Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı > Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması

Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması


Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması

Anlatım bozuklukları ile ilgili tüm yazıları okumak için tıklayınız. Anlatım bozuklukları

Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması



Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.

Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
Açıklama: Cümlede geçen “hiç şüphesiz” ve “olsa gerek” sözcüklerine dikkat edelim. “hiç şüphesiz”  kesinlik ifade ederken “olsa gerek” olasılık ifade etmektedir. Bir cümle ya kesindir ya da değildir, ikisi bir arada bulunamaz. Bu ifadelerden birini çıkartmamız gerekiyor.

Cümle iki şekilde düzeltilebilir:

1. Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkandır.

2. Bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.

Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
Açıklama: Bu cümlede de aynı şekilde anlamca çelişen sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklı bir anlatım bozukluğu var. Cümleden “şüphesiz” ya da “olmalı” sözcüklerinden biri çıkarılmalıdır.

Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
Açıklama: “Kesinlikle” ve “ayağa kaldırabilir” sözcükleri kesinlik – ihtimal yönüyle uyumsuzdur. Aynı cümlede ikisi bir arada kullanılamaz.

Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:

Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
Müdür Bey bu adam için:”Çok mütevazı , burnundan kıl aldırmayan biridir.”diyor.
Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
Okulu bitireli hemen hemen tam on yıl oldu.
Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
Deyim ve Atasözü Yanlışları:
Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline,kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır.Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.Kullanılan deyim, cümleye de uygun olmalıdır.

Babasını görünce paçaları tutuştu.
Açıklama: Paçaları tutuştu değil, etekleri tutuştu şeklinde olmalıydı. Deyimler kalıplaşmış sözcük gruplarıdır ve eş anlamlısıyla dahi değiştirilemez. Cümlenin doğrusu: Babasını görünce etekleri tutuştu.

Çok acıktım midem zil çalıyor.
Açıklama:  Deyimin aslı karnı zil çalmaktır. Cümlenin doğrusu: Çok acıktım karnım zil çalıyor.

O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
Açıklama: Deyimin aslı “iğne atsan yere düşmez”dir. Cümlenin doğrusu: O kadar kalabalık ki iğne atsan yere düşmez.

Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
Açıklama: Cümlede deyim yerinde kullanılmamıştır, yani bu cümleye uygun değildir. Cümlenin dorusu şu şekilde olabilir: Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım mutlu oldu.

Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:

Ona ayak bağı oluyor , işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.
Alma garibin ahını çıkar aheste aheste.
Konferansta konuşmacının anlattıkları herkesin dikkatini çekmişti.Tüm dinleyiciler kulak kabartmış ,konuşmacıyı dinliyordu.
Bu görüntüler karşısında saçlarım diken diken oldu.
Bu konuyu onunla bir görüş o yol yolak bilen biridir.

KISA ÖZET


1) Gereksiz Sözcük Kullanımı:

Bir cümlede anlamları ayrı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

Bu yol yay yürümekle bitecek gibi değil.

2) Sözcükleri Birbiriyle Karıştırma:

Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.

Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.

3) Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:

Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.

Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.

4) Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık:

Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu doğar.

Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.

5) Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:

Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.

Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.

6) Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:

Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözcüklerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünün bozar. Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.

Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.

7) Deyim ve Atasözü Yanlışlıkları:

Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline, kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır. Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez. Kullanılan deyim, cümleye de uygun olmalıdır.

Çok acıktım midem zil çalıyor.

8 ) Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:

Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.

Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.

9) Mantık Hataları:

İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.

Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.

10) Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:

Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar. Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır. Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir. Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.

Ehliyetini polis almış öyle mi?

11) Karşılaştırma Hataları:

Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir. Bu tip karşılaştırma bildiren cümlelerdeki Anlatım bulanıklığı giderilmediği taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.

Anlatım bozuklukları ile ilgili tüm yazıları okumak için tıklayınız. Anlatım bozuklukları

Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı, Anlatım Bozukluğu Örnekleri

Anlatım Bozuklukları, Anlatım bozuklukları örnekler, anlatım bozuklukları kısaca, anlatım bozuklukları pdf, anlatım bozuklukları test, yapısal anlatım bozuklukları, anlatım bozukluğu, anlatım bozuklukları nedir, anlatım bozuklukları örnek cümleler ve açıklamalar

Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı, Anlatım Bozukluğu Örnekleri

Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı

Dilin toplumsal yapı içerisinde son derece büyük bir önemi vardır. Toplumsal yaşam içerisinde dil ancak doğru kullanılırsa başkalarına düşüncelerimizi doğru bir şekilde aktarabilir ya da başkalarının söylediklerini anlayabiliriz. Dil doğru kullanılmadığında var olan düşüncede anlaşılamayacağından değerini kaybedecektir. Bu nedenle dilimizi her zaman doğru bir şekilde kullanmaya gayret göstermeliyiz.

