Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, S Harfiyle Başlayan İsimler
S Harfiyle Başlayan Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, Türkçe İsimler, Türkçe Adlar ve Anlamları

Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, S Harfiyle Başlayan İsimler
Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, S Harfiyle Başlayan İsimler
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Saba |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sava) 1. (Sapa, sopa) Sopa, değnek, savma aleti, savaş aleti 2. Söz, iddia, hitap > Kökeni: Türkçe |
Sabacı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sopacı, sopayla dövüşen 2. Konuşmacı, hatip > Kökeni: Türkçe |
Sabak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Savak) 1. Sopa, cop sopa kullanan, dövüşçü, sopa ile dövüşen 2. Kımız saklamak için beygir derisinden yapılan tulum > Kökeni: Türkçe |
Sabar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sapar, savar, döver, sopayla döven 2. Savar, savaşır, savaşçı 3. Hatip, konuşmacı > Kökeni: Türkçe |
Sabı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sopa, cop 2. Savaş, dövüş 3. Söz, sohbet > Kökeni: Türkçe |
Sabıray Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yazgı Tanrısı İnsanların geleceği hakkında karar verir Yeraltında yaşar > Kökeni: Türkçe |
Sabu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sopa, cop, değnek 2. Savaş, dövüşçü, dövüş ustası, savaşçı > Kökeni: Türkçe |
Saça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saçı, bahşiş, armağan > Kökeni: Türkçe |
Saçan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cömert, dağıtan, harcayan 2. Yayıncı, yayın yapan > Kökeni: Türkçe |
Saçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Armağan, bahşiş 2. Adak, inanç gereği dağıtılan nesne > Kökeni: Türkçe |
Saçılık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan, hediye, bahşiş > Kökeni: Türkçe |
Saçuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Eli açık, cömert 2. Armağan, bahşiş 3. Aleni, saklısız, gizlisiz > Kökeni: Türkçe |
Sadak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Okların, içinde muhafaza edildiği torba ok torbası > Kökeni: Türkçe |
Sadu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İyi, çok iyi, ala > Kökeni: Türkçe |
Sagay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düşünceli, Düşünen, sakınan 2. Özleyen, özlemiş, özlem oymaklarından > Kökeni: Türkçe |
Sagım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Emel, arzu, Murat 2. Düşünce, fikir, düşünceli, fikir sahibi 3. Sağlamlık, dayanıklılık > Kökeni: Türkçe |
Sagın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Özlem, hasret 2. Düşünce, plan, tasarım 3. Davet 4. Kıvılcım > Kökeni: Türkçe |
Sagınçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sakınan, düşünen, özleyen, sakınca duyan > Kökeni: Türkçe |
Sagu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağıt, mersiye > Kökeni: Türkçe |
Sagundu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Özlenen, düşünülen, kollanan > Kökeni: Türkçe |
Sagunduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Özlenen, düşünülen, özlemeye değer > Kökeni: Türkçe |
Sagunur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düşünce, tasarım > Kökeni: Türkçe |
Sağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sağlık, dirilik, canlılık, yeterlilik 2. Akıl, fetanet 3. Doğruluk, inanırlık 4. Halis, saf, net > Kökeni: Türkçe |
Sağ bilge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağ+Bilge Doktor, sağlık uzmanı > Kökeni: Türkçe |
Sağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğan türü, yırtıcı avcı bir kuş > Kökeni: Türkçe |
Sağanak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağanak, sert ve hızlı yağan yağmur > Kökeni: Türkçe |
Sağançığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nefs, can, ruh > Kökeni: Türkçe |
Sağbili |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağ+Bili (Bilig) Sağduyu, hikmet > Kökeni: Türkçe |
Sağdaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlıklı günlerin arkadaşı, can yoldaşı > Kökeni: Türkçe |
Sağdıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağdaç “Damadın en yakın, en güvenilir arkadaşı” > Kökeni: Türkçe |
Sağık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düşünceli, planlı 2. Sağ, diri, uyanık 3. Ateş, kıvılcım, ateşli > Kökeni: Türkçe |
Sağım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaşam, sağlık 2. Serap, algın > Kökeni: Türkçe |
Sağın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düşünce, tasarım 2. Özlem 3. Ateş, kıvılcım > Kökeni: Türkçe |
Sağınç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kurgu, hayal 2. Sakınca, mahsur, endişe 3. Özlem > Kökeni: Türkçe |
Sağış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hesap, matematik, sayış > Kökeni: Türkçe |
Sağlam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlıklı, güçlü, dayanıklı, dirençli > Kökeni: Türkçe |
Sağlam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlıklı, güçlü > Kökeni: Türkçe |
Sağlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sağlık) Diri, canlı, sağlıklı > Kökeni: Türkçe |
Sağlıca (k) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlıklı, diri, esenlikli > Kökeni: Türkçe |
Sağman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlıklı, güçlü > Kökeni: Türkçe |
Sağnak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sağanak) > Kökeni: Türkçe |
Sağrak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İçki içilen kap, kupa, kadeh > Kökeni: Türkçe |
Sağrı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sağrak 2. Sarı SAĞUNÇAK > Kökeni: Türkçe |
Sağunmuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Özlem içinde olan 2. Düşünen, düşünceli 3. Davet eden, davetkar > Kökeni: Türkçe |
Sahaday Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yangın Tanrısı Çakmaktaşı, çelik ve çırayı korur > Kökeni: Türkçe |
Sahal Hatun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ateş Tanrıçası Yeryüzünde yangınlara neden olur > Kökeni: Türkçe |
Saka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Akıllı, arif 2. Düşünceli, kaygılı 3. Sakal 4. Saklı, saklayan, koruyan > Kökeni: Türkçe |
Sakar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Alnında beyaz lekesi bulunan at 2. Uğursuz, sakıncalı > Kökeni: Türkçe |
Sakçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koruyucu, muhafız > Kökeni: Türkçe |
Sakık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çoban yıldızı > Kökeni: Türkçe |
Sakın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düşünme, tasarım, kaygılanma, kaygıyı ortadan kaldırma eylemi 2. Saklama,koruma, esirgeme 3. uzaklaşma, ayrılma > Kökeni: Türkçe |
