Kutadgu Bilig Hakkında Bilgi,  Kutadgu Bilig yazarı Yusuf has Hacip

Kutadgu Bilig (1069)

Anahtar Kelimeler: Kutadgu Bilig, siyasetname, Kün Togdı, Ay Toldı, Ögdülmiş, Odgurmış

İslâmî Türk edebiyatının bilinen ilk büyük eseri olan Kutadgu Bilig 6645 beyit içeren

manzum olarak yazılmış bir siyasetname kitabıdır. Kutadgu Bilig'in kelime anlamı mutlu olma bilgisidir.

Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hâcib hakkında, esere sonradan eklenen mensur ve

manzum önsözlerde kısa bilgiler vardır. Bu eklerde verilen bilgilere göre Yusuf

Balasagunlu’dur ve 1010/1015 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Yusuf’un

yazmış olduğu eserden devrinde yüksek bir terbiye ve eğitim gördüğü anlaşılmaktadır.

Eserini Balasagun’da yazmaya başlamış, ancak 1068 yılında buradan ayrılarak Kaşgar’a gitmiş 1069’da bitirdiği eserini burada Karahanlı hükümdarı Tavgaç Buğra Han’a sunmuştur. Kâşgar'a gelip Kutadgu Bilig'i tamamlayan ve hükümdara sunan Yusuf, hükümdarın eserini beğenmesi üzerine saraya has hâcib (başmâbeyinci) olarak tayin edilmiştir.

İçerik olarak bir öğüt ve siyaset kitabı görünümdeki Kutadgu Bilig, beyitler hâlinde, mesnevi nazım şeklinde Şehname vezninde (feûlün feûlün feûlün feûl) yazılmış çok büyük bir eserdir.

Ancak eserin sonundaki üç bölüm gazel tarzında kafiyelenmiştir. Ayrıca eserin içerisinde mani tarzında kafıyelenmiş dörtlükler de vardır. Eski Uygur şiirindeki mısra başı kafiyesi kimi zaman Kutadgu Bilig'de de görülmektedir.

Yusuf, eserini san'at gayesiyle değil, didaktik bir amaçla yazmıştır. Eser, diğer klâsik şark eserleri gibi Allah'a hamd bölümüyle başlar, ardından peygambere, dört sahabeye övgüden sonra bahariye (bahar tasviri) bölümü gelir. Bahariyenin sonunda çok usta bir geçişle hükümdar övgüsü başlar.

Hükümdara övgünün ardından yedi yıldız ile on iki burç, insanoğlunun itibarının bilgi ve akılla olabileceği, dilin fayda ve zararları üzerinde durulduktan sonra Yusuf, yapmış olabileceği hatalardan dolayı okuyucudan özür diler. Bu özür bölümünün ardından ise iyilik yapmak, bilgi ve akıl konularına yer verir, kitabın adını, mahiyetini anlatır ve şairin yaşlılığına döner. Kitabın adı için okuyana kut (baht) versin ve elini tutsun diye "Kutadgu Bilig" koydum, şeklinde bir açıklama düşer. Yusuf eserini alegorik bir tarzda kurmuş ve dört ana kahraman üzerinden eserini oluşturmuştur. Buna göre ideal insanı tasvir eden eserdeki kahramanlar ve temsil ettikleri kavramlar şunlardır.

1.Kün Togdı: köni törü (adalet)

2. Ay Toldı: kut (baht)

3.Ögdülmiş: ukuş (anlayış, idrak, akıl)

4.Odgurmış: akıbet.

Adaleti temsil eden Kün Togdı, hükümdar; bahtı temsil eden Ay Toldı vezirdir. Aklın

temsilcisi Ögdülmiş vezirin oğlu, akıbetin temsilcisi Odgurmış ise vezirin oğlunun

arkadaşıdır.

Eserde bu manzum hikâye içinde yer alan karşılıklı konuşmalar bir tiyatro eseri özelliği arz etmektedir. Bu bakımdan eser Türk Edebiyatı'nın ilk tiyatro eseri sayılabilir.

Kutadgu Bilig, Karahanlı Dönemi'nin ölçünlü (standart) Türkçesi ile yazılmıştır.

Kutadgu Bilig'in bugüne ulaşmış bulunan üç nüshası vardır: Herat, Mısır, Fergana nüshaları.