Bir anlam ifade edebildiğimiz dil birliğine cümle denir. Bu nedenle cümleleri kendi içerisinde anlam ve yapı olarak doğru bir şekilde kullanabilmeliyiz. YKS, KPSS, ALES başta olmak üzere birçok sınavda çözülme oranı düşük olduğundan standart sapması yüksek olan sorulardan olan “Anlatım Bozuklukları” konusuyla ilgili başarıya ulaşmanız için dil bilgisi kurallarına da hakim olmanız gerekmektedir. Bu yazımızda basit bir anlatım kullanarak ve bolca örnekler sunarak anlatım bozukluğu konusu ile ilgili sizlere yardımcı olmaya çalışacağız.

Anlatım bozukluklarını genel olarak “Anlamsal” ve “Yapısal” olarak iki başlıkta incelememiz son derece faydalı olacaktır.

A) Anlamsal (Anlama Dayalı) Bozukluklar

  • Gereksiz Sözcük Kullanılması
  • Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması
  • Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
  • Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
  • Atasözleri ve Deyimlerin Yanlış Anlamda Kullanılması
  • Zamir Eksikliği (Anlam Belirsizliği)
  • Mantık ve Sıralama Yanlışlığı

B) Yapısal (Yapıya Dayalı) Bozukluklar

  • Özne-Yüklem Uyumsuzluğu
  • Eklerle İlgili Yanlışlar
  • Tümleç Eksikliği
  • Nesne Eksikliği
  • Yüklem Eksikliği
  • Tamlama Yanlışları
  • Bağlaç Yanlışları

A) Anlamsal (Anlama Dayalı) Bozukluklar

1. Gereksiz Sözcük Kullanımı

Türkçede bir cümle gereksiz sözcüklerden uzak en sade şekilde kurulmalıdır. Duruluk ilkesiyle de ifade edilen bir cümlede gereksiz sözcüğün kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.

Eğer bir sözcük cümle içinden atıldığında anlamda herhangi bir daralma ya da eksikliğe yol açmıyorsa gereksiz kullanılmıştır. Türkçede gereksiz sözcüğün cümle içinde kullanılması iki sebepten olabilmektedir:

* Eş anlamlı sözcüklerin cümle içinde kullanılması
* Sözcüğün anlamının başka sözcükte ya da ekte bulunması

Örnek

  • Yanındaki arkadaşına alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
  • Daha bu ödevi henüz bitiremedim.
  • Galiba beklediği haber ona ulaşmayabilir.
  • Dersin sonuna kadar karşılıklı olarak arkadaşıyla gülüştü.

2. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması

İyi bir cümle anlatmak istediği düşünceyi tam olarak yansıtabilmelidir. Cümle okuyucunun ya da dinleyicinin kafasında tam olarak canlanabilmeli, onların kafasında bir karışıklığa yol açmamalıdır. Cümle içinde anlam olarak çelişen kelimelerin kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır. Bu tür anlatım bozukluklarında genellikle bir kesinlik bildiren sözcük kullanıldıktan sonra ihtimal bildiren bir sözcük ya da ek kullanılır.

Örnek

  • Bu hafta kesinlikle yağmur yağabilir.
  • Tam otuz yıl önce kadar şirketinin batması sonrasında bunalıma girmişti.
  • Eminim bunu gördükten sonra, galibakızardı.
  • Hiç şüphesiz şarkı söyleyebilir.

3. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması

Eğer bir sözcük cümle içerisinde anlamına uygun bir şekilde kullanılmazsa anlatım bozukluğuna yol açar. Sözcüğün anlamının doğru bir şekilde bilinmemesinden kaynaklanan bu anlatım bozukluğuna yol açmamak için sözcük anlamlarının iyi bir şekilde bilinmesi gereklidir.

Aşağıdaki örneklerde yanlış anlamda kullanılan sözcüklerin yerine kullanılması gereken kelimeler parantez içinde verilmiştir.

