRE |
(Ar.) Ka. 1. Güzel kadın. Soyu-sopu temiz kadın. 2. Şişmanlıktan dolayı nefes darlığı olan. |
Behişt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cennet. 2. Uçmak. > Kökeni: Farsça |
BEHİŞT |
(Fars.) Er. 1. Cennet. 2. Uçmak. |
Behiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Beha'dan güzel. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEHİYE |
(Ar.) Ka. - Beha'dan güzel. |
Behlül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çok gülen, çok gülücü. 2. Hayır sahibi, çok iyi adam. 3. Bir İslam sofisi, Behlül-i Dana. Harun er-Reşid'in kardeşinin adı olup, delice hareketleriyle meşhur olmuştur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEHLÜL |
(Ar.) Er. 1. Çok gülen, çok gülücü. 2. Hayır sahibi, çok iyi adam. 3. Bir İslam sofisi, Behlül-i Dana. Harun er-Reşid'in kardeşinin adı olup, delice hareketleriyle meşhur olmuştur. |
Behman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Filan filanca. 2. Fars takviminde 11. ay’a ve her ayın 2. gününe delalet eder. > Kökeni: Farsça |
BEHMAN |
(Fars.) Er. 1. Filan filanca. 2. Fars takviminde 11. ay'a ve her ayın 2. gününe delalet eder. |
Behmar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İbn Sina mektebine mensup ve Arapça telifleri olan filozof. (X-XI. yy.). > Kökeni: Farsça |
BEHMAR |
(Fars.) Er. - Çok ziyade, fazla. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Behmenyar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İbn Sina mektebine mensup ve Arapça telifleri olan filozof. (X-XI. yy.). > Kökeni: Farsça |
BEHMENYAR |
(Fars.) Er. - İbn Sina mektebine mensup ve Arapça telifleri olan filozof. (X-XI. yy.). İbn Sina'nın kitaplarını şerhetmişir. |
Behnan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güleç, güler-yüzlü, iyi huylu ve daima gülen adam. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEHNAN |
(Ar.) Er. - Güleç, güler-yüzlü, iyi huylu ve daima gülen adam. |
Behnane |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güleryüzlü, iyi huylu ve daima gülen kadın. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEHNANE |
(Ar.) Ka. - Güleryüzlü, iyi huylu ve daima gülen kadın. |
Behra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Onun için ondan dolayı. > Kökeni: Farsça |
BEHRA |
(Fars.) Ka. l. Onun için ondan dolayı. 2. Bir Arap kabilesi olup Hunus ovasında yerleşmişlerdir. |
Behram |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Merih yıldızı. > Kökeni: Farsça |
BEHRAM |
(Fars.) Er. 1. Merih yıldızı. 2. Her ayın 20. gönü. 3. Acem pehlivanlarından birinin adı. 4. İran hükümdarlarından birkaçının adı ki en meşhuru yaban eşeği avına pek düşkün olan "Behram Gûr"dür. |
Behramşah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. (bkz. Behram). 2. Gazne sultanı. 3. Kirman Selçukluları hükümdarı. > Kökeni: Farsça |
BEHRAMŞAH |
(Fars.) Er. 1. (bkz. Behram). 2. Gazne sultanı. 3. Kirman Selçukluları hükümdarı.. 4. Eyyubilerin büyük şairi. |
Behrem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Asfur çiçeği kırmızı gül. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEHREM |
(Ar.) Ka. - Asfur çiçeği kırmızı gül. |
Behzad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ressam, minyatürcü. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEHZAD |
(Ar.) Er. - Ressam, minyatürcü. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Behzat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğuştan iyi, soylu kişi > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEKATA |
(Tür.) Er. - İleri gelen, saygın. Soylu, isim yapmış sülaleden. |
BEKBARS |
(Tür.) Er. - (bkz. Bekata). |
BEKDEMİR |
(Tür.) Er. - (bkz. Bekata). |
BEKDİL |
(Tür.) Er. 1. Doğru sözlü, mert. 2. Gönlü zengin. Baygönüllü. |
Bekil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yakışıklı, süslü delikanlı, genç. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEKİL |
(Ar.) Er. - Yakışıklı, süslü delikanlı, genç. |
Bekir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir. 2. Yeni doğmuş. 3. Öncesi, İsmaili zümresine ait büyük bir Arap kabilesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEKİR |
(Ar.) Er. 1. Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir. 2. Yeni doğmuş. 3. Öncesi, İsmaili zümresine ait büyük bir Arap kabilesi. |
Bekriye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Her şeyin evveli, ilk çocuk. 2. Genç ve taze kız. 3. Dişi deve yavrusu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEKRİYE |
(Ar.) Er. 1. Her şeyin evveli, ilk çocuk. 2. Genç ve taze kız. 3. Dişi deve yavrusu. |
BEKSAN |
(Tür.) Er. 1. Tanınmış, ünlü, saygın. 2. Bey ünvanı taşıyan. |
BEKTAŞ |
(Fars.) Er. 1. Akran. 2. Eş, müsavi. - Bektaşi |
BEKTÖRE |
(Tür.) Er. - Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlı. |
Bel'Am |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Terbiyesiz, aç gözlü, pisboğaz, obur. 2. Hz. Musa hakkında İsrailoğullarını kandırarak yalan söyleyip dünya menfaatından ötürü gerçeğe sırtını dönen, bilge olmasına rağmen küfrü tercih edip Hz. Musa'ya beddua etmesiyle tanınmış olan "Bel'am b. Baura" adında İsrail kabilesinden bir zatın adı. Ad olarak konulmaz. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEL'AM |