Herat nüshası Şahruh Dönemi'nde, 17 Haziran 1439'da Herat'ta istinsah edilmiştir. Şeyhzade Abdürrezzak Bahşı, nüshayı Tokat üzerinden İstanbul'a getirtmiştir. Osmanlı tarihçisi

Hammer, 18. asrın son yıllarında bu eseri bulup Viyana'ya götürmüştür Bu nüsha hâlen Viyana'da Avusturya Devlet Kütüphanesi'ndedir.

Mısır nüshası, 1374'ten önceki bir tarihte İzzeddin Aydemir adına Arap harfleriyle istinsah edilmiştir. Hidiv Kütüphanesi müdürü Moritz, 1896'da kütüphaneyi düzenlerken bu nüshayı bulmuştur. Nüsha hâlen Kahire'de, Mısır Devlet Kütüphanesindedir.

Fergana nüshası 14. yüzyılın ilk yarısında Harezm çevresinde Arap harfleriyle istinsah

edilmiş olmalıdır. Eser Batı Türkistan'da uzun asırlar boyunca özel kütüphanelerde kaldıktan sonra, Ahmet Zeki Velidi (Togan) tarafından 1913 yılında Fergana'da bulunmuştur. Fakat Birinci Dünya Savaşı, Bolşevik ihtilâli ve Türkistan istiklâl mücadeleleri sırasında tekrar kayıplara karışan nüsha 1925 yılında, Özbek bilgini Fıtrat tarafından yeniden bulunmuştur.

Nüsha bugün Taşkent'te bulunmaktadır.

Kutadgu Bilig Günümüz Türkçesiyle, Kutadgu Bilig Türkçesi

Kutadgu Bilig Günümüz Türkçesiyle ilk 100 söz aşağıda verilmiştir.

Kutadgu Bilig (Bütünüyle Çevirisi İçin) Şu Sözlüğe Tıklayınız.

