K Harfiyle Başlayan İsimler, Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, Türkçe İsimler, Türkçe Adlar ve Anlamları
K Harfiyle Başlayan İsimler, Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, Türkçe İsimler, Türkçe Adlar ve Anlamları

K Harfiyle Başlayan İsimler, Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları
K Harfiyle Başlayan İsimler, Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, Türkçe İsimler, Türkçe Adlar ve Anlamları
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Kaan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kağan) Kağan sözcüğünün Moğol ağzındaki söylenişi > Kökeni: Türkçe |
Kaba |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyük, iri, şişkin > Kökeni: Türkçe |
Kabak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kapalı, kabuklu 2. Kabarık > Kökeni: Türkçe |
Kabal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kapalı, zindan, mahpus > Kökeni: Türkçe |
Kabamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kapalı, güçlü, mahfuz > Kökeni: Türkçe |
Kaban |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kapan, kapıcı 2. Kabarık, asi, isyankar 3. Dik yokuş > Kökeni: Türkçe |
Kabar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kabarık, asi, kabadayı 2. Kapan > Kökeni: Türkçe |
Kabartu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şişik, kabarık, kabarcık > Kökeni: Türkçe |
Kabış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kavuş, kavuşma, birleşme, toplanma > Kökeni: Türkçe |
Kacır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaçır, kaçırıcı, korkutucu, ürkütücü > Kökeni: Türkçe |
Kaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kaçı, kaş) Kaçan, koşan > Kökeni: Türkçe |
Kaçağlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaçaklı, kaçıcı, koşucu > Kökeni: Türkçe |
Kaçan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koşan, kaçan 2. Vakit, saat, vade > Kökeni: Türkçe |
Kaçgar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Koçgar, kaşgar) 1. Koç gibi, koç yiğit 2. Koç başı > Kökeni: Türkçe |
Kaçır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaçıran, kaçırtıcı > Kökeni: Türkçe |
Kaçıra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kaçır) 1. Kaçıran, ürküten 2. Çalışkan, aktif > Kökeni: Türkçe |
Kaçmas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kaçmaz, ürkmez, korkmaz 2. Evcil, munis > Kökeni: Türkçe |
Kaçut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Savaş, dövüş 2. Kısa mızrak, kargı > Kökeni: Türkçe |
Kadagan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buyruk, ser, emir, komut > Kökeni: Türkçe |
Kadak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Katak, Katık) 1. Katı, sert 2. Mıh, çivi 3. Armağan, hediye > Kökeni: Türkçe |
Kadaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arkadaş, yaren, yakın > Kökeni: Türkçe |
Kadır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Katır) Güçlü, dayanıklı, metin, inatçı > Kökeni: Türkçe |
Kadırca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katır gibi > Kökeni: Türkçe |
Kagı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (KAKI) Öfke, şiddet > Kökeni: Türkçe |
Kagır (Kağar) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Elçi Tanrısı Ülgen ve Erlik arasında elçilik yapar > Kökeni: Türkçe |
Kağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İmparator, hanların hanı > Kökeni: Türkçe |
Kağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Türk Devleti hükümdarı > Kökeni: Türkçe |
Kağanlı (g) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İmparatorluk, imparatorluğa mensup olma > Kökeni: Türkçe |
Kağba |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koruyucu, muhafız > Kökeni: Türkçe |
Kakığan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öfkeli, gözü kara > Kökeni: Türkçe |
Kakınç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kılıç ve kargı hamlesi 2. İhtar, ikaz 3. Hiddet, öfke > Kökeni: Türkçe |
Kakız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gözü pek, hiddetli > Kökeni: Türkçe |
Kakşa |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seri, aceleci, hızlı > Kökeni: Türkçe |
Kakumaklu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gazaplı, şiddetli > Kökeni: Türkçe |
Kal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ulu, saygıdeğer, hatırı sayılır > Kökeni: Türkçe |
Kalaba |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ulu, saygıdeğer 2. Sayıca çok, kalabalık, bolluk > Kökeni: Türkçe |
Kalaklı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ulu, yüksekte > Kökeni: Türkçe |
Kalança |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakiye, arta kalan, artık > Kökeni: Türkçe |
Kalçav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şakacı, nüktedan > Kökeni: Türkçe |
Kaldun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kalan, artan, bakiye KALGAN > Kökeni: Türkçe |
Kalgay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Veliaht, şehzade > Kökeni: Türkçe |
Kalın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sert, dayanıklı 2. Mal, servet, varlık 3. Çeyiz 4. Yararlılık, fayda > Kökeni: Türkçe |
Kalıngu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kalın) Kalıng, güçlü, dayanıklı > Kökeni: Türkçe |
Kalısız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şüphesiz, kararlı > Kökeni: Türkçe |
Kalmuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güç gösterisi, güçlülük, kabadayılık > Kökeni: Türkçe |
Kam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kamcı (Şamanist) gelenekte, ulu kişi (Hekimlik, filozofluk, büyücülük, duacılık dahil olmak üzere, oba ya da oymakların, her türlü sorunuyla ilgilenen kişi) > Kökeni: Türkçe |
Kamalag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sedir ağacı > Kökeni: Türkçe |
Kaman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kuman, kumanlı 2. Gözü kara, cesur, aman vermeyen > Kökeni: Türkçe |
Kamaşıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Melez, karışmış > Kökeni: Türkçe |
Kamaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarsıcı, sallayıcı, ürkütücü > Kökeni: Türkçe |
Kamçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kırbaç > Kökeni: Türkçe |
Kamdu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Para yerine geçen eşya, emanet > Kökeni: Türkçe |
Kamşat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şaşırtıcı, ürkütücü > Kökeni: Türkçe |
Kamu (ğ) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bütün, tam, hep 2. Halk, ahali 3. Destek, dayanışma > Kökeni: Türkçe |
Kan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soy, sop, kaynak, can, canlılık, soyluluk 2. Damarlardaki sıvı 3. Kağan, han > Kökeni: Türkçe |
Kanat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tüy, telek 2. Taraf, yön, cenah > Kökeni: Türkçe |
Kancı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kan güden soylu 2. Kanıcı, kanmış, inanıcı > Kökeni: Türkçe |
Kandı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnançlı, kanık > Kökeni: Türkçe |
Kanduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kanduk) Kandı, kanık > Kökeni: Türkçe |
Kandukyurt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kanduk+yurt gurbet > Kökeni: Türkçe |
Kang |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kang, kan) Kan, soy, ata > Kökeni: Türkçe |
Kangsık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kardeş gibi.kardeş yakınlığında 2. Üvey kardeş > Kökeni: Türkçe |
Kanığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kanmış, kanık 2. Sevinç, neşe > Kökeni: Türkçe |
Kanık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kanma, inanma, kabul, ermek 2. Sevinç, neşe > Kökeni: Türkçe |
Kanış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kandırış, cilve, işve > Kökeni: Türkçe |
Kanıtgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şevk veren, kan kaynatan > Kökeni: Türkçe |
Kank |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kan, soy 2. Ata, baba > Kökeni: Türkçe |
Kanklı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soylu, soyu sopu belli, kanlı > Kökeni: Türkçe |
Kanlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soylu > Kökeni: Türkçe |
Kantık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kandırıcı, işveli 2. Uzakta, gurbette olan > Kökeni: Türkçe |
Kanyumaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kan+Yumaz (Yumak, yıkamak.dan) > Kökeni: Türkçe |
Kapalan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaplan > Kökeni: Türkçe |
Kapar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Akıl, can, ruh 2. Kalkan, zırh 3. Kapan, tuzak > Kökeni: Türkçe |
Kapgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kanlı, soylu 2. Kalkan, zırh 3. Algan, fatih 4. Kaplan 5. Kapan, tuzak > Kökeni: Türkçe |
Kapgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Algan, fatih. Kanlı, soylu. Göktürk kağanlarından > Kökeni: Türkçe |
Kapgışay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saf, sade, halis > Kökeni: Türkçe |
Kapkır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hassas, imtizaçlı > Kökeni: Türkçe |
Kaplan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvan > Kökeni: Türkçe |
Kaplan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yırtıcı bir hayvan > Kökeni: Türkçe |
Kapurtu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kabartı, kabarık, kabadayı > Kökeni: Türkçe |
Kar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kar tanesi > Kökeni: Türkçe |
Kara |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Siyah renk, akın karşıtıdır ancak bu sözcük Türkçe ad ve sıfatlar arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü birçok mecaz anlamı içinde barındırması ilgi çekicidir. > Kökeni: Türkçe |
Karaalmaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+almaz. Namuslu > Kökeni: Türkçe |
Karabaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Baş 1. Evlatlık 2. Kul, köle > Kökeni: Türkçe |
Karabatak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Batak. Bir deniz kuşu > Kökeni: Türkçe |
Karaca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Karaya çalan, esmer 2. Gözü kara, cesur, şiddetli 3. Bir ceylan türü 4. halktan soylu olmayan > Kökeni: Türkçe |
Karaca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Esmer, yağız, karaşın. Bir ceylan türü > Kökeni: Türkçe |
Karacık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Esmer, kar tenli 2. Gözbebeği > Kökeni: Türkçe |
Karaçıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kumral, karaya çalan KARAGA > Kökeni: Türkçe |
Karağlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaslı, matemli 2. Bakışları etkileyici > Kökeni: Türkçe |
Karahan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+han 1. Türk mitolojisinde “Tanrılar Tanrısı”2. devletlerinde, soylu olmayıp kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kişilerin takındığı unvanlardan > Kökeni: Türkçe |
Karahan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soylu olmayıp devlet kurmuş yönetmiş kişi > Kökeni: Türkçe |
Karak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kara+Ak 2. Gözbebeği 3. Bakış, nazar > Kökeni: Türkçe |
Karakçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gözlemci, bakıcı 2. Karakeçi > Kökeni: Türkçe |
Karakçı Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cehennem Tanrısı Matman Karakçı olarak anılır > Kökeni: Türkçe |
Karakırk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Kırk (.Kırk sayısı da, üç ve dokuz gibi, Türklerin uğurlu sayılarındandır.) > Kökeni: Türkçe |
Karakıtay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Kıtay (Çinliye benzeyen, Çinlilerle kanı karışıp, melez olmuş) > Kökeni: Türkçe |
Karakol |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kara el 2. Gözetleme yeri, gözetim alanı > Kökeni: Türkçe |
Karakuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+kuş (mizan yıldızı) > Kökeni: Türkçe |
Karaküne |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara gün > Kökeni: Türkçe |
Karal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Vade, müddet > Kökeni: Türkçe |
Karaman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kara tenli 2. Yiğit, gözü kara > Kökeni: Türkçe |
Karamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakmış, görmüş, açıkgöz > Kökeni: Türkçe |
Karançı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakıcı, gözlemci > Kökeni: Türkçe |
Karaotağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+otağ Eski dönem, toy ve şölenlerde, çocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribün, oğlu olanlar, ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi.) > Kökeni: Türkçe |
Karaozan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+ozan (halk ozanı) > Kökeni: Türkçe |
Karasagu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağıt, mersiye > Kökeni: Türkçe |
Karasüyük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Süyük (kemik) (avam, halktan) > Kökeni: Türkçe |
Karaşaman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+şaman Kamcı (Şamanist) gelenekte, kötü ruhlarla uğraşan şamanlar > Kökeni: Türkçe |
Karaşın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Esmer, karaya çalan > Kökeni: Türkçe |
Karaul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakış, gözlem yeri (Karakol sözcüğü buradan gelir) > Kökeni: Türkçe |
Karaürek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Yürek Cesur, korkusuz > Kökeni: Türkçe |
Karav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakış, nazar, bakan > Kökeni: Türkçe |
Karavul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Karaul) 1. Gözcü, keşif kolu 2. Muhafız > Kökeni: Türkçe |
Karay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yardımcı, yararlı, yardımsever > Kökeni: Türkçe |
Karayış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakış, bakan > Kökeni: Türkçe |
Karayir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kara+Yer (kara toprak) > Kökeni: Türkçe |
Karçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Pençe 2. Büst, yarım heykel > Kökeni: Türkçe |
Karçıga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir şahin türü > Kökeni: Türkçe |
Kardaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kardeş, kardeş yakınlığı > Kökeni: Türkçe |
Kardelen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kışın açak bir çiçek > Kökeni: Türkçe |
Kargı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mızrak > Kökeni: Türkçe |
Kargın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Meşbu > Kökeni: Türkçe |
Karguy |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir atmaca türü 2. Gözetleme kulesi, dağ başlarına yapılan yüksek yapı > Kökeni: Türkçe |
Karık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karışık, melez > Kökeni: Türkçe |
Karıksız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saf, temiz, karışık olmayan > Kökeni: Türkçe |
Karımış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karışık, karışmış > Kökeni: Türkçe |
Karınçık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakış, nazar, göz kaçamağı > Kökeni: Türkçe |
Karındaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kardeş, kardeşlik 2. Kız kardeş, bacı (Kazak ve Kırgızlarda) > Kökeni: Türkçe |
Karlıgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karlar eriyince açan bir dağ çiçeği > Kökeni: Türkçe |
Karlık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karlı arazi, karlı dağ > Kökeni: Türkçe |
Karlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karlı, kar almış > Kökeni: Türkçe |
Karlugaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kar çiçeği > Kökeni: Türkçe |
Karluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eski bir Türk boyu > Kökeni: Türkçe |
Karmas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karıştırmaz (Soyunu, neslini) > Kökeni: Türkçe |
Karşı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karşıt, zıt > Kökeni: Türkçe |
Karşıt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karşı Türk mitolojisinde, Ülgen’in yedi oğlundan biri ve temizlik Tanrısı > Kökeni: Türkçe |
Kartal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İri kanatlı avcı kuş (Karatal) > Kökeni: Türkçe |
Kartal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yırtıcı bir kuş > Kökeni: Türkçe |
Karuç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Karış, karışık 2. Kara uç > Kökeni: Türkçe |
Karyağdı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kar+Yağdı (.Doğumu, kar yağdığı sırada olan) > Kökeni: Türkçe |
Kasar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Keser 2. Kasıntı, afili 3. Fırtına > Kökeni: Türkçe |
Kasmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Afili, fiyakalı, kasıntı > Kökeni: Türkçe |
Kaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaş, korkusuzluk, cesaret > Kökeni: Türkçe |
Kaşgar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cesur, üstün vasıflı > Kökeni: Türkçe |
Kaşgar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cesur, üstün nitelikli > Kökeni: Türkçe |
Kaşka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yiğitlik, mertlik 2. Üstün vasıflılık 3. Dayanıklılık, metanet > Kökeni: Türkçe |
Kaşuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayanıklı, metin > Kökeni: Türkçe |
Katak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katı, sert > Kökeni: Türkçe |
Katan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sert, katı 2. Saplayan, (Kargı, ok) 3. Ekleyen, artıran > Kökeni: Türkçe |
Katgı (katkı) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Katı, sert, haşin 2. Yarar, yararlılık 3. Neşe, şenlik > Kökeni: Türkçe |
Katgıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katı, sert, dayanıklı, haşin > Kökeni: Türkçe |
Katı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sert, dayanıklı, haşin, güvenli, adamakıllı, etraf > Kökeni: Türkçe |
Katıgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çalışkan, gayretli, azimli KATIĞDI > Kökeni: Türkçe |
Katık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Katı, sert, güçlük, şiddet 2. Katılan, katılım 3. Ekmek, yemek > Kökeni: Türkçe |
Katılgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayanıklı, metin, sert > Kökeni: Türkçe |
Katılık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlük, sertlik, dayanıklılık, haşinlik > Kökeni: Türkçe |
Katırak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katıca, haşince > Kökeni: Türkçe |
Katıyel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katı+Yel (Kuru rüzgar) > Kökeni: Türkçe |
Katız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ağaç kabuğu 2. Tarçın > Kökeni: Türkçe |
Katlav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zırh, siper > Kökeni: Türkçe |
Katlıcak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katıca, sertçe, şiddetli > Kökeni: Türkçe |
Katlıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katılık, sertlik > Kökeni: Türkçe |
Katmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Saplamış 2. Katılaşmış 3. Eklemiş > Kökeni: Türkçe |
Katun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Hatun) İmparatoriçe, Kağan eşlerine verilen bir unvan. (Kadın sözcüğü buradan gelir) > Kökeni: Türkçe |
Kavan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kovucu, defedici > Kökeni: Türkçe |
Kavçın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Konuk, kısa süreli misafir > Kökeni: Türkçe |
Kavşıt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kavuşma, vuslat, kavuşulan yer > Kökeni: Türkçe |
Kavurt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kurt 2. Haşmet, ihtişam 3. Dayanıklılık, kalıcılık > Kökeni: Türkçe |
Kavuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Menzil, kavuşulacak yer 2. Buluşma, buluşma yeri > Kökeni: Türkçe |
Kay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tipi, kar fırtınası 2. Masal, hikaye > Kökeni: Türkçe |
Kaya |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taş bloğu 1. Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2. İhsan, inayet > Kökeni: Türkçe |
Kaya |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sert ve büyük taş > Kökeni: Türkçe |
Kayadan (Keyden) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuvvet Tanrısı Kuvveti sembolize eder > Kökeni: Türkçe |
Kayahan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaya gibi sert kağan > Kökeni: Türkçe |
Kayak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kayık, sandal > Kökeni: Türkçe |
Kayalak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kayık, sandal 2. Kaya, kayalık > Kökeni: Türkçe |
Kayan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çığ, çığ kümesi 2. Sel, sel suyu > Kökeni: Türkçe |
Kayar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sel, sel suyu 2. Gurur, onur > Kökeni: Türkçe |
Kayaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hısım, akraba, kavim kardeş > Kökeni: Türkçe |
Kayçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Masalcı, destancı > Kökeni: Türkçe |
Kaydu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Katı, sert, şiddetli 2. Kaygı, hüzün 3. Sel, sel suyu > Kökeni: Türkçe |
Kaygaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kayık, sandal > Kökeni: Türkçe |
Kaygaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mucize, olağanüstülük > Kökeni: Türkçe |
Kaygın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Üzgün, kaygılı 2. İsyankar, isyan halinde > Kökeni: Türkçe |
Kaygu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaygı, endişe, titizlik > Kökeni: Türkçe |
Kaygulu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaygılı, mahzun > Kökeni: Türkçe |
Kaygun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mahzun, üzgün, müteessir > Kökeni: Türkçe |
Kaygusuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Vurdumduymaz, gailesiz, umursamaz > Kökeni: Türkçe |
Kayhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sert, güçlü sesli okuyucu > Kökeni: Türkçe |
Kayı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sel 2. Kar fırtınası 3. Muhkem, iyi korunan > Kökeni: Türkçe |
Kayır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kayırma, hamilik, destek 2. Heybet, gösteriş 3. Azim, kararlılık > Kökeni: Türkçe |
Kayırgaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Deste, demet 2. Kayırıcı, koruyucu > Kökeni: Türkçe |
Kayırmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kayıran, kayırıcı, destekçi > Kökeni: Türkçe |
Kayırnar (Kaynar) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güneş Tanrısı Güneşin ışıklarının çoğalmasını sağlar > Kökeni: Türkçe |
Kayırşı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İçli, merhametli 2. Karşı, muhalif, hizip > Kökeni: Türkçe |
Kayıtgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dik başlı, boyun eğmeyen > Kökeni: Türkçe |
Kayıtmas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adil, adaletli > Kökeni: Türkçe |
Kaymas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adaletli, düzenli > Kökeni: Türkçe |
Kaynak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kanak) soylu > Kökeni: Türkçe |
Kaynak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Pınar, göze > Kökeni: Türkçe |
Kaynar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Pınar, göze 2. Ateşli, kızgın > Kökeni: Türkçe |
Kaynarca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kaynak, pınar, menbaa 2. Ilıca, banyo > Kökeni: Türkçe |
Kayra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yardım, inayet > Kökeni: Türkçe |
Kayra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İyilik, yardım > Kökeni: Türkçe |
Kayral |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yardım, destek > Kökeni: Türkçe |
Kayraldığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Destekli, torpilli 2. Eli açık, cömert > Kökeni: Türkçe |
Kayrım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arka, destek, inayet > Kökeni: Türkçe |
Kayru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Geri, arka, destek > Kökeni: Türkçe |
Kaytag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aldatıcı, adaletsiz, hilebaz > Kökeni: Türkçe |
Kaytbay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adil, adaletli, hakkaniyetli > Kökeni: Türkçe |
Kaytmaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adil > Kökeni: Türkçe |
Kaytun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yardımsever > Kökeni: Türkçe |
Kayurtar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurtarıcı, yardımsever > Kökeni: Türkçe |
Kazak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Merkezden uzak kalan 2. Otoriteye bağlı olmayan, başına buyruk 3. Gezgin > Kökeni: Türkçe |
Kazan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kazanç, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2. Kızan, kızgın > Kökeni: Türkçe |
Kazancuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kazanç, kar, getiri 2. Yemek kazanı, tencere > Kökeni: Türkçe |
Kazanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gelir, kar, artı değer, getiri > Kökeni: Türkçe |
Kazgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kazan, kazanç > Kökeni: Türkçe |
Kazılık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kazık 2. Kazma aleti 3. Kızgın, celalli > Kökeni: Türkçe |
Kazırgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kamcı (Şamanist) gelenekte, kötü ruhların, doğruluğa gelmesi için, geçici bir süre için kaldığı ateş çukuru. Bir nevi cehennem > Kökeni: Türkçe |
Kazu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nimet, kazanç > Kökeni: Türkçe |
Kazuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kozu, Kazık) 1. Kazma 2. Kazık, sırık > Kökeni: Türkçe |
Kebek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kabuk, ağaç kabuğu > Kökeni: Türkçe |
Kebenç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İtimat, güven, hoşnutluk > Kökeni: Türkçe |
Kebençü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hoşnut, bahtiyar > Kökeni: Türkçe |
Keçig |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Geçit, köprü 2. Mutlu, sevinçli KEÇİKLİĞ > Kökeni: Türkçe |
Keçir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağışlayıcı, affedici > Kökeni: Türkçe |
Keçürgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağışlayıcı, affedici > Kökeni: Türkçe |
Kedimlig |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Zırh, demir ağ 2. Giyimlik, giysi > Kökeni: Türkçe |
Kekmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Olgun, ergin, ermiş > Kökeni: Türkçe |
Keleş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Alımlı, yakışıklı, cıvan > Kökeni: Türkçe |
Keleş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yakışıklı > Kökeni: Türkçe |
Kelezti |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hayal, serap > Kökeni: Türkçe |
Kelgin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gelgin, suyu kabaran ırmak > Kökeni: Türkçe |
Keliştü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Olgunluk, gelişim, suhulet > Kökeni: Türkçe |
Kelteçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gelici, gelecek olan, halef > Kökeni: Türkçe |
Kemeç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Asker, askeri görevli > Kökeni: Türkçe |
Kemisken Hanım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göl Tanrıçası Göllerin koruyuculuğunu yapar > Kökeni: Türkçe |
Kençek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Gençik, genç) > Kökeni: Türkçe |
Kençliyü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Oğuz beylerinin, özellikle güz kurultaylarından sonraki toy ve şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük sofra. Yağma sofrası. > Kökeni: Türkçe |
Kendil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gönül, gönüllü, temiz yürekli > Kökeni: Türkçe |
Kendüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nefs, can, ruh > Kökeni: Türkçe |
Keneş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İstişare, müşavere > Kökeni: Türkçe |
Kengeşlü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Danışık, anlaşık, dayanışmalı > Kökeni: Türkçe |
Keni |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kuni) Adaletli, adil, dengeli > Kökeni: Türkçe |
Kepke |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Örnek, numune > Kökeni: Türkçe |
Keptik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Latif, şakacı 2. Eşit, müsavi > Kökeni: Türkçe |
Keramun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karaman, esmer tenli > Kökeni: Türkçe |
Kerayet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sahil, kıyı, plaj > Kökeni: Türkçe |
Keregü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ev, çadır, barınak > Kökeni: Türkçe |
Kerekli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gerekli, elzem, ihtiyaç > Kökeni: Türkçe |
Kerektü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İhtiyaç, lüzum, zaruret > Kökeni: Türkçe |
Kerekülüg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çadırlı, göçebe > Kökeni: Türkçe |
Kerelti |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanıklık, şehadet > Kökeni: Türkçe |
Keren |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ulu, kebir, kadir > Kökeni: Türkçe |
Kereş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kiriş, yay kirişi > Kökeni: Türkçe |
Keri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Eski, kadim, geride kalan 2. Germekten, gerilmiş, gergin > Kökeni: Türkçe |
Kerinçsiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eşsiz, emsalsiz > Kökeni: Türkçe |
Kerki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Balta, nacak > Kökeni: Türkçe |
Kerkit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nacak > Kökeni: Türkçe |
Kertük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kertik) 1. Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2. Yapay, suni > Kökeni: Türkçe |
Kesen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Keskin, kesici 2. Bölüm, ara > Kökeni: Türkçe |
Kesi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Keskin, kesen, kesici, sert > Kökeni: Türkçe |
Kesik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kesi, keskin > Kökeni: Türkçe |
Keskin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sert mizaçlı, asabi 2. Uç, ekstrem 3. Kesici > Kökeni: Türkçe |
Keskin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sert huylu. Kesici > Kökeni: Türkçe |
Keşikçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Muhafız, koruyucu 2. Defa, sıra, adet > Kökeni: Türkçe |
Keşikçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Israrlı 2. Nöbetçi > Kökeni: Türkçe |
Ket |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Darbe 2. Yılmaz, azimli, kararlı > Kökeni: Türkçe |
Ketçik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Darbecik > Kökeni: Türkçe |
Kete |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ulu, büyük > Kökeni: Türkçe |
Keyik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Baht, mutluluk > Kökeni: Türkçe |
Kezegen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gezgin, çapkın > Kökeni: Türkçe |
Kezgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gezgin, çapkın > Kökeni: Türkçe |
