Kaşağı Hikaye Özeti, Ömer Seyfettin

Kaşağı Hikaye Özeti, Ömer Seyfettin

 
Kaşağı hikayesi , Ömer Seyfettin’in en bilindik hikayelerinden biridir. Diğer bazı hikayelerinde olduğu gibi çocukluk anılarından yola çıkmıştır. Eserde anlatıcı kendisidir. Hikayedeki Ömer kendisidir.


Ömer Seyfettin Eser Özetleri


TÜRÜ : Hikaye

YAZAR: Ömer Seyfettin

ÖNEMİ:

Yazarın çocukluk anılarından yola çıkarak oluşturduğu hikayedir. Lirizm, acı, pişmanlık, vicdan azabı ve ders çıkarmanın ön plana çıktığı bu eser bugün MEB 100 Temel Eserler listesinde yer alır. Hikaye yazarın otobiyografik özelliğini taşımaktadır.

KONUSU:

Hikaye minik bir yalan sonucu doğan büyük sonuçların bedelini anlatmaktadır. Bazen üstlenilmek istenilmeyen suçları başkalarının üzerine atmak daha kolaydır, bu hikayede tamamen bunu görüyoruz. Yazar ve küçük kardeşi arasındaki iftira olayı ve kardeşinin hastalanıp ölmesi sonucu yazarın çektiği vicdan azabı ana konudur.

ŞAHIS KADROSU:


Ömer (Yazar ) : Kendisinin kırdığı kaşağıyı, babasından korkup kardeşi Hasan’ın kırdığını söyler. Suçunu kardeşinin üzerine atar. Hikayenin sonunda kardeşi ölünce vicdan azabı çeker.

Hasan : Ömer’in tatlı kardeşidir. Yapmadığı bir suç üstüne atılır ve Ömer’in çekmesi gereken cezayı kendisi çeker. Hikayede Kuşpalazı hastalığına yakalanır ve ölür.

Baba : Hasan ve Ömer’in babasıdır. Aslında evlatları tarafından çok sevilir fakat bir o kadar da korkulur. Otoriter bir babadır.

Anne : Hasan ve Ömer’in annesidir. Arada İstanbul’a gidip hediyelik eşyalar alıp gelir.
 
Dadaruh : Babalarının seyisidir. Atlardan sorumlu yaşlı bir adamdır. Çocuklar onun yanında ve atlarla zaman geçirmeyi severler.

Pervin : Evin hizmetlisidir. Sulu gözlü duygusal , yalan söylemeyen biridir.

Kaşağı Hikaye Özeti

Yazarın küçük bir çocuk olduğu dönemde ailesiyle büyük bir çiftlikte yaşarlar. Ömer çiftlikteki hayvanlar arasında en çok atları sever , bir de atları kaşağılamayı sever.Fakat atlardan sorumlu hizmetçileri Dadaruh, Ömer’e izin vermez çünkü Ömer’in boyu atların karnına bile zor yetişmektedir.

Bir gün evdekiler ortada pek yokken Ömer annesinin İstanbul’dan alıp yolladığı çok değerli bir kaşağıyı alıp atların yanına gider.

Kaşağı daha hiç kullanılmamış olduğu için Ömer atlara dokunduğu anda atlar huysuzlanır. Ömer kaşağının dişlerini duvara sürterek dişlerini köreltmeye çalışır. Atların yanına gider fakat kaşağının dişleri bozulmuş daha kötü olmuştur. Ömer de sinirlenip çok değerli kaşığısını alıp büyük bir taşla ezer ve çeşmenin yanına atar.

Akşam babası çeşmenin oradan geçerken kaşağıyı görür ve ev halkını bir araya toplayıp kimin yaptığının hesabını sorar. Kimse suçu üstlenmez sıra Ömer’e gelince o da kardeşi Hasan’a suçu atar.

Hasan kendisinin yapmadığını söylese de babaları yalan söylediğini düşünür ve Hasan babasından hem yalan söylediği için hemde kaşağı için bir tokat yer. Hasan ceza alır ve bir odada babası diyene kadar çıkmayacaktır. Zavallı Hasan o odada üzüntüsünden kuşpalazı hastalığına yakalanır.

Ömer ise kardeşi günden güne hastalığın pençesindeyken vicdan azabı çekip kardeşi Hasan ile helalleşmek ister. Pervin ise bugün yarın diyerek erteler ve bir sabah uyandıklarında Hasan ölmüştür.

Yazan: Meryem Sayan

Yorumlar (0)