Özgün Metin Anlamı-Çevirisi
1-Teŋri Azze Ve Celle Ögdisin Ayur Tanrı Azze Ve Cellenin Medhini Söyler
2-Bayat atı birle sözüg başladım, törütgen egidgen keçürgen idim Yaratan, yetiştiren ve göçüren rabbim olan Tanrının adı ile söze başladım.
3-Üküş ögdi birle tümen miŋ senâ, uğan bir bayatka aŋar yok fenâ Kadir ve bir olan Tanrıya çok hamd ve binlerce sena olsun ; onun için fânilik yoktur.
4-Yağız yer yaşıl kök kün ay birle tün, törütti halâyık öd üdlek bu kün Kara yer ile mâvî göğü, güneş ile ayı, gece ile gündüzü, zaman ile zamaneyi ve mahlûkları o yarattı.
5-Tiledi törütti bu bolmış kamuğ, bir ök bol tedi boldı kolmış kamuğ istedi ve bütün bu varlıkları yarattı ; bir kere :— "ol!"—dedi, bütün diledikleri oldu.
6-Kamuğ barça muŋluğ törütülmişi, muŋı yok idi bir aŋar yok eşi Bütün bu yaratılmış olanlar ona muhtacdır ; muhtaç olmayan yalnız Tanrıdır ; onun eşi yoktur.
7-Ay erklig uğan meŋü muŋsuz bayat, yaramaz seniŋdin adınka bu at Ey kuvvetli, kadir, ebedî ve müstağni olan Tanrı, senden başkasına bu ad yakışmaz.
8-Uluğluk saŋa ol bedüklük saŋa, seniŋdin adın yok saŋa tuş teŋe Ululuk ve büyüklük sana mahsustur ; sana eş ve denk olan başka biri yoktur.
9-Aya ber birikmez saŋa bir adın, kamuğ aşnuda sen sen öŋdün kedin Ey bir olan Tanrı, bir başkası sana şerik koşulamaz ; başta her şeyder evvel ve sonda her şeyden sonra sensin.
10-Sakışka katılmaz seniŋ birlikiŋ, tüzü neŋke yetti bu erkliglikiŋ Senin birliğin hesaba gelmez ; bu kudretin her şeye hâkimdir,
11-Seziksiz bir ök sen ay meŋü eçü, katılmaz karılmaz sakışka seçü Sen, şüphesiz, birsin, ey sonsuz Tanrı; istisna sayıya gelmez.
12-Ay iç taş biligli ay hakku’l-yakin, közümde yırak sen köŋülke yakın Ey içi ve dışı bilen, ey hakku'l-yakîn ; gözden uzaksın, fakat gönüle yakınsın.
13-Barıŋ belgülüg sen kün ay teg yaruk, neteglikke yetgü köŋül ögde yok Senin varlığın, parlak güneş ve ay gibi, bellidir ; fakat nasıl olduğunu kavrayacak gönül ve akıl yoktur.
14-Ne ersedin ermez seniŋ birlikiŋ, ne erselerig sen törüttiŋ seniŋ Senin birliğin eşya ile ilgili değildir ; eşyayı sen yarattın, onlar senindir.
15-Kamuğ sen törüttüŋ ne erselerig, yokadur ne erse sen ök sen tirig Her varlığı sen yarattın; varlık yok olur, bakî kalan yalnız sensin.
16-Törütgen barıŋa törütmiş tanuk, törümiş iki bir tanukı anuk Yaratıcı varlığına yaratılmış olanlar şâhiddir ; yaratılan iki — birin hâzır şahididir.
17-Anıŋ okşağı yok azu meŋzegi, neteglikke yetmez halâyık ögi Onun eşi yahut benzeri yoktur ; nasıl olduğuna mahlûkların aklı ermez.
18-Yorımaz ne yatmaz udımaz oduğ, ne meŋzeg ne yaŋzağ kötürmez boduğ Yürümez ve yatmaz, uyumaz, uyanıktır ; ne benzer, ne kıyâs edilir, ne de tasavvur götürür.
19-Kedin öŋdün ermez ne soldın oŋun, ne astın ne üstün ne otru orun Arkada veya önde değildir; ne sağdadır, ne solda; yeri ne altta, ne üstte, ne de ortadadır.
20-Orun ol törütti orun yok aŋar, anıŋsız orun yok bütün bol muŋar Yeri o yarattı, onun için yer bahis mevzuu değildir; şunu bil ki, onsuz da yer yoktur.
21-Ay sırka yakın ay köŋülke ediz, tanuk ol saŋa barça sûret bediz Ey her sırra yakın, ey her gönül için yüksek Tanrı, bütün suret ve şekiller sana şahittir.
22-Törüttüŋ tümen miŋ bu sansız tirig, yazı tağ teŋiz kötki oprı yirig Bu sayısız, yüz binlerce canlıyı, ova, dağ, deniz, tepe ve çukurları sen yarattın.
23-Yaşıl kök bezediŋ tümen yulduzun, kara tün yaruttuŋ yaruk kündüzün Mâvî göğü sayısızyıldızları ile süsledin, karanlık geceyi ışıklı gündüz ile aydınlattın.
24-Uçuğlı yorığlı tınığlı neçe, tirilgü seniŋdin bulup yer içe Uçan, yürüyen ve duranların hepsi rızıklarını senden bularak, yeyip, içerler.
