07.03.2023, 11:37

HUMANİZM - DEİSİZM VE KÜRESEL TANRICILIK - 1

HUMANİZM – DEİSİZM VE KÜRESEL TANRICILIK ! - 1

“ insan her şeyin ölçüsüdür “ ( Socrates )

Humanizm temeli Antik Yunan’da başlayıp Rönesansa, 4. Sanayi devriminin kusursuz insan yaratma modelinden, küreselcilerin Tanrıcılık oynamaya taşınan bir sürece evrildi. Humanizm kelime olarak kısaca “ insanlık sevgisi “ olarak ifade edilir. Felsefi temelli, objektif bakış anlamına gelen insan odaklı bu dünya görüşüne sahip olanlar, görmezden geldikleri evren ve varlık tasavvuru kavramıyla da tanışmak zorunda. Bu kavramlar evren anlayışı ve insanın varlık aleminde ki yeri olarak anlam bulur. Modern hümanizm insanı, varlığın ve yaşamın merkezine yerleştirirken insanoğlunun din ve Tanrı olmaksızın etik ve ahlaklı olabileceğini, ahlaklı yaşam ve evrenin bilgilerine akıl yoluyla ulaşılabileceğini savunur. İnsanın tüm diğer canlı türlerinden daha özel olduğu düşüncesine karşıdır. Temel hedefi insanda var olan özelliklerin geliştirilmesini, günümüzde ise kusursuz insan modelini yaşama geçirmeyi amaç edinen küresel projeye dönüşmüştür. Bu düşünce orta çağın din merkezli yaşam düşüncesine karşı çıkıp, Rönesans’ın gelişimine katkı sağlar. Ruhlar alemi yani öteki dünya ve Tanrı kavramını kabul etmeyen hümanizm, antik Yunan’ın insan merkezli yaşam izlerini taşır. Hümanist düşüncede kabul gören anlayış insanın Tanrıyı tamamen reddetmese de, sadece kendi aklıyla Tanrıyı arama, evreni anlamaya, hayatını şekillendirmeye çalışmaktır. Bu düşünce, insan yaşamında Rönesans yani aydınlanma, insan aklına güvenme, deney, gözlem ve sorgulama olarak yaşam bulduğu düşünülse de, inanç anlayışında Deisizm’in yoluna döşenen taşlar olarak görmek mümkün. Socrates’in insanı merkeze yerleştirdiği girişte ki cümlesi bazı düşünürlerce zihni karışıklık yaratan bir ifade olarak da görülür. Geleneksel görüşün varlık tasavvurunda ise merkezde insan değil “varlık dairesi” vardır. İnsan ile evren bu dairenin içinde bir bütünlük arz eder. Humanist düşüncede ki insanoğlunun aklı öne alan rasyonel ben- merkezci tutumu ve varlığa bakış açısı değişmediği süreçte, geleneksel görüşte olanlar için siyasal, bilimsel, ve sanatsal alanlarda maddeci yaklaşımın yerine, varlık dairesini koymayan insanoğlunda insancıl yapı, insancıl bir değişim ve insani bütünlük düşünülemez görüşü hakimdir. Humanizm’de Aklın, bilgi kaynaklarından üstün tutulması aklı kutsallaştırırı savunan geleneksel görüş bu durumda“ akıl- hikmet “ ile buluşamaz der. Humanizm gerçekte sevgi çağrıştıran, ruhsal manası olan bireysel, öznel ve düşünsel bir kavram değil, felsefi temelli nesnel, tarafsız bir kavramdır. kısaca Tanrı - merkezli anlayışın terk edilip insan - merkezci bakış açısının yaşam bulmasıdır.

Yorumlar (3)
Emir Şenol 1 yıl önce
EyvAllah
Tan uyar 5 ay önce
Güzel bir yazı olmuş.Tümünü okumadım ancak hızlıca göz gezdirdiğim kadarıyla.
İlerci çağcıl bir yazı.Kutlarım sizi.
Tan uyar 5 ay önce
Güzel bir yazı olmuş.Tümünü okumadım ancak hızlıca göz gezdirdiğim kadarıyla.
İlerci çağcıl bir yazı.Kutlarım sizi.