(Ar.) Er. 1. Terbiyesiz, aç gözlü, pisboğaz, obur. 2. Hz. Musa hakkında İsrailoğullarını kandırarak yalan söyleyip dünya menfaatından ötürü gerçeğe sırtını dönen, bilge olmasına rağmen küfrü tercih edip Hz. Musa'ya beddua etmesiyle tanınmış olan "Bel'am b. Baura" adında İsrail kabilesinden bir zatın adı. İsim olarak konulmaz. |
Belazuri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: II. yy. Arap tarihçilerinin en büyüklerinden. (Ahmet b. Yahya) Belazur usaresi içmiş ve şuurunu kaybederek öldüğü için kendisine bu ad verilmiştir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BELAZURİ |
(Ar.) Er. - II. yy. Arap tarihçilerinin en büyüklerinden. (Ahmet b. Yahya) Belazur usaresi içmiş ve şuurunu kaybederek öldüğü için kendisine bu ad verilmiştir. |
Belçim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çim yaprağı > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BELEK |
(Tür.) Er. 1. Hediye, armağan. 2. Selçukluların Dersim, Gere, Harput ve Halep emiri. |
Belemi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peygamber çiçeği, mavikantaron olarak bilinen çiçek > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Belemir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peygamber Efendimiz’in(S.A.S) en sevdiği çiçek > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BELEN |
(Tür.) 1. Dağ beli, dağın aşılacak yeri, dağlık yer. 2. Akdeniz bölgesinde İskenderun'da Suriye'nin Kuzeye ulaşan büyük yolun Amanos dağlarım aştığı geçit üzerinde bulunan kasaba. - Erkek ve kadın adı ola-rak kullanılır. |
BELGE |
(Tür.) Er. - Bir gerçeğe tanıklık eden şey. |
BELGİN |
(Tür.) Ka. 1. Alamet, nişan, marka. 2. Tam ve kesin olarak belirlenmiş, sarih. |
BELHİ |
(Ur.). - Belh şehrine mensup (Afganistan). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Beliğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Fasih ve düzgün konuşan. 2. Açık, yeterli, tam. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BELİĞ |
(Ar.) Er. 1. Fasih ve düzgün konuşan. 2. Açık, yeterli, tam. |
BELİK |
(Tür.) Ka. - Saç örgüsü. |
BELİN |
(Tür.) Ka. - Gözlerini açıp baka kalmış şaşkın. |
Belkıs |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Müslümanların seba melikesine verdikleri isim. Güneşe tapan bir kavmin kraliçesi iken Hz. Süleyman'a biat ederek kendisiyle evlenmiş ve müslüman olmuştur. Kur'an'da ismi lafzen geçmemiştir. Fakat Hz. Süleymanla arasında geçen olaylar Neml suresinde anlatılır. Kur'an'da bahsedilen kadının o olduğu rivayet edilir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BELKIS |
(Ar.) Ka. - Müslümanların seba melikesine verdikleri isim. - Güneşe tapan bir kavmin kraliçesi iken Hz. Süleyman'a biat ederek kendisiyle evlenmiş ve müslüman olmuştur. Kur'an'da ismi lafzen geçmemiştir. Fakat Hz. Süleymanla arasında geçen olaylar Neml suresinde anlatılır. Kur'an'da bahsedilen kadının o olduğu rivayet edilir. |
BENDE |
(Fars). 1. Bağlanmış kimse, tutsak. 2. Kul, köle. 3. Yürekten bağlı. 4. Büyük aşkla seven. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Bender |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Deniz veya büyük nehir üzerindeki liman. Ticaret limanı. > Kökeni: Farsça |
BENDER |
(Fars.) Er. - Deniz veya büyük nehir üzerindeki liman. Ticaret limanı. |
BENGİ |
(Tür.) Er. - Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedi. |
BENGİALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Bengi). |
BENGİSAN |
(Tür.) Er. - (Bengi). |
BENGİSOY |
(Tür.) Er. - (bkz. Bengi). |
BENGİSU |
(Tür.) Ka. - Ebedilik, ölümsüzlük veren su, Ab-ı hayat. |
BENGÜ |
(Tür.) Ka. - Ebedi, sonu olmayan. |
Benna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yapı yapan, mimar, kalfa, dülger. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BENNA |
(Ar.) Ka. - Yapı yapan, mimar, kalfa, dülger. |
Bera |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Fazilet. 2. Seçkin olma vasfı. 3. Olgunluk. el-Bera' b. Azib Ashabdandır. (Küfe-691). Bedir gazası dışında bütün savaşlara katıldı. Rey ve Kazvin'i fethetti. Kufe'de vefat etti. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BERA |
(Ar.) Er. - 1. Fazilet. 2. Seçkin olma vasfı. 3. Olgunluk. el-Bera' b. Azib |
BERAT |
(Ar.). 1. Resmi belge, imtiyaz belgesi. 2. Osmanlıda bir kimseye verilen nişan, rütbe veya toprak imtiyazını gösterir belge. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Berca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yerinde tam doğru ve münasip > Kökeni: Farsça |
BERCA |
(Fars.). - Yerinde tam doğru ve münasip. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılabilir. |
BERCESTE |
(Fars.) Ka. 1. Seçilmiş, beğenilmiş. 2. Güzel, hoş, latif. |
Bercis |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1."Müşteri" denilen yıldız, Jüpiter gezegeni. 2. Sütü çok olan deve. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BERCİS |