Kezgiç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gezgin > Kökeni: Türkçe |
Kezik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cesaret, atılganlık, cüret > Kökeni: Türkçe |
Kezir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kizir, keser) Cesur, cüretkar > Kökeni: Türkçe |
Kıbı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Keşif, buluş > Kökeni: Türkçe |
Kıcır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öç duygusu, intikam > Kökeni: Türkçe |
Kıcurgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gösterişli, mağrur > Kökeni: Türkçe |
Kıdık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gedik, güdük > Kökeni: Türkçe |
Kığılcım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvılcım, şerare > Kökeni: Türkçe |
Kığıtduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Davet, ikram > Kökeni: Türkçe |
Kılağı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgi > Kökeni: Türkçe |
Kılağuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kılavuz, rehber > Kökeni: Türkçe |
Kılavun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düğün hediyesi > Kökeni: Türkçe |
Kıldı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaratıcı, yapıcı 2. Etken, amil > Kökeni: Türkçe |
Kılgı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İstem, irade 2. Yaratılmış, kılınmış > Kökeni: Türkçe |
Kılıcı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaratıcı, yapıcı, halik, kadim > Kökeni: Türkçe |
Kılıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kıl.uç) silah > Kökeni: Türkçe |
Kılıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kesici bir silah > Kökeni: Türkçe |
Kılıçarslan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ünlü Selçuklu kağanı > Kökeni: Türkçe |
Kılıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaradılış, huy, karakter 2. Beceri, iş, yapıcılık > Kökeni: Türkçe |
Kılıglı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İyi huylu, ahlaklı, görgülü 2. Becerikli, çalışkan, işgüzar > Kökeni: Türkçe |
Kılın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Huy, yaradılış 2. Naz, işve KILINÇ > Kökeni: Türkçe |
Kılıvan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hediye, bahşiş, ödül > Kökeni: Türkçe |
Kıluç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kılıç > Kökeni: Türkçe |
Kımaça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Engel, mania > Kökeni: Türkçe |
Kımar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Komar, homar, yakışıklı, cezb edici > Kökeni: Türkçe |
Kımırtu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıpırdanış, devinim, jest > Kökeni: Türkçe |
Kımız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ekşi, mayhoş anlamına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki > Kökeni: Türkçe |
Kımna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sürekli, daima, her zaman > Kökeni: Türkçe |
Kın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Silah muhafazası 2. Gayret, çalışma 3. Suç, cürüm, ayıp > Kökeni: Türkçe |
Kınagu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ceza, cezalandırma 2. Çalışma, aktivite > Kökeni: Türkçe |
Kınay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aktif, çalışkan > Kökeni: Türkçe |
Kıncal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnce, narin, zayıf > Kökeni: Türkçe |
Kınçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bıçak kılıfı > Kökeni: Türkçe |
Kıngal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnce, narin > Kökeni: Türkçe |
Kıngır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Metin, dayanıklı, sebatkar > Kökeni: Türkçe |
Kınık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gayret, gayretli, çalışkan 2. Muhterem, şerefli, hakim > Kökeni: Türkçe |
Kıp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Baht, talih > Kökeni: Türkçe |
Kıpçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2. Çayırlık, geniş toprak, sahipsiz boş ve geniş arazi 3. ağaç kovuğu 4. bahtı açık, talihli > Kökeni: Türkçe |
Kır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırmak.dan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2. Ak’a yakın kirli beyaz renk 3. Olgunluk, > Kökeni: Türkçe |
Kıraç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2. Kırıcı, kırık, yarık 3. Verimsiz toprak, yaşlı toprak > Kökeni: Türkçe |
Kıraç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Verimsiz toprak. Ağarmış > Kökeni: Türkçe |
Kıran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2. Dağ yamacı 3. Yön, kenar, kıyı > Kökeni: Türkçe |
Kıray |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Genç, delikanlı 2. Kıran, kan dökücü, vurguncu > Kökeni: Türkçe |
Kırca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıra çalan, kırlaşmış Olgun, bilge > Kökeni: Türkçe |
Kırcı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırıcı, sert mizaçlı 2. Kenar, uç, sahil > Kökeni: Türkçe |
Kırgı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırım 2. Bir atmaca türü > Kökeni: Türkçe |
Kırgıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kırık, üzgün, kırgın > Kökeni: Türkçe |
Kırgın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gönül kırgınlığı 2. Bozgun > Kökeni: Türkçe |
Kırgız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2. Kırk+Uz 3. Numune, örnek > Kökeni: Türkçe |
Kırgız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bozguncu. Bir Türk boyu > Kökeni: Türkçe |
Kırıcı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kıran, bölen, yaran. Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2. Kenar, sahil > Kökeni: Türkçe |
Kırık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kırılmış, bölünmüş > Kökeni: Türkçe |
Kırım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırış, bozgun, katliam 2. Kırgınlık, küskünlük 3. Uç nokta, kenar. > Kökeni: Türkçe |
Kırıy |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sahil, kenar > Kökeni: Türkçe |
Kırkın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bahşiş, hediye > Kökeni: Türkçe |
Kırklı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eski, Kamcı (Şamanist) gelenekten, bazı değişiklikler ya da dinsel motiflerin de eklenmesiyle,bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı “kırk ünlü ata ruhunun koruması altındaki kişi” > Kökeni: Türkçe |
Kırman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kırma yeri, Kırman, harman > Kökeni: Türkçe |
Kısıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hapis, dar yer 2. Kısıtlı, bağımlı > Kökeni: Türkçe |
Kısıglu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hapis, mahpus, kıstırılmış > Kökeni: Türkçe |
Kıskıydana Hanım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kötülük Tanrıçası Abasıların kızıdır > Kökeni: Türkçe |
Kısrık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Utangaç, mahçup > Kökeni: Türkçe |
Kıstavul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Acele, aceleci, telaşlı > Kökeni: Türkçe |
Kışıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kışlık, kış için ayrılmış > Kökeni: Türkçe |
Kışlak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kışın kalınan yer, ez, kışlık ev > Kökeni: Türkçe |
Kıtay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çinliye benzeyen, Çinliye karışmış 2. Kutay > Kökeni: Türkçe |
Kıvam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Olgunluk, yeterlilik > Kökeni: Türkçe |
Kıvanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve öğünerek sevinme hali. > Kökeni: Türkçe |
Kıvanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinme, iftihar etme, gurur duyma > Kökeni: Türkçe |
Kıvanduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvançlı, mutlu > Kökeni: Türkçe |
Kıvık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ara, fasıla > Kökeni: Türkçe |
Kıvılcım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ateş parçası, şerare > Kökeni: Türkçe |
Kıvlık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvanç ve mutluluk nedeni > Kökeni: Türkçe |
Kıvrak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kıvançlı 2. Hareketli, dayanıklı > Kökeni: Türkçe |
Kıvrım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hare, iltiva > Kökeni: Türkçe |
Kıyak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gaddar, acımasız 2. Kayak, kaydıraç 3. Çekicilik, cazibe > Kökeni: Türkçe |
Kıyal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İmge > Kökeni: Türkçe |
Kıyan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dağdan hızla akan sel suyu 2. Gaddar, acımasız, kıyıcı > Kökeni: Türkçe |
Kıyat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çekici, cazibeli > Kökeni: Türkçe |
Kıyga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zeki, çok akıllı > Kökeni: Türkçe |
Kıygı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zeka, deha > Kökeni: Türkçe |
Kıyık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Zeka, dahi 2. Çekici 3. Kaçak, kapçak > Kökeni: Türkçe |
Kıyıksız |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaçmaz, sözünden dönmez, düz > Kökeni: Türkçe |
Kıyın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Akit, sözleşme, anlaşma 2. Güç, kudret, otorite > Kökeni: Türkçe |
Kıyışkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sözünün eri, sözünde duran 2. Cesur, gözü pek > Kökeni: Türkçe |
Kıymaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gamze > Kökeni: Türkçe |
Kıynak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ünlü, meşhur 2. Pençe, kartal pençesi > Kökeni: Türkçe |
Kıyuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mutluluk 2. Geyik KIZARIK > Kökeni: Türkçe |
Kızgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızgın, kızışmış > Kökeni: Türkçe |
Kızgın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızıllaşmış, asabi > Kökeni: Türkçe |
Kızı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şiddet, asabiyet, kızama, kızgınlık > Kökeni: Türkçe |
Kızık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kızgın, asabi 2. Kısık, hapis > Kökeni: Türkçe |
Kızıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırmızı, al 2. Altın 3. Kızmış, kızarmış, kızgın > Kökeni: Türkçe |
Kızıl alma / kızıl elma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızıl+elma Olgun, kızarık elma anlamı, bir simge ve imgedir. Ülkü’yü motivasyonu içerir. Bazen, fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin “birleşik Türk devletleri”nin imgesi > Kökeni: Türkçe |
Kızılgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızarmış, kızgın Kırgızların, mürdi oymağı, dip dedelerinden. > Kökeni: Türkçe |
Kızılhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızıl+han Kamcı (Şamanist) gelenekte Tanrı sıfatlarından > Kökeni: Türkçe |
Kızılotağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızıl+otağ Kağan ya da han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin oturduğu, şeref tribünü > Kökeni: Türkçe |
Kızımtay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızım+Tay (Kızmaktan kızgınlık) Tay > Kökeni: Türkçe |
Kızırak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan > Kökeni: Türkçe |
Kiçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kişi, adam, insan 2. Küçük, minyon 3. Geçmiş, geçik, eski 4. Keçi > Kökeni: Türkçe |
Kiçicik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kişicik, insancık 2. Küçük, minyon > Kökeni: Türkçe |
Kiçik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Küçük, minyon, Geçik, geçmiş > Kökeni: Türkçe |
Kiçin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zincir > Kökeni: Türkçe |
Kiçkentay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kiçken+Tay Minyon, minik > Kökeni: Türkçe |
Kiçki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Eski, kadim 2. Kişi, insan > Kökeni: Türkçe |
Kiçkine |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim > Kökeni: Türkçe |
Kidgü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Giyim, giysi, elbise > Kökeni: Türkçe |
Kilüken |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gülen, güleç, güler yüzlü, mütebessim > Kökeni: Türkçe |
Kindik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Orta, odak, merkez > Kökeni: Türkçe |
Kineş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şura, meşveret, kongre > Kökeni: Türkçe |
Kiriş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır. > Kökeni: Türkçe |
Kirti |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğruluk, gerçekçilik > Kökeni: Türkçe |
Kişilik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Karakter, şahsiyet, insan olma özelliği > Kökeni: Türkçe |
Kişken |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kiçgen) 1. Küçük, minyon 2. Geçen, geçmiş > Kökeni: Türkçe |
Kiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kut, talih, ululuk > Kökeni: Türkçe |
Kiyeli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mübarek, saygıdeğer, ulu > Kökeni: Türkçe |
Kizek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kesik 2. Nöbet 3. Seyran, gezinti > Kökeni: Türkçe |
Kizir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Keser, kesici 2. Gever, gezgin 3. Atılgan, cesur > Kökeni: Türkçe |
Kobrat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kubrat) Derlemek, toparlamak, örgütlemek > Kökeni: Türkçe |
Kobu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kovu) Buket, demet > Kökeni: Türkçe |
Koburcuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kabarcık, kabarık, kabadayı > Kökeni: Türkçe |
Koca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ulu, saygıdeğer, hürmete layık 2. Bilgili, tecrübeli, görüp geçirmiş 3. Gösterişli, azametli 4. Mert, düz, koç gibi > Kökeni: Türkçe |
Kocabaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koca+Baş. Koruyucu, muhafız > Kökeni: Türkçe |
Kocaman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Akıllı, bilge 2. İriyarı, cüsseli, heybetli > Kökeni: Türkçe |
Koç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Erkek koyun Düz, mert, yüz yüze dövüşen, hilesiz, yiğit, dayanıklı, yılmaz > Kökeni: Türkçe |
Koça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koç gibi.2. Kibar, centilmen > Kökeni: Türkçe |
Koçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koç gibi, cesur yürekli > Kökeni: Türkçe |
Koçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koç gibi, cesur yürekli > Kökeni: Türkçe |
Koçan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Centilmen, kibar 2. Koşan, koşucu > Kökeni: Türkçe |
Koçaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rehber, yol gösteren, önde giden > Kökeni: Türkçe |
Koçgar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kaçgar, kaşgar) 1. Koçbaşı 2. Koç gibi, koç yiğit > Kökeni: Türkçe |
Koçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koç gibi, koç yürekli > Kökeni: Türkçe |
Koçluğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: ( Koçluk) Koç olacak kuzu > Kökeni: Türkçe |
Koço |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kibar, mert > Kökeni: Türkçe |
Koçu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koç gibi 2. Kibar, centilmen > Kökeni: Türkçe |
Koçugar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mert, yiğit, özü sözü bir > Kökeni: Türkçe |
Koçum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yiğit, mert 2. Koşum, koşma > Kökeni: Türkçe |
Koçun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düz, hilesiz, temiz yürekli > Kökeni: Türkçe |
Kodar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mağrur > Kökeni: Türkçe |
Kodaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mağrur > Kökeni: Türkçe |
Kokluğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koku, parfüm > Kökeni: Türkçe |
Kokulug |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koku, parfüm > Kökeni: Türkçe |
Kokum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Parfüm > Kökeni: Türkçe |
Kokuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dalları, ok yapımına elverişli bir ağaç türü > Kökeni: Türkçe |
Kolan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hediye, bahşiş 2. Kollayan, koruyan 3. At, eşek, katır gibi hayvanların, eyerini bağlamaya yarayan kemer > Kökeni: Türkçe |
Kolbag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kadınların, aksesuar olarak bileklerine taktıkları, boncuklu halka > Kökeni: Türkçe |
Kolbaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Askeri birlik başı, komutan, askeri koruyup kollayan kişi KOLBAY > Kökeni: Türkçe |
Kolcuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kolcu, muhafız, koruyucu > Kökeni: Türkçe |
Kolçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kolcu, koruyucu, kollayıcı > Kökeni: Türkçe |
Kolçu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Muhafız, bekçi > Kökeni: Türkçe |
Koldagüç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hami, koruyucu, şefkatli, merhametli, yardımsever > Kökeni: Türkçe |
Koldaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Silah arkadaşı 2. Arkadaş, birbirini kollayan > Kökeni: Türkçe |
Kolgak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İstek, heves, talep > Kökeni: Türkçe |
Kolgay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Veliaht, şehzade (Kırım ve Kazan hanlıkları döneminde kullanılan bir aksesuar > Kökeni: Türkçe |
Kolka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kolgu, kol takısı 2. Refika, hanım, eş > Kökeni: Türkçe |
Kollu Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: At Tanrısı İskit kökenlidir Balkarlarda bu adda bir bayram vardır > Kökeni: Türkçe |
Koltag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arka, himaye, destek > Kökeni: Türkçe |
Koluç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kolcu, kolbaşı, komutan > Kökeni: Türkçe |
Kolunçuğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yakarış, niyaz > Kökeni: Türkçe |
Koman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kaman, kuman) 1. Yurduna yabancı sokmayan 2. Aman vermeyen 3. Kumral > Kökeni: Türkçe |
Komas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Komayan, bırakmayan, aman vermeyen > Kökeni: Türkçe |
Komuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kabuk, ağaç kabuğu 2. Hazine, define > Kökeni: Türkçe |
Komur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cesur, gözüpek > Kökeni: Türkçe |
Kon |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yurt, vatan 2. Konak, yerleşim, mekan > Kökeni: Türkçe |
Konaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aşiyan > Kökeni: Türkçe |
Konag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Konuk, misafir 2. Konuk ağırlanan ev > Kökeni: Türkçe |
Konalga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Konuk yeri, baş köşe 2. Menzil, konulacak, varılacak yer > Kökeni: Türkçe |
Konat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cana yakın, munis, sokulgan 2. Konuk ağırlayıcı, konuksever 3. birlikte göç eden oba birliği > Kökeni: Türkçe |
Konca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Armağan, bahşiş 2, Gül > Kökeni: Türkçe |
Konçuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Aşina, tanıdık 2. Konuk > Kökeni: Türkçe |
Konçuy |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kağan kızı, prenses, soylu kız > Kökeni: Türkçe |
Kondu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yerleşik, yerli > Kökeni: Türkçe |
Kondur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Konuksever, cömert > Kökeni: Türkçe |
Kongar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koyu kırmızı renkteki at 2. Kızıla yakın renk tonu > Kökeni: Türkçe |
Kongar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarı ile siyah arasında bir renk > Kökeni: Türkçe |
Konık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Can, ruh, yaşam > Kökeni: Türkçe |
Konşuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Konşu, komşu 2. Yerleşim yeri 3. Konuşma, laf > Kökeni: Türkçe |
Konuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Misafir 2. Can, ruh 3. Varılacak yer, menzil > Kökeni: Türkçe |
Konul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kerevetlerin altındaki, yük konan boşluk, yüklük > Kökeni: Türkçe |
Konulga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Konuk yeri, baş köşe 2. Konuğa verilen yemek, değerli yemek > Kökeni: Türkçe |
Konur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yakışıklı, civan 2. Gururlu, onurlu, mağrur 3. Kara ve kızıl karışımı renk,At rengi, doru at > Kökeni: Türkçe |
Konuralp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gurulu, yiğit kişi. Osman Gazi'nin ünlü komutanlarından > Kökeni: Türkçe |
Konuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yerleşim, karargah 2. Menzil, varılacak yer > Kökeni: Türkçe |
Kopan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Galip, utkan 2. Ulu, yüksek > Kökeni: Türkçe |
