KIRGIZ ADI VE KIRKKIZLAR KIRK KIZ ATA EFSANELERİ

KIRGIZ ADI VE KIRKKIZLAR
KIRK KIZ ATA EFSANELERİ 

Dr. Mayramgül Diykanbayeva

Alman kökenli Rus bilim adamı Radloff’a göre ‚Kırgız‛ adı ‚kırk yoz‛ (kırk boy) anlamına gelmektedir. Manas destanında ‚Kırgız – kırk kabileden oluşmuş‛ söylemiyle uyuşmaktadır.
Kırk kız adıyla ilgili başka bir rivayet de şöyledir: Han’ın kızı kırk kız arkadaşı ile gezmek için uzaklara gider. Bu sırada düşman saldırıya geçer, Han’ın ülkesini talan eder ve herkesi öldürür.
Obadan sadece kızıl bir it ve geziye giden kırk kız sağ kurtulur. 
Bu kırk kızdan türeyen boya da Kırgız adı verilir.


XIX. yüzyılın ikinci yarısında Kırgızistan’da seyahat eden Rus bilim adamları bu efsaneyi derleyip yazıya geçirmiştir. 
Özellikle 1856 yılında Kazak bilim adamı Ç. Valihanov’un‚ Zapiski o Kirgizah‛ (Kırgızlar Hakkında Yazılar) adlı çalışmasında bu efsane hakkında geniş bilgiler verilmiş ve efsanenin İslam dünyasında yayılmasında rolü olmuştur.
1860 yılında Kırgızistan’a gelen M. İ. Venyukov da aynı efsaneye ‚Puteşestviya pookrainam Ruskoy Azii i zapiski o nih‛ (Rus Asya’sına Seyahat ve Onlar Hakkında Notlar) adlı kitabında yer vermiştir. 
XIX. yüzyılın Rus tarihçisi N. A. Aristov 1895 yılında Sank Peterburg’da yayımlanan ‚Vıyasneniya etniçeskogo sostava kirgizov – kazahov bolşoy ordı i karakirgizov‛ (Kırgız- Kazak büyük boyunun ve Karakırgızların etnik içeriğinin araştırılması) adlı çalışmasında‚ Kızıl it ile ilgili efsane, büyük ihtimalle eski dinlilerin ata babaları olan Usunlardan söz etmekte‛ demiştir. 
Çünkü Kırgızların ata babaları sanılan Usunlar sarışın, mavi gözlüdür....

Bild könnte enthalten: im Freien und Natur KIRKIZ KAYALARI-NİKSAR

Kırgızlar arasında Kırgız kelimesinin etimolojik anlamıyla ilgili çeşitli efsaneler anlatılmakta ve görüşler öne sürülmektedir. 
Kırk kızla ilgili halk arasında anlatılan ikinci efsane de şöyledir:
Çok eskiden Akeşe (Kendisi Arap kökenli olup, Stam kabilesinden olduğu söylenmektedir) adında bir adam Sibirya ve Yeniysey’de yaşayan Kalmuklar’a İslam dinini yaymak amacıyla varır. 
Akeşe’den Mansur adında çocuk dünyaya gelir. 
Akeşe ölünce oğlu Mansur Kalmuklar’ın değerli adamı Iroo – Cıroo’nun evinde hizmetçi olarak yaşamına devam eder.
Iroo – Cıroo Mansur’u çok sever ve kendi kızıyla evlendirir. Mansur yavaş yavaş Kalmuklar arasında İslamiyeti yaymaya başlar. 
Zaman geçer, iki çocuğu olur. Kızının ismini Apal, oğlunun ismini Minal koyar. Kızı on bir, oğlu yedi yaşına gelince Mansur ölür. 
Bu sırada halk arasında Apal’ın geceleri evden çıkıp sabaha doğru eve geldiğiyle ilgili dedikodular başlar. Halk küçük Minal’a ablası Apal’ın kötü yola düştüğünü söyler.
Minal bu söylentinin doğru olduğunu öğrenmek için gece ipin bir ucunu ablasının ayağına, diğer ucunu da kendi ayağına bağlar, yatağına girer. 
Amacı ablası kalkarsa kendisinin de uyanmasıdır. Gerçekten de gece yarısı ablası kalkar, dışarıya doğru yönelir.
Minal uyanır peşinden gider. Ablası Apal koşarak dağda bir mağaraya girer. 

