Orta Asya Türk Edebiyatı, Türk edebiyatının dönemleri ve eserleri

ORTA ASYA TÜRK EDEBİYATI orta asyada ilk Türk izleri, orta asya türk devleti hakkında bilgi, orta asya kavramı, orta asya türk topluluklarında sosyal kimlik nasıl gelişmiştir, islamiyet öncesi orta asya türk devletleri, orta asya turkcesi, orta asya türkleri hakkında kısa bilgi, türk edebiyatının dönemleri ve eserleri,

Türkçe 27.06.2018, 22:41
Orta Asya Türk Edebiyatı, Türk edebiyatının dönemleri ve eserleri

ORTA ASYA TÜRK EDEBİYATI

Orta Asya, Türk edebiyatının temellerinin atıldığı bir coğrafyadır. Bu coğrafyada Eski Türkçe diye adlandırılan Köktürk, Uygur ve Karahanlı dönemleri edebiyatları şekil bulmuştur.

Köktürkler, dönemi edebiyatı taşlara yazılan bir edebiyattır. Bu dönemden kalan bengü taşlar Türklerin en eski yazılı belgeleridir. Köl Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk bengü taşları en çok ünlenen bengü taşlar olmuşlardır. Bu taşlarda Kök Türklerin savaşları, komşularıyla ilişkileri, Çin milleti ile münasebetleri ve toplum hayatına dair önemli bilgiler bulmak mümkündür. Yüksek bir milli his ile vücuda getirilen bu bengü taşlar, Türk adının geçtiği en eski Türkçe metinler olması sebebiyle de önemlidirler. Kültür tarihimiz açısından Köktürkler döneminin önemi, onların Türkçenin bilinen en eski yazılı metinlerine sahip olmalarıdır. Köktürklerden kalan Türkçe anıtlar, hanedanın 682'de kurulan ikinci dönemine aittir.

Kök Türklerden sonra gelen Uygurlar, şehirli bir edebiyat oluşturmuşlardır. Yerleşik hayata geçen ve din değiştiren Uygurlar, Kök Türklerin taşlara yazılı edebiyatlarını kâğıda yazılan bir edebiyata dönüştürmüşlerdir. Daha çok dinî konuların anlatıldığı ve tercüme eserlerden meydana gelen bu dönem edebiyatı zengin bir külliyata sahiptir. Manici ve Budist olmak üzere iki ayrı çevrede gelişen Uygur edebiyatında Altun Yaruk, Sekiz Yükmek, Edgü Ögli Tigin ile Anyıg Ögli Tigin gibi önemli eserler meydana getirilmiştir. Bu dönemde yapılan çevirilerin pek çoğu Çinceden yapılan çevirilerdir.

Uygurlardan sonra gelen Karahanlılar döneminde Türkler, İslamiyet’i seçmişlerdir. Bu din değişikliği edebiyata da yansımış, önce alfabe değişmiştir. Sonrasında dile pek çok Arapça ve Farsça kelime girmiştir. Bu dönemde Kutadgu Bilig, Divanü Lügati’t-Türk, Atabetül’l Hakayık ve Kur’an tercümeleri gibi eserler vücuda getirilmiştir. Balasagunlu Yusuf Has Hacip ve Kâşgarlı Mahmud gibi Türk dilinin usta isimleri bu dönemde eserlerini vermişlerdir. Yusuf Has Hacib, “Mutluluk veren bilgi” manasına gelen eseri Kutadgu Bilig’de ideal bir insan ve devlet adamı nasıl olur gibi sorulara cevap vermektedir. Mesnevi tarzında beyitler hâlinde kaleme alınan eserde Ay Toldu, Kün Togdı, Ögdilmiş ve Odgurmuş isimli kahramanlar yardımıyla anlatılmak istenenler ifade edilmiştir. Kâşgarlı Mahmud’un Divan’ı ise bir sözlüktür. Araplara Türkçe öğretmek için hazırlanmış bir eserdir. Madde başları Türkçe, açıklamalar ise Arapçadır.