Sakınç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düşünce, kaygı > Kökeni: Türkçe |
Sakış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaygı, endişe > Kökeni: Türkçe |
Saklı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Korunmuş, mahfuz, esirgenen 2. Zinde, dinç, sağlıklı > Kökeni: Türkçe |
Saklıca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gizli, örtülü, korunan 2. Hazine, mücevher > Kökeni: Türkçe |
Saklıçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gizli, gizlenmiş, örtülü 2. Yaşam, sağlık, esenlik > Kökeni: Türkçe |
Sakman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uyanık, diri, sağlam 2. Sokman, dize kadar çıkan çizme > Kökeni: Türkçe |
Sal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Saldırı, saldırmak 2. Salmak, bırakmak, azat etmek, serbestlik 3. Göndermek, > Kökeni: Türkçe |
Salacuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldıran, saldırıcı, gönderici > Kökeni: Türkçe |
Salaçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Salınan, bırakılan, salınmış > Kökeni: Türkçe |
Salaman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Salınan, bırakılan, azat edilen, serbest, azade > Kökeni: Türkçe |
Salamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Saldıran, düşmana karşı hamle ve manevra yapan 2. İyi kılıç sallayan, silahşor 3. salmış, köle azat etmiş > Kökeni: Türkçe |
Salançu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırgan, iyi kılıç kullanan > Kökeni: Türkçe |
Salar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ordu sevk eden 2. İyi kılıç kullanan, silahşor > Kökeni: Türkçe |
Salçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Salıcı, sevk edici 2. Salan, serbest bırakan 3. Karahanlılar döneminde, saray aşçılarının ünvanlarından > Kökeni: Türkçe |
Salçuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Salınmış, azat edilmiş, saltuk, eski köle 2. Başına buyruk, bağımsız, otoriteye karşı çıkan 3.Saldıran 4. silahşor, iyi silah kullanan 5. küçük yel, esinti 6. haber salan, mesaj yollayan > Kökeni: Türkçe |
Saldıran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hücum eden, asker sevk eden > Kökeni: Türkçe |
Saldıray |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırgan > Kökeni: Türkçe |
Saldırgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırıcı, hücumcu > Kökeni: Türkçe |
Saldırı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hücum, taarruz > Kökeni: Türkçe |
Saldırmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hücum etmiş, taarruz etmiş > Kökeni: Türkçe |
Saldur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırı > Kökeni: Türkçe |
Salgara |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Salınmış, azade, başına buyruk, otorite tanımaz > Kökeni: Türkçe |
Salgın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Serbest, bağımsız 2. Serap, hayal > Kökeni: Türkçe |
Salgur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Atak, tetik, saldırmaya hazır > Kökeni: Türkçe |
Salgut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mebus, vekil. Eskiden bir bölgeyi temsilen, Kağan’a (Başkente) gönderilen kişilere verilen unvan. > Kökeni: Türkçe |
Salık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Vergi, vergi borcu, haraç 2. Haber, öğüt, tavsiye > Kökeni: Türkçe |
Salıkçu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Haberci, öğütçü > Kökeni: Türkçe |
Salım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Serin esen yel, serinlik 2. Ferman, emirname 3. Üzüm demedi, salkım > Kökeni: Türkçe |
Salın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Serbest, serbestlik, salınma, boy gösterme 2. Jest, eda 3. Salıncak > Kökeni: Türkçe |
Salınmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Serbest, azade, salaman > Kökeni: Türkçe |
Salkım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Salınmış, sarkık > Kökeni: Türkçe |
Salkım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Üzüm çöpü. Akasya dalı > Kökeni: Türkçe |
Saltın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yalnız, yalnızlık içinde, tek kalmış > Kökeni: Türkçe |
Saltuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Serbest bırakılmış, azade, hürriyetine kavuşmuş eski köle 2. Başına buyruk, bağımsız > Kökeni: Türkçe |
Saltuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Serbest bırakılmış köle > Kökeni: Türkçe |
Saluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Salık) Serbest, azade, hürriyetine kavuşmuş > Kökeni: Türkçe |
Salum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Özgürlük, azat 2. Kılış, silah > Kökeni: Türkçe |
Salun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Jest, mimik, eda, cilve 2. Boy gösterme, ortaya çıkma > Kökeni: Türkçe |
Salundu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Özgür, hür 2. Edalı, boy gösteren > Kökeni: Türkçe |
Salur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Saldıran, saldırgan, asker salan 2. Silahşor, iyi silah kullanan 3. Saldırma, kılıç,silah 4. Serbest, azade > Kökeni: Türkçe |
Salur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırgan. Silahşör > Kökeni: Türkçe |
Samsa |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Baklava türü bir hamur tatlısı > Kökeni: Türkçe |
Samuka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnatçı, dirençli > Kökeni: Türkçe |
San |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sanmak, saymak, var kabul etmek > Kökeni: Türkçe |
Sanaga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Serap, hayal 2. Niyet, maksat > Kökeni: Türkçe |
Sanağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hesap, matematik > Kökeni: Türkçe |
Sanak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Matematik > Kökeni: Türkçe |
Sancak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bayrak > Kökeni: Türkçe |
Sancar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kısa kama, bıçak > Kökeni: Türkçe |
Sançak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ucu sivri mızrak > Kökeni: Türkçe |
Sançar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saplayan, batıran, dürten, mızrak kullanarak sançan, sançıcı, iyi silah kullanan > Kökeni: Türkçe |
Sançı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ucu sivri demir, silah 2. Sivri bir aletin, vücuda değince verdiği acı 3. Acı duymak 4. hayalet > Kökeni: Türkçe |
Sançığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ucu sivri demir, kargı > Kökeni: Türkçe |
Sançış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hamle, kılıç veya kargıyla yapılan dürtüş > Kökeni: Türkçe |
Sandugaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bülbül > Kökeni: Türkçe |
