P Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
P Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları

P Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
P Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
PADİŞAH |
(Fars.) - Hükümdar. |
PAHA |
(Tür.) - Değer, fîat, eder, tutar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PAKALIN |
(f.t.i.) Er. - Dürüst, doğru iyi tanınmış kimseler. |
Pakan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Temizler, anlar. 2. Veliler > Kökeni: Farsça |
PAKAN |
(Fars.) Er. 1. Temizler, anlar. 2. Veliler, ermişler, evliya. |
PAKEL |
(f.t.i.) Er. - İyi işler yapan, doğru kimse. |
PAKER |
(f.t.i.) Er. - Temiz, dürüst, iyi kimse. |
Pakize |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temiz, saf, halis, lekesiz > Kökeni: Farsça |
PAKİZE |
(Fars.) Ka. - Temiz, saf, halis, lekesiz. |
PAKKAN |
(f.t.i.) Er. - Temiz soydan gelen kimse. |
PAKSAN |
(f.t.i.) Er. - Temiz, doğru namuslu tanınmış kimse. |
PAKSOY |
(f.t.i.) Er. - Temiz soydan gelen. |
PAKSU |
(f.t.i.) Er. - Temiz su. Billur gibi arı duru, şahsiyetli. |
Paksüt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sütü temiz > Kökeni: Türkçe |
PAKSÜT |
(f.ı.i.) Er. - Sütü temiz. |
PALA |
(Tür.) Er. - Kısa ve geniş kılıç. |
PALATEKİN |
(Tür.) Er. - Emniyet, güven ve cesaret telkin eden kişi. |
PALATİMUR |
(Tür.) Er. - Demir pala. Sert ve katı yapılı, güçlü. |
Palay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yedek at > Kökeni: Farsça |
PALAY |
(Fars.) Er. - Yedek at. |
PALAZ |
(Tür.) Er. 1. Kimi kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu. 2. Güzel, canlı, gürbüz, şişman. 3. Dağınık. |
PALMİYE |
(Fran.) Ka. - Süs olarak kullanılan bir nevi hurma ağacı. |
PAMİR |
(Tür.) Er. 1. Orta Asya'da yükseltisi 7000 m'yi geçen yüksek dağlık külle. 2. (Fars.) Dünyanın çatısı. |
PAMİRHAN |
(Tür.) Er. - Pamir han. |
PAPATYA |
(Tür.) Ka. - İlkbaharda çiçek açan, taç yapraklı, beyaz, ortası sarı kümeçli bir kır çiçeği. |
PARLA |
(Tür.) Ka. 1. Işık saç, ışılda. 2. Ün kazan, tanın. |
PARLAK |
(Tür.) Ka. 1. Parlayan, ışıldayan. Temiz. 2. Çok başarılı. |
PARLANUR |
(Tür.) Ka. - Nur gibi parla. Parla nur. |
PARLAR |
(Tür.) Ka. - Işık saçar, ışıldar, aydınlık verir. |
PARSA |
(Fars.) Er. 1. Sofu, dinine bağlı. 2. İffetli, namuslu, temiz, doğru. |
PARSBAY |
(f.t.i.) Er. - Pars gibi güçlü ve çevik. |
PARSHAN |
( f.t.i.) Er. - (bkz. Parsbay). |
PARSKAN |
( f.t.i.) Er. - Kanında atılganlık, cesaret ve saldırganlık taşıyan. |
PAŞA |
(Tür.) Er. 1. Osmanlı devletinde yüksek rütbeli askerlere verilen unvan. General. 2.Uslu, ağırbaşlı. |
PAYAM |
(Tür.) Er. - Badem. |
Payan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Son nihayet. Uç, kenar > Kökeni: Farsça |
PAYAN |
(Fars.) - Son nihayet. Uç, kenar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PAYE |
(Fars.) 1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3.. İkizlerin bir yıldızı, cevza burcu. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Payidar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kalıcı, sonsuza kadar yaşayacak olan |
PAYİDAR |
(Fars.) 1. Saygın, rütbeli. 2. Sağlam, sürekli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Payiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güz, sonbahar. Yaşlılık. > Kökeni: Farsça |
PAYİZ |
(Fars.) Er. - Güz, sonbahar. Yaşlılık. |
Payzen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tutsak, esir. Suçlu. > Kökeni: Farsça |
PAYZEN |
(Fars.) Er. 1. Tutsak, esir. Suçlu. Ayağına pranga vurulmuş kimse. 2. Rençber. |