Bild könnte enthalten: eine oder mehrere Personen und im Freien KIRKKIZ SARAYI -ÖZBEKİSTAN


Minal da peşinden girer. Gözlerine inanamaz. Mağara altından yapılmış, başköşede de kırk çilten oturuyor. 
Onların aksakalı: ‚Neden insanoğluyla geldin?‛ diye Apal’a kızar. 
Apal ‚Hayır, ben kendim geldim‛ der ve arkasına bakar, küçük Minal’ı görür. Tam bu sırada kırk çiltenden biri kalkıp Apal ile Minal’a su gibi sıvı bir içecek verir. 
Minal içeceğin tadına bakar. 
Bal gibi tatlı içeceği içen Minal deli olur. Fakat onun gönlünde hep ablasının temiz olduğu kalır. 
Bundan dolayı hep ‚Apal ak‛ diyerek gezer. Bunu duyan Kalmuklar ‚Ak, Allah’ın adı, Apal da Allah; 
Minal da Allah’ım diyor, bunları öldürmek gerek‛ derler ve ikisini de yakıp külünü suya bırakırlar.
Suya bırakılan küller, rengârenk köpük olur ve yavaşça akmaya devam eder.
Tam bu sırada hanın kızı kırk kızla su kenarına geziye çıkmıştır. 

Kein automatischer Alternativtext verfügbar. KIRK KIZLAR TÜRBESİ
NİKSAR/ TOKAT


Kızlardan biri bu rengârenk köpüğün tadına bakar, köpüğün lezzetine dayanamayıp öbür kızları çağırır. Onlar da köpüğün tadına bakarlar. 
Böylece kırk kız bu köpükten gebe kalır. 
Bunu duyan han çılgına döner. 
Kızların öldürülmesini emreder. Hanın veziri kızları öldürmek için dağa götürür fakat kıyamaz. 
Sağ bırakır.

Bu duruma üzülen, dertlenen han kızı şu şarkıyı söylemiş:
Akıykatsız ataga, 
Han da bolso calınba, 
Ölüp ketsin öz kızı, 
Ümüt kılıp taarınba, 
Kırk kız baarı bir künü, 
Boozuyt degen bolobu. 
Kırk kızdı bütün öltürü, 
Kanıbızga toyobu.?!
Adaletsiz babaya,
Han da olursa yalvarma,
Ölürse ölsün öz kızı,
Umut edip darılma,
Kırk kız hepsi bir günde,
Gebe kalabilir mi?
Kırk kızı bütün öldürüp,
Kanımıza doyar mı?!

Bu kırk kızdan doğan çocukların neslinden Kırgızlar oluşur. İslami motifler içeren bu efsanenin, İslamiyet’in kabulünden sonra yeniden şekillendiği görülmektedir.
Sonuç olarak Kırgız kavramının kökeni ve anlamıyla ilgili çok sayıda rivayetin yanı sıra yazılı kaynaklarda bilgiler mevcut olduğu görülmektedir. Ancak yukarıda görüldüğü gibi Kırgız Türkleri ile ilgili pek çok anlatmada ortak ata babalarının çıkışı, kırk kız ile bağdaştırılmaktadır.
Kırk kız ile ilgili efsanede yer alan ortak unsur köpükten hamile kalma motifidir. Bu efsanelerde bahsi geçen köpük, ölümsüzlük getirmese de bizzat hayatın kaynağı olarak görülmektedir. Hayat suyuyla ilişkilendirilecek olursak, bu efsanelerin İslam öncesi dönemlerde teşekkül etmiş olduklarını söyleyebiliriz.

KIRGIZ ADI ÜZERİNE
Dr.Mayramgül Diykanbayeva
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Öğr. Gör
A.Ü.Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 43

Erzurum, 2010

Yorumlar (0)