(Ar.) Ka. 1."Müşteri" denilen yıldız, Jüpiter gezegeni. 2. Sütü çok olan deve. |
Berçin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Toplayıcı > Kökeni: Farsça |
BERÇİN |
(Fars.) Ka. - Toplayıcı. |
Bereket |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bolluk. 2. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEREKET |
(Ar.) Ka. 1. Bolluk. 2. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi. |
BEREN |
(Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli, akıllı. |
Berfin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kardan yapılmış. 2. Tertemiz > Kökeni: Farsça |
BERFİN |
(Fars.) Ka. 1. Kardan yapılmış. 2. Tertemiz, kar gibi beyaz. |
BERGİN |
(Tür.) Er. - (bkz. Berkin). |
BERGÜZAR |
(Fars.) Ka. - Hediye, hatıra, andaç. |
Bergüzin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçkin, beğenilmiş, makbul > Kökeni: Farsça |
BERGÜZİN |
(Fars.) Ka. - Seçkin, beğenilmiş makbul. |
Berhuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağarcık, torba, derleme. > Kökeni: Farsça |
BERHUZ |
(Fars.) Er. - Dağarcık, torba. |
Beri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Salim, kurtulmuş. 2. Temiz, Arınmış. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BERİ |
(Ar.) Er. 1. Salim, kurtulmuş. 2. Temiz, Arınmış. |
Beria |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Olgunluk ve güzelliğiyle akranlarından üstün olan sevgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BERİA |
(Ar.) Ka. - Olgunluk ve güzelliğiyle akranlarından üstün olan sevgili. |
Berid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Haberci. 2. Eskiden müslüman devletlerde posta ve haber alma örgütünün adı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BERİD |
(Ar.) Er. 1. Haberci. 2. Eskiden müslüman devletlerde posta ve haber alma örgütünün adı. |
Berika |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şimşek parıltısı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Berikanur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bknz. Berika ve Nur > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Berin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. En yüksek, çok değerli. > Kökeni: Farsça |
BERİN |
(Fars.) Er. 1. En yüksek, çok yüce. 2. Soylu. |
Berire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnam ve ihsan sahibi. Saliha ve vazifesini yapan hanım. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BERİRE |
(Ar.) Ka. - İnam ve ihsan sahibi. Saliha ve vazifesini yapan hanım. |
BERK |
(Tür.) Er. 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. Şiddetli. 3. Hızlı. 4. Orman. 3. Arı, şimşek, yaprak. |
BERK YARUK |
(Tür.) Er. - Selçuklu Sultanı. (Öl. 1104). Melikşah'ın oğlu. |
BERKA |
(Ar.). - Kuzey Afrika'da eski bir şehir. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
Berkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şakıma, parıldama. 2. Kıvırcık tüylü kuzu postu kürkü. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BERKAN |
(Ar.) Er. 1. Şakıma, parıldama. 2. Kıvırcık tüylü kuzu postu kürkü. |
BERKANT |
(Tür.) Er. - Güçlü, bozulmaz, yemin. |
BERKAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Berk). |
BERKE |
(Tür.) Er. 1. Kama. 2. Altınordu hükümdarı. Cengiz Han'ın torunu ve Cuci'nin 3. oğludur. |
BERKEL |
(Tür.) Er. - güçlü el. |
BERKER |
(Tür.) Er. - Güçlü, sağlam kişilikli. |
BERKİ |
(Tür.) Er. - Şimşek gibi parlak. |
BERKİN |
(Tür.) Er. - Sağlam güçlü kuvvetli. |
BERKKAN |
(Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen. |
BERKMAN |
(Tür.) Er. - Güçlü, sağlam, kişilikli. |
BERKSAN |
(Tür.) Er. - Güçlü tanınan kimse. |
BERKSOY |
(Tür.) Er. - (bkz. Berksan). |
BERKSU |
(Tür.) Er. - Soğuk ve keskin su. |
BERKÜN |
(Tür.) Er. - Sağlam, güçlü tanınmış. |
Bermal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağ tepesi, doruk. > Kökeni: Farsça |
BERMAL |
(Fars.) Ka. - Dağ tepesi, doruk. - (bkz. Şahika, zirve). |
Berna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Genç delikanlı, yiğit > Kökeni: Farsça |
BERNA |
(Fars.) - Genç delikanlı, yiğit. - Kadın ve erkek için kullanılır. |
BERRA |
(Ar.). - Doğru sözlü, hayır işleyen kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Berrak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Duru, saf, bulanık olmayan, nurlu. 2. Şimşek, parıltı. 3. Kulağa hoş gelen ses. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BERRAK |
(Ar.) Ka. 1. Duru, saf, bulanık olmayan, nurlu. 2. Şimşek, parıltı. 3. Kulağa hoş gelen ses. |
Berraka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aydınlık görünüşlü güzel kadın. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BERRAKA |
(Ar.) Ka. - Aydınlık görünüşlü güzel kadın. |
Berran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kesen, kesici, keskin > Kökeni: Farsça |
BERRAN |
(Fars.) Ka. - Kesen, kesici, keskin. |