25-Ediz arşta altın serâka tegi, tüzü barça muŋluğ saŋa ay idi Yüksek Arş'tan alttaki toprağa kadar bütün her şey, hepsi sana muhtacdır, ey rabbim.
26-Ayâ birke bütmiş tiliŋ birle ög, köŋül bütti şeksiz amul tutğıl ög Ey Tanrının birliğine inanmış olan, onu dilin ile öğ; gönülün tereddütsüz inandı ise, aklını işe karıştırma.
27-Neteglikke kirme küdezgil köŋül, barıŋa bütün bolğıl amrul amul Nasıl olduğunu arama, gönlünü gözet; varlığına inan, sükûn ve huzura kavuş.
28-Kalı kançaka kirme tutğıl özüŋ, kalı kançasız bil uzatma sözüŋ Nice ve nasıl olduğuna karışma, kendini tut ; onu nicesiz ve nasılsız bil, sözünü uzatma.
29-Ay muŋsuz idim sen bu muŋluğ kuluğ, suyurkap keçürgil yazukın kamuğ Ey müstağni olan rabbim, sen bu muhtaç kulun bütün günahlarını şefkatle affet.
30-Saŋar ok sığındım umınçım saŋa, muŋadmış yerimde elig tut maŋa Asıl sana sağındım, ümidim sendedir ; muhtaç olduğum yerde elimden tut.
31-Sevüg savçı birle kopurğıl meni, elig tuttaçı kıl könilik küni Mahşer günü beni sevgili Peygamber ile birlikte hasret, onu bana şefaatçi kıl.
32-Tüzü tört eşiŋe tümen miŋ selâm, tegürgil kesüksüz tutaşı ulam Onun dört arkadaşının her birine aralıksız, devamlı sayısız selâm eriştir.
33-Uluğ künde körkit olarnıŋ yüzin, elig tuttaçı kılğıl edgü sözin Ulu günde onların yüzünü göster, şefaatlerini bana yardımcı kıl.
34-Seni erdüküŋ teg ögümez özüm, seni senmet öggil kesildi sözüm Seni olduğun gibi medhedemiyorum ; seni sen medhet! sözüm kesildi.
35-Yalavaç Aleyhi’S-Selâm Ögdisin Ayur Peygamber Aleyhi's-Selâmın Medhini Söyler
36-Sevüg savçı ıdtı bağırsak idi, bodunda talusı kişide kedi Esirgeyen rabbim halkın en seçkini ve insanların en iyisi olan sevgili Peygamberi gönderdi.
37-Yula erdi halkka karaŋku tüni, yaruklukı yadtı yaruttı seni O karanlık gecede halka meş'ale idi ; etrafa ışık saçtı ve seni aydınlattı.
38-Okıçı ol erdi bayattın saŋa, sen ötrü köni yolka kirdiŋ toŋa O sana Tanrı tarafından gönderilen dâvetçi idi; sen bu sayede doğru yola girdin, ey yiğit.
39-Atasın anasın yuluğ kıldı ol, tilek ümmet erdi ayu berdi yol Atasını ve anasını feda etti ; tek dileği ümmeti idi, ona yol gösterdi.
40-Künün yemedi kör tünün yatmadı, seni koldı rabda adın kolmadı Gündüz yemedi, gece yatmadı; Tanrıdan seni istedi, başka bir şey istemedi.
41-Seni koldı tün kün bu emgek bile, anı ög sen emdi sevinçin tile Bunca zahmet ile gece-gündüz hep seni üstedi ; şimdi sen onu öğ ve rızasını dile.
42-Kamuğ kadğusı erdi ümmet üçün, kutulmak tiler erdi râhat üçün Bütün kaygusu ümmeti idi ; rahat etmek için, onun azaptan kurtulmasını dilerdi.
43-Atada anada bağırsak bolup, tiler erdi tutçı bayattın kolup Atadan ve anadan daha merhametli idi ; Tanrıdan dâima bunu niyaz eder, bunu dilerdi.
44-Bayat rahmeti erdi halkı öze, kılınçı silig erdi kılkı tüze O ümmeti üzerine Tanrının bir rahmeti idi ; güzel tavırlı, dürüst ve kendisine güvenilir bir tabiatte idi.
45-Tüzün erdi alçak kılınçı silig, uvutluğ bağırsak akı keŋ elig Asîl tabiatli, alçak gönüllü ve güzel tavırlı idi ; haya sahibi, şefkatli, cömert ve eli açık idi.
46-Yağız yer yaşıl kökte erdi küsüş, aŋar berdi teŋri ağırlık üküş Kara yerde de aziz idi, mâvî gökte de ; Tanrı ona çok değer vermişti.
47-Başı erdi öŋdün kamuğ başçıka, kedin boldı tamğa kamuğ savçıka O bütün rehberlerin önünde baş idi ; sonra da bütün resullerin hâtemi oldu.
48-Köŋül badım emdi anıŋ yolıŋa, sevip sözi tuttum bütüp kavlıŋa Onun yoluna şimdi gönül bağladım ; bütün dediklerine inandım ve severek sözünü tuttum.
49-İlâhi küdezgil meniŋ köŋlümi, sevüg savçı birle kopur kopğumı Ey Tanrım, benim gönlümü gözet ; kıyamette beni sevgili Peygamber ile birlikte hasret.
50-Kıyâmette körkit tolun teg yüzin, elig tuttaçı kıl ilâhi özin Kıyamette dolun ay gibi yüzünü göster; ey Tanrım, kendisini bana şefaatçi kıl.