Sanek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hayran, meftun, tutkun > Kökeni: Türkçe |
Saner |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ünlü, tanınmış kişi > Kökeni: Türkçe |
Sang |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: San, düşünce var sayma > Kökeni: Türkçe |
Sangı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hayal, serap SANIR > Kökeni: Türkçe |
Sangır Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Av Tanrısı Kızdığında ormanları yakıp, av hayvanlarını kaçırdığı söylenir > Kökeni: Türkçe |
Sankur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hayret, şaşkınlık > Kökeni: Türkçe |
Sanlav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hürmet, saygı > Kökeni: Türkçe |
Sanlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sanıcı, düşünücü 2. Şüpheci > Kökeni: Türkçe |
Sanlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şüpheci > Kökeni: Türkçe |
Sansak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Anlayış, intiba > Kökeni: Türkçe |
Sapa |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sopa, değnek 2. Kılıç sapı, kabza 3. Aykırı, farklı, başka > Kökeni: Türkçe |
Sapak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sopa 2. Aykırı, aykırılık > Kökeni: Türkçe |
Sapar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sabar, döver, dövücü 2. Aykırı, farklı 3. Kabza > Kökeni: Türkçe |
Sapurluş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Devrim, ihtilal, ayaklanma, ayrılma > Kökeni: Türkçe |
Saradıman Hanım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İyilik Tanrıçası Demirci Tanrıçası olarak da görülür > Kökeni: Türkçe |
Sarar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saran, sarıcı, sarma eyleminde olan, ören, örücü > Kökeni: Türkçe |
Sarasan Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soğuk Tanrısı Kışın soğuklara neden olur > Kökeni: Türkçe |
Sargay (Şargay) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağ Tanrısı Dağlarda yaşar > Kökeni: Türkçe |
Sargın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevimli, sempatik, çekici 2. Sargı, sarılı, örülü > Kökeni: Türkçe |
Sargut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güneş ışığı 2. Bağış, ihsan > Kökeni: Türkçe |
Sarı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sarı renk, sarışın 2. Sarılı, sarılmış, saran, sarılma > Kökeni: Türkçe |
Sarıca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarılı, sarı gibi, sarıya çalan > Kökeni: Türkçe |
Sarıca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarı gibi > Kökeni: Türkçe |
Sarıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarılı, sarılmış, örgülü > Kökeni: Türkçe |
Sarıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarılmaktan.sarıl, Sevgili, saygılı, cana yakın > Kökeni: Türkçe |
Sarım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Suyu süzmeye yarayan, ince dokuma 2. Sarma, sarılma > Kökeni: Türkçe |
Sarıp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarp, dik, sarılı, çıkılması güç, yalçın > Kökeni: Türkçe |
Sarman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sarıman) 1. Sarışın, sarıya çalan 2. Sıcakkanlı, cana yakın > Kökeni: Türkçe |
Sarmaşık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarılı, sarpa sarmış, sarılan > Kökeni: Türkçe |
Sarp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çetin, sert > Kökeni: Türkçe |
Sartık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sarılı, örgülü, örülmüş 2. Farklı, dikkat çekici > Kökeni: Türkçe |
Saru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sarı 2. Sıra dışı, farklı, dikkat çekici 3. Batı, batı yönü > Kökeni: Türkçe |
Saruca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir sungur türü avcı kuş 2. Sarıya çalan, sarışın > Kökeni: Türkçe |
Saruca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarı gibi > Kökeni: Türkçe |
Saruhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saruhanoğulları Beyliğinin kurucusu > Kökeni: Türkçe |
Sarul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sarılı, sarılmış > Kökeni: Türkçe |
Sarvan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Deve süren, deveci > Kökeni: Türkçe |
Satı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1- Satık, satuk, satılmışın dişisi 2- Pazar yeri (Eski Türk geleneklerine göre, çocukları sık ölen ya da olmayan ailelerin, çocuğu olduğunda yaşaması ve uzun ömürlü olması için, onu Tanrı’nın sevdiği, toplumun sevip saydığı, bir ulu kişiye ya da onun ruhuna, çocuğu koruması, manevi bir destek vermesi bakımından emanet edilmesi eylemine satma-satılma adı verilir. Çocuk erkekse, “Satılmış”, kız ise “Satı” adı verilir. ) > Kökeni: Türkçe |
Satıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Satıcı, tüccar 2. Mertebe, rütbe > Kökeni: Türkçe |
Satım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Satıcığım 2. Ticaret > Kökeni: Türkçe |
Satışgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Satıcı, tüccar > Kökeni: Türkçe |
Satuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Satı, satık, satılmış > Kökeni: Türkçe |
Satuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Satılmış > Kökeni: Türkçe |
Satun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Satın alma, satın alma gücü, paha > Kökeni: Türkçe |
Sav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sava) 1. Mesaj, haber, yeni haber 2. İddia. İsnat 3. Ün, san 4. Savaş, vuruşma, dövüş 5.Öykü, atasözü, darbı mesel > Kökeni: Türkçe |
Sava |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sav) > Kökeni: Türkçe |
Savacı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Savcı) > Kökeni: Türkçe |
Savan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Savıcı, savaşçı, def edici 2. Elçi, arabulucu > Kökeni: Türkçe |
Savar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savaşçı, savıcı, defedici > Kökeni: Türkçe |
Savaru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bahşiş, armağan 2. Geçici, muvakkat > Kökeni: Türkçe |
Savaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Harp, döğüş, vuruşma, savma, defetme > Kökeni: Türkçe |
Savaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Harp, dövüşme > Kökeni: Türkçe |
Savaşgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savaşçı, cengaver > Kökeni: Türkçe |
Savcı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İddiacı. Ünlü > Kökeni: Türkçe |
Savçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Savcı, savacı) 1. Elçi, haberci, resul, sözcü 2. Savaşçı, cengaver 3. Ünlü, meşhur, ün salmış > Kökeni: Türkçe |
Savduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uğurlama, veda > Kökeni: Türkçe |
Savgat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan, bahşiş > Kökeni: Türkçe |
Savgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Haraç, vergi 2. Şifa, derman > Kökeni: Türkçe |
Savrın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Armağan, bahşiş 2. Ahd, azim > Kökeni: Türkçe |
Savruk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savrulmuş, derbeder > Kökeni: Türkçe |
Savtur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Veda, uğurlama > Kökeni: Türkçe |
Savun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Davet, çağrı 2. Savunma, savaş 3. Ağıt, mersiye, ölenlerin yiğitlik ya da hayırlı işlerini anlatmak için verilen yemek > Kökeni: Türkçe |
Savunduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Davetiye > Kökeni: Türkçe |
Savungan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savunucu, savaşan, direnen, müdafi > Kökeni: Türkçe |
Savur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eli açık, cömert, hovarda > Kökeni: Türkçe |
Savurkaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Savurgan, hovarda, eli açık 2. Fırtına, katı yel > Kökeni: Türkçe |
Savut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koruyucu, koruyan, müdafi 2. Zırh, çelik yelek, demirağ > Kökeni: Türkçe |
Say |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sag, sağ, sak, sayı) 1. Saygı, sayma, geçerli kılma 2. Düşünme, ölçme, seçme, tasarım, hesap,ödeşme 3. taşlık yer 4. zırh, göğüslük > Kökeni: Türkçe |
Sayak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygılı, hürmetli > Kökeni: Türkçe |
Sayan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Saygılı, saygıdeğer, saygıya layık 2. Saygı gösteren, efendi, ağırbaşlı > Kökeni: Türkçe |
Saydam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saf, net, berrak, sayılabilen, açık, temiz, bilinen > Kökeni: Türkçe |
Saydur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygı duruşu, ihtiram duruşu > Kökeni: Türkçe |
Saygı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hürmet, önem, değer, edep 2. Sayı, sayım, matematik > Kökeni: Türkçe |
Saygın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İtibarlı, hürmet gören, saygı gören, hatırı sayılır > Kökeni: Türkçe |
Saygın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İtibarlı, saygı gören > Kökeni: Türkçe |
Sayıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçilmiş, seçkin, sayılan SAYILGAN > Kökeni: Türkçe |
Sayım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygı, saygı gösteriş > Kökeni: Türkçe |
Sayın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Seçkin, değerli, muteber, güzide, muhterem 2. Saf, halis, arı 3. Güzel, ender rastlanan > Kökeni: Türkçe |
Sayındı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygı duyulan, itibar gören, muhterem, saygın > Kökeni: Türkçe |
Sayır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İçinden su çıkan mağara > Kökeni: Türkçe |
Sayış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ödenek > Kökeni: Türkçe |
Sayıt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygın, muteber > Kökeni: Türkçe |
Saylak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sayılan, takdir gören, usta, uzman > Kökeni: Türkçe |
Saylık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Şeref, haysiyet, onur > Kökeni: Türkçe |
Sayman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sayıcı, hesapçı, hesap ve sayı uzmanı > Kökeni: Türkçe |
Sayrı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Üzgün, mahzun, yorgun ilgisiz > Kökeni: Türkçe |
Sayvan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gölgelik, kamelya > Kökeni: Türkçe |
Sazağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sazan) Soğuk yel > Kökeni: Türkçe |
Sazak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sazlık, bataklık 2. İnce yağan kar 3. Ak bulut 4. Çok konuşan, geveze 5.Poyraz, soğuk esen yel 6.sezgin, sezici, uyanık > Kökeni: Türkçe |
Sazak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sazlık. İnce yağan kar. Ak bulut. Poyraz. Sezgin, uyanık > Kökeni: Türkçe |
Sazan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soğuk esen yel 2. Sazlık, bataklık 3. Sezen, sezici > Kökeni: Türkçe |
Sebdeg Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kış Tanrısı Buz ile temsil edilir Sesegen’in babasıdır > Kökeni: Türkçe |
Sebe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgi, sevi > Kökeni: Türkçe |
Sebük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevik, sevilen, sevgi gören > Kökeni: Türkçe |
Seçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Titiz, seçici, ayırıcı 2. Konuşkan, hoş sözlü > Kökeni: Türkçe |
Seçil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Seçkin, güzide, seçilmiş 2. Farklı, olağanüstü > Kökeni: Türkçe |
Seçil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Benzerleri arasından beğenilmesi, alınması istenen > Kökeni: Türkçe |
Seçilir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçkin, güzide > Kökeni: Türkçe |
Seçilmiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçkin, güzide > Kökeni: Türkçe |
Seçkin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Farklı, göze batan, olağanüstü 2. İtibar gören, muhterem > Kökeni: Türkçe |
Seçkin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçilmiş > Kökeni: Türkçe |
Seden |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uyanık, gözü açık olan > Kökeni: Türkçe |
Segrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seyrek, ender rastlanan > Kökeni: Türkçe |
Seğirtgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Koşucu, atlet 2. Afacan, ele avuca sığmaz, tez canlı > Kökeni: Türkçe |
Seğrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seyrek, nadir, az rastlanır > Kökeni: Türkçe |
Sekmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seviye, mertebe > Kökeni: Türkçe |
Selçik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Seligcik) 1. Temiz, pakize, namuslu, bakire 2. Küçük kılıç, bıçak 3. Açık, beliğ, fesahatli > Kökeni: Türkçe |
Selçuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzel konuşan > Kökeni: Türkçe |
Selda |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir ağaç türü > Kökeni: Türkçe |
Selek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eli açık, cömert > Kökeni: Türkçe |
Selen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Salınan, sallanan, kıvrılan 2. Temiz, pak, namuslu, zarif, bakire 3. Fısıltı, hafif ses 4.Haber,havadis 5. yılan (Tuva ve Çuvaşlarda) > Kökeni: Türkçe |
Selen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Müjde, Varlık, bolluk > Kökeni: Türkçe |
Selenge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kıvrılan, kıvrık > Kökeni: Türkçe |
Selig (silig) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Namuslu, temiz, dürüst, pakize 2. Kibar, narin, zarif > Kökeni: Türkçe |