Pazvantı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Osmanlı devletinde, rumeli bölgesinde gece bekçilerine verilen ad > Kökeni: Farsça |
PAZVANTI |
(Fars.) Er. - Osmanlı devletinde, Rumeli bölgesinde gece bekçilerine verilen ad. |
PEDÜK |
(Tür.) Er. - Yüce, yüksek. |
Pehlevi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şehir. 2. Kahraman, yiğit. > Kökeni: Farsça |
PEHLEVİ |
(Fars.) Er. 1. Şehir. 2. Kahraman, yiğit. |
Pehlivan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güreşçi. 2. Boy > Kökeni: Farsça |
PEHLİVAN |
(Fars.) Er. 1. Güreşçi. 2. Boylu boslu, iri yan, güçlü kimse, yiğit. |
PEKAL |
(Tür.) Er. - Pek al. |
PEKALP |
(Tür.) Er. - Güçlü, sert, kahraman yiğit. |
PEKART |
(Tür.) Er. - Sağlam dönülmez yemin. Pek ant. |
PEKAY |
(Tür.) Ka. - Pek ay. |
PEKDEĞER |
(Tür.) - Çok değerli, çok kıymetli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PEKDEMİR |
(Tür.) Er. - Sert, sağlam, demir gibi. |
PEKEL |
(Tür.) Er. - Güçlü el. Pek el. |
PEKER |
(Tür.) Er. - Güçlü kimse. Gözüpek, cesur yapılı. |
PEKERGİN |
(Tür.) Er. - Olgun kimse. |
PEKGÖZ |
(Tür.) Er. - Cesur, yiğit. |
PEKİN |
(Tür.) Er. - Üzerinde kuşku duyulmayan, kesinlikle bilinen, kesin. |
PEKİNER |
(Tür.) Er. - (bkz. Pekin). |
PEKİNTÜRK |
(Tür.) Er. - Pekin Türk. |
PEKKAN |
(Tür.) Ka. - Sağlam temiz kandan gelen. Soylu. |
PEKOL |
(Tür.) Er. - Sert, sağlam, dayanıklı ol. |
PEKÖZ |
(Tür.) - Özü sağlam kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PEKŞEN |
(Tür.) - Neşeli, şen-şakrak, mutlu kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PEKTAŞI |
(Tür.) Er. - Güçlü, sert taş. |
PEKTAY |
(Tür.) Er. - Güçlü, sağlam tay. |
PEKTÜRK |
(Tür.) Er. - Sağlam ve güçlü Türk. |
PEKÜN |
(Tür.) Er. - Tanınmış güçlü isim. |
PEKÜSTÜN |
(Tür.) Er. - Çok üstün, üstünlükte en iyi seviyede olan. |
PELİN |
(Tür.) Ka. - Birleşikgillerden, keskin ve güzel kokulu, bir çeşit bitki. |
PELİT |
(Tür.) - Çınar, meşe vb. ağaçların meyvesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PEMBE |
(Tür.) Ka. - Beyaz ve kırmızının karışmasından oluşan açık renk. |
PEMBEGÜL |
(Tür.) Ka. - Pembe gül. |
PERÇEM |
(Fars.) Ka. 1. Kâkül. Yele. 2. Mızrak, bayrak gibi şeylerin başlarına konan püskül. |
PERDAH |
(Fars.) Er. 1. Cila, parlaklık, parlama. Parlatma, parlaklık verme. 2. Budanmış asmadan yeni süren çubuk. |
Peren |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ülker yıldızı, pervin. > Kökeni: Farsça |
PEREN |
(Fars.) Ka. - Ülker yıldızı, pervin, Süreyya. |
PERİ |
(Fars.) Ka. 1. Dişi cin (güzel ve iyilik severlik sembolü olarak kabul edilirler). 2. Güzel kadın veya kız. |
Perican |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Peri) > Kökeni: Farsça |
PERİCAN |
(Fars.) Ka. - (bkz. Peri). |
Peride |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uçmuş, soluk, solmuş > Kökeni: Farsça |
PERİDE |
(Fars.) Ka. - Uçmuş, soluk, solmuş. |
Perihan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peri padişahı. Büyücü > Kökeni: Farsça |
PERİHAN |
(Fars.) Ka. - Peri padişahı. Büyücü. |
PERİNÇEK |
(Tür.) Er. - Özverili, fedakar, sadık. |
Periru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peri yüzlü. > Kökeni: Farsça |
PERİRU |
(Fars.) Ka. - Peri yüzlü, çok güzel. |
Periveş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peri gibi, çok güzel. > Kökeni: Farsça |
PERİVEŞ |
(Fars.) Ka. - Peri gibi, çok güzel. |
Periz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bağırma, haykırma. > Kökeni: Farsça |
PERİZ |
(Fars.) Er. 1. Bağırma, haykırma. 2. Su kenarında yetişen yeşil saz, ot. |