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

1) İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI
a) Sözlü Edebiyat
b) Yazılı Edebiyat

2) İSLAMİYETİN KABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI
a)Divan Edebiyatı
b) Halk Edebiyatı

Anonim Türk Halk Edebiyatı

Dini-Tasavvufi Türk Halk Edebiyatı

Âşık Tarzı Türk Halk Edebiyatı

3) BATI TESİRİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI

Tanzimat Edebiyatı

Servet-i Fünun Edebiyatı

Fecr-i Ati Edebiyatı

Milli Edebiyat

Beş Hececiler

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı

Yedi Meşaleciler

Garipçiler (Birinci Yeniciler)

İkinci Yeniciler

Toplumcu Gerçekçiler

Maviciler

Hisarcılar

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI

Bilinmeyen bir tarihte başlamıştır. İslamiyet'in kabulüne kadar devam ede gelmiştir. Atlı- göçebe kültürünün izlerini taşımaktadır. Ölüm, yiğitlik, savaş, aşk konuları en çok işlenen konular olarak göze çarpmaktadır. İki koldan gelişmiştir.

A) SÖZLÜ EDEBİYAT

Şaman, kam, baksı, ozan adı verilen sanatçılar tarafından icra edilmiştir. Bu sanatçılar "kopuz"adı verilen bir saz aleti kullanırlardı.

Doğuşu her ne kadar dini törenlere dayansa da zamanla din dışı konular da gelişmiştir.

Hece ölçüsü kullanılmıştır.

Aşk, doğa, ölüm konuları sık işlenmiştir.

Anomin özellik taşımaktadır.

Yarım kafiye kullanılmıştır.

Koşuk, sav, sagu, destan başlıca ürünleri sayılır.

Koşuk: Kopuz eşliğinde "sığır" denilen sürek avlarında söylenen lirik şiirlerdir. Günümüzdeki "koşma"ların ilk versiyonu sayılırlar. Kafiye şeması "aaab, cccb, dddb" şeklindedir.

Sagu: Yuğ adı verilen ölü törenlerinde ölümün acısının hafifletmek amacıyla söylenen günümüz "ağıt"larının ilk versiyonuna denir. Hece ölçüsünün 7'li-8'li parçaları sıkça kullanılmıştır. Bilinen en eski sagu, "Alp er Tunga"sagusudur.

Sav: Atasözü demektir. Atasözlerimiz ilk defa "Divan-ı Lugati't Türk"kitabında bir araya getirilmiştir.

Destan: Toplumu derinden etkileyen savaş, kıtlık, afet vb. olayların olağanüstülüklerle bezendirilerek anlatıldığı manzum (bazen nazım- nesir karışık) uzun hikâyelere denir.

Destanlar "Doğal-Yapay" olmak üzere ikiye ayrılır.

Ayrıca bakınız-> Mitoloji

1) DOĞAL DESTANLAR

Gerçekte var olan herhangi bir olayın milletin dilinde yüzyıllar süren bir anlatımdan sonra bir ozan tarafından kaleme alınması sonucu oluşan destanlara denir.

Dünyadaki en önemli doğal destanlar:

Kalevala - Finlandiya

Mahabharata - Hint

Ramayana - Hint

Chanson de Roland - Fransız

Nibelungen - Alman

İgor - Rus

Beowulf - İngiliz

İliada - Yunan

Odysseia - Yunan

Şehname - İran

Gılgamış - Sümer

Oğuz Kağan - Türk

Ergenekon - Türk

Manas - Kırgız

2) YAPAY DESTANLAR

Herhangi bir olaydan yola çıkarak bir ozanın destan kurallarına riayet edip oluşturduğu şiirlere denir.

Kayıp Cennet (Milton- İngiliz Edebiyatı): İnsanın cennetten kovuluşu ve Tanrı'nın şeytanla mücadelesini anlatır.

Kurtarılmış Kudüs (Tasso- İtalyan Edebiyatı): I. Haçlı seferinde Kudüs'ün alınışı anlatılır.)

İlahi Komedya (Dante- İtalyan Edebiyatı): Öteki dünyaya Dante'nin yaptığı 7 günlük gezi anlatılır.

Çılgın Orlando (Ludovico Ariosto- İtalyan Edebiyatı): Bu destanda Charlemagne döneminde Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında geçen savaşlar anlatılmıştır.

Üç Şehitler Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca): Kurtuluş Savaşı'ndan bazı kesitler anlatılır.

Çanakkale Şehitlerine (Mehmet Akif):Kurtuluş Savaşı'ndan bazı kesitler anlatılır.

Türk Destanlarının Özellikleri:

Çoğunlukla manzumdurlar (şiir şeklinde).