Seligçik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Selçik) Temiz, namuslu, bakire > Kökeni: Türkçe |
Selin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Selen, salınan, haber, fısıltı 2. Sülün kuşu > Kökeni: Türkçe |
Selin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gür akan su. Orta Asya'da yetişen sürekli yeşil kalan küçük bir ağaççık > Kökeni: Türkçe |
Selinay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ay gibi parlak su > Kökeni: Türkçe |
Semiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İri yarı, şişman 2. Besili, bakımlı > Kökeni: Türkçe |
Senay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sen aysın, sen parlaksın > Kökeni: Türkçe |
Sencer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kılıç saplayan, batıran. Büyük Selçuklu Devletinin son kağanı > Kökeni: Türkçe |
Senger |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Canavar, ejderha 2. Kale, burç > Kökeni: Türkçe |
Sengi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgi, sevi > Kökeni: Türkçe |
Sengün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ordu komutanı, general > Kökeni: Türkçe |
Sepil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaygın, yayılmış, bulaşmış 2. Kale, hisar > Kökeni: Türkçe |
Sepin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çeyiz, kalın 2. Yaygın, yayık > Kökeni: Türkçe |
Sereday |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüzük, takı, aksesuar > Kökeni: Türkçe |
Seren |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Makam. Çam ağacından düzgün kesilmiş odun > Kökeni: Türkçe |
Sergen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sergi yeri > Kökeni: Türkçe |
Serim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gösteriş, teşhir 2. Sabır, metanet > Kökeni: Türkçe |
Serin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gölge, gölgelik 2. Genişlik, gerilmişlik 3. Soğuğa yakın, hafif soğuk 4. Sabırlı, dayanıklı > Kökeni: Türkçe |
Seringen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Serince, serinleşmiş 2. Sabırlı, dayanıklı > Kökeni: Türkçe |
Sermin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzel, kibar > Kökeni: Türkçe |
Serpil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İyi büyü, geliş dileği > Kökeni: Türkçe |
Sesegen (Seseğen) Hatun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güz Tanrıçası Sebdeg’in kızıdır > Kökeni: Türkçe |
Seval |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Severek al dileği > Kökeni: Türkçe |
Seven |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seven, sevgi sahibi, şefkatli, tutkulu > Kökeni: Türkçe |
Severge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dost, yakın, yaren 2. Aşk, sevgi, tutku > Kökeni: Türkçe |
Sevgi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevme eyleminin nüvesi > Kökeni: Türkçe |
Sevgi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevme duygusu > Kökeni: Türkçe |
Sevi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgi, sevgi eğilimi, sevgi yakınlığı > Kökeni: Türkçe |
Sevigen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seven, sevgisini veren > Kökeni: Türkçe |
Sevik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevilen, sevgi gösterilen, sevgiye layık, sevgili 2. Dost, gönüldaş > Kökeni: Türkçe |
Sevil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevilen, el üstünde tutulan > Kökeni: Türkçe |
Sevil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Her zaman sevilen, beğenilen biri ol dileği > Kökeni: Türkçe |
Sevilay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ay gibi sevil, beğenil > Kökeni: Türkçe |
Sevilgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevilen, aşırı ilgi gören > Kökeni: Türkçe |
Sevim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sempati, alım, çekicilik. Sevgiye yol açan > Kökeni: Türkçe |
Sevim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevme > Kökeni: Türkçe |
Sevimli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çekici, sempatik > Kökeni: Türkçe |
Sevin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinç, mutluluk > Kökeni: Türkçe |
Sevinç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Neşe, coşku, sevinme duygusu, mutluluk > Kökeni: Türkçe |
Sevinç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinme, mutlu olma > Kökeni: Türkçe |
Sevinçek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinilecek şey, sevinç kaynağı > Kökeni: Türkçe |
Sevindük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mutluluk, bahtiyarlık (Uzun süren bir çocuksuzluk döneminden sonra, çocukları olan ailelerinsık kullandığı, geleneksel adlardan) > Kökeni: Türkçe |
Sevinmiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinçli, mutlu, mutlu olmuş > Kökeni: Türkçe |
Sevinti |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mutluluk, mutlu olmaya değen 2. Ferahlık, gevşeme, rahatlık, huzur > Kökeni: Türkçe |
Sevtap |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapılacak kadar sevilen > Kökeni: Türkçe |
Sevük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevilen, sevgili, canan > Kökeni: Türkçe |
Seyirtgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Afacan, çalışkan, ele avuca sığmaz > Kökeni: Türkçe |
Seyrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Az rastlanır, sıra dışı > Kökeni: Türkçe |
Sezek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hassas, duygulu, ferasetli 2. Sezgi, anlayış, kavrayış, his > Kökeni: Türkçe |
Sezen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Anlayan, kavrayan, hisseden SEZER > Kökeni: Türkçe |
Sezen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hisseden, sezgili > Kökeni: Türkçe |
Sezer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duygulu, hassas > Kökeni: Türkçe |
Sezgi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İdrak, seziş, hissediş, ilham > Kökeni: Türkçe |
Sezgin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hassas, sezici > Kökeni: Türkçe |
Sezgin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arif, sezici > Kökeni: Türkçe |
Sezgir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hassas, narin, alıngan > Kökeni: Türkçe |
Sezigen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sezen, sezgin > Kökeni: Türkçe |
Sezik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sezgin, içli > Kökeni: Türkçe |
Seziklü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tedbirli, sezici > Kökeni: Türkçe |
Sezim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hissediş, anlayış > Kökeni: Türkçe |
Sezimtal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hassas, duygulu > Kökeni: Türkçe |