Perizat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Peri çocuğu. > Kökeni: Farsça |
PERİZAT |
(Fars.) Ka. 1. Peri çocuğu. 2. Güzel, çok güzel. |
Perize |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kırmızı altın. 2. Ateşte pişmiş. > Kökeni: Farsça |
PERİZE |
(Fars.) Ka. 1. Kırmızı altın. 2. Ateşte pişirilen ekmek. |
PERK |
(Tür.) Er. - Katı, sert, güçlü berk. |
PERKEL |
(Tür.) Er. - Güçlü er. |
PERKER |
(Tür.) Er. - Güçlü kimse. |
PERKİN |
(Tür.) Er. - Çok güçlü kuvvetli, sağlam kimse. |
Permun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bezek, süs > Kökeni: Farsça |
PERMUN |
(Fars.) Ka. - Bezek, süs. |
Perran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uçan, uçucu > Kökeni: Farsça |
PERRAN |
(Fars.) Ka. - Uçan, uçucu. |
Perrin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nezaket, nazlılık. > Kökeni: Farsça |
PERRİN |
(Fars.) Ka. - Nezaket, nazlılık. |
Pertav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Atılma, sıçrama. 2. > Kökeni: Farsça |
PERTAV |
(Fars.) Er. 1. Atılma, sıçrama. 2. Uzağa düşen ok. |
Pertev |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Işık. Parlaklık > Kökeni: Farsça |
PERTEV |
(Fars.) Er. - Işık. Parlaklık. |
Perva |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Korku. Çekingenlik. > Kökeni: Farsça |
PERVA |
(Fars.) 1. Korku. Çekingenlik. 2. İlgi, bağ. |
Perver |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Besleyen, besleyici, yetiştiren. > Kökeni: Farsça |
PERVER |
(Fars.) Er. - Besleyen, besleyici, yetiştiren, yetiştirici, koruyan, terbiye eden. |
Pervin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ülker süreyya > Kökeni: Farsça |
PERVİN |
(Fars.) Ka. - Ülker süreyya. |
Perviz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Üstün. 2. Elek. S > Kökeni: Farsça |
PERVİZ |
(Fars.) Er. 1. Üstün. 2. Elek. Süzgeç. 3. Balık. 4. Güzellik. Cilve. 5. İran hükümdarı Hüsrev'in lakabı. |
PESEN |
(Tür.) Kırağı, çiğ. Sis. İnce ince yağan kar, çisenti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Pesent |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Beğenen, beğenmiş. Beğenme, > Kökeni: Farsça |
PESENT |
(Fars.) Ka. 1. Beğenen, beğenmiş. Beğenme, seçme. 2. Esmerleşmiş. 3. Altın, mat altın. |
PESİN |
(Fars.) - Sonraki, en son. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PEŞİN |
(Fars.) Er. - Keykubat'ın üçüncü oğlu. |
PEŞREV |
(Fars.) Er. 1. Türk müziğinin en meşhur saz eseri formu. 2. Güreşten önce güreşçilerin yaptıkları gösteri. |
PETEK |
(Tür.) Ka. 1. Kovanda arıların içine bal yaptıkları göz, mum tekerleği. Kovan. 2. Minarenin şerefe ile külah arasındaki kısmı. Bacalarda külahın altındaki çıkıntılı kısım. |
Peyam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Haber, başkasından alınan bilgi > Kökeni: Farsça |
PEYAM |
(Fars.) Er. - Haber, başkasından alınan bilgi, nebe. |
Peyami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Haberle, bilgi ile ilgili. > Kökeni: Farsça |
PEYAMİ |
(Fars.) Er. - Haberle, bilgi ile ilgili. |
PEYDA |
(Fars.) Ka. - Meydanda açıkta. Hazır, mevcut. |
Peygamber |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah tarafından kullarına haber vermekle görevi kişi. > Kökeni: Farsça |
PEYGAMBER |
(Fars.) - Allah tarafından kullarına haber götürmekle görevlendirilmiş seçkin insan. Nebi, Rasul. - Yalnız Peygamberlere mahsus bir isimdir. |
Peygamberlerin sonuncusu, Hz. Muhammed. 4. Halemi Tai |
Arap kabileleri arasında tanınmış "Tayy" kabilesine mensup ve cömertliğiyle meşhur olan "İbn Abdullah b. Sa'd"ın lakabı. 5. Çok cömert olan. |