Berre |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir. Biri Cüveyriye, diğeri Zeynep binti Cahş annemizdir. Her ikisinin ilk isimleri "Berre" idi. ayrıca üvey kızının adı da "Berre" iken onu "Zeynep" olarak değiştirmiştir. Berre manası temizleyicidir. Ancak " O kendi nefsini temizler" diyerek kibir ve gurura sebep olmaması için değiştirmiştir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Berrin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüksek, yüce > Kökeni: Farsça |
BERRİN |
(Fars.) Ka. - Yüksek yüce. |
Berşan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ümmet. Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse > Kökeni: Farsça |
BERŞAN |
(Fars.) Ka. - Ümmet. Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse. |
BERŞE |
(Tür.) Ka. - Hep, bütün, çok. |
Berter |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Üstün, yüksek nitelikli, değerli > Kökeni: Farsça |
BERTER |
(Fars.) Er. - Üstün, yüksek nitelikli, değerli. |
Berzali |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ebu'l-Kasım b. Muhammed. Arap tarihçilerinden-dir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BERZALİ |
(Ar.) Er. - Ebu'l-Kasım b. Muhammed. - Arap tarihçilerinden-dir. |
Berzen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yöre, mahalle, yol > Kökeni: Farsça |
BERZEN |
(Fars.). - Yöre, mahalle, yol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BESALET |
(Ar.). - Korkusuzluk, yüreklilik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Besamet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güleryüzlülük, şenlik. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BESAMET |
(Ar.) Ka. - Güleryüzlülük, şenlik. |
Besim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güleryüzlü, güleç adam. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BESİM |
(Ar.) Er. - Güleryüzlü, güleç adam. |
Besime |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Besim). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BESİME |
(Ar.) Ka. - (bkz. Besim). |
Bestami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir Evliya İsmi > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BESTE |
(Fars.) Ka. 1. Kapalı, bağlı, bitiştirilmiş bağlanmış. 2. Müzikte, şarkının makam ve ahengi. |
Beşareddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dinin müjdesi. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEŞAREDDİN |
(Ar.) Er. - Dinin müjdesi. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
Beşaret |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Müjde, muştu, iyi haber. 2. Güler yüzlülük, gülümseme. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEŞARET |
(Ar.) Ka. 1. Müjde, muştu, iyi haber. 2. Güler yüzlülük, gülümseme. |
Beşir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Müjde getiren müjdeci. 2. Güleryüzlü güleç adam. Kur'ani bir kavramdır. İnsanlara Allah'ın emir ve nimetlerini, cennet ve mükafatı haber veren peygamberler ve Kur'an için kullanılmıştır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEŞİR |
(Ar.) Er. 1. Müjde getiren müjdeci. 2. Güleryüzlü güleç adam. Kur'ani bir kavramdır. İnsanlara Allah'ın emir ve nimetlerini, cennet ve mükafatı haber veren peygamberler ve Kur'an için kullanılmıştır. |
Beşire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güleryüzlü, güleç hanım > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEŞİRE |
(Ar.) Ka. 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güleryüzlü, güleç hanım |
Beşuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Okşadıkça süt veren deve. 2. Araplarca çok meşhur ve meş'um bir kadın. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEŞUŞ |
(Ar.) Ka. 1. Okşadıkça süt veren deve. 2. Araplarca çok meşhur ve meş'um bir kadın. |
BETİK |
(Tür.) Er. - Yazılı olan şey, yazılmış yapıt. |
Betil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temiz, iffetli > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BETİM |
(Tür.). 1. Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. 2. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli. |
Betül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bakire. 2. Erkekten çekinen, erkeklere yaklaşmayan namuslu kadın. 3. Ayrı kök salan fidan. 4. Hz. Meryem'in lakabı. 5. Hz. Muhammed (s.a.s)'in kızı Hz. Fatıma'nın lakabı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BETÜL |
(Ar.) Ka. 1. Bakire. 2. Erkekten çekinen, erkeklere yaklaşmayan namuslu kadın. 3. Ayrı kök salan fidan. 4. Hz. Meryem'in lakabı. 5. Hz. Muhammed (s.a.s)'in kızı Hz. Fatıma'nın lakabı. |
Betülay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Betül). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BETÜLAY |
- (bkz. Betül). |
BEYAN |
(Ar.). 1. Bildirme, söyleme, açıklama. 2. Belagat ilimlerinden ikincisi. 3. Belli apaçık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Beyati |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. 2. Türk müziğinin en eski makamlarından olup, hala kullanılmakta olan bir makamdır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEYATİ |
(Ar.) Er. 1. Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. 2. Türk müziğinin en eski makamlarından olup, hala kullanılmakta olan bir makamdır. |
Beyaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ak, en açık renk. 2. Aydınlık. 3. Deri rengine göre bir insan ırkı. 4. Yumurta akı. -Mahalli yerlerde kadın adı olarak kullanılmakladır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEYAZ |
(Ar.) Ka. 1. Ak, en açık renk. 2. Aydınlık. 3. Deri rengine göre bir insan ırkı. 4. Yumurta akı. -Mahalli yerlerde kadın adı olarak kullanılmakladır. |
Beyazıt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ebu Yezid, Yezid'in babası, kısaltılmıştır. Arapça'dan Türkçeleşmiş. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEYAZIT |
(Ar.) Er. - Ebu Yezid, Yezid'in babası, kısaltılmıştır. - Arapça'dan Türkçeleşmiş. |
BEYBARS |
(Tür.) Er. - (bkz. Baybars). |
BEYBOLAT |
(Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü, saygın kimse. |
BEYCAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Beybolat). |
Beyda |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tehlikeli yer. 2. Sahra, çöl. 3. Mekke ile Medine arasında düz bir yer. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEYDA |
(Ar.) Ka. 1. Tehlikeli yer. 2. Sahra, çöl. 3. Mekke ile Medine arasında düz bir yer. |
Beyhak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Horasan'ın Nişabur eyaletinde bir bölge. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEYHAK |
(Ar.) Er. - Horasan'ın Nişabur eyaletinde bir bölge. |
Beyhaki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: el-Beyhaki Arap müellifi olup muhaddis ve Şafii fakihlerindendir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEYHAKİ |
(Ar.) Er. - el-Beyhaki |
BEYHAN |
(Tür.) Ka. - Hükümdarların üstünü. Seçkin han. Beyhan Sultan |
BEYKAL |
(Tür.) Er. - (bkz. Beycan). |
BEYKAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Beycan). |
Beyna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: "iki el arasındaki sevgi" anlamındadır. Kuran’ da yer alan bir kelimedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEYREK |
(Tür.) Er. 1. Çok nazik, efendi, bey. 2. Hüzünlü. |
BEYSAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Beycan). |
BEYSUN |
(Tür.) Ka. - Nazik insan. |
Beytiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eve ait, evle ilgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEYTİYE |
(Ar.) Ka. - Eve ait, evle ilgili. |
BEYTÖRE |
(Tür.) Er. - Baş adet, adetleri yerine getiren. |
Beytullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kabe > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Beyza |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Daha ak, çok beyaz. 2. Günahtan kaçınmış. Günahla kirlenmemiş. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEYZA |
(Ar.) Ka. 1. Daha ak, çok beyaz. 2. Günahtan kaçınmış. Günahla kirlenmemiş. |
BEYZADE |
(Tür.) Er. 1. Beyoğlu. 2. Soylu kimse. - Farsça'dan birleşik isim olarak Türkçeleştirilmiştir. |
Beyzanur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Işık saçan nur > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Beyzavi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Beyzavi (Abdullah b. Ömer). İran'da yaşamış Tefsir ve Kelam alimi. Şafii mezhebindendir. Tefsirin yanında fıkıh usulü, kelam ve irab hakkında eserler vermiştir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BEYZAVİ |
(Ar.) Er. - Beyzavi (Abdullah b. Ömer). İran'da yaşamış Tefsir ve Kelam alimi. Şafii mezhebindendir. Tefsirin yanında fıkıh usulü, kelam ve irab hakkında eserler vermiştir. |
BEZEN |
(Tür.) Ka. - Süs, benek, zinet. |
Bezmi Alem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünya meclisi, sohbet toplantısı. Bezm-i Alem Sultan. Sultan Abdülmecid'in annesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BEZMİ ALEM |
(Ar.) Ka. - Dünya meclisi, sohbet toplantısı. Bezm-i Alem Sultan. Sultan Abdülmecid'in annesi. |
Bican |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cansız, ruhsuz. 2. Canını esirgemeyen, şehit > Kökeni: Farsça |
BİCAN |
(Fars.) Er. 1. Cansız, ruhsuz. 2. Canını esirgemeyen, şehit. |
Bidayet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Başlama, başlangıç. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BİDAYET |
(Ar.) Ka. - Başlama, başlangıç. |
BİDİL |
(Tür.) Er. - Hindistan'da yerleşmiş Farsça yazan büyük Türk şairi. |
BİGE |
(Tür.) Ka. - Evlenmemiş, çouğu olmamış. |
Bihruz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İyi gün, güzel gün. > Kökeni: Farsça |
BİHRUZ |
(Fars.) Ka. - İyi gün, güzel gün anlamında. Bihruze Hatun |
Bihter |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Pek iyi, daha iyi > Kökeni: Farsça |
BİHTER |
(Fars.) Ka. - Pek iyi, daha iyi. |
Bihterin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: En iyi, pek iyi > Kökeni: Farsça |
BİHTERİN |
(Fars.) Ka. - En iyi, pek iyi. |
BİKE |