Kopturu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygı duruşu, tören duruşu > Kökeni: Türkçe |
Kopu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kop, çok, çokluk > Kökeni: Türkçe |
Kopun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çoklu, bereket, bütünlük > Kökeni: Türkçe |
Kopuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saz, bağlama (Kop_Uz) > Kökeni: Türkçe |
Kor |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Öz, maya, asıl 2. Ateş parçası, ateş > Kökeni: Türkçe |
Koray |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canlı, hareketli > Kökeni: Türkçe |
Korba |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Filiz > Kökeni: Türkçe |
Korcu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korucu > Kökeni: Türkçe |
Korgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korunan yer, kale, kurgan > Kökeni: Türkçe |
Korgavuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savunucu, müdafi > Kökeni: Türkçe |
Korı (Korıy) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rüzgar Tanrısı Rüzgarlara yön verir > Kökeni: Türkçe |
Korıçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korucu, koruyucu, bekçi, yasak bölgeleri bekleyen ve koruyan kişi > Kökeni: Türkçe |
Korıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koru, ağaçlık, yeşil bölge 2. Korunan, yasak bölge > Kökeni: Türkçe |
Korkmaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korkusuz, cesur > Kökeni: Türkçe |
Korkmaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korkusuz > Kökeni: Türkçe |
Korkunç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korkutucu, ürkütücü > Kökeni: Türkçe |
Korkut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Heybetli, korkutucu, korku salan > Kökeni: Türkçe |
Korkut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Görkemli. Korku veren > Kökeni: Türkçe |
Koruğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koru, koruluk, ağaçlıklı bölge 2. Koruma bölgesi 3. Yasak bölge, askeri bölge > Kökeni: Türkçe |
Korukçu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koruyucu, korucu, muhafız > Kökeni: Türkçe |
Koş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koç 2. Dizi, sıra, dize > Kökeni: Türkçe |
Koşak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koşulan, koşturan 2. Neşide, destansı şiir > Kökeni: Türkçe |
Koşar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Emredici, buyurucu 2. Koşucu, çalışkan, hareketli 3. Dizen, düzenleyen > Kökeni: Türkçe |
Koşma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ölçülü, uyaklı söz > Kökeni: Türkçe |
Koşuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yan yana, birlikte, yaren, dost 2. Koşma, şiir > Kökeni: Türkçe |
Koşul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hüküm, şart > Kökeni: Türkçe |
Koşulgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koşul koyan, buyurucu > Kökeni: Türkçe |
Koşum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koçum 2. Bağlı, yan yana 3. Atın, eyer, kulan, üzengi vb. Malzemelerinin tümü > Kökeni: Türkçe |
Koşun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Asker, savaş birliği 2. Halk, ahali 3. Dizi, dize > Kökeni: Türkçe |
Kotku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Alçak gönüllü, mütevazı > Kökeni: Türkçe |
Koy |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koyun 2. Merhamet, acıma duygusu > Kökeni: Türkçe |
Koylu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Merhametli 2. İstikamet, yön, yönünü bilen 3. Koyunlu > Kökeni: Türkçe |
Koylusan Hanım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gök Tanrıçası Gökleri yönetir > Kökeni: Türkçe |
Koyu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Merhamet > Kökeni: Türkçe |
Koyuldar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Merhametli 2. Hürmetli KOYULMUŞ > Kökeni: Türkçe |
Koyunlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Merhametli > Kökeni: Türkçe |
Koyurga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hürmet, lütuf 2. Acıma duygusu, merhamet > Kökeni: Türkçe |
Koyurtang |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Özgürlük, hürriyet > Kökeni: Türkçe |
Kozalak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çam, selvi gibi ağaçların sert çiçeği > Kökeni: Türkçe |
Kozan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kozalak > Kökeni: Türkçe |
Kozan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kazan > Kökeni: Türkçe |
Kozgav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıyam, isyan, başkaldırma > Kökeni: Türkçe |
Köbölök Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ölüm Tanrısı İnsanların canını alır Bakır burunludur Kızıl bir atı vardır > Kökeni: Türkçe |
Köçet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Filiz, sürgün > Kökeni: Türkçe |
Köçmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göçmen, göçücü > Kökeni: Türkçe |
Ködürgü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurban, adak > Kökeni: Türkçe |
Kögmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Gökmen) 1. Tanrısal, ilahi 2. Sayın, saygıdeğer 3. Gücünü Tanrıdan alan > Kökeni: Türkçe |
Köğüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Göksel, Tanrısal 2. Göğüs, sine > Kökeni: Türkçe |
Kök |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gök 2. Aile, soy > Kökeni: Türkçe |
Kökdaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Emsal, örnek > Kökeni: Türkçe |
Köken |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göğen, gelen, 2. Köken, soy, aile > Kökeni: Türkçe |
Kökim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Göğüm 2. Soyum, ailem > Kökeni: Türkçe |
Köklü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tanrıdan gelen 2. Soylu > Kökeni: Türkçe |
Köksal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kökünü sal buyruğu > Kökeni: Türkçe |
Köktem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bahar 2. Gençlik 3. Deha, akıl > Kökeni: Türkçe |
Köl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göl Ululuk, sonsuzluk, derinlik, bilgelik > Kökeni: Türkçe |
Kölmük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Halk, ahali > Kökeni: Türkçe |
Kölük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yük hayvanı > Kökeni: Türkçe |
Kömek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yardım, arka, destek, inayet 2. Ahali, halk > Kökeni: Türkçe |
Kömen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hayal, düş 2. Irk, soy 3. Cevher, damar > Kökeni: Türkçe |
Kömen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hayal, düş > Kökeni: Türkçe |
Kömey |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gerdan, döş > Kökeni: Türkçe |
Kömüç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hazine, define > Kökeni: Türkçe |
Köng |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Könk) Cariye, odalık > Kökeni: Türkçe |
Köngül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gönül, can > Kökeni: Türkçe |
Könilik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adalet, doğruluk > Kökeni: Türkçe |
Könkaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Künkaş, kenkeş, meşveret > Kökeni: Türkçe |
Könü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adalet, doğruluk > Kökeni: Türkçe |
Könül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gönül, can > Kökeni: Türkçe |
Köp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çok, gür, çokluk, bolluk > Kökeni: Türkçe |
Köptük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bereket, bolluk 2. Kalabalık > Kökeni: Türkçe |
Köpük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kabarcık, köpürcük, çoklu, artış > Kökeni: Türkçe |
Köpürge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Köprü, geçit 2. Savaş davulu > Kökeni: Türkçe |
Köregen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gören, görücü > Kökeni: Türkçe |
Körem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Körpe, taze 2. Görgülü, terbiyeli > Kökeni: Türkçe |
Körgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gören, görücü > Kökeni: Türkçe |
Körgüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Görgülü, centilmen, beyefendi > Kökeni: Türkçe |
Körke |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağaçtan yapılmış tabak > Kökeni: Türkçe |
Körkem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Görkem, ihtişam 2. Hoş, güzel, latif > Kökeni: Türkçe |
Körklüğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzel, alımlı, cemile > Kökeni: Türkçe |
Körpe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taze, cıvan > Kökeni: Türkçe |
Körü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (körüg) Gözcü, haberci, casus, gözlemci > Kökeni: Türkçe |
Körüm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bakış, nazar, gözlem 2. Düş, rüya 3. Zeka, fehm > Kökeni: Türkçe |
Körümçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Astronom, rasat, gözlemci, yıldızları inceleyen kişi. > Kökeni: Türkçe |
Körümdük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakıcı, nezaretçi > Kökeni: Türkçe |
Körünç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Görgü, muaşeret 2. Bakan, nazır > Kökeni: Türkçe |
Kösemen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tas artan koç. > Kökeni: Türkçe |
Köşük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dilek, temenni > Kökeni: Türkçe |
Kötüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıymetli > Kökeni: Türkçe |
Kövenç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güvenç, güvence, teminat 2. Azamet, gurur > Kökeni: Türkçe |
Kövez |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Afi, çalım, fiyakalı. > Kökeni: Türkçe |
Köymen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yanıcı, yanık 2. Hayal > Kökeni: Türkçe |
Köymez |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yanmaz, ateş almaz. > Kökeni: Türkçe |
Közlük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: At kuyruğundan yapılan, göz kamaşması ve göz ağrılarının tedavisinde kullanılan bir dokuma. > Kökeni: Türkçe |
Kuanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvanç, sevinçli gurur > Kökeni: Türkçe |
Kuançı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvanç > Kökeni: Türkçe |
Kubal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gürz, demir topuz. > Kökeni: Türkçe |
Kuban |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kapan > Kökeni: Türkçe |