51-Tört Sahâbeniŋ Ögdisin Ayur Dört Sahabenin Medhini Söyler
52-Anıŋ tört eşi ol avıŋu körüp, keŋeşçi bular erdi birle turup Bunlar onun sevdiği dört arkadaşı idi ; yanındaki müşavirleri bunlar idi.
53-İki kadın erdi küdegü iki, bular erdi üdrüm bodunda yegi ikisi kayın-babası, ikisi damadı idi, bunlar halkın en iyisi ve en seçkini idiler.
54-Atik erdi aşnu kamuğda oza, bayatka bütügli köŋül til tüze Başta, her keşten önce, Tanrıya inanmış, gönülü ve dili dürüst (sıddîk) olan Ebû Bekir gelir.
55-Yuluğ kıldı mâlı teni cânını, yalavaç sevinçi tiledi köni Malını, tenini ve canını feda etti ; dileği ancak Peygamberin rızası idi.
56-Basa fârûk erdi kişi üdrümi, tili köŋli bir teg bodun ködrümi Sonra insanların seçkini, halk içinde mümtazı, dili ve gönülü bir olan Ömer vardı.
57-Bu erdi basutçı köni dinka kök, şeriat yüzindin kiterdi eşük Yardımcısı ve doğru dinin temeli o idi ; şeriatin yüzünden perdeyi o kaldırdı.
58-Basa usmân erdi uvutluğ silig, kişide üdürmiş akı keŋ elig Sonra haya sahibi, yumuşak huylu, insanların seçkini, cömert ve eli açık olan Osman idi.
59-Fidâ kıldı barın neŋin hem özin, yalavaç aŋar berdi iki kızın O bütün malını ve kendisini feda etti; Peygamber de ona iki kızını verdi.
60-Ali erdi munda basakı talu, kür ersig yüreklig meŋesi tolu Ondan sonra seçkin, cesur; yiğit, kahraman ve akıllı Ali vardı.
61-Akı erdi elgi yüreki tedük, biliglig sakınuk kör atı bedük Eli cömert idi, yüreği sâf idi ; bilgili, takva sahibi ve adı büyük bir zât idi.
62-Bular erdi din hem şeriat köki, bular yüdti kâfir munâfık yüki Bunlar din ve şeriatin temeli idi ; bunlar kâfirler ile münafıklardan gelen eziyetlere katlandılar.
63-Bu tört eş maŋa tört tadu teg-turur, tüzülse tadu çın tiriglik bolur Bu dört sahibe benim için dört unsur gibidir ; unsurlar denkleşirse, gerçek hayat vücûda gelir.
64-Meniŋdin bularka üküş miŋ selâm, tegürgil idim sen kesüksüz ulam Ey rabbim, sen bunlara benden sonsuz selâmları, devamlı olarak, ulaştır.
65-Olarnı meniŋdin sevindür tuçı, uluğ künde kılğıl elig tuttaçı Onları dâima benden râzi et ; ulu günde onları bana şefaatçi kıl.
66-Yaruk Yaz Faslın Uluğ Buğra Han Ögdisin Ayur Parlak Bahar Mevsimini Ve Büyük Buğra Han'ın Medhini Söyler
67-Toğardın ese keldi öŋdün yeli, ajun etgüke açtı uştmah yolı Şarktan bahar rüzgârı eserek geldi; dünyayı süslemek için, cennet yolunu açtı.
68-Yağız yer yıpar toldı kâfûr kitip, bezenmek tiler dünyâ körkin itip Kâfur gitti, kara toprak misk ile doldu; dünya kendisini süsleyerek, bezenmek istiyor.
69-İrinçig kışığ sürdi yazkı esin, yaruk yaz yana kurdı devlet yasın Bahar rüzgârı eziyetli kışı sürüp, götürdü; parlak yaz tekrar saadet yayını kurdu.
70-Yaşık yandı bolğay yana ornıŋa, balık kudrukındın kozı burnıŋa Güneş balık-kuyruğundan (hût), kuzu-burnuna (hamel) kadar olan yerine tekrar döndü.
71-Kurımış yığaçlar tonandı yaşıl, bezendi yipün al sarığ kök kızıl Kurumuş ağaçlar yeşiller giyindi; tabiat mor, al, yeşil ve kızıl renkler ile süslendi.
72-Yağız yer yaşıl torku yüzke badı, hıtay arkışı yadtı tavğaç edi Kara yer yüzüne yeşil ipek bağladı; hıtay kervanı da bunun üstüne çın kumaşı yaydı.
73-Yazı tağ kır oprı töşendi yadıp, itindi kolı kaşı kök al kedip Düzlükler, dağlar, sahralar ve ovalar bunu yayıp, döşendiler; vadiler ve yamaçlar al ve yeşil giyerek, süslendiler.
74-Tümen tü çeçekler yazıldı küle, yıpar toldı kâfûr ajun yıd bile Binlerce çiçekler gülerek açıldılar; dünya misk ve kâfur kokusu ile doldu.
75-Sabâ yeli koptı karanfil yıdın, ajun barça bütrü yıpar burdı kin Karanfil kokulu bahar rüzgârı esti; dünyanın her tarafı misk ve anber kokusu ile doldu.
