TÜRKÇENİN DİRİLİŞİ TÜRKÇE SÖZLÜĞÜ

Anketler / Öne Çıkanlar

Anketler / Yeni Eklenenler

Rişte

> TDH Edebiyat Terimleri Sözlüğü - Bu sözcük edebiyat terimleri sözlüğünde yer almaktadır. Anlamı-Açıklaması: 

RİŞTE

(ﺭﺷﺘﻪ) i. (Fars. rişte)
1. İplik, tire: Dönüptür za’f ile bir rişteye cismim de cân-âsâ (Şeyhülislâm Yahyâ). Nûrdur sîmin teni kim rişte-i pîrâheni / Fark olunmaz târ u pûd şu’le-i mehtâbdan (Leskofçalı Gālib). Zülüflerin rişte rişte / Aldı aklım bir görüşte (Erzurumlu Emrah).
2. mec. Bağ, alâka, râbıta: Nüsha-i kem-yâb-ı zât-ı pâki bulmuş mâhasal / Rişte-i ihsân ile şîrâze-i hüsn-i nizam (Fıtnat Hanım). Serâir-i kalb-i âşık bilinmez / Rişte-i fünûn-ı hayâl incedir (Erzurumlu Emrah’tan). Taşkent ve Semerkant’taki Türkler’le yeni bir râbıta akdetmek, yâhut rişte-i mevcûdu kuvvetlendirmek mi istiyoruz; aramızda alâik-i ticâriyye tevsîine çalışalım (Cenap Şahâbeddin).
3. Rişte-i teb’den kısaltma yoluyle. Sıtma, hummâ vb. ateşli hastalık. Fr. Filariose: Bâzı kitaplarda rişte illetine tutulan bir kimse (bu nehirden) piyâde geçse ol illetten kurtulur deyü yazar (Kâtip Çelebi’den Seç.).
ѻ Rişte-i teb: Sıtma hastalığına karşı okunup üflenerek düğümlenen ve hastanın boynuna veya bileklerine bağlanan iplik: Göz yaşımla doladım kollarımı gerdenine / Oldu bu bağlama el-hak yeni bir rişte-i teb (Tâhirü’l-Mevlevî’den). Sâidinde görünen sanma süvâr-ı zerrin / Bağladım ben reg-i cânımdan ona rişte-i teb (Ahmet T. Onay’dan).
● Rişte-füruş (ﺭﺷﺘﻪ ﻓﺮﻭﺵ) birl. sıf. ve i. (Fars. furūş “satan” ile) İplik satan (kimse), iplikçi: Sanatı gerçi rişte-füruşluk olup ehl-i sûk makūlesinden olduğundan kabaca görünür idi (Sâlim Tezkiresi).
● Rişte-var (ﺭﺷﺘﻪ ﻭﺍﺭ) tür. sıf. (Fars. -vār “gibi” ile) İplik gibi: Rahm eyle Zâti’ye rûyu za’ferân olup / Gāyet zaîf ü zerd ü nizâr oldu rişte-vâr (Zâtî).



>>

ç
ğ
ı
ö
ş
ü
â
î
û
Aradığınız sözcük, 16 değişik sözlük türümüz içerisinde farklı anlamlar taşıyabilir. "Yalnızca tam örtüşen sonucu göster" ya da "İçerenleri de göster" seçenekleriyle yeni aramalar yapmanızı öneririz. Saygılarımızla...