Sezin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sezme, anlama > Kökeni: Türkçe |
Sezmiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İdrak eden, anlayan > Kökeni: Türkçe |
Sıbak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sopa, değnek > Kökeni: Türkçe |
Sıdal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Muktedir, güçlü, egemen > Kökeni: Türkçe |
Sıgun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yabani geyik 2. Emek, zahmet, sıkıntı > Kökeni: Türkçe |
Sığın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Erkek geyik, Ala geyik > Kökeni: Türkçe |
Sığınak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sıkı korunan, sığınılacak yer, yoğun ve katı olan yer > Kökeni: Türkçe |
Sığındık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağlılık, sadakat > Kökeni: Türkçe |
Sığlam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sağlam, sıkı, yoğun 2. Sine, bağır > Kökeni: Türkçe |
Sık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katı, yoğun > Kökeni: Türkçe |
Sıkı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Katı, sıkılmış, yoğun > Kökeni: Türkçe |
Sıkılgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Daralmış, daralan, sıkılaşan, utangaç > Kökeni: Türkçe |
Sıkın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Keder, yas, üzüntü, sıkıntı 2. Ala geyik > Kökeni: Türkçe |
Sılıv |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temiz, pakize, bakire > Kökeni: Türkçe |
Sılkım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cesur, gözükara > Kökeni: Türkçe |
Sın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Deney, deneme 2. Endam, gösteriş > Kökeni: Türkçe |
Sınaçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hakem, sınayıcı > Kökeni: Türkçe |
Sınağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sınav, imtihan, deneme > Kökeni: Türkçe |
Sınak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Deney, sınav, imtihan > Kökeni: Türkçe |
Sınauvu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sınav, deney > Kökeni: Türkçe |
Sınayçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hakem, sınayan > Kökeni: Türkçe |
Sınçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hakem, sınaçı > Kökeni: Türkçe |
Sındıraç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bülbül > Kökeni: Türkçe |
Sıray |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çehre, yüz, beniz > Kökeni: Türkçe |
Sırga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Küpe, takı, aksesuar 2. Armağan, bahşiş 3. Halka, halkalı > Kökeni: Türkçe |
Sırgalu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küpeli > Kökeni: Türkçe |
Sırma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sırlı, boyalı, gümüş tel > Kökeni: Türkçe |
Sırma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel. Rütbe gösteren sarı şerit > Kökeni: Türkçe |
Sıykım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgili, canan > Kökeni: Türkçe |
Sıylı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevimli, sempatik, muteber 2. Armağan > Kökeni: Türkçe |
Sıylık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan, bahşiş > Kökeni: Türkçe |
Sıyurgal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan > Kökeni: Türkçe |
Sızgıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kalem, yazgaç > Kökeni: Türkçe |
Sızım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sızı, yakınma, hüzün > Kökeni: Türkçe |
Sibel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Buluttan ayrılıp henüz yere düşmemiş yağmur tanesi 2. Buğday, buğday tanesi > Kökeni: Türkçe |
Sibel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buğday başağı > Kökeni: Türkçe |
Silgi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arınma, temizlik, parlaklık > Kökeni: Türkçe |
Silig |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Temiz, namuslu, dürüst 2. El değmemiş, bakir, bakire 3. Tatlı dilli > Kökeni: Türkçe |
Simge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İşaret, sembol > Kökeni: Türkçe |
Sinan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mızrak, süngü > Kökeni: Türkçe |
Sinçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çehre, beniz > Kökeni: Türkçe |
Singil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük kız kardeş > Kökeni: Türkçe |
Singin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mahçup, sıkılgan > Kökeni: Türkçe |
Sinkel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İmtiyazlı, ayrıcalıklı > Kökeni: Türkçe |
Sinkil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İmtiyazlı > Kökeni: Türkçe |
Sir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şeciye, soy, kök 2. Birleşik, birleşmiş > Kökeni: Türkçe |
Sirek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zeki, akıllı > Kökeni: Türkçe |
Sitacu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nazlı, narin, alıngan, hassas > Kökeni: Türkçe |
Siyavuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevimli, sempatik, sevgiye layık > Kökeni: Türkçe |
Siyavuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevimli ,cana yakın > Kökeni: Türkçe |
Siyendi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevilen, sevilmiş, sevgiye layık > Kökeni: Türkçe |
Siyrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Az rastlanır, seyrek bulunur > Kökeni: Türkçe |
Siyun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevim, sevimlilik, sempati, beğeni > Kökeni: Türkçe |
Siyuran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Utkan, muzaffer > Kökeni: Türkçe |
Siyurgal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ödül, armağan, ödül alma 2. Madalya, askeri nişan > Kökeni: Türkçe |
Siyurgatmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düşmanı bozguna uğratmış 2. Başarılı, ödül ve övgü almış > Kökeni: Türkçe |
Siyünç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevinç, mutluluk > Kökeni: Türkçe |
Sizgek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zeki, sezgin, müdrik > Kökeni: Türkçe |
Sizüçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hassas, zeki, uyanık, akıllı > Kökeni: Türkçe |
Sobay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bekar, yalnız, münferit 2. Silahını iyi kullanan, deneyimli asker, savaşçı > Kökeni: Türkçe |
Soğay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlıklı, zinde, dinç > Kökeni: Türkçe |
Sokman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mert, dürüst 2. Diz kapağına kadar gelen uzun bir tür çizme (Türkmen çizmesi) > Kökeni: Türkçe |
Sokulag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Adak, kurban 2. Sokulgan, munis, cana yakın > Kökeni: Türkçe |
Sokulgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cana yakın, munis SOKUM > Kökeni: Türkçe |