76-Kaz ördek kuğu kıl kalıkığ tudı, kakılayu kaynar yokaru kodı Kaz, ördek, kuğu ve kıl-kuyruk fezayı doldurdu; bağırışarak, bir yukarı-bir aşağı, kaynaşıyorlar.
77-Kayusı kopar kör kayusı konar, kayusı çapar kör kayu suv içer Bak, biri kalkıyor, biri konuyor; biri yüzüyor, biri su içiyor.
78-Kökiş turna kökte ünün yaŋkular, tizilmiş titir teg uçar yelgürer Kökiş ve turnalar gökte yüksek sesle bağırışıyor; dizilmiş deve katarı gibi, uçup, kanat çalıyorlar.
79-Ular kuş ünin tüzdi ünder işin, silig kız okır teg köŋül bermişin Keklik, sesine bir ahenk vererek, eşine sesleniyor; sanki güzel bir kız gönül verdiğini çağırıyor.
80-Ünin ötti keklik küler katğura, kızıl ağzı kan teg kaşı kap kara Keklik yüksek sesle öttü, sanki gülmekten katılıyor; ağzı kan gibi kızıl, kaşı sim-siyah.
81-Kara çumğuk ötti sata tumşukın, üni oğlağu kız üni teg yakın Kara çumguk mızrak gibi gagası ile ötüyor; sesi, nazlı bir kızın sesi gibi, cana yakındır.
82-Çeçeklikte sandvaç öter miŋ ünün, okır sûr-ı ibri tünün hem künün Çiçek bahçesinde bülbül binlerce sesle ötüyor, sanki gece-gündüz Mezamir okuyor.
83-Elik külmiz oynar çeçekler öze, sığun muyğak ağnar yorır tep keze Karacalar, dişi-erkek, çiçekler üzerinde oynuyor; geyikler, dişi-erkek, sıçrayıp oynıyarak koşuşuyorlar.
84-Kalık kaşı tügdi közi yaş saçar, çeçek yazdı yüz kör küler katğurar Gök kaşını çattı, gözünden yaş serpiliyor; çiçek yüzünü açtı, bak, gülmekten katılıyor.
85-Bu üdte ajun öz öziŋe bakıp, küvenip sevinip ediŋe bakıp Bu esnada dünya kendi-kendine baktı; sevinip övünerek, hazinesini gözden geçirdi.
86-Eletü maŋa açtı dünyâ sözin, ayu körmediŋmü bu hakan yüzin Gözü bana ilişince, söze başladı ve şöyle dedi : — Sen bu hakanın yüzünü görmedin mi?
87-Udır erdiŋ erse tur aç emdi köz, eşitmediŋ erse eşit mende söz Uyuyor idi isen şimdi kalk, gözünü aç; işitmedin ise, şimdi benim sözümü dinle.
88-Tümen yılda berü tul erdim tulas, bu tul tonı suçlup ürüŋ kedtim as Ben binlerce yıldan beri dul idim, benzim solmuştu; şimdi bu dul libasını çıkarıp, beyaz kakımdan gelinlikler giydim.
89-Bezendim begim boldı hakan uluğ, ötündüm munu kolsa cânım yuluğ Süslendim, çünkü ulu hakan eşim oldu; dileğim budur: o isterse, canım feda olsun.
90-Bulıt kökredi urdı nevbet tuğı, yaşın yaşnadı tarttı hakan tiğı Gök gürledi, nevbet davulunu vurdu; şimşek çaktı, hakanın tuğunu çekti.
91-Biri kında çıktı sunup el tutar, biri küsi çavı ajunka yeter Biri kınından çıkınca, ona memleketler sunar; biri nâm ve şöhretini dünyaya yayar.
92-Ajun tuttı tavğaç uluğ buğra han, kutadsu atı bersü iki cihân Büyük Tavgaç Buğra Han dünyaya hâkim oldu; adı kutlu olsun, Tanrı onu her iki cihanda aziz etsin.
93-Ay din izzi devletka nâsir muin, ay milletka tâc ay şeriatka din Ey dinin izzeti, ey devletin yarıcısı, ey milletin tacı, ey şeriatin hadimi.
94-Bayat berdi barça tilemiş tilek, bayat ok bolu bersü arka yölek Tanrı bütün dileklerini verdi; bundan sonra da Tanrı dâima sana arka ve destek olsun.
95-Ay dünyâ cemâli uluğlukka körk, ay mülketka nûr ay yayığ kutka örk Ey dünyanın süsü, ey ululuğun ziyneti, ey saltanatın nuru, ey dönek huylu saadetin bağını elinde tutan,
96-Bolu berdi evren ilig berdi taht, tuta bersü teŋri bu taht birle baht Devran sana memleket ve taht verdi; Tanrı bu taht ile bahtını dâim etsin.
97-Ajun tındı ornap bu hakan öze, anın ıdtı dünyâ taŋuklar tüze Hakan tahta oturunca, dünya âsâyiş buldu; bundan dolayı dünya ona şâhâne hediyeler gönderdi.
98-Esirdin keligli kalık kuşları, kayu rây-ı hindi kayu kaysarı Esirden gelen semâ kuşları, kimi rây-i hindî, kimi kayseri;
99-Öger atın ündep ünin türtüşüp, küvenç birle avınur sevinçke tuşup Ötüşleri ile yarış ederek, adını anıp, sevinç ve huzur içinde onu öğerler.


