15.02.2021, 16:44

YENİLENMEK

YENİLENMEK

Yeryüzünde yaratılan hiçbir şey başlangıçtaki gibi değildir, doğar, büyür, gelişir ve sona erer.

İnsan, hayatın içinde bazen inişler ve çıkışları, bazen acılar ve sevgileri, bazen ümit ve umutsuzlukları, bazen yorgunluk ve kırgınlıkları ve bazen de kendi ile baş başa kalmayı hep yaşamıştır. Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi süreci daha çok kendimizle baş başa kalmayı sağlamıştır.

Hayata yeniden başlamak mümkün değildir; ama hayata yenilenerek, değişerek ve gelişerek “sahiplenmek” elindedir. Bu değişim, hedef değil sadece bir araç olmalıdır ve değişimi gerçekleştirecek ilhamı dışarıda değil içinde, yani kendinde aramalıdır.

Bir düşünür; “Cesaretin en korkunç düşmanı korkunun kendisidir, korkulan şey değil, içindeki korkuyu yenmeyi başarabilen insan en büyük kahramandır” diyor. Buna inanan insan ancak beden ve ruh sağlığına sahip olabilir. Atılan her adımın, yeni bir umut, yeni bir ruh, birikim ve heyecan kazandırdığını ise yaşayarak öğrenir. “Büyük yolculukların tek bir adımla başladığı” unutulmamalıdır, yeter ki o adımı atacak kıvılcımı kendinde bulabilsin.

Kartalların hikâyesini bilirsiniz; yenilenmeye en güzel örnektir; “Kartallar kırk yıl yaşarlar ve sonra bir seçim yapmak, karar vermek durumunda kalırlar, ya ölecekler ya da yaşayacaklardır. Bu kararı vermek için dağın en yüksek zirvesine çıkıp yer bulur ve burada yüz elli gün kalarak kendi kendine işkence yaparlar. Önce gagası ve pençelerini söker, sonra da tüylerini yolar ve yeniden bir doğuş süresi başlar. Bu sürede acıya, çileye katlanan Kartallar ancak ayakta kalır ve yeniden bir kırk yıl daha ömür kazanır.”

İnsan da böyledir, zaman zaman bıkkınlık ve umutsuzluğa düşülen, tamam artık bitti denilen anlar vardır. Her karanlığın ardından mutlaka aydınlık gelir ve her bitiş aslında yeni bir başlangıçtır. İnsanlar da hedefleri ve inançları kadar büyüktürler ve ruhunda yenilenme iradesini daima taşırlar. Hedefleri olmalı insanın ve o hedeflere ulaşmak, bir çileyi gerektiriyorsa katlanmalıdır. Ancak çileye talip olanlar sonucunda başarı ve yenilenmeyi yakalayabilirler.

Kökleri kuruyan ağaç meyve vermez. Yeniliklere açık olup kendini geliştirirken geçmiş değerleri unutmadan onlara sahip çıkarak geleceğe bakmalıdır. “Ben”lerin esiri olmadan önce zaferi kendinde, “nefs” de kazanarak yenilenmeli, yetişmeli ve bitti dediği anda içindeki ilhamla yeniden başlayabilmelidir. İnsanı insan yapan değerlere sahip olarak hayata insan yanıyla, kendi içinde boğulmadan dışarıdaki dünyanın da farkında olarak “Biz” duygusunu yaşamaya ve yaşatmaya çalışarak bakmalıdır.

Yarınlara güvenle bakmak, yarınlara sahip olmak için önce kendini bilmek; beden ve ruh olarak “her şeye rağmen” ben varsam bana ait her şey var diyebilmekle yakından ilgilidir. Kendinde beden ve ruh sağlığını yakalayan, inanç ve sabırla zamanı en iyi değerlendirebilen, duygu ve düşünce dünyasında bunları ahenk içinde yaşatandır yeniden başlamasını bilen.

“Büyük insanların hedefleri, küçük insanların hevesleri vardır. Heveslerin değil hedeflerin insanı olandır” her şeye rağmen hayata yeniden başlamasını bilen.

Yüce Yaratan’ın, ona sunduğu en güzel hediye olan hayatı, yaşama sevincini kaybetmeden hissedendir yeniden başlamasını bilen.

Sadece insan mı böyledir. Asla, insanların oluşturduğu organizasyonlar, kurumlar, Devletler de böyledir ve gelişip yenilenerek modern çağın ihtiyaçlarına göre kendilerini şekillendirip hizmette sürekliliği sağlayarak sürdürülebilir bir yaşam ortaya çıkarırlar.

İşte bugün yaşadığımız ve bir arada değil daha çok kendimizle baş başa kaldığımız böyle bir süreçte yenilenme cesaretini yüreğinde hisseden ve bu yürekle kendini ve sahip olduğu organizasyonları geleceğe taşıyanlara selam olsun…

Yorumlar (0)