Altın Elbiseli Adam
Altın Elbiseli Adamın bir Türk tigini (Prensi) olduğu düşünülüyor. Elbisenin üzerindeki yüzlerce altın parçalar; at, kaplan, geyik, pars, kurt, dağ keçisi, aslan ve yırtıcı kuş figürlerinden oluşuyor.
ALTIN ELBİSELİ ADAM
1969 yılında, Kazakistan’ın Almatı şehrine 50 km uzaklıktaki Esik kasabasında yol yapım çalışması başlıyor.
Dozer ufak bir tepeyi düzlemek isterken büyük bir kayaya çarpıyor. İşçiler küreklerle kaya üstündeki toprakları alırken bunun işlenmiş bir kaya olduğunu görüyorlar. Daha sonra oranın bir höyük olduğu anlaşılıyor ve devreye arkeologlar giriyor.
Arkeologlar höyüğü açınca inanılmaz güzel bir mezarla karşılaşıyorlar. Etrafı işlenmiş kayalarla çevrili bir mezar. Mezarı açtıklarında ise daha da şaşırıyorlar çünkü mezarın her yeri altın ve benzeri değerli eşyalarla dolu. En önemli eşya ise çizmesinden başlığına kadar, yüzlerce saf altın parçadan oluşan “Altın Elbise”.
Mezarda altın elbisenin yanısıra tabaklar, kaşıklar, ayna ve vazo gibi değerli eşyalar da bulunuyor. Tüm bunların M.Ö. 5. yüzyıldaki yüksek bir medeniyete (Saka Türklerine) ait olduğu tahmin ediliyor.
Altın Elbiseli Adam’ın bir Türk tigini (Prensi) olduğu düşünülüyor. Elbisenin üzerindeki yüzlerce altın parçalar; at, kaplan, geyik, pars, kurt, dağ keçisi, aslan ve yırtıcı kuş figürlerinden oluşuyor.
Tarihçiler tarafından Saka Türklerine ait olduğu tahmin edilen bu mezarda Türk tarihi için en önemli olan şey; aslında altın elbise değil de gümüşten yapılmış kırık bir kadeh. Çünkü kadehin altında 26 harflik bir yazı yazıyor. Yazının anlamı; “Tigin 23’ünde öldü. Esik halkının başı sağ olsun.”
Bugüne kadar bilinen en eski Türk yazısı Yenisey ve Orhun anıtlarındaki 14 asırlık yazılardı. Ama bu mezardan çıkan kırık kadeh üzerindeki yarı Göktürk alfabesi ile yazılan yazı 25 asır öncesine dayanıyor.
Ve bu yazı kimi tarihçilere göre şu an bilinen en eski Türk yazısı.
Ancak bu 26 harflik yazı bilimsel tekniklerle okunup, araştırılmadığı için bu ünvana kesin olarak sahip değil.
Bu mezar civarında yeni araştırmalar yapılarak birçok başka mezarın daha bulunduğu ama içlerinin boşaltıldığı ve maalesef ne var ne yoksa çalındığı görülmüş.
O eserler çalınmasaydı muhtemelen bilinen en eski Türk yazısı kesin olarak 25 asır öncesine dayanıyor diyebilirdik.
Belki, daha fazlasını da...
Eserlerle beraber tarih de çalınmış.
Rotasız Seyyah
TDH-KOLAY ERİŞİMİ |
||
DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ |
||