Yusuf Has Hacip - Kutadgu Bilig Açıklaması ve Günümüz Türkçesine Çevirisi
 

Yusuf Has Hacip - Kutadgu Bilig Günümüz Türkçesiyle, Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi


Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig özellikleri, kutadgu bilig oku, kutadgu bilig pdf, özellikleri, içeriği, yapısı. kutadgu bilig türkiye türkçesi,

kutadgu bilig beyitleri ve açıklamaları, kitab atı urdum kutadgu bilig, kutadgu bilig metin incelemesi, kutadgu bilig günümüz türkçesiyle, kutadgu bilig sözleri ve anlamları, kutadgu bilig kitabını oku, kutadgu bilig geniş özeti, kutadgu bilig türkiye türkçesi pdf, kutadgu bilig beyitleri ve açıklamaları, kutadgu bilig metin incelemesi, kutadgu bilig günümüz türkçesi anlamı, kitab atı yörügin yime avuçgalikın ayur günümüz türkçesi, kutadgu bilig oku, kutadgu bilig özet,
kutadgu bilig sözleri ve anlamları

TDH - KOLAY ERİŞİMİ Türkçe Göktürkçe Edebiyat Türkçe Adlar Tarih Kökenbilgisi Türk Lehçeleri Yazım Kılavuzu Türk Dünyası PDF-DOC Sınav-Deneme

DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ Dil Bilgisi Sıfatlar Belirteçler Anlam Bilgisi Kompozisyon İlgeçler Cümlede Anlam Nasıl yazılır? Bağlaçlar Paragrafta Anlam Noktalama İşaretleri Ünlemler Sözcükte Anlam Sözcük Bilgisi Eylemler Ses Bilgisi Yapım Ekleri Eylemsiler Yapı Bilgisi Adıllar Dil-Anlatım Yazım Bilgisi Adlar Edebiyat Anlatım Bozuklukları Ana Bet Atasözleri ve Deyimler TDH-Instagram Tivitır Feysbuk

Yorumlar (0)