Anonimdirler.

Oluştukları dönemlerin özelliklerini taşımaktadırlar.

Olağanüstü özellikleri çokça bulunmaktadır.

Çok sonra yazıya geçirilmişlerdir.

TÜRK DESTANLARI

Saka Türklerinin Destanları

Alp Er Tunga Destanı: Türk-İran savaşlarıyla Alp Er Tunga'nın yiğitliklerinin anlatıldığı destanlardır.

Şu Destanı: İskender ile Türkler arasındaki savaşların ve Hükümdar Şu'nun destanıdır. 

Hun Türklerinin Destanları

Oğuz Kağan Destanı: Hun Hükümdarı Mete'nin yiğitliklerini, ülkesini genişletip oğulları arasında nasıl bölüştürdüğünü anlatan destandır. 

Göktürk Destanları

Bozkurt Destanı: Savaşta yaralanan bir Türk'ün, dişi bir kurt tarafından kurtarılmasını, korunmasını ve Türklerin sözü edilen kurtla bu Türk'ten çoğaldığı anlatılır.

Ergenekon Destanı: Bir yenilgi sonunda Ergenekon'a çekilen Türklerin orada çoğalıp, bir demir dağı erittikten sonra öçlerini alışlarını anlatan destandır. 

Uygur Türklerinin Destanları

Türeyiş Destanı: Uygur hakanının, üç kızını insanoğluyla evlendirmeyi uygun bulmayarak tanrıya, kızlarıyla evlenmesi ve Uygur Türklerinin bu evlenmeden çoğaldığı anlatılır.

Göç Destanı: Türklerin, Kutsal taşı Çinlilere vermeleri üzerine, tanrı tarafından cezalandırılmaları kuraklığın başlaması nedeniyle de göç etmeleri anlatılır.

B) YAZILI EDEBİYAT

Yazılı edebiyat dönemi, Türklerin GÖKTÜRK alfabesini kullanmasıyla başlayan dönemdir. Daha eskilere ait maalesef herhangi bir eserimiz yoktur. Tarihi bilinen en eski yazıtımız (mezar taşı): Çoyren (687-692)dir.

Tarihimizin ve dilimizin ilk en önemli belgeleri Göktürk Yazıtları (Orhun Kitabeleri)dir.

Doğu Göktürklerine aittirler.

725, 732, 735 yıllarında dikilmişlerdir.

Vezir Tonyukuk, Bilge Kağan, Kültigin adına dikilmişlerdir.

Yollug Tigin adlı bir yazara yazdırmıştır.

Öz Türkçe ile yazılmıştır.

Türk hakanlarının Göktürkleri nasıl birleştirdiklerini, devleti nasıl idare ettiklerini, gelecek kuşakların ne yapmaları gerektiğini anlatan bir nutuk (söylev)tur.

Aslında birer mezar taşı olarak tasarlanmışlardır.

Taşların üç tarafı Göktürk alfabesiyle bir tarafı da Çince yazılmıştır.

Eserler şu an Moğolistan sınırları içindedir.

1900' lü yılların başında Strahlanberk tarafından bulunmuş, Danimarkalı Wilhelm Thomsen tarafından okunmuşlardır.

Yazılı Dönem Ürünleri (Orhun Yazıtları ve Uygur Metinleri)

Orhun (Göktürk, Köktürk) Yazıtları (Abideleri, Anıtları)

Çinlilere karşı bağımsızlık savaşı yapan, Türk bütünlüğünü yeniden kurmak için içte ve dışta savaşan Göktürklerin hikayesi anlatılır bu yazıtlarda. Bu abideler 38 harfli olan Göktürk alfabesiyle yazılmıştır. Bunlardan en önemli olanları 3 tanedir.

1. Vezir Tonyukuk Yazıtı (725): Dört bakana vezirlik etmiş olan Tonyukuk tarafından yazılmıştır. Daha çok Çinlilerle yapılan savaşlar anlatılmaktadır.

2. Kül Tiğin Yazıtı (732) : Göktürk hakanı Bilge Kağan'ın kardeşi Kül Tiğin'in ölümü üzerine Bilge Kağan tarafından dikilmiştir.

3. Bilge Kağan Yazıtı (735) : Göktürk hakanı Bilge Kağan'ın ölümünden sonra oğlu Tenri Kağan tarafından diktirilmiştir. Yazıt, Bilge Kağan'ın yeğeni Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.