Solagay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Solak 2. Ters, hiddetli, öfkeli > Kökeni: Türkçe |
Solak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Asker yöneten, asker sevk eden (Sulag) 2. Sol el ve ayağını kullanan > Kökeni: Türkçe |
Solaşıglı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yararlı, çok yararlı, iş bitirici > Kökeni: Türkçe |
Soldon (Soldong) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tan Tanrısı Doru at şeklinde olduğu söylenir > Kökeni: Türkçe |
Solgun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rengi kaçmış, yıpranmış, hüzünlü > Kökeni: Türkçe |
Solgur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Salgur) Atak, saldırı > Kökeni: Türkçe |
Solın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Araştırmacı, meraklı > Kökeni: Türkçe |
Solmagan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canlı, ölümsüz, solmaz > Kökeni: Türkçe |
Solmaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canlı, diri, çekici > Kökeni: Türkçe |
Soltu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soludu, soluklu > Kökeni: Türkçe |
Soluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nefes, can > Kökeni: Türkçe |
Sombov Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yeryüzü Tanrısı Angır adlı kuşun getirdiği toprakla karaları yaratmıştır > Kökeni: Türkçe |
Somol Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yanardağ Tanrısı Yanardağları o patlatır > Kökeni: Türkçe |
Sonay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayın son günleri > Kökeni: Türkçe |
Soner |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Son doğan erkek çocuk > Kökeni: Türkçe |
Songar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sungur, şahin > Kökeni: Türkçe |
Sonuç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Son, bitim, kıyı 2. Uç, sınır, limit. 3.Osmanlı ve Selçuklular döneminde, sınır karakollarında görev yapan kişiler verilen bir ad > Kökeni: Türkçe |
Sorguç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Başa takılan çelenk > Kökeni: Türkçe |
Sorgun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söğüt türü bir ağaç > Kökeni: Türkçe |
Soyça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soylu, soyluca > Kökeni: Türkçe |
Soydam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soylu, soyunu düşünen 2. Ailesine bağlı, yuvasına bağlı > Kökeni: Türkçe |
Soydan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soylu, soylu bir aileden gelen 2. Hanedan, hanedanlık > Kökeni: Türkçe |
Soydaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aynı soydan gelen, aynı soyun kişileri > Kökeni: Türkçe |
Soylamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soyunu çoğaltıp, kutsayan, örgütleyen 2. söz, söyleyen, konuşmacı, hatip > Kökeni: Türkçe |
Soylu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Asil, asalet sahibi > Kökeni: Türkçe |
Soyluhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soylu+han > Kökeni: Türkçe |
Soyon |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sayın) > Kökeni: Türkçe |
Soysal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soy+Sal 1. Ünlü, meşhur 2. Soylu, asil 3. Medeni, uygar > Kökeni: Türkçe |
Soysal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uygar, medeni > Kökeni: Türkçe |
Soyurgal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ödül, askeri ödül, madalya, nişan 2. Armağan, bağış, ihsan > Kökeni: Türkçe |
Soyurgat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İhsan, bahşiş > Kökeni: Türkçe |
Söke |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Diz üstü çöküş, çökme > Kökeni: Türkçe |
Sökmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yiğit, gözü kara, düşmana diz çöktüren, dize getiren, buyruğunu dinleten 2. sokman, uzun çizme > Kökeni: Türkçe |
Sökür |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kızgın, hiddetli, kabarmış 2. Dize getiren, diz çöktüren, buyruğunu dinleten > Kökeni: Türkçe |
Sökürmüş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dize getirmiş, baş eğdirmiş > Kökeni: Türkçe |
Sön |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçten kesilme, azalma > Kökeni: Türkçe |
Sönmez |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Canlı, enerjik, ateşli, iddialı 2. Parlak, göz alıcı > Kökeni: Türkçe |
Sönmez |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canlı, parlak > Kökeni: Türkçe |
Sönük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sönük, pasif, cansız, heyecansız > Kökeni: Türkçe |
Söykem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sempati, sevim, sevimlilik > Kökeni: Türkçe |
Söylem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Anlatım, hitap, hitabet, demeç, izah > Kökeni: Türkçe |
Söylence |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Efsane, mit, destan, lejant > Kökeni: Türkçe |
Söyü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Aşk, sevda 2. Sevinç > Kökeni: Türkçe |
Söyüçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Aşık, sevdalı 2. Sevinçli, mutlu > Kökeni: Türkçe |
Söyündük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevindik > Kökeni: Türkçe |
Sözbay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söz+Bay Söz zengini, hatip, söz cambazı > Kökeni: Türkçe |
Sözbir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söz+Bir Doğruluk, dürüstlük, söz birliği, sadakat > Kökeni: Türkçe |
Sözeçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Sözen) > Kökeni: Türkçe |
Sözen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hatip, konuşmacı > Kökeni: Türkçe |
Sözer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söz+Er, mert, sözünün eri > Kökeni: Türkçe |
Sözeri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söz+Eri, mert, sözünün eri > Kökeni: Türkçe |
Su |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sıvı 2. Asker, er, erat > Kökeni: Türkçe |
Subak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sopa, değnek, cop > Kökeni: Türkçe |
Subay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Su+Bay 1. Bilgili ve deneyimli asker 2. Hafif süvari, atlı asker 3. Bekar, evlenmemiş (Anadolu ve Azerbaycan’da) 4. çocuksuz, çocuğu olmayan ( Kazak ve Kırgızlarda) > Kökeni: Türkçe |
Subay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bilgili deneyimli asker. Çocuğu olmayan, bekar > Kökeni: Türkçe |
Subutay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cengiz Hanın ünlü generalinin adı > Kökeni: Türkçe |
Sugay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aya benzer, ay parçası > Kökeni: Türkçe |
Suğunçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sığınak, sığınılacak yer, sine, bağır > Kökeni: Türkçe |