Kubat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kapalı, gizli > Kökeni: Türkçe |
Kubat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaba, biçimsiz > Kökeni: Türkçe |
Kubay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kubi+ay Yakutların eski dönem “temizlik Tanrıçası” > Kökeni: Türkçe |
Kubi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kubil) Gökyüzü, feza, sema. Başsızlık ve sonsuzluk. > Kökeni: Türkçe |
Kubilay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temizlik tanrısı. Cengiz Han'ın oğullarından biri > Kökeni: Türkçe |
Kucan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göçen, göçer > Kökeni: Türkçe |
Kucar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göçer, göçücü KUÇAM > Kökeni: Türkçe |
Kuçar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göçer, göçmen > Kökeni: Türkçe |
Kuda |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sihir, büyü > Kökeni: Türkçe |
Kudagaçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyücü, doktor > Kökeni: Türkçe |
Kudak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kadak, katı, sert > Kökeni: Türkçe |
Kudekan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buyruk, sert, emir, azar > Kökeni: Türkçe |
Kudustay Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rehin Tanrısı Bu adda üç kardeştirler (Bur, Tas, Vot) İnsanları kaçırırlar > Kökeni: Türkçe |
Kukun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvılcım, ateş parçası > Kökeni: Türkçe |
Kukuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gonca, gül 2. Şaka, latife > Kökeni: Türkçe |
Kul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağımlı, bağlı, köle Bağlılık, sadakat > Kökeni: Türkçe |
Kul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koyun 2. Can, ruh 3. Uçurum 4. Adalet > Kökeni: Türkçe |
Kula |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kızıl ve karışımı renk, doru, bordo 2. Yelesi ve kuyruğu kara, gövdesi kızıla çalan at 3. Yabani At 4. gözü kara, atılgan > Kökeni: Türkçe |
Kulaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Açıklık, mesafe 2. İki kol arasındaki ara > Kökeni: Türkçe |
Kulagu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaratıcı, kılıcı, hükmedici 2. Kula gibi 3. Korkusuz, gözü kara > Kökeni: Türkçe |
Kulan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Galip, utkan 2. Vahşi at 3. Yaban eşeği > Kökeni: Türkçe |
Kulanşı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. At terbiyecisi 2. Musikişinas, müzisyen > Kökeni: Türkçe |
Kulbak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Merhametli, yardımsever > Kökeni: Türkçe |
Kuldam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sadık kul > Kökeni: Türkçe |
Kulga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güvercin > Kökeni: Türkçe |
Kulgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Müfettiş, murakıp 2. Güvercin > Kökeni: Türkçe |
Kuli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (kulıg) Cesur, gözü kara > Kökeni: Türkçe |
Kulpu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kilit 2. Kulluk, kulluk eden > Kökeni: Türkçe |
Kuluga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güvercin > Kökeni: Türkçe |
Kulun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tay, süt emen çağdaki at yavrusu > Kökeni: Türkçe |
Kumaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Solgun, soluk > Kökeni: Türkçe |
Kumak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yardım, kömek 2. Sevda, aşk > Kökeni: Türkçe |
Kuman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Solgun 2. Kumral, sarı ile kahverengi arası renk 3. Aman vermeyen, dirayetli > Kökeni: Türkçe |
Kumandı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mutlu, sevinçli > Kökeni: Türkçe |
Kumaral |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kumral, buğday tenli > Kökeni: Türkçe |
Kumarga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuşatma, muhasara > Kökeni: Türkçe |
Kumral |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buğday tenli > Kökeni: Türkçe |
Kunan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İki yaşına gelmiş kısrak 2. Adaletli, adil > Kökeni: Türkçe |
Kunar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bereket, bolluk > Kökeni: Türkçe |
Kunarlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bereketli, münbit > Kökeni: Türkçe |
Kunduz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dere kenarlarında yaşayan, kürkünden börk yapılan bir hayvan > Kökeni: Türkçe |
Kuni |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adalet, hakkaniyet, adaletlilik > Kökeni: Türkçe |
Kunt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dayanıklı, metin 2. Sade, gösterişsiz > Kökeni: Türkçe |
Kunt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayanıklı > Kökeni: Türkçe |
Kunter |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlam kişi > Kökeni: Türkçe |
Kunuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mahzun, elemli 2. Konuk > Kökeni: Türkçe |
Kupçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnce, zarif > Kökeni: Türkçe |
Kuptan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Niyaz, dua, yakarış > Kökeni: Türkçe |
Kur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzen, sıra, hiyerarşi, düzenleme > Kökeni: Türkçe |
Kural |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzen, düzenlilik, kaide > Kökeni: Türkçe |
Kuralay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ceylan, ahu > Kökeni: Türkçe |
Kurar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Organizatör, düzenleyici > Kökeni: Türkçe |
Kuray |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir çeşit bozkır bitkisi ot > Kökeni: Türkçe |
Kurç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (kuruç) Kılıç yapımında kullanılan, iyi bir çelik türü > Kökeni: Türkçe |
Kurçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Heykel, yontma taş > Kökeni: Türkçe |
Kurçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kürçü 2. Kurucu > Kökeni: Türkçe |
Kurçık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurum, kuruluş, yapılanma > Kökeni: Türkçe |
Kurga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tecrübeli, bilge 2. İnce, narin > Kökeni: Türkçe |
Kurgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İstihkam, kale 2. Anıt, anıt mezar > Kökeni: Türkçe |
Kurıdın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Batılı, batı bölgesinden > Kökeni: Türkçe |
Kurıkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kürkan, damat 2. Hisar, kale 3. Ağaçlık bölge > Kökeni: Türkçe |
Kurımlak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cilveli, hareketli, kıvrak > Kökeni: Türkçe |
Kurkıl (Kırgıl) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaratıcı Tanrı Yeryüzündeki canlıları yaratır > Kökeni: Türkçe |
Kurlas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzen, işleyiş, ahenk > Kökeni: Türkçe |
Kurman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzgün, düzenli, düzenleyici > Kökeni: Türkçe |
Kurmuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Planlı, düzenli, örgütlü > Kökeni: Türkçe |
Kurt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağımsızlığına olan düşkünlüğü, evcilleşmeyen tek hayvan oluşu, mücadeleciliği,hareketliliği, gururlu ve zeki oluşu, özellikle de sosyal ve örgütçü oluşu ve daha bir çok özellikleriyle, Türklere benzeyen ve Türklerin de çok eskiden beri kutsayarak, sembolleştirdiği hayvan. > Kökeni: Türkçe |
Kurt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Türklüğün simgesi yırtıcı bir hayvan > Kökeni: Türkçe |
Kurtak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurulu, ayarlı > Kökeni: Türkçe |
Kurtar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurtarıcı > Kökeni: Türkçe |
Kurtaran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurtarıcı > Kökeni: Türkçe |
Kurtga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tecrübeli, güngörmüş > Kökeni: Türkçe |
Kurtul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Haraç, vergi, cizye > Kökeni: Türkçe |
Kurtulgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Vergi, haraç 2. Kurtuluş, istiklal KURTULMUŞ > Kökeni: Türkçe |
Kurtuluş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağımsızlığa erişme > Kökeni: Türkçe |
Kurtun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Batılı, batıdan > Kökeni: Türkçe |
Kuruğçın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurşun > Kökeni: Türkçe |
Kuruk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koru, park, koruluk > Kökeni: Türkçe |
Kurultay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kurul+Tay Kongre, divan, oturum.Gerek seçim, gerekse devlet için önemli kararların alındığı seçkinler meclisi. > Kökeni: Türkçe |
Kurum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Figür, dans > Kökeni: Türkçe |
Kurum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kuruluş, düzen, düzenleme 2. Çalım, jest, afi 3. Kaya parçası > Kökeni: Türkçe |
Kurut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kurt 2. Kale burcu 3. Kurutulup, suyu alınmış peynir topağı > Kökeni: Türkçe |
Kuskun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Atın kuyruğundan geçirilip, eyere bağlanan kayış > Kökeni: Türkçe |
Kuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuş > Kökeni: Türkçe |
Kuşçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuşçu, kuş eğiticisi > Kökeni: Türkçe |
Kuşçu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuş eğiticisi > Kökeni: Türkçe |
Kut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uğur, talih, baht 2. Tanrısal, mübarek 3. Can, ruh, dirilik, yaşam kaynağı, yaşam gücü 4. Kader,yazgı 5. erk, iktidar 6. bereket, nasip > Kökeni: Türkçe |
Kutadgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsanmış, kutlu, değerli, yararlı > Kökeni: Türkçe |
Kutalan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kut+Alan mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutaldı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kut+Aldı kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutalmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kut+Almış kutlu, mübarek, kutsanmış > Kökeni: Türkçe |
Kutalmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsanmış > Kökeni: Türkçe |
Kutamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsamış, değer vermiş, mübarek eylemiş. > Kökeni: Türkçe |