Son iki yazıt daha çok dönemin olaylarından, törelerden ve Bilge Kağan'ın ulusuna dilediği iyi dileklerden söz eder.

Uygur Dönemi Eserleri / Uygur Metinleri

Göktürk devletinin yıkılmasından sonra kurulan uygur hanlıklarından kalma eserlerdir Daha çok Buddha ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bunlar turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.

Uygurların kâğıda kitap basma tekniğini bildikleri anlaşılmaktadır. Dönemden kalma birçok hikâyenin yanında "kökünç" denilen bir ilkel tiyatro eserleri de vardır. Uygurlar bu eserleri 14 harfli uygur alfabesiyle yazmışlardır.

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın): Çinceden çevrilen Sekiz Yükmek'te Burkancılığa ait dinî- ahlâki inanışlar ve bazı pratik bilgiler vardır. Uygurlar arasında çok yayılan bu eser; kısa cümleleriyle, içten anlatımı ve zengin söz varlığıyla dikkati çeker.

Altun Yaruk (Altın Işık): Burkancılığın temellerini, felsefesini ve Buda'nın menkıbelerini içerir. Bunlardan en meşhurları "Şehzade ile Aç Pars Hikâyesi" (Açlıktan ölmek üzere olan parsı kurtarmak için kendini feda eden şehzadenin hikâyesi), Dantipali Beğ Hikâyesi (Emrindeki geyikleri kurtarmak için kendini feda eden geyikler beğini Dantipali Beğ öldürür ve korkunç alevler de Dantipali Beğ'i yutar) ve Çaştani Beğ Hikâyesi (Ülkesindeki insanlara hastalık ve bela getiren şeytanlarla Çaştani Beğ'in mücadelesidir.)

Irk Bitig (Fal Kitabı): Göktürk yazısıyla yazılmış bir fal kitabıdır. Her biri ayrı fal olarak yazılan 65 paragraftan oluşur. Çeşitli inanışlar ve masal unsurlarının bulunduğu kitapta günlük dile ait pek çok kelime de vardır.

Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi (İyi Düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Şehzade):Burkancılığa ait bir menkıbenin hikâyesidir. İyi düşünceli şehzadenin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerini engellemek için bir mücevheri elde etmek üzere yaptığı maceralı yolculuk anlatılır.

Kaynak :

Akar, Ali, Türk Dili Tarihi, Ötüken Yay., İstanbul 2006.

Caferoğlu, Ahmet, Türk Dili Tarihi, Enderun Kitabevi, (3. baskı), İstanbul 1984.

Akar, Ali, Türk Dili Tarihi, Ötüken Yay., İstanbul 2006

Demir, Nurettin, Yılmaz, Emine,Türk Dili El Kitabı, Grafiker Yay., Ankara 2003

Ercilasun, Ahmet B., “İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. 4, s. 441-448, İstanbul 1985.

Ercilasun, Ahmet B., “Tarihten Geleceğe Türk Dili”, Türk Dili, 569, Mayıs 1999, s. 355-362.

Ercilasun, Ahmet B., Başlangıçtan Yürminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yay., Ankara 2004.  

Gülensoy, Tuncer , Türkçe El Kitabı, Akçağ Yay.,  Ankara 2000.

Orkun, Hüseyin Namık , Eski Türk Yazıtları, TDK Yay., Ankara 1987.

Özönder-Barutçu, F. Sema, Eski Türklerde Dil ve Edebiyat, Türkler, Yeni Türkiye Yay., C. 3, 485-501, Ankara 2002.

Sertkaya, Osman Fikri, “Göktürk Harfli Uygur Kitabelerinin Türk Kültür Tarihi İçerisindeki Yeri”, Türk Kültürü Araştırmaları, Prof. Dr.Muharrem Ergin’e Armağan, XXVIII/ 1-2 1990, s. 325-334., Ankara 1992.

Tekin, Talat,  Ölmez, Mehmet, Türk Dilleri, Simurg Yay., İstanbul 1999.

Tezcan, Semih, “En Eski Türk Dili ve Yazını”, Bilim, Kültür ve Öğretim Dili Olarak Türkçe, s. 291, Ankara 1994

Yorumlar (1)
mehtap 2 yıl önce
güzel bir site tebrikler