(Tür.). - Benzersiz, eşsiz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Bilad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şehirler bölge, eyalet, memleket Adlerini ifade için terkiplerde kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BİLAD |
(Ar.) Er. - Şehirler bölge, eyalet, memleket isimlerini ifade için terkiplerde kullanılır. |
Bilal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık. Bilal b. Raba İslamın ilk müezzini, Habeş asıllı olup İslamı köle olarak ilk kabul edenlerden birisidir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BİLAL |
(Ar.) Er. - Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık. Bilal b. Raba |
BİLAN |
(Tür.) Er. - Süslü ve işlemeli kılıç kemeri. |
BİLAY |
(Tür.). - Ay gibi asil ol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Bildar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bel, belleyen, yer kıran. > Kökeni: Farsça |
BİLDAR |
(Fars.) Er. 1. Bel, belleyen, yer kıran, kürek çeken. 2. İstihkam neferi. |
BİLEK |
(Tür.) Er. - Güç, kuvvet. |
BİLEN |
(Tür.) Er. - Bilgili, görgülü, anlayışlı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BİLGE |
(Tür.). - Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
BİLGE HATUN |
(Tür.) Ka. - Kutluk Han'ın annesi. Türk hükümdarı (VIII.yy-). |
BİLGEALP |
- (bkz. Bilge). |
BİLGEHAN |
(Tür.) Er. - Göktürk hakanı (683-734). Babası Kutluğ İlteriş Han'dır. |
BİLGEKAĞAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bilge). Bilge Kağan (683-734). Göktürk hakanı. İkinci Göktürk hanedanlığının kurucusu. |
BİLGEKAN |
(Tür.) Er. - Bilgin soydan gelen. |
BİLGEN |
(Tür.) Ka. - (bkz. Bilge). |
BİLGER |
(Tür.) Er. - Akıllı, bilgili, bilge, bilgin. |
Bilgi sahipleri. Daniş-Merd |
Bilgili, Tanzimattan önce kadıların yanında stajer olarak çalışan kimse. - Danişmend |
BİLGİN |
(Tür.). - Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BİLGİNUR |
(t.f.i.) Ka. - Bilginin ışığı, bilginin aydınlığı. |
BİLGİSER |
(t.f.i.) Ka. - (bkz. Bilginer). |
BİLGİYE |
(Tür.) Ka. - Bilgin hanım.- Yanlış yapılmış isimlerdendir. |
BİLGÜN |
(Tür.) Ka. - (bkz. Bilgin). |
BİLKAN |
(Tür.) Er. - Bilgili. |
Billur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bazı cisimlerin tabi olarak aldıkları geometrik şekil. 2. Duru, berrak, kesme cam, kristal. 3. Necef taşı. (Mec.) Temiz, pırıl pırıl insan. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BİLLUR |
(Ar.) Ka. 1. Bazı cisimlerin tabi olarak aldıkları geometrik şekil. 2. Duru, berrak, kesme cam, kristal. 3. Necef taşı. (Mec.) Temiz, pırıl pırıl insan. |
BİLMEN |
(Tür.) Er. - Bilen, anlayan, bilgili. |
BİLSEN |
(Tür.) Ka. - Kendini bil. |
BİLTAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Bilmen). |
Binali |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ali'nin oğlu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BİNALİ |
(Ar.) Er. - Ali'nin oğlu. |
BİNALP |
(Tür.) Er. - Yiğitler. |
BİNAY |
(Tür.) Ka. - Bin tane ay, çok kuvvetli ışık. |
BİNHAN |
(Tür.) Ka. - Hanların hanı. |
BİNKAN |
(Tür.) Er. - Soylu kanlar. |
BİNNAZ |
(Tür.) Ka. 1. Nazlı. 2. Cilveli. 3. Allah'a yalvaran. |
BİNNUR |
(Tür.) Ka. 1. Nurla özdeşleşmiş. 2. Bin tane nur. |
BİNTUĞ |
(Tür.) Er. - (bkz. Binkan). |
BİRANT |
(Tür.) Er. 1. Özel, tek yemin. 2. Özelliği olan yemin. |
BİRAT |
(Tür.) Er. 1. Asil, soylu, bir aileye mensup. 2. İlk erkek çocuğa verilen isim. |
BİRAY |
(Tür.) Ka. - Ay gibi tek, eşsiz. |
BİRCAN |
(Tür.) Er. - Tek, eşsiz. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BİRCE |
(Tür.) Ka. - Tek, eşsiz, biricik. |
Bircis |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gezegen, Jüpiter, müşteri yıldızı, bercis. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BİRCİS |
(Ar.) Ka. - Gezegen, Jüpiter, müşteri yıldızı, bercis. |
BİRDAL |
(Tür.) Er. - Bir tane, tek dal. |
BİRGE |
(Tür.) Er. 1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber. |
BİRGİ |
(Tür.) Ka. - Batı Anadolu'da İzmir ilinin Ödemiş ilçesinin merkezi, Bozdağ eteklerinde kurulmuştur. |
BİRGİT |
(Tür.) Er. - Birleşik, birleşmiş, birlik almış. |
BİRGİVİ |
(Tür.) Er. - Birgivi |
BİRGÜL |
(Tür.) Ka. - Bir tane, tek gül. Kıymetli gül. |
BİRHAN |
(Tür.) Er. - Tek yönetici. |
BİRİM |
(Fars.) Ka. - Bir tanem, biriciğim. |
BİRKAN |
(Tür.) Er. - Soylu. |
BİRKE |
(Ar.). 1. Büyük havuz. 2. Gölcük. 3. Göğüs. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BİRMA |
(Hint.). - Çin Hindi'nde bir yer. Birmanya diye de tanınır. Birmanya müslümanları ülkelerinin % 30'una ulaşmışlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BİRMEN |
(Tür.) Er. - Tek olan, benzeri olmayan kimse. |
BİROL |
(Tür.) Er. - Tek ad, bir ol. |
BİRSEN |
(Tür.) Ka. - Sadece sen, tek sen. |
BİRSEV |
(Tür.) Ka. - Tek sevgili. |
Birsin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yonca. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BİRSİN |
(Ar.) Ka. - Yonca. |
BİRTAN |
(Tür.) Er. - Bir tane, tek. |
Birun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dışarı. 2. Dış harici. > Kökeni: Farsça |