Kutan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dua, yakarış, niyaz 2. Bir avcı kuş 3. Saban, pulluk > Kökeni: Türkçe |
Kutan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dua, yakarış > Kökeni: Türkçe |
Kutar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsar, kutsayan, kut veren > Kökeni: Türkçe |
Kutaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kut+Ay T. 1. Ateş parçası, ateş 2. Kamcı (Şamanist) gelenekte, “Ateş Tanrısı” 3. İpek, ipekli kumaş 4. Tanrıça 5.paha biçilmez, değerli 6. İlhanlı hanlarından, Argun Han’ın evdeşi ve Keykatu Han’ın anası. (Farsçaya hüda olarak geçmiştir.) > Kökeni: Türkçe |
Kutay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çinliye benzeyen > Kökeni: Türkçe |
Kutgaru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buyruk, fermen > Kökeni: Türkçe |
Kutku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağırbaşlı, alçak, gönüllü > Kökeni: Türkçe |
Kutlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mübarek, Tanrısal 2. Bahtiyar 3. Kabul görmüş, saygıdeğer > Kökeni: Türkçe |
Kutlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsanmış, saygıdeğer > Kökeni: Türkçe |
Kutluca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uğurlu, bahtı açık > Kökeni: Türkçe |
Kutluğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutluğ inanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kutluk inanç) kutlu+inanç > Kökeni: Türkçe |
Kutluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu > Kökeni: Türkçe |
Kutluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Kutluğ) Kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsanmış > Kökeni: Türkçe |
Kutsandı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mesut, mutlu, nurlu 2. Mukaddes, kutsal > Kökeni: Türkçe |
Kutunmuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu, mübarek > Kökeni: Türkçe |
Kutuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kut+Uz 2. Yaban öküzü > Kökeni: Türkçe |
Kuvanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvanç, gurur, mutluluk, iftihar > Kökeni: Türkçe |
Kuvanduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvanç, mutluluk, iftihar, gurur verici > Kökeni: Türkçe |
Kuvart |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kurt 2. Dayanıklı, kavi, metin > Kökeni: Türkçe |
Kuvat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinç, mutluluk > Kökeni: Türkçe |
Kuvrag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Toplum, toplumcu > Kökeni: Türkçe |
Kuyak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zırh, demir ağ > Kökeni: Türkçe |
Kuyan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tavşan, bozkır tavşanı > Kökeni: Türkçe |
Kuyaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güneş ışığı > Kökeni: Türkçe |
Kuydung |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Beden, vücut > Kökeni: Türkçe |
Kuymu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinç, neşe > Kökeni: Türkçe |
Kuytak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mahfuz, siper > Kökeni: Türkçe |
Kuyturka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağış, ihsan, lütuf > Kökeni: Türkçe |
Kuyuldar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygıdeğer, saygıya layık > Kökeni: Türkçe |
Kuyum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aksesuar, küpe, bilezik > Kökeni: Türkçe |
Kuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağın, güneş görmeyen yamacı > Kökeni: Türkçe |
Kuzay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuzey yönü, güneşin az olduğu yer, Karanlık ve soğuk yer > Kökeni: Türkçe |
Kuzey |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güneşin az olduğu, soğuk, karanlık yön > Kökeni: Türkçe |
Kuzlak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bebe, yavru > Kökeni: Türkçe |
Kuzu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koyun yavrusu 2. Yavru, bebe > Kökeni: Türkçe |
Küç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güç, dirayet, kudret > Kökeni: Türkçe |
Küçem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güç, kudret 2. Zorba > Kökeni: Türkçe |
Küçey |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlü, gücü yeten > Kökeni: Türkçe |
Küçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güç, güçlük, zorluk > Kökeni: Türkçe |
Küçin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: An, kısa zaman parçası > Kökeni: Türkçe |
Küçkara |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küç+Kara (Acı kuvvet) > Kökeni: Türkçe |
Küçkey |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlü, zorlu > Kökeni: Türkçe |
Küçlük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güç, güçlük, zorluk, kudret > Kökeni: Türkçe |
Küçük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ufak, minyon > Kökeni: Türkçe |
Küçülü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlü, zorlu > Kökeni: Türkçe |
Küçülük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlük, güç, zorluk KÜÇÜM > Kökeni: Türkçe |
Kükler |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Müneccim, yıldız falcısı > Kökeni: Türkçe |
Kükrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Onur, gurur 2. Kükreyiş, kükreyen > Kökeni: Türkçe |
Kül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ateş, ateşlilik, yakıcılık, yok edicilik 2. Yenilmezlik 3. Ulu, ünlü 4. Cesaret, gözü karalık 5.Göl > Kökeni: Türkçe |
Kül tigin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kül+Tigin Birkaç anlam > Kökeni: Türkçe |
Kül tigin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ateş tigini. Göktürk kağanlarından İlteriş Kağan'ın oğlu, Bilge Kağan'ın kardeşi > Kökeni: Türkçe |
Külçur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ululuk, yüksek mevki, saygıdeğerlik. > Kökeni: Türkçe |
Küle |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güle, gülüş 2. Demet, bağ, deste > Kökeni: Türkçe |
Külegeç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güleç, güler yüzlü 2. Name, melodi > Kökeni: Türkçe |
Külegen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gülen, güler yüzlü > Kökeni: Türkçe |
Külek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Fırtına, kum fırtınası 2. Bakraç, tahtadan yapılmış yoğurt kabı > Kökeni: Türkçe |
Külem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bereketli, münbit > Kökeni: Türkçe |
Küler |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kül+Er .Ulu, saygın kişi. > Kökeni: Türkçe |
Kültem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Deste, demet, buket > Kökeni: Türkçe |
Külüg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Külük) 1. Ünlü, meşhur, çok tanınan 3. Hızlı, seri > Kökeni: Türkçe |
Külünk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kazma > Kökeni: Türkçe |
Kümüş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gümüş > Kökeni: Türkçe |
Kün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gün, güneş > Kökeni: Türkçe |
Künana |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gün+ana Kamcı (Şamanist) gelenekte, göğün yedinci katına bakan Tanrıça > Kökeni: Türkçe |
Künçek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güneşlik, şemsiye > Kökeni: Türkçe |
Kündeş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gündeş, güneşe eş değerde 2. İzci, takipçi, halef > Kökeni: Türkçe |
Kündün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gün ışığı > Kökeni: Türkçe |
Kündüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gündüz > Kökeni: Türkçe |
Küneş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güneş > Kökeni: Türkçe |
Küng |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cariye, dişi köle > Kökeni: Türkçe |
Küngerü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arzu, dilek, temenni > Kökeni: Türkçe |
Küni |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Adil, adaletli, hukukçu, yasalara bağlı 2. İtaatkar, muti > Kökeni: Türkçe |
Künkaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Danışma, nasihat > Kökeni: Türkçe |
Küntem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Günlük, gündelik > Kökeni: Türkçe |
Künüçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Muti, itaatkar, saygılı > Kökeni: Türkçe |
Künülük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şemsiye, 2. Günlük, yevmiye > Kökeni: Türkçe |
Kür |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gür, sık, bol, bolluk 2. Canlı, diri, sağlam, sarsılmaz 3. Gürleyen, kükreyen, kabadayı, gözü kara, yürekli 4. öz, maya, özünü yitirmemezlik 5. düzen, düzenlilik 6. çare, çözüm, deva > Kökeni: Türkçe |
Kür şad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yiğit, alp. Ünlü Göktürk tigini > Kökeni: Türkçe |
Kürçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Esas, asıl, maya, öz > Kökeni: Türkçe |
Kürçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kabadayı, gözü kara > Kökeni: Türkçe |
Kürhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Gürhan) kür+han Türk mitolojisinde, Karahan’ın oğullarından > Kökeni: Türkçe |
Küri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İç geçiren, imrenen, kıskanç > Kökeni: Türkçe |
Kürkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kür+kan (gür+kan) 2. Damat (körekan) > Kökeni: Türkçe |
Kürmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Özlü, soylu > Kökeni: Türkçe |
Kürmüş Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ev Tanrısı Evi ve içindeki aileyi korur Ailenin devamını sağlar > Kökeni: Türkçe |
Kürügen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gürgen 2. Köregen, damat > Kökeni: Türkçe |
Kürüm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Basiret, meleke > Kökeni: Türkçe |
Kürünç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Özlü, soylu 2. Düzen, düzenli 3. Kıskanç > Kökeni: Türkçe |
Küşlik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güçlük, güç, zorluk 2. Mutlu, mutluluk > Kökeni: Türkçe |
Küşüm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ar, edep, hicap 2. Güç, güçlülük > Kökeni: Türkçe |
Küvenç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güvenç > Kökeni: Türkçe |
Küvençi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güvence, garanti > Kökeni: Türkçe |
Küz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güz, sonbahar, hazan > Kökeni: Türkçe |
Küznek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Işık kırılması > Kökeni: Türkçe |