Örnek

  • Arkadaşlarının yardımlarına karşınonlara minnet duymuştu. (Karşılık)
  • Yazarın kendine özgün fikirleri eserine yansımıştı. (Özgü)
  • Arabanın fiyatı pahalı olduğundan almaktan vazgeçtik. (Yüksek)
  • Yazın çekildiğim resimleri sosyal medyada paylaştım. (Fotoğraf)

4. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması

Cümle içinde kullanılan sözcüklerin, Türkçenin söz dizimine uygun bir şekilde doğru yerde kullanılması gerekir. Doğru yerde kullanılmayan sözcükler anlatım bozukluğuna yol açmaktadır. Özellikle cümle içinde zarfların isimden önce kullanılması bu başlıkta görebileceğiniz bozuklukların başında yer almaktadır.

Örnek

  • Deftersiz sınıfa öğrenci almam demişti öğretmen.
    Doğrusu = Sınıfa deftersiz öğrenci almam demişti öğretmen.
  • Bu ödevlerimi yapamazsam çokbaşım ağrıyacak.
    Doğrusu = Bu ödevlerimi yapamazsam başım çok ağrıyacak.
  • Eski Bursa milletvekili seçimlerde tekrar aday olmuştu.
    Doğrusu = Bursa eski milletvekili seçimlerde tekrar aday olmuştu.
  • Ağrısız kulak delinir.
    Doğrusu = Kulak ağrısız delinir.

5. Atasözü ve Deyimlerin Yanlış Anlamda Kullanılması

Cümlede ifade edilmek istenen anlamın daha güçlü bir şekilde vurgulanması için deyimlerden ve atasözlerinden yararlanılabilir. Ancak cümlede verilmek istenen mesaja uygun doğru bir deyim ve atasözü kullanılmazsa anlatım bozukluğu oluşmaktadır. Bu nedenle yazım ve konuşma sırasında kullandığımız deyim ve atasözlerine hakim olmamız gerekmektedir.

Örnek

  • Okulda sürekli sorun çıkarmasının sonucunda göze girmişti.
    (Göze girmek = İlgi ve değer kazanmak, Göze batmak = Uygunsuz ve yakışıksız görünme)
  • Takımı iki yol yedikten sonra antrenörün etekleri zil çalmaya başlamıştı.
    (Etekleri zil çalmak = Çok sevinmek, Etekleri tutuşmak = Telaş yapmak)
  • Onu oradan kurtarmak için elinden geleni ardına koyma.
    (Elinden geleni ardına koymamak = Elinden gelen bütün kötülükleri yapmak)
  • Güzele bakmak sevaptır. Doğrusu=Güzel bakmak sevaptır.
  • Göz var nizam var. Doğrusu= Göz var izan var.

6. Zamir Eksikliği (Anlam Belirsizliği)

Cümle içinde kişilerden bahsederken kişi zamirlerini kullanmamak bazen anlam belirsizliğine yol açtığından anlatım bozukluğu oluşturmaktadır. Anlam belirsizliğini gidermek için bahsedilen kişiyi karşılayacak doğru zamiri kullanmak gerekir.

Örnek

  • Bisikletini Adalarda görmüşler. (Senin mi onun mu bisikleti?)
  • Telefonunu çalmışlar. (Senin mi onun mu?)
  • İhtiyar adama yardımcı oldu. (Yardım eden ihtiyar mı yoksa başka biri ihtiyara mı yardım ediyor?)
    Doğrusu = İhtiyar, adama yardımcı oldu.
    O, ihtiyar adama yardımcı oldu.

7. Sıralama ve Mantık Yanlışlığı

Bir cümlenin dil bilgisi kurallarına uymasının yanında mantıksal bir düzlemde de geçerliliğinin olması şartı bulunmaktadır. Bir cümlede ifade edilenlerin mantık sınırlarının dışına çıkması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır. Yine aynı şekilde cümle içinde sıralamanın da mantık çerçevesinde yapılması gerekir.

Örnek

  • Bu hızla kaza yaparsan ölebilir hatta yaralanabilirsin.
    Doğrusu= Bu hızla kaza yaparsan yaralanabilir hatta ölebilirsin.
  • Değil domates doğramak, yemek bileyapamaz.
    Doğrusu= Değil yemek yapmak, domates bile doğrayamaz.
  • Dışarıya çıktığımızda bisikletimizi çalınmış gördük.
    (Çalınmış bir şey görülemez.)
  • Karşıya geçerken düşerek kaydı.
    Doğrusu= Karşıya geçerken kayarak düştü.

B) Yapısal (Yapıya Dayalı) Bozukluklar

1. Özne-Yüklem Uyumsuzluğu

Anlatım bozukluklarıyla alakalı olarak sınavlarda en çok özne-yüklem uyumsuzlukları sorulmaktadır. Cümle içindeki özne yüklemle “Tekillik-çoğulluk, şahıs ve olumlu-olumsuzluk” gibi durumlarla uyum içerisinde olmalıdır.

a) Tekillik-Çoğulluk: Özne tekil ise yüklem de tekil olmalıdır. Ancak özne çoğul ise yüklem çoğul ya da tekil olabilmektedir. Aksi durumda cümlede anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

Örnek

  • Sibel tüm gün ders çalış. (doğru)
  • Onlar gezmeye gittiler. (doğru)
  • Onlar gezmeye gitti. (doğru)
  • O, kalemleri sinirli bir şekilde kırıyorlardı. (yanlış)

UYARI: İnsan dışındaki tüm canlı ya da cansız varlıklar cümle içinde çoğulda olsalar yüklem mutlaka tekil olmalıdır.

Örnek

  • Hayat kısa, kuşlar uçuyorlar. (yanlış)
  • Hayat kısa, kuşlar uçuyor. (doğru)
  • Kediler sabahtan beri miyavlıyorlar. (yanlış)
  • Kediler sabahtan beri miyavlıyor. (doğru)
  • Arabalar burada eskiyor. (doğru)

b) Kişi Uyumsuzluğu: Eğer bir cümle içindeki özne birden fazla kişiden oluşuyorsa yüklemin şahıs eki yönüyle uyacağı kurallar vardır. Bu konudaki uyumsuzluk anlatım bozukluğunu meydana getirir.

“Ben ve sen / ben ve o / ben, sen ve o” şeklindeki özne kullanımlarında yüklem mutlaka “1. çoğul şahıs”, “Sen ve o” şeklindeki özne kullanımlarında da yüklem “2. çoğul şahıs” eki alarak kullanılmalıdır.

Örnek

  • Ben ve sen burada onları bekleyelim.
  • Ben ve Aslı yemekte buluşacağız.
  • Ben, Ayşe ve Özlem sınavdan yüksek not aldık.
  • Sen ve Ahmet tatlıları alırsınız.

I. tekil/çoğul ve diğerleri özne olarak kullanılırsa-> Yüklem I. çoğul olmalıdır.

  • Ben ve siz bu evi birlikte kiralayabiliriz.
  • Biz ve onlar aynı sokakta oturuyoruz.

II. çoğul ve diğerleri (I.tekil/çoğul hariç) özne olarak kullanılırsa-> Yüklem II. çoğul

  • Siz ve onlar rakibimiz olarak karşımıza çıkamazsınız.

c) Olumlu-Olumsuzluk Uyumu: Özne ile yüklem arasında olumlu-olumsuzluk bakımından bir uyumun olması gerekir. Yani eğer özne olumluysa yüklem olumlu, özne olumsuz ile yüklem olumsuz olmalıdır. Örneğin özne “Herkes” ise yüklem olumlu olmalı, özne eğer “Kimse” ise yüklem olumsuz olmalıdır.

Örnek

  • Hiçbiri beni hastanedeyken aradı. (yanlış)
  • Hiçbiri beni hastanedeyken aramadı. (doğru)
  • Hepsi maça gitmedi. (yanlış)
  • Hepsi maça gitti. (doğru)
  • Hiç kimse bu soruyu çözdü. (yanlış)
  • Hiç kimse bu soruyu çözemedi. (doğru)

2. Eklerle İlgili Yanlışlar

Cümle içerisinde tamlayan, iyelik, hal, çoğul, ki vb. eklerin; eksik, fazla ya da yanlış yerde kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.

Örnek

  • 1975′lerde ne eğlenirdik bu sokaklarda. (Ancak 10 ve katlarında bu şekilde kullanım olabilir = 1970’lerde gibi)
  • Yemek yapması çok severdi. (yapmayı)
  • Başarıya ulaşmak isteyen biri, işini severek yapması gerekir. (birinin)
  • Bu yoldaki çalışan araç şoförleri eylem yaptılar. (ki gereksiz kullanılmış.)

3.Tümleç Eksikliği

Özellikle sıralı cümlelerde bulunması gereken edat tümleci ile dolaylı tümlecin eksikliği anlatım bozukluğuna sebep olur.