BİRUN |
(Fars.) Er. 1. Dışarı. 2. Dış harici. 3. Osmanlı Devleti'nde saray dışında vazifeli memurlar. |
Birûnî |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Reyhan Muhammed Biruni'nin adından. > Kökeni: Farsça |
BİRÛNÎ |
(Fars.) Er. - Reyhan Muhammed b. Ahmed el-Biruni |
Bistami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Bistem). – bayezid > Kökeni: Farsça |
Bistami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Bistem). – bayezid > Kökeni: Farsça |
BİSTAMİ |
(Fars.) Er. - (bkz. Bistem). - Bayezid Bistami |
Bistem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Horasan eyaletinde El-Bürz eleklerinde bir şehir. Hüsrev 2. Pervizin dayısı Bistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslanyla ünlüdür > Kökeni: Farsça |
BİSTEM |
(Fars.) Er. - Horasan eyaletinde El-Bürz eleklerinde bir şehir. Hüsrev 2. Pervizin dayısı Bistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslanyla ünlüdür. |
Bişar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Esir tutsak. 2. Altın, gümüş. > Kökeni: Farsça |
BİŞAR |
(Fars.) Er. 1. Esir tutsak. 2. Altın, gümüş kakmalı işlemeler. 3. Saçılan şey, saç. 4. Güçsüz, dermansız. |
Bişr |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güler yüzlü kişi, güleç, sevimli. Bişr b. Bera' Sahabedendir. Babası Bera' b. Marun Akabe beyatına katılanlardandı. Bişr, iyi bir savaşçı ve okçuydu. Yahudi bir kadının verdiği zehirli eti yiyince zehirlenerek şehid oldu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BİŞR |
(Ar.) Er. - Güler yüzlü kişi, güleç, sevimli. Bişr b. Bera' |
BİTENGÜL |
(Tür.) Ka. - Güllerin bitmesi. |
BOĞAÇ |
(Tür.) Er. - Küçük yaşta boğa öldürdüğü için kendisine bu ad verilen, Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Dirse Han'ın oğlu. |
BOĞAÇHAN |
- (bkz. Boğaç). |
BOĞATAŞ |
(Tür.) Er. - Ünlü Türk beylerinden biri. |
BOLGAN |
(Tür.) Er. - Eski Türk adlarından. |
BOLHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bolgan). |
BORA |
(İtal.) Er. - Araziden çıkan şiddetli rüzgar. |
BORAN |
(Tür.) Er. - Rüzgar, şimşek, gökgürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim hadisesi. Boran Hatun |
BORANALP |
- (bkz. Boran). |
BORATAY |
- (bkz. Boran). |
Botan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Botan Dicle Nehri’nin bir koludur. İsmini geçmişteki Botan (Kentrites) Krallığı’ndan alır. Sokrates’in öğrencisi Ksenephon M.Ö 400 yılında yazdığı Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı kitabında nehirden oldukça fazla bahsetmiştir. > Kökeni: Farsça |
BOYLA BAĞA TARKAN |
(Tür.) Er. - Anlamı iyice bilinmemekle birlikte. Orhun yazıtlarında vezir Tonyukuk'a verilen unvan olarak geçer. |
BOYLAN |
(Tür.) Er. - Kibirli, mağrur. |
BOYRAZ |
(Tür.) Er. - Kuzey rüzgarı. |
BOYSAN |
(Tür.) Er. - Uzun boylu, yakışıklı delikanlı. |
BOYSEL |
(Tür.). - Uzun boylu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BOZAN |
(Tür.) Er. - Büyük Selçuklu Emiri. Selçuklu Sultanı Melikşah'a büyük yardımları dokundu. Kazanılan birçok zaferde etkin rol oynadı. |
BOZBEY |
(Tür.) Er. - Kır beyi, gri. |
BOZBORA |
(Tür.) Er. - Fırtına. |
BOZDOĞAN |
(Tür.) Er. - Bir şahin türü. |
BOZER |
(Tür.) Er. - Beyaz tenli. |
BOZKAYA |
(Tür.) Er. - (bkz. Bozer). |
BOZKURT |
(Tür.) Er. - Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan. |
BOZUN |
(Tür.) Er. 1. Büyük Selçuklu emirinin adı. 2. Sürülmemiş tarla. |
BOZYEL |
(Tür.) Er. - Yağmur getiren lodos rüzgarı. |
BOZYİĞİT |
(Tür.) Er. - (bkz. Bozer). |
BÖKE |
(Tür.) Er. 1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur efe. 4. Güreşçi, pehlivan. |
BÖRÇETİN |
(Tür.) Er. - Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon'dan kurtaran demircinin adı. |
BÖRİTİGİN |
(Tür.) Er. - Karahanlı hükümdarı. Maveraünnehir'e hakim oldu. Bastırdığı paralarda İbrahim b. Nasr adıyla anılır (XI. yy.). |
BUDAK |
(Tür.) Er. 1. Ağacın dal olacak sürgünü. 2. Dal. 3. Dalın göv¬de içindeki sert bölümü. |
BUDUN |
(Tür.) Er. - Halk, kavim, ahali. |
BUDUNALP |
- (bkz. Budun). |
Buğra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Büyük deve. > Kökeni: Farsça |
BUĞRA |
(Fars.) Er. 1. Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. 2. Turna kuşu, turna sürüsünün önünde uçan turna horozu. 3. Harizm hükümdarlarından birinin lakabı. |
BUĞRAHAN |
(f.t.i.) Er. 1. X. yy.'ın başlarında Orta Asya'daki yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletinin Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen ünvan. 2. İliğ ve Karahanlı sülalesinden birçok hükümdarların unvanıdır. - Tarık Buğra, Saltuk Buğra. |
Buhayra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Küçük deniz. 2. Mısır'ın kuzeybatısında bir şehir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BUHAYRA |
(Ar.) Ka. 1. Küçük deniz. 2. Mısır'ın kuzeybatısında bir şehir. |
Buhri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BUHRİ |
(Ar.) Er. 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait. |
BUHTAN |
(Ar.). - Yalan, iftira. - İsim olarak kullanılmaz. |