Peykan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temren, başak, okun ucu. > Kökeni: Farsça |
PEYKAN |
(Fars.) Er. - Temren, başak, okun ucundaki sivri demir. |
PEYKE |
(Fars.) Ka. - Kuru kanepe, tahta sedir. |
Peyker |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüz, surat > Kökeni: Farsça |
PEYKER |
(Fars.) Ka. - Yüz, surat. |
PEYMA |
(Fars.) Ka. - Ölçen, ölçücü. |
Peyman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yemin, and, ahd > Kökeni: Farsça |
PEYMAN |
(Fars.) Er. - Yemin, and, ahd. |
Peymane |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: büyük kadeh, şarap bardağı |
PEYMANE |
(Fars.) Ka. - Büyük kadeh, şarap bardağı. |
Peyrev |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ardı sıra giden. > Kökeni: Farsça |
PEYREV |
(Fars.). - Ardı sıra giden. Arkasından giden, izinden yürüyen. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
PEYZAJ |
(Fran.) Ka. - Kır resmi. |
PINAR |
(Tür.) Ka. - Yerden kaynayıp çıkan su, kaynak, çeşme. Bir suyun çıktığı yer, su başı. Kaynak suyunun devamlı aktığı yer. |
PIRILTI |
(Tür.) Ka. - Parıldayan şeyin çıkardığı ışık. Anlık ışık geçişi. |
PIRLANTA |
(hal.) Ka. - Değerli bir tür elmas. |
PIRNAL |
(Tür.) Ka. - Meşe ağacı çalısı. |
PITIRCA |
(Tür.) Ka. - Koyu pembe renkli bir bahar çiçeği. |
Pinhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gizli > Kökeni: Farsça |
PİNHAN |
(Fars.) Ka. - Gizli. |
Pirane |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaşlılara yakışır şekilde, olgunca. > Kökeni: Farsça |
PİRANE |
(Fars.) Er. - Yaşlılara yakışır şekilde, olgunca tavır. |
Piraye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Süs, zinet > Kökeni: Farsça |
PİRAYE |
(Fars.) Ka. - Süs, zinet. |
PİRUZ |
(Fars.) Er. - Kutlu, hayırlı, uğurlu. |
Piruze |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mavi renkli, değerli bir süs taşı, firuze. |
PİRUZE |
(Fars.) Ka. - Mavi renkli ve değerli bir süs taşı. |
Piyale |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kadeh, şarap bardağı > Kökeni: Farsça |
PİYALE |
(Fars.) Ka. - Kadeh, şarap bardağı. |
PLATİN |
(Lat.) Ka. - Beyaz ve çok değerli bir maden. |
POLAT |
(Fars.) Er. - Çelik. Güç, kuvvet. |
POLATALP |
(Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü yiğit. |
POLATHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Polatalp). |
POLATKAN |
(Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü soydan gelen. |
POLATKILIÇ |
(Tür.) Er. - İyi cins çelikten yapılma kılıç. |
POYRAZ |
(Yun.) 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgar. 2. Kuzey. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
POZAN |
(Tür.) Er. - Üzüm bağı. |
PÜRÇEK |
(Tür.) Ka. - Şakaklardan sarkan saç, zülüf. Ağaç ve bitkilerin saçak gibi ince kökleri. Oya, püskül, saçak. |
Pürçin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çok düşünceli > Kökeni: Farsça |
PÜRÇİN |
(Fars.) Ka. - Çok düşünceli, öfkeli. Kırışık. |
Pürdil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yürekli, cesur. > Kökeni: Farsça |
PÜRDİL |
(Fars.) Er. - Yürekli, cesur. |
PÜREN |
(Tür.) Ka. - Kimi ağaçlarda yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. Çalılık ve sık otlu yerler. Sarı, kırmızı, çiçek açan ufak yapraklı anların çok sevdiği bir tür ot. Meşe ağacı filizi. |
Pürfer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çok parlak, aydınlık > Kökeni: Farsça |
PÜRFER |
(Fars.) Ka. - Çok parlak, aydınlık. |
Püser |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Oğul, çocuk > Kökeni: Farsça |