Örnek

  • Öğrencilerini çok sever ve sürekli yardımcı olurdu.
    (ikinci cümle “Kime yardımcı olurdu?” sorusuna cevap veremez. Dolaylı tümleç eksikliğinden dolayı anlatım bozukluğu vardır.)
    Doğrusu= Öğrencilerini çok sever ve onlara sürekli yardımcı olurdu.
  • Köyünü sürekli hatırlıyor ve gitmek istiyordu. (Nereye gitmek istiyordu? = Köyüne, Dolaylı tümleç eksikliği)
    Doğrusu= Köyünü sürekli hatırlıyor ve oraya gitmek istiyordu.
  • Bisikletleri çok sever ve sürekli ilgilenirdi. (Neyle ilgilenirdi? = Bisikletlerle, Edat tümleci eksikliği)
    Doğrusu= Bisikletleri çok sever ve sürekli onlarla ilgilenirdi.
  • Arkadaşlarını pek sevmez, görünce konuşmaktan kaçınırdı. (Kim ile konuşmaktan? = onlarla, Edat tümleci eksikliği)
    Doğrusu= Arkadaşlarını pek sevmez, görünce onlarla konuşmaktan kaçınırdı.

4. Nesne Eksikliği

Sıralı cümlelerde bulunan iki yüklemin tek bir nesneye bağlanması anlatım bozukluğuna sebep olur.

Örnek

  • Ağabeyimi seviyor ve izinden gidiyorum. (Kimin izinden?= Ağabeyimin, Nesne eksikliği)
    Doğrusu= Ağabeyimi seviyor ve onunizinden gidiyorum.
  • Borsada iyi para kazanmış fakat kısa sürede harcamıştı. (Neyi harcamış?= parayı, Nesne eksikliği)
    Doğrusu= Borsada iyi para kazanmış fakat parayı kısa sürede harcamıştı.

5. Yüklem Eksikliği

Birden fazla cümlenin aynı yükleme bağlanmasıyla ortaya çıkan anlatım bozukluğudur. Birden fazla cümlenin sıralı bir şekilde kullanıldığı durumlarda cümlelerden birinin yüklemi olmazsa diğer cümlenin yüklemi ortak olarak kullanılır. Bu durumda yüklem diğer cümleye uymayabilir.

Örnek

  • Ben uçaktan, o ise trenden korkar.
    Birinci cümlenin öznesi ben olduğu için yüklemin de birinci teklik şahıs çekiminde olması gerekir. Fakat ilk cümle, yüklemi bulunmadığından ikinci cümlenin yüklemini üstüne almak zorunda kalmış ve bu durumda anlatım bozukluğuna yol açmıştır.
    Doğrusu= Ben uçaktan korkarım, o ise trenden korkar.
  • Bilgisayarın işlemcisi güçlü, fiyatı da yüksek değildi.
    Doğrusu= Bilgisayarın işlemcisi güçlüydü, fiyatı da yüksek değildi.
  • Pilavı çok ama fasulyeyi hiç sevmem.
    Doğrusu= Pilavı çok severim ama fasulyeyi hiç sevmem.

6. Tamlama Yanlışları

Cümle içerisinde isim ve sıfatların aynı tamlanana bağlanması sırasında oluşan anlatım bozukluklarıdır.

Örnek

  • Siyasi ve ekonomi alanında görüşmeler yapıldı.
    Doğrusu= Siyasi alanda ve ekonomi alanında görüşmeler yapıldı.
  • Sütlaç ve revani tatlısını çok severim. (Sütlaç tatlısı olmaz.)
    Doğrusu= Revani tatlısını ve sütlacı çok severim.
  • Psikolojik ve macera romanını okumaktan zevk alırım. (Psikolojik romanını olmaz.)
    Doğrusu= Psikolojik romanı ve macera romanını okumaktan zevk alırım.

7. Bağlaç Yanlışları

Cümlelerini birbirine bağlarken yanlış bağlaçların kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.

Örnek

  • Televizyonu kapattım ama sevdiğim bir program yoktu.
    Doğrusu= Televizyonu kapattım çünkü sevdiğim bir program yoktu.
  • Ders çalışmıyordu ancak dersleri de kötüydü.
    Doğrusu= Ders çalışmıyordu üstelikdersleri de kötüydü.
  • Yarın gelemem çünkü sonra gelebilirim.
    Doğrusu= Yarın gelemem ama sonra gelebilirim.

Anlatım bozuklukları ile ilgili tüm yazıları okumak için tıklayınız. Anlatım bozuklukları.

Yorumlar (0)