Aganta Burina Burinata, Halikarnas Balıkçısı, Aganta Burina Burinata Özeti, Aganta Burina Burinata Özet

Aganta Burina Burinata, Halikarnas Balıkçısı, Aganta Burina Burinata Özeti, Aganta Burina Burinata Özet

Aganta Burina Burinata, Halikarnas Balıkçısı, Aganta Burina Burinata Özeti, Aganta Burina Burinata Özet,  Aganta Burina Burinata, Aganta Burina Burinata Halikarnas Balıkçısı, Aganta Burina Burinata Karakterler, Aganta Burina Burinata Kısaca Özeti, Aganta Burina Burinata Kitabı, Aganta Burina Burinata Kitabı Kısaca Özeti, Aganta Burina Burinata Kitabı Özeti, Aganta Burina Burinata Kitabın Özeti, Aganta Burina Burinata Kitap İncelemesi, Aganta Burina Burinata Roman İncelemesi, Aganta Burina Burinata Romanı, Aganta Burina Burinata Romanı Özeti, Aganta Burina Burinata Yorumları, Bakkal Fehmi, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Halikarnas Balıkçısı, Halikarnas Balıkçısı Kitapları, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Süleyman Kaptan, Zeynel Ağa

Mahmut, babası Süleyman Kaptan ile Milas’a gider. Milas’a vardıklarında ahbapları Bakkal Fehmi’nin yanına giderler. Bakkal Fehmi, Süleyman Kaptan’ı çok değişmiş bulur. Bakkal Fehmi’ye göre Süleyman Kaptan’ın gözlerindeki neşe ve canlılık kaybolmuştur. Süleyman Kaptan, Bakkal Fehmi’ye gözlerindeki neşe ve canlılığın kaybolma sebebini açıklar. Süleyman Kaptan’ın kardeşi Davut bir süre önce abisinin kayığına tayfa olarak yazılır. Aynı gün de büyük bir fırtına çıkar ve gemideki herkes fırtınadan etkilenmemek içi yere yatar; fakat Davut yere yatmaz ve dümende dimdik ayakta durarak geminin ilerlemesini sağlamaya çalışır.

Bu sırada rando mançosu, rüzgarda savrularak Davut’un kafasını uçurur. Davut’un başsız vücudu Süleyman Kaptan’ın üzerine düşer her yer kan olur. Zaman geçer hala karaya ulaşamazlar, ceset kokmaya başlar. Ceset kokmaya başlayınca denize atmak zorunda kalırlar. Süleyman Kaptan bu kazadan kendini sorumlu tutar; çünkü onun yeterince sıkı bağlamadığı bir parça Davut’un ölümüne sebep olmuştur. Kardeşinin bir mezarının bile olmasını engelleyen denizi hiç affetmez ve bu sebeple oğlunun da denizci olmasına karşı çıkar. Bakkal Fehmi de olanlara çok üzülür.

Bir gün sonra Süleyman Kaptan ile oğlu Bodrum’a dönerler. Süleyman Kaptan oğlunu Kirpi Halil’in yanına çırak olarak verir. Dükkan oldukça kasvetli, karanlık, dar bir mekandadır. Her ikisi de iyi göremeyen dükkanın iki de müdavimi vardır: Bahçıvan Nusret Ağa ile Kasım Efendi. Nusret Ağa fakir, çok sıkıntı çekmiş biridir. Süleyman Kaptan, oğlunu buraya denizcilikten uzak tutmak için verir. Oysa Kirpi Halil, deniz sevdalısı biridir ve sürekli denizden bahseder. Halil’in anlattığı deniz yaşamı Mahmut’u çok etkiler.

Tamir ettiği ayakkabıları denizcilik terimlerini söyleyerek Mahmut’a gösterir. Mahmut, burada herkesle dost olur. Mahmut aynı zamanda mahalle mektebine de devam eder. Mektebi ve hocayı hiç sevmeyen Mahmut ödevlerini yapmaz bu yüzden hep azar işitir hatta bazen dayak bile yer. Öğretmen ders anlatırken Mahmut deniz hayali kurar. Yakın arkadaşı ve aynı zamanda komşularının kızı olan Fatma onun bu haline çok üzülür. Mahmut’un mektepte yine falakaya yatırıldığı birgün Fatma babasıyla çıkacağı balığa Mahmut’u da davet eder.