BUKA |
(Ar.). - 1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Buka Han |
BUKET |
(Fars.) Ka. - Çiçek demeti. |
Bukle |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvrılmış, küçülmüş. > Kökeni: Farsça |
BUKLE |
(Fars.) Ka. - Kıvrılmış, küçük lüle şeklinde saç. |
BULAK |
(Tür.) Er. - Kaynak, pınar, çeşme. |
BULGAR |
(Tür.) Er. - Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse. |
BULUT |
(Tür.). - Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BUMİN |
(Tür.) Er. - Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552). Avarlarla arası açılınca, savaşarak onları çökertti ve merkezi Ötüken olmak üzere Göktürk devletini kurdu (552). Aynı yıl öldü. |
BUMİNHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Bumin). |
Burak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. Hz. Muhammedin Mirac’daki bineği. Kur’an’da böyle bir Ad geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis (Öl. 1499). Osmanlı denizcilerinden. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BURAK |
(Ar.) Er. - Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. - Hz. Muhammedin Mirac'daki bineği. Kur'an'da böyle bir isim geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis |
BURCU |
(Tür.) Ka. - Güzel koku. |
Burç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştınlmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri. 5. Tek hisar. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BURÇ |
(Ar.) Er. 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştınlmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri. 5. Tek hisar. |
BURÇAK |
(Tür.). - Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BURÇHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Burç). |
BURÇİN |
(Tür.) Ka. - Dişi geyik. |
Burhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BURHAN |
(Ar.) Er. 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık. |
Burhaneddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari'dir. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BURHANEDDİN |
(Ar.) Er. - Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari'dir. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Burhanettin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dinin kanıtı, dinin delili, ispatı > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Burkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yanardağ, volkan. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BURKAN |
(Tür.). - Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. - İsim olarak kullanılmaz. |
BURKAN |
(Ar.) Er. - Yanardağ, volkan. |
BURKHAN |
(Tür.). - Put, heykel, Buda heykeli. - İsim olarak kullanılması yanlıştır. |
Buse |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öpüşmek, öpmek, öpücük. > Kökeni: Farsça |
BUSE |
(Fars.) Ka. - Öpüşmek, öpmek. - İslâmî ahlâka aykırı olduğu için isim olarak kullanılmaz. |
BUYAN |
(Tür.). 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
BUYRUK |
(Tür.) Er. 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. 2. Egemen. 3. Emir. 4. Kendi başına hareket eden. |
BUYRUKALP |
- (bkz. Buyruk). |
BÜKLÜM |
(Tür.) Ka. - Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka. |
Bülbül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun Bayezid II.'in eşi. (Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed'in annesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BÜLBÜL |
(Ar.) Ka. 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun |
Bülent |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüce yüksek, ala, ulu > Kökeni: Farsça |
BÜLENT |
(Fars.) Er. - Yüce yüksek, ala, ulu. |
Bünyamin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yakub peygamberin en küçük oğlu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
BÜNYAMİN |
(Ar.) Er. - Yakub peygamberin en küçük oğlu. |
Bürde |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbise. 2. Ka'b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside "Kaside-i bürde" olarak tanınır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BÜRDE |
(Ar.) Ka. 1. Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbise. 2. Ka'b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside "Kaside-i bürde" olarak tanınır. |
BÜRGE |
(Tür.). - Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Bürke |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Martı. 2. Havuz, gölcük. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BÜRKE |
(Ar.) Ka. 1. Martı. 2. Havuz, gölcük. |
Büşra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Müjde, sevinçli haber. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BÜŞRA |
(Ar.) Ka. - Müjde, sevinçli haber. |
Büşranur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büşra ve Nur kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
BÜTE |
(Tür.) Ka. - Fidan. |
Büteyra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güneş. 2. Sabah. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |