21.02.2022, 21:20

DÜNYA TÜRK'ÇEYE MUHTAÇ

Yunus Emre diyor ki: “İlim, ilim bilmektir. İlim, kendin bilmektir.”

Kim olduğunu, ne olduğunu sorgulamaya başlayıp Türk dendiğini öğrenme.

Türk kimdi? Kime Türk denirdi? Diye düşünme.

Ay yıldızlı bayrak taşıyanlar mı? Türkiye’de doğanlar mı? Müslüman olmazsa olmazlar mı?

Hiçbiri yeterince karşılamıyordu.

Türklük binlerce yıl içinde oluşmuş kendine özgü değerleri olan bir yaşantı, bir yaşam biçimiydi. Pekiyi, bu yaşam biçimini binlerce yıldır koruyan ve sürmesini sağlayan neydi?

Bütün yaşantı (kültür) değerlerini barındıran, onu unutturmayan ve sürdüren değer her toplumda ve her dönemde ne bayraktır ne de toprak. Dildir.

Konfüçyüs, “Bir Milleti Yok Edeceksen Önce Dilini yok et” der.

Öyleyse bizim için Türkçe, yaşantımızın (kültür) kaynağı olarak korunmalı ve sürmesi için yaşatılmalıydı.

O zaman Türkçe, bir ülkü (ideal) de olmalıydı.

Pekiyi bu ülkü yalnızca bir kişinin ya da bir toplumun/ulusun kendine dair miydi? Yalnızca bir ülke için miydi? Ya da yalnızca Türkler için miydi?

Ülkemizde de evin yöneticisi (reisi) genelde yaşça büyük olandır, genelde gelir amaçlı çalışandır, genelde evin yasal yükümlülüklerini (kira, fatura vb.) taşıyandır. Evin genci/küçüğü ne denli iyi eğitimli, zeki ya da başarılı olsa da o çocuk evin yöneticisi değildir.

O Halde evin bile yönetimini yaşça büyük olana, en deneyimliye, ya da en eskiye bırakacaksak…

Dünyanın yükümlülüğünü, yürütümünü, yönetimini kime bırakmalı, kimde olmalı? Gence mi? Küçüğe mi? (Yinelemek gerekirse burada kast ettiğim bir yaşantının (kültür) öncelenmesidir. Kişisel ya da kurumsal bir yönetim değil, kuramsal ve yaşantısal bir bakıştan söz etmekteyim.)

Yeryüzünün en eski, en köklü, en geniş coğrafyalarda yaşamış ve yaşatmış Türklük önünde sonunda dünya için (yine) gerekli. Türk duruşu, duyuşu ve düşüncesi…

Dünya kendine egemen yaşantı (kültür) olarak Türklüğü koyamadığı ya da Türkler (titreyip) kendine gelemediği sürece dört bir yanda acılar sürdü/sürecek.

Türklük dediğimiz yaşantı için ise Türk’çe (duymak (hissetmek), düşünmek, bakmak, karar verebilmek) gereklidir.

Atatürk’ün de dediği gibi Türk demek Türkçe demektir.  

Dolayısıyla Türk için Türkçe, Türklük için Türkçe, Dünya için Türkçe, Türk’çe için Türkçe gereklidir.

Türkçe varsa Türk’çe de var olacak demektir.

Büyük Türk Ulusuna olan umut, inanç ancak kaygılarımla...

Yorumlar (0)