Mahmut da babasından zar zor izin alarak büyük bir sevinçle Fatma’nın teklifini kabul eder. Gece denizde balık tutmak Mahmut için en güzel olaydır. Fatma ve babası bir de Mahmut giderler. Fırtına çıktığı için yeteri kadar balık tutamazlar karaya da kürek çekerek ancak sabaha doğru ulaşırlar. Mahmut ilk kez, denizin vefasızlığı ile karşılaşır. Mahmut bir kez daha onlarla balığa çıkınca denizin onun için vazgeçilmez olduğunu anlar ve mektebi bırakır. Babası ise denizden nefret etmekte, oğlunun istikbalini düşünmektedir. Mahmut, babasının uzun süreliğine sefere çıkmasından yararlanarak denize çıkmaya devam eder.

Küçük amcası, cimri Hakkı Reis’in gemisine yazılır. Özlediği açık denizlere doğru yol almaya başlar. Denizde macera dolu günler geçirir. Fırtınada ölen tayfaların nasıl denize atıldığına şahit olur. Amcası Hakkı Reis’in tayfalara ve kendisine acımasız tavrı onu zaman zaman yıldırır. Mahmut, denizdeyken annesinden bir mektup alır. Babası gemisiyle birlikte bir seferde yaşamını yitirmiş ve bütün serveti olan gemisi yok olmuştur; artık evgeçindirme görevi Mahmut’a kalmıştır. Okudukları karşısında Mahmut’un dünyası başına yıkılır. Bir sefer sırasında Mahmut’u denizde gören babasının dolu gözlerini acı acı bakışını hatırlar.


Babasının okşayıcı, sevgi dolu bir ifadeyle oğluna “Neden böyle ettin?” sözleri altında ezilir. Mahmut, bundan sonra annesine bakmak zorundadır. Ne var ki eline geçen para ile karnını bile doyuramamaktadır. Bir gün cimri amcası ile de tartışarak onun gemisinden ayrılır. Farklı gemilerle değişik yerlere gitmeye başlar. Delikanlı olmaya başlayan Mahmut annesini de kaybeder. Zamanla denizin haşin yüzü ile karşılaşır. Maddi zorluklar, sıkıntılı bir hayat onu zorlar. Memleketini, sakin bir hayatı, Erkek Fatma ile evliliği hayal etmeye başlar ve memleketine dönmeye karar verir.

Memleketine döndüğünde, ilk işi Fatma’nın babaevine evine gitmek olur. Köyde her şey değişmiştir. Fatma ile görüşemez. Bazı esrarengiz olaylar hisseder. Fatma ile nihayet karşılaşır. Fatma, eski Fatma değildir. Bir balık seferinde, onu kötü emellerine alet edemeyen bazı adamların yüzüne sıktığı kurşunla yüzünün yarısı parçalanmış, gözünün biri akmıştır. Mahmut, Fatma’yı çok sevdiği için her şeye rağmen onunla evlenmek istediğini, memlekete onun için döndüğünü anlatır. Fatma, sonra konuşalım, diyerek ondan ayrılır. Ertesi gün Fatma onun hayatını mahvetmemek için köyü terk eder.

Mahmut onu çok arar fakat bulamaz. Mahmut, tekrar denize dönmeye hazırlanırken bir teklifle karşılaşır. Köyün zenginlerinden Zeynel Ağa, kızı Ayşe ile evlenmesini teklif eder. Yalnız denizlere sonsuza kadar veda edecektir. Ayşe ile Mahmut evlenirler. Varlıklıdırlar. Önce çok mutlu olurlar. Mahmut, özlediği sakin hayata kavuşmuştur. Bahçede sebze meyve yetiştirir. Bir çocukları olacakken çocuk düşer. Gün geçtikçe Mahmut bir toprak adamı olamayacağını anlar. Denizleri her türlü zorluğuna rağmen çok özler. Nihayet bir gün ailesini, zenginliklerini feda ederek asıl sevgilisi olan denizi sonsuza dek tercih eder.