Suhan Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kan Tanrısı Aynı ada sâhip kişidirler > Kökeni: Türkçe |
Sukta |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sıkıcı, ezici, acı kuvvete sahip > Kökeni: Türkçe |
Sulak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Asker sevk eden, sefere çıkan 2. Sulu, verimli > Kökeni: Türkçe |
Sun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çağrı, davet 2. İncelik, nezaket 3. Vermek, ihsanda bulunmak > Kökeni: Türkçe |
Suna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Emsalsiz güzellik 2. Yeşilbaş ördeği > Kökeni: Türkçe |
Suna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Erkek ördek. Uzun boylu güzel > Kökeni: Türkçe |
Sunak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adak, kurban > Kökeni: Türkçe |
Sunar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Davetkar 2. Cömert, abadan > Kökeni: Türkçe |
Sunay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayı sun, ayı getir dileği > Kökeni: Türkçe |
Sunayan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çığırıcı, davetkar > Kökeni: Türkçe |
Sunça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sunak, adak > Kökeni: Türkçe |
Sunçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Adak, kurban > Kökeni: Türkçe |
Sungu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağış, ihsan, ikram > Kökeni: Türkçe |
Sungun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yetenek, yetenekli 2. Sunulan, adak, hibe > Kökeni: Türkçe |
Sungur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kartal 2. Şahin > Kökeni: Türkçe |
Sungur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kartal. Şahin > Kökeni: Türkçe |
Sungurca |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sungur yavrusu, küçük sungur > Kökeni: Türkçe |
Sunka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sunak sunkak > Kökeni: Türkçe |
Sunkar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sungur > Kökeni: Türkçe |
Sunkur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sungur > Kökeni: Türkçe |
Suntay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sun+tay > Kökeni: Türkçe |
Sunu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İkram, davet, bağış, armağan > Kökeni: Türkçe |
Suskuçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük, körpe > Kökeni: Türkçe |
Susü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlık, şifa > Kökeni: Türkçe |
Sutu boğda |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mübarek, Tanrısal, Tanrıdan gelen (Eski dönem Tanrı sıfatlarından) > Kökeni: Türkçe |
Suvan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savaşçı, cengaver > Kökeni: Türkçe |
Suvar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bolluk, bereket > Kökeni: Türkçe |
Suvat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Su kanalı 2. Suyun taksim edildiği yer > Kökeni: Türkçe |
Suyun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (siyun, sevim) Sevimlilik, sempati, niyet > Kökeni: Türkçe |
Suyunçuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevinç, sevimlilik 2. Müjde > Kökeni: Türkçe |
Süçüg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Süçig) Tatlı, lezzetli, hoşa giden > Kökeni: Türkçe |
Südün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Süt+Ün, Soylu, temiz > Kökeni: Türkçe |
Süledi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırgan, akın yapan, akıncı > Kökeni: Türkçe |
Sülek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saldırgan, akıncı > Kökeni: Türkçe |
Sülemiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Akıncı, saldırgan, düşman üzerine asker yollayan 2. İyi silah kullanan, silahşor > Kökeni: Türkçe |
Sülün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uzun kuyruklu, renkli bir kuş > Kökeni: Türkçe |
Süne |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ruh, can > Kökeni: Türkçe |
Süngü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Süngük) 1. Kesici ve delici, uzun bıçak 2. Kemik, kemik parçası, kemikle yapılan mızrak 3.Eskiden, mezar başlarına dikilen sırık > Kökeni: Türkçe |
Süngük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Süngü > Kökeni: Türkçe |
Süngüş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Süngü darbesi, süngü hamlesi, süngüleme, savaş > Kökeni: Türkçe |
Sürçek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yemek, oyun ve eğlence için yapılan, gece toplantısı > Kökeni: Türkçe |
Süren |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Asker sevk eden, savaşa asker yollayan 2. Haykırış, nara, savaş narası > Kökeni: Türkçe |
Sürer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Asker sevk eden > Kökeni: Türkçe |
Sürgit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Payidar, kalıcı 2. Ulak, postacı > Kökeni: Türkçe |
Sürün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Süs, makyaj, makyaj malzemesi > Kökeni: Türkçe |
Süsçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kargı ve kılıç saplamada usta olan kişi > Kökeni: Türkçe |
Süsmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Süslü, süsü ve süslenmeyi seven 2. Tos atan, toslayan > Kökeni: Türkçe |
Süsün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Süslü, işveli, sempatik, çekici > Kökeni: Türkçe |
Süverce |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canan, aşık olunan, maşuka > Kökeni: Türkçe |
Süyek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kemik, soy, sop > Kökeni: Türkçe |
Süygen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgili, canan > Kökeni: Türkçe |
Süyük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kemik, soy, oymak > Kökeni: Türkçe |
Süyüm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevim, sempatik 2. Görüş, kanaat > Kökeni: Türkçe |
Süyün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevim, sempati > Kökeni: Türkçe |
Süyünç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sevinç, mutluluk 2. Müjde > Kökeni: Türkçe |
Süyünçü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Süyünç) müjde > Kökeni: Türkçe |
Süyürge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Toy, şölen, ziyafet > Kökeni: Türkçe |
Süyüş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buse, öpücük > Kökeni: Türkçe |
Süzem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Diksiyon, söz söyleme ve konuşma ahengi > Kökeni: Türkçe |
Süzge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tarak, çok ince dişli saç tarağı > Kökeni: Türkçe |
Süzgü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tarak 2. Süzgeç > Kökeni: Türkçe |
Süzgün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Arınmış, süzülmüş 2. Mest, mahmur, kendinden geçmiş 3. Göz alıcı, alımlı > Kökeni: Türkçe |