Yayına hazırlayan: Neslihan KUTLU

Arka Kapak Bilgisi

Balıkçılar, sünger avcıları, dalgıçlar, gemiciler… Halikarnas Balıkçısı hikâye ve romanlarında deniz insanlarını bize tanıtırken, “denize bağlı olarak güzelliği, özgürlüğü, başkaldırıyı, insanoğlunun geçmişteki ve gelecekteki arayışlarını, kayıplarını, bunalımlarını, korkularını; ışığı kırar gibi kendiliğinden, alabildiğine etkin bir anlatımla ortaya koyarak, çağdaş insancıl bakışla eski uygarlıklar arasındaki bağları da göstermiştir.”

Balıkçı’nın ilk romanı olan Aganta Burina Burinata, yazarın şiirli ve müzikli dilinin, doğa ve insan sevgisinin, tanıtım ve duygusal gücünün en güzel örneklerinden biridir.

Kitap Bilgileri

Adı: Aganta Burina Burinata
Yazarı: Halikarnas Balıkçısı
Sayfa Sayısı: 192
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Basım Yılı: 1995

Kitabın Konusu

1945 yılında yayınlanan roman Halikarnas Balıkçısı’nın eserlerinin genel özelliklerini yansıtır. Romanda, deniz sevgisi, denizin çekiciliği, denizcilerin yaşadığı zorluklar, güzellikler, genel olarak denizdeki yaşam bir kahraman vasıtasıyla anlatılır. Eserde, deniz bir başkahraman gibi işlenmiş, bu yüzden yayınlandığı zaman çok ilgi görmüştür. Anı biçiminde yazılmıştır.

Kitabın Ana Fikri

Yanlızlık insanlara karşı kullanılabilecek en büyük silahtır.

“Halikarnas Balıkçısı” – Hakkında Bilgi

1886-1973 yılları arasında yaşamıştır. İstanbul’da Robert Koleji’ni bitirdikten sonra Oxford Üniversitesi Yeni Çağlar Ta­rihi Bölümü’nde öğrenim görmüştür. Türkiye‘ye döndükten sonra, Resimli Ay, İnci dergilerinde yazılar yazmış, karikatürler çizmiştir. Bir eserinde halkı savaş aleyhine kışkırttığı gerekçe­siyle üç yıl Bodrum’a sürülmüştür. Cevat Şakir Kabaağaçlı, daha sonra İstanbul’a dönmeyip İzmir’e yerleşmiştir. Hayatını gazetecilik ve turist rehberliği yaparak kazanmıştır.

Cevat Şakir Kabaağaçlı, deniz hikâyeleri ile tanınmıştır. Ege ve Akdeniz kıyılarındaki olaylardan esinlenerek eserler yazmıştır. Denizciler, balıkçılar, sünger avcıları, denize karşı hayranlığını konu edinmiştir.

Başlıca eserleri; Ege Kıyıların­dan, Merhaba Akdeniz, Gülen Ada, Mavi Sürgün, Turgut Re­is. Deniz Gurbetçileri, Merhaba Anadolu, Ötelerin Çocuğu, Sonsuzluk Sessiz Büyür, Anadolu Tanrıları’dır.

Etiketler: Aganta Burina Burinata, Aganta Burina Burinata Halikarnas Balıkçısı, Aganta Burina Burinata Karakterler, Aganta Burina Burinata Kısaca Özeti, Aganta Burina Burinata Kitabı, Aganta Burina Burinata Kitabı Kısaca Özeti, Aganta Burina Burinata Kitabı Özeti, Aganta Burina Burinata Kitabın Özeti, Aganta Burina Burinata Kitap İncelemesi, Aganta Burina Burinata Roman İncelemesi, Aganta Burina Burinata Romanı, Aganta Burina Burinata Romanı Özeti, Aganta Burina Burinata Yorumları, Bakkal Fehmi, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Halikarnas Balıkçısı, Halikarnas Balıkçısı Kitapları, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Süleyman Kaptan, Zeynel Ağa

Yorumlar (0)